İsa’nın Yeryüzündeki Son Günlerini Yeniden Yaşamak
TARİH MS 33, Yahudi takvimine göre Nisan ayının 7. günü. Roma İmparatorluğunun Yahudiye eyaletindeki olayları izlediğinizi hayal edin. Eriha’yı ve yemyeşil çevresini arkada bırakan İsa Mesih ve öğrencileri, tozlu, dolambaçlı bir yolda ağır ağır ilerliyorlar. Yıllık Fısıh kutlaması için başka birçok yolcu da Yeruşalim yolunu tırmanıyor. Ancak, İsa’nın öğrencilerinin zihnini, yorucu tırmanıştan daha fazla meşgul eden başka bir şey var.
Yahudiler, kendilerini Roma boyunduruğundan kurtaracak Maşiah’ı özlemle beklemekteydiler. Birçok kişi Nasıralı İsa’nın uzun zamandır beklenen bu Kurtarıcı olduğuna inanıyor. Üç buçuk yıl boyunca İsa, Tanrı’nın Gökteki Krallığı hakkında konuşmuş, hastaları iyileştirip, aç insanları doyurmuştu. Evet, o insanlara teselli kaynağı olmuştu. Fakat dinsel liderler İsa’nın kendilerine yönelttiği sert ve yaralayıcı suçlamalardan tedirgindiler ve onu öldürtmeye karar vermişlerdi. Yine de İsa, sıcaktan kavrulan bu yolda, öğrencilerinin önü sıra kararlı adımlarla ilerliyor.—Markos 10:32.
Güneş önlerinde beliren Zeytinlik Dağının ardında batarken, İsa ve yol arkadaşları altı gece geçirecekleri Beytanya köyüne varıyorlar. Burada onları sevgili dostları Lazar, Meryem ve Marta karşılıyor. O günün akşamı, onları bunaltıcı yolculuktan kurtaran bir serinlik getiriyor ve 8 Nisan Sebt gününün başladığına işaret ediyor.—Yuhanna 12:1, 2.
9 Nisan
Sebt gününün ardından, Yeruşalim hummalı bir faaliyet içinde. Binlerce ziyaretçi şehre Fısıh kutlaması için önceden gelmiş. Fakat kulaklarımıza gelen bu yoğun gürültü, yılın bu zamanında görülen olağan bir durum değil. Meraklı kalabalıklar şehir kapılarına doğru dar sokaklardan hızla koşuyorlar. Kalabalıktan tıkanmış kapılarda kendilerine itiş kakış yol açıp çıkan insanlar etkili bir görüntüyle karşılaşıyorlar! Coşkun bir sevinç içindeki birçok insan, Beytfaci yolu üzerindeki Zeytinlik Dağından aşağı doğru yol alıyor. (Luka 19:37) Tüm bunların anlamı nedir?
Bakın! Nasıralı İsa bir sıpa üzerine binmiş geliyor. İnsanlar giysilerini çıkarıp onun yoluna seriyorlar. Başkaları da yeni kesilmiş hurma dallarını sallayarak, “Rabbin ismile gelen İsrailin Kıralı mubarek olsun!” diye sevinçle bağırıyorlar.—Yuhanna 12:12-15.
Kalabalık Yeruşalim’e yaklaşırken, İsa şehre bakıp büyük bir duygu yoğunluğu yaşıyor. Gözlerinden yaşlar dökülmeye başlıyor; ve bu şehrin yıkıma uğrayacağına ilişkin sözleri duyuluyor. İsa kısa bir süre sonra mabede vardığında, kendisine gelmiş kalabalık insan gruplarına öğretim veriyor, körleri ve topalları iyileştiriyor.—Matta 21:14; Luka 19:41-44, 47.
Bu, önde gelen kâhinlerle yazıcıların dikkatinden kaçmıyor. Onlar İsa’nın yaptığı olağanüstü şeyleri ve kalabalıkların coşkun sevincini görünce çok sinirlenmişlerdir. Öfkelerini gizleyemeyen Ferisiler “Öğretmen, öğrencilerini azarla!” diyerek İsa’dan talepte bulunuyorlar. İsa şöyle karşılık veriyor: “Bunlar susacak olsa, taşlar bağıracaktır!” Oradan ayrılmadan önce, İsa mabette yürütülen ticari faaliyetlere dikkat ediyor.—Luka 19:39, 40, Müjde; Matta 21:15, 16; Markos 11:11.
