Ruhgöçü Yaşamın Sırlarının Anahtarı Mı?
Daha önce hiç yaşadınız mı?
Öldükten sonra herhangi bir yaşam biçiminde tekrar yaşayacak mısınız?
Bu sorular ruhgöçü öğretisini çağrıştırabilir.
Ana Britannica “ruhgöçü”nü şöyle tanımlar: “Reenkarnasyon olarak da bilinir, dinsel ve felsefi düşüncede, ruhun ölümünden sonra insan, hayvan ve bazı durumlarda da bitki biçiminde bir ya da daha çok kez yeniden doğması.”
Ruhgöçü Budacılık, Hinduizm, Caynacılık ve Sihlik gibi özellikle Hindistan kökenli Doğu dinlerinde önemli bir rol oynar. Örneğin, Hindistan’daki Hindular arasında yaşam, ölümle yeniden doğuş arasında sürekli bir devir olarak görülür.
Ne var ki, son zamanlarda ruhgöçü fikri, Batı Yarımkürede yaşayan gençler de içinde olmak üzere birçoklarını büyülemeye başladı. Kanada’nın Sunday Star gazetesinin bir köşe yazarına göre, bu ilginin en büyük nedeni, “1960’lardan başlayarak, Doğu’nun dinsel düşüncelerinin Batı toplumu üzerinde yarattığı etkinin sonucudur.”
Ruhgöçüne duyulan ilginin başka bir nedeni, bazı ünlülerin daha önce bir veya birkaç kez yaşamış olduklarını önemle ve ciddiyetle savunmuş olmalarıdır. Doktorlar ve öğretmenler gibi çeşitli meslek sahiplerinin yanı sıra, radyo, TV, dergiler ve diğer haber araçları da ruhgöçüne ilgi göstermektedir.
Bütün bunlar merakı daha da körüklüyor. Böylece, yapılan bazı kamuoyu yoklamalarına göre, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da yaşayanların dörtte biri ruhgöçünü bir ölçüde kabul ettiğini söylüyor.
Önceki Yaşam Deneyimleriyle İlgili İddialar
Oyuncu Shirley MacLaine, Phyllis Battelle’in Ladies’ Home Journal dergisinde kendisiyle yaptığı röportajda, zaman akışı içinde geriye doğru birçok “seyahatler” yaptığını iddia etti. “Önceki yaşamlarımdan birçoklarını anımsıyorum—bazen erkek bazen de kadın olarak yaşadım” dedi.
Dr. Raymond Moody, Coming Back adlı kitabında öğrencileri ve başka kişiler arasında yaptığı deneyleri anlatıyor. Bu kişileri hipnoz yoluyla, doğumlarından önceki zamanlara geri götürdüğünü ve onların, daha önceki yaşamlarına ait anıları olduğunu iddia ettiklerini söylüyor. Biri, Eskimo topluluklarının birinde Eskimo olarak yaşamış olduğunu söylüyor. Bir diğeri, binlerce yıl önce ‘taş devrinde’ yaşadığını ileri sürüyor.
Dr. Moody kendisinin de geçmişte dokuz kez yaşadığını iddia ediyor. Bunlar, bir tür “tarih öncesi insanı” olarak ağaçların tepesindeki yaşamdan, Roma İmparatorluğu zamanında arenada aslanların saldırısıyla öldürüldüğünü söylediği yaşama kadar çeşitlilik gösteriyor.
Meraklı kişileri hipnoz yoluyla, doğumlarından önceki varsayımsal bir zamana geri götürmek, başkaları için yararlı bir yöntem olarak da tanımlanıyor. Doktorlar bunu ruhsal bozuklukların tedavisinde kullanıyorlar. Kişilerin geçmiş yaşamlarındaki problemlerine eğilinerek gizemli fobilerinden kurtarılabildikleri iddia ediliyor. Bu fikir ne ölçüde geçerlidir?
Yarı Ölü Duruma Gelme Konusunda Anlatılanlar
Bazı kişilerin yarı ölü duruma gelmekle ilgili anlattıkları deneyimler de ruhgöçü fikrinin yaygınlaşmasına yaradı. Life After Life kitabında Dr. Moody yarı ölü duruma gelmiş 50 kişinin deneyimleriyle ilgili bulgularını anlatıyor.
Deneyimleri farklı farklı olsa da, Moody onların yine de belli bir kalıp oluşturduklarını düşünüyor. Bu kimselerin hepsi de uzun karanlık bir tünelde seyahat ediyormuş gibi bir duyguya kapıldılar. Kendilerini bedenlerinden çıkıp boşlukta serbestçe uçuyormuş gibi hissettiler. Bu tünelde yukarıdaki çok parlak bir ışığa doğru hızla yaklaştıklarını hissettiler ve tünelin sonunda uzun zaman önce ölmüş olan aile üyelerini gördüler. Sonunda uyandıklarında yine kendi eski bedenleri içindeydiler. Fakat, herkes sırasıyla bütün bu sahneleri yaşamadı.
Bu gibi deneyimler yaşayan kişiler üzerinde bunların çok olumlu etkileri olduğu iddia edilir. Eğer bu doğru ise, bunun onların ölüm korkusunu atmalarına yardımcı olması ve onlara yaşamın bir anlamı olduğuna ilişkin güven vermesi gerekir. Oysa bu her zaman olmuyor. Birçokları ölüm korkusunu taşımaya ve yaşamın gerçek bir anlamı olduğuna ilişkin güven eksikliği duymaya devam ediyor.
Ruhgöçüne inananlar, böyle deneyimlerle insan canının değişik yaşam biçimlerinde yeniden doğduğu fikrine destek bulduklarını söylerler. Fakat bu doktrine inanılabilir mi? Ruhgöçü gerçekten yaşamın sırlarına açılan kapının anahtarı mı? Daha önce hiç yaşadınız mı? Tekrar yaşayacak mısınız? İnsanın ölüm sırasında bedeninden ayrılan bir ruhu var mı? Bu gibi sorulara bir yanıt bulabilir miyiz? Gelecek makalelerde bu sorular ele alınacak.
[Sayfa 4’teki pasaj]
Ruhgöçü Doğu dinlerinin temelidir
[Sayfa 4’teki resim]
Hinduların yaşam çemberi