Yirmi Yedinci Bölüm
Yehova’nın Onayladığı Pak Tapınma
1. İşaya’nın son babında hangi temaların üzerinde duruluyor; hangi sorular yanıtlanıyor?
İŞAYA’nın son babında, bu peygamberlik kitabının en önemli temalarından bazısı çarpıcı bir doruğa ulaştırılmakta ve birkaç önemli soru yanıtlanmaktadır. Üzerinde önemle durulan temalar arasında Yehova’nın yüceliği, ikiyüzlülükten nefreti, kötüleri cezalandırmaktaki kararlılığı, sadık kimselere sevgi ve ilgisi de bulunmaktadır. Ayrıca şu sorular yanıtlanmaktadır: Hakiki tapınmayı sahtesinden farklı kılan nedir? Yehova’nın, bir yandan O’na tapınan topluma eziyet eden, diğer yandan da kendilerine kutsal bir hava veren ikiyüzlüleri cezalandıracağından nasıl emin olabiliriz? Ve Yehova Kendisine sadık kalanları nasıl nimete erdirecek?
Pak Tapınmada Kilit Etken
2. Yehova heybeti konusunda hangi bildiride bulundu; bu bildiriyle ne kastedilmiş olamaz?
2 İlk olarak, peygamberlik Yehova’nın heybetini vurguluyor: “RAB şöyle diyor: Tahtım gökler, ve ayaklarıma basamak yerdir; siz bana nasıl bir ev yaparsınız? ve neresi rahatım yeri?” (İşaya 66:1) Bazı kimseler, İşaya’nın Yahudiler’i yurtlarına döndüklerinde Yehova’ya bir mabet inşa etmekten vazgeçirmeye çalıştığına inanır. Ama bu doğru değildir. Mabedin yeniden inşa edilmesini Yehova’nın Kendisi emretmişti. (Ezra 1:1-6; İşaya 60:13; Haggay 1:7, 8) Öyleyse, acaba bu pasaj ne anlama geliyor?
3. “Yer”in Yehova’nın ‘ayak taburesi’ olarak betimlenmesi neden yerindedir?
3 Önce “Yer”in Yehova’nın ‘ayaklarına basamak’ ya da çağdaş başka bir çeviriye göre, ‘ayak taburesi’ olarak betimlenmesinin nedenini ele alalım. Bu aşağılayıcı bir terim değildir. Evrendeki milyarlarca gök cismi arasında sadece “Yer”e bu özel unvan verilmiştir. Yehova’nın biricik Oğlu fidyeyi burada ödediğinden ve Yehova Gökteki Mesihi Krallık aracılığıyla egemenlik hakkını burada doğrulayacağından, gezegenimiz sonsuza dek eşsiz bir yer olarak kalacak. “Yer”in Yehova’nın ‘ayak taburesi’ olarak betimlenmesi ne kadar yerindedir! Krallar yüksekteki tahtlarına böyle bir tabureye basarak çıkar ve sonra onu ayaklarını dinlendirmek üzere ‘rahat yeri’ olarak kullanırlardı.
4. (a) Yeryüzünde herhangi bir yapının Yehova Tanrı’nın ‘rahat yeri’ olması neden olanaksızdır? (b) “Bütün bunlar” ifadesiyle ne kastediliyor; Yehova’ya tapınma konusunda varmamız gereken sonuç nedir?
4 Krallar ‘ayak taburesi’ üzerine oturmadığı gibi, hiç kuşkusuz Yehova da bu “Yer” üzerine oturmuyor. Çünkü uçsuz bucaksız fiziksel göklerin enginliği bile O’nu barındıramaz! Durum böyleyken, yeryüzünde Yehova’nın “ev”i olarak tasarlanan bir yapı O’nu nasıl barındırabilirdi! (I. Kırallar 8:27) Yehova’nın tahtı ve ‘rahat yeri’, İşaya 66:1’de “gökler” ifadesiyle betimlenen ruh diyarında bulunuyor. İkinci ayet bu noktaya açıklık kazandırıyor: “Çünkü bütün bunları benim elim yaptı, ve onların hepsi öylece oldular, RAB diyor.” (İşaya 66:2a) Yehova’nın “bütün bunları” –gökte ve yerde ne varsa– eliyle çok geniş bir yay çizerek gösterdiğini zihninizde canlandırın. (İşaya 40:26; Vahiy 10:6) O, evrenin yüce Yaratıcısı sıfatıyla, Kendisine vakfedilen bir yapıdan çok daha fazlasına layıktır. Görüntüden ibaret bir tapınmadan çok daha fazlasını hak eder.