10 Nisan
İsa erkenden mabede geliyor. Bir önceki gün, Babası Yehova Tanrı’ya pak şekilde tapınmanın bir kazanç kapısı haline getirilmiş olmasına öfkelenmekten kendini alamamıştı. Bu nedenle, mabette alım satım işiyle uğraşan kişileri coşkun bir gayretle dışarı atmaya başlıyor. Ve sonra para değişimi işiyle uğraşan açgözlülerin masalarıyla güvercin satanların tezgâhlarını devirip şöyle haykırıyor: “‘Benim evime dua evi denilecek,’ diye yazılıdır; fakat siz onu haydut ini yapıyorsunuz.”—Matta 21:12, 13.
Önde gelen kâhinler, yazıcılar ve önemli şahıslar İsa’nın yaptıklarını ve halka verdiği öğretimi nefretle karşılıyorlar. Onu öldürmek için nasıl da yanıp tutuşuyorlar! Fakat halk İsa’nın öğrettiklerinden etkilendiği ve ‘onu can kulağıyla dinlediği’ için bir şey yapamıyorlar. (Luka 19:47, 48, Müjde) Akşama doğru, İsa ve arkadaşları o gece iyice dinlenmek üzere Beytanya’ya dönerken zevkli bir yürüyüş yapıyorlar.
11 Nisan
Sabahın ilk saatleri; İsa ile öğrencileri Zeytinlik Dağından geçerek Yeruşalim’e doğru yola koyulmuşlar bile. Mabede vardıklarında önde gelen kâhinler ve ihtiyarlar hemen İsa’nın önüne dikiliyorlar. Onun mabetteki sarraflara ve tüccarlara yaptıkları hâlâ akıllarında. İsa’nın düşmanları kindar bir tavırla soruyorlar: “Bu şeyleri ne salâhiyetle yapıyorsun? ve sana bu salâhiyeti kim verdi?” İsa da onlara, “ben de size bir söz soracağım, onu bana söylerseniz, bu şeyleri ne salâhiyetle yaptığımı ben de size söylerim” diyor. “Yahyanın vaftizi neredendi? Gökten mi, yahut insanlardan mı?” Muhalifleri aralarında şöyle konuşuyorlar: “Eğer gökten dersek, bize diyecek: Öyle ise, niçin ona iman etmediniz? Fakat insanlardan dersek, halktan korkarız, çünkü hepsi Yahyayı peygamber sayarlar.” Şaşkınlık içinde, belli belirsiz şu cevabı veriyorlar: “Bilmiyoruz.” İsa da onlara sakin bir tavırla karşılık veriyor: “Ben de size bu şeyleri ne salâhiyetle yaptığımı söylemem.”—Matta 21:23-27.
Düşmanları bu kez de kendisine tutuklanmasını sağlayacak bir şey söyletmek için İsa’yı tuzağa düşürmeye uğraşıyorlar. Şöyle soruyorlar: “Kaysere vergi vermek caiz mi, yahut değil mi?” İsa şu karşılığı veriyor: “Bana vergi parasını gösterin.” Ve soruyor: “Bu suret ve yazı kimindir?” Onlar, “Kayserin” diyorlar. O zaman İsa herkesin işitebileceği şekilde, net bir yanıt vererek onların planlarını boşa çıkarıyor: “Öyle ise, Kayserin şeylerini Kaysere, ve Allahın şeylerini Allaha ödeyin.”—Matta 22:15-22.
Çürütülemez bir muhakeme ile düşmanlarını susturan İsa, şimdi kalabalıklar ve öğrencileri önünde karşı saldırıya geçiyor. Onun yazıcı ve Ferisileri korkusuzca kınamasını dinleyin: “Onların işlerine göre yapmayın; çünkü söylerler, ve yapmazlar.” İsa, “Vay başınıza!” diye başlayan bir dizi suçlamayla onları cesaretle kör kılavuzlar ve ikiyüzlüler olarak tanıtıyor ve “Siz, ey yılanlar, siz, ey engerekler nesli! cehennem hükmünden nasıl kaçacaksınız?” diyor.—Matta 23:1-33.
