Ağıtlar
א [Alef]
ב [Bet]
2 Ağırlığınca saf altın eden, Sion’un değerli oğulları,+
Nasıl da çömlekçi elinden çıkmış toprak küpler sayıldı!+
ג [Gimel]
3 Çakallar bile yavrularına meme verir, onları emzirir.
ד [Dalet]
ה [He]
5 Eskiden güzel yiyecekler yiyenler sokaklarda şaşırıp kaldı.+
Al kumaşlar üzerinde büyütülmüş olanlar,+ kül yığınlarına sarıldılar.+
ו [Vav]
6 Halkım kızının işlediği suçun cezası, Sodom’un günahına verilenden de büyük oldu,+
O ki sanki bir anda altüst olmuş, yardım eli uzatan çıkmamıştı.+
ז [Zayin]
ח [Het]
8 Görünüşleri kömürden de kara oldu. Sokaklarda tanınmaz oldular.+
Derileri kemiklerine yapıştı,+ bir ağaç kadar kurudu.
ט [Tet]
9 Kılıçla telef olanların+ hali açlıktan ölenlerden+ iyi,
Çünkü tarlalarda ürün olmadığından kırılıyor, eriyip gidiyorlar.
י [Yod]
10 Merhametli kadınlar çocuklarını kendi elleriyle pişirdi.+
O çocuklar yıkım zamanında halkım kızına yas yemeği oldu.+
כ [Kaf]
11 Yehova tüm gazabını gösterdi.+ Yakıcı öfkesini üzerlerine boşalttı.+
Ve Sion’un içinde, temellerini yiyip bitiren bir yangın tutuşturdu.+
ל [Lamed]
12 Dünyanın kralları ve yeryüzünde yaşayanlar,
Yeruşalim kapılarından hasmın, düşmanın gireceğine+ inanmazdı.+
מ [Mem]
13 Peygamberlerinin günahları, kâhinlerinin kötülüğü yüzünden bu oldu,+
Çünkü şehrin ortasında doğru kişilerin kanını dökmüşlerdi.+
נ [Nun]
14 Sokaklarda körler gibi+ dolaştılar.+ Kanla kirlendiler,+
Öyle ki giysilerine kimse dokunamaz oldu.+
ס [Sameh]
15 Onlara “Yoldan çekilin! Kirlisiniz!”+ diye bağırdılar. “Yoldan çekilin! Çekilin! Dokunmayın!”+
Yersiz yurtsuz kaldılar+ ve oradan oraya dolaştılar.+ Milletler, “Onlar artık aramızda yaşamasın” dediler.+
פ [Pe]
16 Yehova onları dağıttı.+ Yüzlerine bir daha bakmayacak.+
İnsanlar kâhinleri bile saymayacak.+ Yaşlılara da insaf etmeyecekler.+
ע [Ayin]
17 Hayattayız ama boş yere yardım beklemekten gözlerimizin feri sönüyor.+
Bizi kurtaramayacak bir milletin yolunu gözledikçe gözledik.+
צ [Tsade]
18 İzimizi sürüyorlar+ ki meydanlarımızda dolaşan kalmasın.
Sonumuz yaklaştı. Ömrümüz bitti, çünkü sonumuz geldi.+
ק [Kof]
19 Peşimize düşenler gökteki kartallardan çevik çıktı.+
Dağlar üzerinde bizi amansızca kovaladılar.+ Çölde bizim için pusuya yattılar.+
ר [Reş]
20 Burnumuzdaki hayat nefesi,+ Yehova’nın mesihi,+ onların büyük çukurunda esir kaldı,+
Biz ki onun için, “Milletler arasında onun gölgesinde+ yaşayacağız”+ derdik.
ש [Sin]
21 Ey Edom kızı,+ Uts diyarında+ otur, sevinçten coş.+
Bu kâse sana da gelecek.+ Sarhoş olacaksın, soyunup çıplak kalacaksın.+
ת [Tav]