5. ‘Mazlum ve ruhu kırık’ biri olduğumuzu nasıl gösteririz?
5 Evrenin Egemenine ne tür bir tapınma sunmak uygundur? Kendisi bize şunları diyor: “Ben ona, düşküne [mazluma], ve ruhu kırık olana, ve sözümden titriyen adama bakarım.” (İşaya 66:2b) Evet, pak tapınma için önemli olan tapınan kişinin yüreğinin doğru olmasıdır. (Vahiy 4:11) Yehova’ya tapınan kişi ‘mazlum ve ruhu kırık’ olmalıdır. Bu, Yehova’nın mutsuz olmamızı istediği anlamına mı gelir? Hayır, O “mutlu Tanrı”dır ve Kendisine tapınanların da sevinçli olmasını ister. (I. Timoteos 1:11; Filipililer 4:4) Bununla birlikte, hepimiz sık sık günah işliyoruz ve günahlarımızı hafife almamalıyız. Yehova’nın hedef aldığımız doğru standartlarına erişememenin üzüntüsünü çekerek ‘mazlum’ olmalıyız. (Mezmur 51:17) Tövbe ederek, günahkâr eğilimlerimizle savaşarak ve Yehova’dan bağışlanma dileyerek ‘ruhumuzun kırık’ olduğunu göstermeliyiz.—Luka 11:4; I. Yuhanna 1:8-10.
6. Hakiki tapınmada olanlar Tanrı’nın ‘sözünden’ ne bakımdan ‘titremelidirler’?
6 Üstelik, Yehova ‘sözünden titreyenlere’ de bakar. Acaba bu O’nun bildirilerini her defasında korkudan titreyerek okumamızı istediği anlamına mı gelir? Hayır, bunun yerine, söylediklerini derin bir saygıyla incelememizi ister. O’nun öğüdünü içtenlikle araştırarak tüm yaşamımızda rehber alırız. (Mezmur 119:105) Ayrıca, hakikatini insan gelenekleriyle kirleterek ya da hafife alarak Tanrı’ya itaatsizlik etme düşüncesinden bile korkup ‘titreyebiliriz.’ Böyle alçakgönüllü bir tutum pak tapınma için esastır. Ama ne yazık ki, günümüz dünyasında buna pek ender rastlanmaktadır.
Yehova İkiyüzlü Tapınmadan Nefret Eder
7, 8. Yehova dinsel ikiyüzlülerin formalite gereği tapınmasına ne gözle bakıyor?
7 İşaya çağdaşları arasında az kişinin Yehova’nın, Kendisine tapınanlardan istediği tutumda olduğunun çok iyi farkındaydı. Bu nedenle, irtidat eden Yeruşalim yakında başına gelecek cezayı hak etmişti. Yehova’nın orada sürdürülen tapınmaya ne gözle baktığına dikkat edin: “Sığır boğazlıyan, adam öldüren gibidir; kuzu kurban eden, köpek boynu kıran gibidir; ekmek takdimesi arzeden, domuz kanı takdim eden gibidir; anma takdimesi olarak günnük yakan, putu mubarek kılan gibidir. Evet, bunlar kendi yollarını seçtiler, ve onların canı kendi mekruh şeylerinden hoşlanıyor.”—İşaya 66:3.
8 Bu sözler bize Yehova’nın İşaya kitabının birinci babında kayıtlı sözlerini anımsatıyor. Yehova orada dik başlı kavmine, formalite gereği yaptıkları tapınma eylemlerinin yalnızca hoşnutsuzluğuna değil, ikiyüzlülüklerinden ötürü öfkesinin kabarmasına da neden olduğunu söylemişti. (İşaya 1:11-17) Benzer şekilde, Yehova şimdi onların sunularını iğrenç suçlara benzetiyor. Yehova’yı yatıştırmak amacıyla pahalı bir “sığır” kurban etmeleri ‘adam öldürmekten’ farksızdı. Verilen diğer kurbanlar da, Musa Kanunu döneminde murdar sayılan ve kurban olarak verilmesi asla uygun olmayan köpek ya da domuz sunusuna benziyordu. (Levililer 11:7, 27) Acaba Yehova bu dinsel ikiyüzlülüğü cezasız mı bırakacaktı?