İsa’nın onları böylesine sert bir dille kınaması, başkalarının iyi niteliklerinin farkında olmadığı anlamına gelmiyordu. Daha sonra kendisi mabette hazine sandıklarına para atan insanları gördü. Muhtaç durumdaki dul bir kadını, çok değersiz iki madeni paradan oluşan tüm varlığını sandığa atarken görmek ne kadar dokunaklıydı! İsa sıcak bir takdirle aslında bu kadının, “kendi fazlalarından” büyük bağışlarda bulunan kişilerden daha çok şey attığına dikkat çekiyor. Bir kimsenin elinden gelen her ne ise, İsa buna karşı şefkatle derin bir takdir duyuyor.—Luka 21:1-4.
İsa şimdi mabetten bir daha gelmemek üzere ayrılıyor. Öğrencilerinden bazıları “güzel taşlarla ve takdimelerle süslenmiş” bu yapının ihtişamına dikkat çekiyorlar. İsa onları şaşırtan bir karşılık veriyor: “Günler gelecek ki, o vakit burada yıkılmadık taş üstünde taş bırakılmıyacaktır.” (Luka 21:5, 6) Resuller bu kalabalık şehirden İsa’nın ardı sıra çıkarken, onun ne demek istemiş olabileceğini merak ediyorlar.
Biraz sonraysa, İsa ve resulleri oturup, Zeytinlik Dağının sakin ortamının keyfini çıkarıyorlar. Yeruşalim’in ve mabedin oluşturduğu muhteşem manzaraya bakarlarken, Petrus, Yakub, Yuhanna ve Andreas, İsa’dan geleceğe yönelik bu şaşırtıcı sözlerini açıklamasını istiyorlar. “Bize söyle” diyorlar, “bu şeyler ne zaman olacak, ve senin gelişine ve dünyanın sonuna alâmet ne olacak?”—Matta 24:3; Markos 13:3, 4.
Usta öğretmenin verdiği cevap gerçekten dikkate değer bir peygamberliktir. Şiddetli savaşlar, depremler, kıtlıklar ve salgın hastalıkları önceden bildiriyor. İsa aynı zamanda Gökteki Krallığın iyi haberinin tüm dünyada vaaz edileceğini de söylüyor. Ve sonra şu uyarıda bulunuyor: “O zaman büyük sıkıntı olacaktır ki, dünyanın başlangıcından şimdiye kadar olmamıştır, ve hiç olmıyacaktır.”—Matta 24:7, 14, 21; Luka 21:10, 11.
İsa ‘hazır bulunuşunun alametinin’ diğer yönlerini anlatırken dört resul dikkatle dinliyor. Kendisi ‘uyanık olmanın’ gereğini vurguluyor. Neden? “Çünkü” diyor, “Rabbinizin hangi gün geleceğini bilmezsiniz.”—Matta 24:42; Markos 13:33, 35, 37.
O gün İsa ve resulleri için unutulmaz bir gün olmuştur. Aslına bakılırsa o gün, İsa’nın tutuklanıp yargılanmasından ve idam edilmesinden önce, halka yönelik hizmetinin son günüdür. Artık vakit geç olmaya başladığından, tepenin biraz ötesinde bulunan Beytanya’ya doğru yürümeye koyulurlar.
12 ve 13 Nisan
İsa 12 Nisan’da öğrencileriyle sakin bir gün geçiriyor. Dinsel liderlerin kendisini öldürmek için her şeyi göze aldıklarının farkındadır ve onların kendisini ertesi akşam yapılacak Fısıh kutlamasından alıkoymalarını istemiyor. (Markos 14:1, 2) Ertesi gün, 13 Nisan’da, halk Fıshın son hazırlıklarıyla meşgul. Öğle sonrasının ilk saatlerinde İsa, Yeruşalim’de yukarı katta bulunan bir odada kendileri için Fıshı hazırlamaları amacıyla Petrus ve Yuhanna’yı gönderiyor. (Markos 14:12-16; Luka 22:8) Güneş batmadan az önce İsa ve on resul, birlikte yapacakları son Fısıh kutlaması için diğer ikisiyle orada buluşuyorlar.
14 Nisan, Günbatımından Sonra
Dolunay Zeytinlik Dağı üzerinden yükselirken, alacakaranlığın yumuşak ışığı Yeruşalim’i sarıyor. Döşeli geniş bir odada İsa ve 12’ler daha önce hazırlanmış bir sofraya oturuyorlar. İsa şöyle diyor: “Ben elem çekmezden önce bu Fıshı sizinle beraber yemeği çok arzuladım.” (Luka 22:14, 15) Az sonra İsa’nın kalkıp esvabını çıkararak bir kenara koyması öğrencilerini şaşırtıyor. Bir havlu ile bir leğen su alıp onların ayaklarını yıkamaya başlıyor. Bu, alçakgönüllülükle hizmet etmek konusunda gerçekten unutulmaz bir derstir.—Yuhanna 13:2-15.
Ancak, İsa bu adamlardan birinin, Yahuda İskariyot’un, kendisini dinsel liderlerin eline vermek için düzen kurmuş olduğunu biliyor. Doğal olarak da büyük bir üzüntü duyuyor. “Sizden biri beni ele verecektir” diye açıklıyor. Resuller bunun üzerine çok üzülüyor. (Matta 26:21, 22) Fıshı kutladıktan sonra, İsa Yahuda’ya, “yaptığını çabuk yap” diyor.—Yuhanna 13:27.
Yahuda yanlarından ayrılır ayrılmaz, İsa çok yakın olan ölümünün anılması için bir yemek başlatıyor. Bir somun mayasız ekmek alıp şükran duası ettikten sonra somunu parçalayıp 11’lere bu ekmekten almalarını söylüyor. “Bu sizin için verilen benim bedenimdir; bunu benim anılmam için yapın” diyor. Sonra bir kâse şarap alıyor. Şükrettikten sonra, kâseyi onlara da ileterek içmelerini söylüyor. İsa şunları ekliyor: “Bu benim kanım, günahların bağışlanması için bir çokları uğrunda dökülen ahdin kanıdır.”—Luka 22:19, 20; Matta 26:26-28.
Bu çok önemli akşam boyunca İsa, sadık resullerine birçok değerli ders veriyor; bunların en önemlilerinden biri de kardeş sevgisidir. (Yuhanna 13:34, 35) Kendileri için bir “yardımcı” olacak mukaddes ruhu alacaklarına ilişkin onlara güvence veriyor. Mukaddes ruh onlara anlattığı her şeyi akıllarına getirecektir. (Yuhanna 14:26) Akşamın daha sonraki saatlerinde İsa’nın onlar için yaptığı hararetli dua resullerini çok yüreklendirmiş olmalı. (Yuhanna 17. bap) Hamt ilahileri söyledikten sonra, yukarı kattaki odadan ayrılıp, İsa’nın peşinden geceyarısının serin karanlığına dalıyorlar.
Kidron Vadisini geçen İsa ve resulleri, en sevdikleri yerlerden biri olan Getsemani bahçesine doğru yöneliyorlar. (Yuhanna 18:1, 2) Resuller beklerken, İsa dua etmek için onlardan biraz uzaklaşıyor. Yardım etmesi için Tanrı’ya ciddiyetle yakarırken, hissettiği duygusal baskı sözlerle ifade edilemez. (Luka 22:44) Başarısız olması durumunda gökteki sevgili Babasına yüklenecek olan utancın düşüncesi bile ona dayanılmaz acılar veriyor.
Yahuda İskariyot, ellerinde kılıçlar, sopalar ve meşaleler taşıyan bir kalabalıkla geldiğinde, İsa duasını henüz bitirmiştir. Yahuda, “Selâm, Rabbi” diyerek yaklaşıp onu nazikçe öpüyor. Bu hareket, adamların İsa’yı yakalamaları için işarettir. Petrus ansızın harekete geçip kılıcını savuruyor ve başkâhinin hizmetçisinin kulağını kesiyor. İsa adamın kulağını iyileştirirken “kılıcını yine yerine koy,” diyor. “Çünkü kılıç tutanların hepsi kılıçla helâk olacaklardır.”—Matta 26:47-52.