9. Yahudiler’in çoğu, Yehova’nın İşaya aracılığıyla yaptığı hatırlatmalara nasıl karşılık verdi; kaçınılmaz sonuç neydi?
9 Yehova şimdi şunları diyor: “Ben de onların belâlarını seçeceğim, ve yıldıkları şeyleri üzerlerine getireceğim; çünkü çağırdığım zaman cevap veren olmadı; söylediğim zaman dinlemediler; ve gözümde kötü olanı yaptılar, ve hoşlanmadığım şeyi seçtiler.” (İşaya 66:4) İşaya’nın bu sözleri tüm benliğiyle inanarak bildirdiğine şüphe yoktu. Yehova uzun yıllardır onu kavmini ‘çağırmak’ ve onlarla konuşmak üzere araç olarak kullanmıştı. Peygamber genelde kimsenin dinlemediğini çok iyi biliyordu. ‘Kötü olanı yaptıklarından’ ceza almaları kaçınılmazdı. Yehova onların cezasını elbette ‘seçecek’ ve irtidat eden kavminin başına korkunç olaylar ‘getirecekti.’
10. Yehova’nın Yahuda’ya karşı davranışları, Hıristiyan Âlemiyle ilgili görüşü hakkında bize ne gösteriyor?
10 Çağdaş Hıristiyan Âlemi de aynı şekilde Yehova’nın ‘hoşlanmadığı’ alışkanlıklar edindi. Kiliseleri putperestlikle dolup taşıyor, kürsülerinden yapılan konuşmalarla Kutsal Yazılara uymayan felsefe ve gelenekler yüceltiliyor ve siyasal iktidar peşinde koşması onu dünya milletleriyle ruhi açıdan zina batağına daha da çok batırıyor. (Markos 7:13; Vahiy 18:4, 5, 9) Eskiden Yeruşalim’in başına geldiği gibi, şimdi de Hıristiyan Âleminin ‘yıldığı şey’, yani hak ettiği ceza önlenemez bir şekilde başına geliyor. Onun Tanrı’ya tapınan topluma davranış tarzı da cezalandırılmasını kaçınılmaz kılan nedenler arasındadır.
11. (a) İşaya’nın zamanında irtidat edenler günahlarına nasıl günah katıyorlardı? (b) İşaya’nın çağdaşları sadık kimseleri ne bakımdan Tanrı’nın ‘isminden ötürü’ dışlıyorlardı?
11 İşaya şöyle devam ediyor: “RABBİN sözünden titriyenler, onun sözünü dinleyin: Sizden nefret eden, ismimden ötürü sizi kovan kardeşleriniz: RAB izzet bulsun da sevincinizi görelim! derler; fakat utandırılacak olan kendileridir.” (İşaya 66:5) İşaya’nın “kardeşleri”, yani yurttaşları Yehova Tanrı’yı temsil etme ve egemenliğine boyun eğme sorumluluğu taşıyorlardı; bu, Tanrı’nın onlara verdiği bir sorumluluktu. Ama onlar bu sorumluluğu yerine getirmemekle gerçekten çok ciddi bir günah işliyorlardı. Ayrıca İşaya gibi sadık ve alçakgönüllü adamlardan nefret etmeleri de günahlarına günah katıyordu. İrtidat eden bu kimseler, sadık kişilerden Yehova Tanrı’yı doğrulukla temsil ettikleri için nefret ediyor ve onları dışlayıp ‘kovuyorlardı.’ Bu bakımdan, onların dışlanması Tanrı’nın ‘isminden ötürü’ idi. Aynı zamanda, Yehova’nın bu sahte hizmetçileri, kendilerine dinsel bir hava vermek üzere ‘Yehova izzet bulsun’ gibi sözler söyleyerek O’nu temsil ettiklerini iddia ediyorlardı.a