Her şey öylesine hızlı gelişiyor ki! İsa tutuklanıp bağlanıyor. Korku ve şaşkınlık içindeki resuller Efendilerini bırakıp kaçıyorlar. İsa, eski başkâhin Hanna’ya götürülüyor. Daha sonra da, yargılanmak üzere o zamanki başkâhin olan Kayafa’ya götürülüyor. Sabahın ilk saatlerinde Sanhedrin mahkemesi, İsa’ya, Tanrı’ya küfrettiğine ilişkin asılsız bir suçlama yöneltiyor. Daha sonra, Kayafa onu Roma valisi Pontius Pilatus’a gönderiyor. O da İsa’yı Galile hükümdarı Hirodes Antipas’a gönderiyor; Hirodes ve muhafızları İsa’yla alay ediyorlar. Daha sonra İsa yeniden Pilatus’a gönderiliyor. İsa’nın suçsuzluğu Pilatus tarafından doğrulanıyor. Ancak Yahudi dinsel liderler İsa’yı ölüme mahkûm etmesi için ona baskı yapıyorlar. Defalarca sözlü ve fiziksel saldırılara uğradıktan sonra İsa, Golgota’ya götürülüyor ve orada bir işkence direğine merhametsizce çivilenerek acılar içinde ölüyor.—Markos 14:50–15:39; Luka 23:4-25.
Eğer İsa’nın yaşamına kalıcı bir son verilmiş olsaydı, bu durum, tarihte yaşanmış en büyük trajedi olurdu. Ancak böyle olmadı. MS 16 Nisan 33’te öğrencileri onun diriltilmiş olduğunu fark ettiklerinde şaşkınlığa düştüler. Zamanla, İsa’nın yeniden hayatta olduğunu 500’den fazla kişi doğrulayabildi. Ve diriltilmesinden 40 gün sonra, imanlı takipçilerinden bir grup, onun göğe alınışını gördü.—Resullerin İşleri 1:9-11; I. Korintoslular 15:3-8.
İsa’nın Yaşamı ve Siz
Bu anlatılanlar sizin yaşamınızı ve aslında hepimizin yaşamını nasıl etkiler? Evet, İsa’nın hizmeti, ölümü ve diriltilmesi Tanrı Yehova’yı yüceltir ve O’nun yüce amacının gerçekleşmesi açısından çok büyük önem taşır. (Koloseliler 1:18-20) Günahlarımız İsa’nın kurbanlığı temeline dayanılarak bağışlandığından ve böylece Yehova Tanrı ile kişisel bir ilişki kurabildiğimizden, bunlar bizim için de yaşamsal bir önem taşımaktadır.—Yuhanna 14:6; I. Yuhanna 2:1, 2.
Bu olanların, ölüm üzerinde bile etkisi olmuştur. İsa’nın diriltilmesi, insanlara, Tanrı’nın vaat ettiği Cennet yeryüzünde yeniden yaşama dönme yolunu açmıştır. (Luka 23:39-43; I. Korintoslular 15:20-22) Bu konular hakkında daha çok bilgi almak isterseniz, sizi İsa’nın ölümünün Anılmasına davet ediyoruz. Bu Anma 11 Nisan 1998’de Yehova’nın Şahitlerinin İbadet Salonlarında yapılacaktır.
[Sayfa 6’daki çerçeve]
“Haydut İni”
İSA’NIN, açgözlü tüccarların Tanrı’nın mabedini ‘haydut inine’ çevirdiklerini söylemek üzere yeterli nedeni vardı. (Matta 21:12, 13) Başka diyarlardan gelen Yahudiler ve mühtediler, mabet vergisini ödeyebilmek üzere ellerindeki yabancı paraları tedavüldeki paraya çevirmeliydiler. Alfred Edersheim The Life and Times of Jesus the Messiah adlı kitabında, para değiştirme işiyle uğraşanların Fısıh’tan bir ay önce, Adar ayının 15’inde Roma eyaletlerinde işlerini kurmaya başladıklarını söylüyor. Onlar, Adar ayının 25’inden başlayarak çok sayıda Yahudi ve mühtedinin Yeruşalim’e doluşmasından yararlanmak amacıyla, Yeruşalim’deki mabet alanına toplanırlardı. Satıcılar, değiştirilen her para için bir ücret talep ettiklerinden, yaptıkları iş gitgide büyüyordu. İsa’nın onlara haydut olarak değinmesi, istedikleri ücretin aslında yoksulların parasını gasp etmeleri anlamına gelecek kadar fahiş olduğunu ima eder.
Bazıları kurban edeceği hayvanı kendi getiremezdi. Kurbanını kendi getiren biri mabette bir uzmana hayvanını muayene ettirmeliydi; tabii belli bir ücret karşılığında. Ta uzaklardan hayvanını getirdikten sonra kabul edilmemesi riskini göze almak istemeyen birçok kişi, mabetteki yoz satıcılardan, Levililerce “caiz” görülmüş bir hayvan satın alırdı. Bir bilgin, “birçok yoksul köylü orada iyice yolunurdu” diyor.