12. Dinsel ikiyüzlülerin Yehova’nın sadık hizmetçilerinin başına getirdiği zulme ilişkin bazı örnekler nelerdir?
12 Sahte dindekilerin pak tapınmaya bağlı kimselerden nefreti yeni bir olay değildir. Bu, Şeytan’ın zürriyeti ile Tanrı’nın kadınının Zürriyeti arasında çok uzun süreli bir düşmanlığın olacağını bildiren Tekvin 3:15’teki peygamberliğin bir gerçekleşmesidir. İsa birinci yüzyıldaki meshedilmiş takipçilerine, onların da yurttaşlarının elinden ıstırap çekeceklerini, havralardan kovulacaklarını ve ölüm derecesine kadar zulüm göreceklerini söyledi. (Yuhanna 16:2) Ya çağımız için ne denebilir? “Son günler”in başında, Tanrı’ya tapınan toplum kendi başına da benzer bir zulmün geleceğini fark etmişti. (II. Timoteos 3:1) MS 1914’te The Watch Tower dergisinde İşaya 66:5’ten alıntıda bulunularak şunlar yazılmıştı: “Yehova’ya tapınan toplumun başına gelen zulmün neredeyse hepsi sözde Hıristiyanlardan gelmiştir.” Aynı makalede şunlar da denmişti: “Onların bugün bizleri toplumsal, dinsel ve belki de fiziksel olarak öldürecek kadar aşırılığa gidip gitmeyeceklerini bilmiyoruz.” Bu sözler ne kadar doğru çıktı! Bunların yayımlanmasının üzerinden çok geçmeden, din adamlarının kışkırttığı zulüm I. Dünya Savaşında aşırı boyutlara vardı. Ama aynen belirtilmiş olduğu gibi, Hıristiyan Âlemi yaptıklarından ‘utanmak’ zorunda kaldı. Nasıl?
Ani ve Hızlı Bir Yenilenme
13. İlk gerçekleşmede “şehirden” gelen “gürültü” neydi?
13 İşaya peygamberliğinde şunları bildiriyor: “Şehirden bir gürültü; mabetten bir ses; düşmanlarına karşılığı ödiyen RABBİN sesi.” (İşaya 66:6) Bu sözler ilk gerçekleştiğinde, söz konusu “şehir” Yehova’nın mabedinin bulunduğu Yeruşalim’di. İstilacı Babil ordularının MÖ 607’deki saldırısında şehirden bir “gürültü”, savaşın yarattığı kargaşa sesi işitiliyordu. Acaba bu sözlerin çağımızdaki gerçekleşmesi hakkında ne denebilir?
14. (a) Malaki Yehova’nın mabedine gelişi hakkında önceden ne bildirdi? (b) Hezekiel’in peygamberliğine göre, Yehova mabedine geldiğinde sonuç ne olacaktı? (c) Yehova ve İsa ruhi mabedi ne zaman teftiş ettiler; bunun pak tapınmayı temsil ettiği iddiasında olanlar açısından sonucu neydi?
14 İşaya kitabındaki bu sözler diğer iki peygamberlik sözüyle uyumludur. Bunlardan biri Hezekiel 43:4, 6-9’da, diğeriyse Malaki 3:1-5’te kayıtlıdır. Hem Hezekiel hem de Malaki, Yehova Tanrı’nın mabedine geleceği bir zamandan söz etmişti. Malaki’nin peygamberliği, Yehova’nın pak tapınma evini teftişe geleceğini ve bir Tasfiyeci olarak hareket edip Kendisini yanlış tanıtanları reddedeceğini gösteriyordu. Hezekiel’in rüyetiyse, Yehova’nın mabede girişini ve ahlaksızlıkla putperestliğin tüm izlerinin ortadan kaldırılmasını emredişini betimliyordu.b Bu peygamberliklerin çağımızdaki gerçekleşmesi olarak 1918’de Yehova’ya tapınmayla ilgili ruhi yönden önemli bir gelişme meydana geldi. O zaman Yehova ve İsa’nın pak tapınmayı temsil ettiği iddiasında olanların hepsini teftiş ettiği anlaşılıyor. Bu teftiş yoz Hıristiyan Âleminin sonuncu kez reddedilmesine yol açtı. Mesih’in meshedilmiş takipçileri içinse, bu teftiş kısa bir arıtma döneminden sonra 1919’da ruhi yönden hızlı bir yenilenme ve onarım anlamına geldi.—I. Petrus 4:17.
15. Hangi doğumun olacağı bildirilmişti; bu doğum MÖ 537’de nasıl gerçekleşti?
15 Bu yenilenme İşaya kitabındaki şu sözlerle çok güzel betimleniyor: “Ağrı çekmeden önce doğurdu; ağrısı gelmeden önce bir erkek çocuk doğurdu. Kim böyle bir şey işitti? kim böyle şeyler gördü? memleket bir günde doğar mı? bir millet birden doğar mı? çünkü Sion, ağrısı tutunca hemen oğullarını doğurdu.” (İşaya 66: 7, 8) Bu sözler heyecan verici şekilde ilk kez Babil’deki Yahudi sürgünler üzerinde gerçekleşti. “Sion”, yani Yeruşalim yine doğum yapan bir kadın olarak betimleniyordu. Ama bu görülmedik bir doğumdu! Öylesine çabuk, öylesine ani oldu ki, daha doğum “ağrısı” başlamadan meydana geldi. Bu çok uygun bir betimlemeydi. MÖ 537’de Tanrı’nın kavminin farklı bir “millet” olarak yeniden doğuşu mucize sayılacak kadar çabuk ve ani olmuştu. Çünkü Koreş’in Yahudiler’i esaretten serbest bırakmasından, sadık bir azınlığın yurduna dönüşüne kadar geçen vakit sadece birkaç aydı. İsrail milletinin ilk doğuşuna yol açan olaylarla ne büyük bir tezat! MÖ 537’de özgürlüğe kavuşabilmek için, kendilerine karşı koyan bir hükümdara dilekte bulunmaya, düşman ordusundan kaçmaya, çölde 40 yıl yaşamaya gerek yoktu.
16. İşaya 66:7, 8’in çağdaş gerçekleşmesinde “Sion” neyi temsil ediyor; onun oğullarının yeniden doğumu nasıl oldu?
16 Çağdaş gerçekleşmede “Sion”, Yehova’nın gökteki ‘kadınını’, yani ruhi varlıklardan oluşan teşkilatını temsil etmektedir. Bu ‘kadın’ 1919’da yeryüzündeki meshedilmiş oğullarının teşkilatlanmış bir topluluk, bir “millet” olarak doğuşunu görme sevincini yaşadı. Bu yeniden doğuş çabuk ve ani oldu.c Meshedilmişlerin grup halinde ölü gibi faaliyetsiz bir durumdan “memleket”lerinde –Tanrı’nın onlara verdiği ruhi etkinlik alanında– canlı, faal bir duruma geçmeleri sadece birkaç ay aldı. (Vahiy 11:8-12) Onlar 1919 yılının sonbaharına doğru The Watch Tower dergisini bütünleyen yeni bir derginin çıktığını da ilan ettiler. The Golden Age (bugün Awake!) diye adlandırılan bu yeni yayın Tanrı’ya tapınan toplumun tekrar canlandığının ve hizmet için yeniden teşkilatlandığının kanıtıydı.
17. Yehova Kendisine tapınan topluma, ruhi İsrail’le ilgili amacını yerine getirmesini hiçbir şeyin engelleyemeyeceğini nasıl garantiliyor?
17 Bu ruhi doğumu evrende hiçbir güç engelleyemezdi. Sonraki ayet bunu çok canlı şekilde betimliyor: “Ben doğum yerine getiririm de doğurmağa kuvvet vermez miyim? RAB diyor; doğurmağa kuvvet veririm de, rahmi kapatır mıyım? Allahın diyor.” (İşaya 66:9) Doğum süreci bir kez başladıktan sonra nasıl durdurulamazsa, ruhi İsrail’in yeniden doğumu da bir kez başladıktan sonra durdurulamaz. Buna karşı konulduğu doğrudur ve ilerde daha da fazla karşı konulabilir. Ama başlattığı işi isterse ancak Yehova durdurabilir ve bunu hiçbir zaman yapmaz! Acaba O yeniden canlanan toplumuna nasıl davranıyor?
Yehova’nın Şefkatli Özeni
18, 19. (a) Yehova insanı duygulandıran hangi örneklemeyi kullanıyor; bu O’nun sürgündeki kavmine nasıl uygulanıyor? (b) Günlerimizde meshedilmiş artakalan sevgiyle beslenmekten ve gördüğü özenden nasıl yararlandı?
18 Sonraki dört ayet Yehova’nın şefkatli özenini insanı duygulandıran bir biçimde betimlemektedir. Bu ayetlerin ilkinde, İşaya şunları diyor: “Yeruşalimle beraber sevinin, onu sevenler hepiniz, ona meserretle coşun; onun için yas tutanlar hepiniz, onda ziyadesile mesrur olun; ta ki, onun tesellilerinin memesinden emip doyasınız; ta ki, emesiniz, ve onun izzeti bolluğundan zevk bulasınız.” (İşaya 66:10, 11) Yehova burada bebeğini emziren bir kadın örneklemesi kullanıyor. Bebek acıkınca durmadan ağlar. Ama emmek için annesinin memesine yaklaştırıldığında ıstırabı doyuma ve mutluluğa dönüşür. Benzer şekilde, Babil’deki sadık Yahudi artakalanın da serbest bırakılıp eski durumuna döneceği zaman geldiğinde “yas”ı hemen doyuma ve mutluluğa dönüşecekti. Sevinçten coşacaklardı. Yeruşalim yeniden inşa edilip içinde yeniden oturulduğunda tekrar “izzet”e, görkeme kavuşacaktı. Sonra da, şehrin görkemi sadık halkını kucaklayacaktı. Onlar tekrar etkin bir kâhin sınıfı aracılığıyla ruhen besleneceklerdi. —Hezekiel 44:15, 23.
19 Ruhi İsrail de 1919’da yenilenip onarıldıktan sonra bol bol beslenerek nimetlendirildi. Ruhi gıda o zamandan beri ‘sadık ve basiretli köle’ aracılığıyla durmadan dağıtılıyor. (Matta 24:45-47) Bu, meshedilmiş artakalan için gerçekten “teselli” ve ‘sevinme’ zamanıdır. Ama başka nimetler de söz konusudur.
20. Yeruşalim hem eskiden hem de çağımızda “taşkın sel”le nasıl bereketlenmiştir?
20 Peygamberlik şöyle devam ediyor: “RAB şöyle diyor: İşte, ben selâmeti [esenliği] ırmak gibi, milletlerin izzetini taşkın sel gibi ona salacağım; ve ondan emeceksiniz; kucakta taşınacaksınız, ve dizleri üzerinde okşanacaksınız.” (İşaya 66:12) Burada emme örneklemesiyle “ırmak” ve “taşkın sel” –bol bol akan nimetler– betimlemesi bir çizgide birleştiriliyor. Yeruşalim sırf Yehova’nın verdiği bol esenlikle değil, Yehova’ya tapınan topluma akan ve onları mutlu kılan “milletlerin izzeti”yle de bereketlenmiş olacaktı. Bu çeşitli milletlerden insanların Yehova’ya tapınan topluma akacağı anlamına gelmektedir. (Haggay 2:7) Bu peygamberliğin eski gerçekleşmesinde, çeşitli milletlerden kişiler Yahudiliği benimseyerek İsrailoğulları’na gerçekten yapışmışlardı. Zamanımızda ise ‘her ulustan, her soydan, her halktan ve her dilden büyük bir kalabalığın’ –gerçekten taşkın bir insan selinin– ruhi Yahudiler’in artakalanına yapışmasıyla bunun çok daha büyük bir gerçekleşmesi oldu.—Vahiy 7:9, İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri; Zekarya 8:23.
21. Çekici bir betimlemeyle ne tür bir “teselli”nin verileceği bildirilmişti?
21 İşaya 66:12’de, bir çocuğu ‘kucakta taşımak’ ve ‘dizler üzerinde okşamak’ gibi anneliğe özgü sevgi ifadeleri de geçiyor. Sonraki ayette, ilginç bir açı değişikliğiyle benzer bir düşünce ifade ediliyor: “Anasının teselli ettiği bir adam gibi sizi teselli edeceğim; ve Yeruşalimde teselli olunacaksınız.” (İşaya 66:13) Çocuk artık büyümüş, yetişkin “bir adam” olmuştur. Ama “anası” onu sıkıntılı zamanlarında “teselli” etme arzusunu yitirmemiştir.
22. Yehova ne kadar güçlü bir sevgi ve şefkat duyduğunu nasıl örneklemişti?
22 Yehova kavmine ne kadar güçlü bir sevgi ve şefkat duyduğunu böyle çekici bir şekilde örneklemişti. Bir annenin duyabileceği en güçlü sevgi bile Yehova’nın sadık kavmine duyduğu derin sevginin yanında hiç kalır. (İşaya 49:15) İsa’nın tüm takipçilerinin gökteki Babalarının bu niteliğini yansıtması ne denli önemlidir! Resul Pavlus bunu yaptı ve böylece İsa’nın takipçilerinin cemaatindeki ihtiyarlar için iyi bir örnek bıraktı. (I. Selânikliler 2:7) İsa kardeş sevgisinin takipçilerini tanıtan başlıca özellik olacağını söylemişti.—Yuhanna 13:34, 35.
23. Yehova’nın yurduna dönen kavminin mutlu durumunu anlatın.
23 Yehova sevgisini hareketleriyle ifade eder. Bu nedenle, sözüne şöyle devam ediyor: “Göreceksiniz, ve yüreğiniz mesrur olacak, ve kemikleriniz körpe ot gibi tazelenecek; ve RABBİN eli kullarının üzerinde belli olacak, gazabı da düşmanlarının üzerinde olacak.” (İşaya 66:14) Bir İbranice dilbilgisi uzmanı, “göreceksiniz” ifadesinden, yurtlarına dönen sürgünlerin yenilenip onarılan ülkelerinde nereye bakarlarsa orada ‘sevinç görecekleri’ sonucunun çıktığını ileri sürüyor. Onlar sevgili yurtlarına döndüklerinde gerçekten sözlerle anlatılamayacak kadar büyük bir heyecan duyarak sevinçten coşacaklardı. ‘Kemiklerinin’, ‘otların’ ilkbaharda canlanması gibi yeniden kuvvetlendiğini hissedeceklerdi. Herkes bu mutlu durumun insan çabasıyla değil, ‘Yehova’nın eliyle’ meydana geldiğini bilecekti.
24. (a) Bugün Yehova’ya tapınan toplumu etkileyen olayları düşündüğünüzde hangi sonuca varıyorsunuz? (b) Kararımız ne olmalı?
24 ‘Yehova’nın elinin’ bugün Kendisine tapınan toplumun üzerinde olduğunu fark ediyor musunuz? Hiçbir insan pak tapınmayı yeniden canlandıramazdı. Her milletten oluşan milyonlarca değerli insanın, sadık artakalanla ruhi memleketinde birleşmesini hiçbir insan tasarlayıp gerçekleştiremezdi. Sadece Yehova bunları yapabilirdi. O’nun sevgisini ifade eden bu olaylar derin bir sevinç duymamıza neden oluyor. Tanrı’nın sevgisini asla olağan görmeyelim. O’nun ‘sözünden titremeye’ devam edelim. Mukaddes Kitap ilkelerine uygun yaşamaya ve Yehova’ya hizmetten zevk almaya kararlı olalım.
[Dipnotlar]
a Günümüzde, Hıristiyan Âlemi’ndekilerin çoğunluğu Tanrı’nın özel ismi Yehova’yı kullanmayı reddediyor, hatta onu Mukaddes Kitap çevirilerinin birçoğundan çıkarıyorlar. Bazıları Tanrı’ya tapınan toplumu O’nun özel ismini kullandığından ötürü alaya alıyor. Buna rağmen, böyle kişilerin birçoğu dindar görünmek için ‘Yah’a Hamt Edin’ anlamına gelen “Halleluya” ifadesini kullanmaktadır.
b Hezekiel 43:7, 9’daki ‘krallarının leşleri’ deyişiyle putlar kastedilmektedir. Yeruşalim’in asi liderleri ve halkı kendilerine kral yaptıkları putlarıyla Tanrı’nın mabedini kirletmişlerdi.
c Buradaki peygamberlikte bildirilen doğumla, Vahiy 12:1, 2, 5’te anlatılan aynı değildir. Vahiy’in bu babındaki “oğul”, “erkek çocuk” 1914 yılında gökte faaliyete geçen Mesihi Krallığı betimlemektedir. Ancak, her iki peygamberlikteki “kadın” aynıdır.
[Sayfa 395’teki resim]
“Bütün bunları benim elim yaptı”
[Sayfa 402’deki resim]
Yehova Sion’a “milletlerin izzetini” verecekti