Bir dönem başkâhinlik yapmış olan Hanna ve ailesinin mabet tüccarları arasında yerleşmiş çıkarları olduğuna ilişkin kanıtlar vardır. Haham yazıları “Hanna’nın oğullarının [mabet] Pazarları”ndan söz eder. Para değiştirenlerden ve mabet alanındaki hayvan satışından elde ettikleri gelirler, onların başlıca gelir kaynaklarından biriydi. Bir bilgin, İsa’nın mabetteki tüccarları kovma eyleminin “kâhinlerin yalnızca saygınlıklarını değil, keselerini de hedef aldığını” söylüyor. Nedeni ne olursa olsun, İsa’nın düşmanları onu kesinlikle ortadan kaldırmak istiyorlardı!—Luka 19:45-48.
[Sayfa 4’teki çizelge]
İsa’nın İnsan Hayatının Son Günleri
MS 33 Nisan Olaylar En Büyük Adam*
7 Cuma İsa ve öğrencileri 101,
Eriha’dan Yeruşalim’e p. 1
doğru yola çıkar
(İbraniler için günler
bir günün akşamında başlayıp
ertesi günün akşamında bitiyorsa da
7 Nisan, 5 Nisan 1998
Pazar gününe denk gelir)
8 Cuma akşam İsa ve öğrencileri Beytanya’ya 101,
varır; Sebt günü başlar p. 2-4
Cumartesi Sebt günü (Pazartesi, 101,
6 Nisan 1998) p. 4
9 Cumartesi Cüzamlı Simun’un evinde 101,
akşam yemek yenir; p. 5-9
Meryem İsa’yı nardin yağı ile
mesheder; birçokları İsa’yı görmek
ve dinlemek için Yeruşalim’den gelir
Pazar Yeruşalim’e zaferle girişi; 102
mabette öğretim verir
10 Pazartesi Erkenden Yeruşalim’e 103,
yolculuk; mabedi temizler; 104
Yehova gökten konuşur
11 Salı Yeruşalim’de, örneklemeler 105’ten
kullanarak mabette öğretim verir; 112, p. 1’e
Ferisileri kınar; dul kadının kadar
bağışına dikkat çeker;
gelecekteki hazır bulunuşu
ile ilgili alameti verir
12 Çarşamba Öğrencileriyle Beytanya’da 112,
sakin bir gün geçirir; Yahuda onu p. 2-4
ele vermek için düzen kurar
13 Perşembe Petrus ve Yuhanna Yeruşalim’de 112,
Fısıh için hazırlık yapar; p. 5’ten
İsa ve kadar diğer on resulü 113,
akşama doğru onlara katılır p. 1’e
(Cumartesi,11 Nisan 1998)
14 Perşembe Fısıh kutlaması; İsa resullerinin 113,
akşam ayaklarını yıkar; Yahuda İsa’yı p. 2’den
ele vermek üzere ayrılır; 117’ye
ölümünün Anılmasını başlatır kadar
(Günbatımından sonra, Cumartesi,
11 Nisan 1998)
Geceyarısından Getsemani bahçesinde 118’den
sonra ele verilir ve tutuklanır; 120’ye
resuller kaçar; önde gelen kâhinler kadar
ve Sanhedrin tarafından yargılanır;
Petrus İsa’yı inkâr eder
Cuma Tekrar Sanhedrin’in önüne çıkarılır; 121’den
gündoğumundan Pilatus’a, sonra Hirodes’e, sonra 127,
günbatımına yine Pilatus’a götürülür; ölüme mahkûm p. 7’ye
kadar edilir; direğe gerilir; gömülür kadar
15 Cumartesi Sebt günü; Pilatus, İsa’nın mezarına 127,
nöbetçiler konmasına izin verir p. 8-10
16 Pazar İsa diriltilir 128
* Burada verilen numaralar Dünyada Yaşamış En Büyük Adam kitabının bölümlerine işaret eder. Kutsal yazılarda İsa’nın hizmetinin son kısmıyla ilgili ayrıntılara değinen ayetleri içeren bir tabloyu “All Scripture Is Inspired of God and Beneficial” kitabının 290’ıncı sayfasında bulabilirsiniz. Bu kitap, Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanmıştır.