Üçüncü Bölüm
“Davamızı Görelim”
1, 2. Yehova, Yeruşalim ve Yahuda yöneticilerini ve halkını kimlere benzetiyor, bu neden doğru bir benzetmedir?
YERUŞALİM’DE oturanlar, İşaya 1:1-9’da kayıtlı kınama sözlerini işittikten sonra herhalde haklı çıkmaya kalkışacaklar. Kuşkusuz gururla Yehova’ya sundukları tüm kurbanlara dikkat çekmek isteyecekler. Oysa, 10’dan 15’e kadar olan ayetlerde, Yehova’nın, bu gibi bir tutum gösterenlere verdiği sert yanıtı okuyoruz. Şöyle başlıyor: “Ey Sodom hâkimleri, RABBİN sözünü dinleyin; ey Gomorra kavmı, Allahımızın şeriatine kulak verin.”—İşaya 1:10.
2 Sodom ve Gomorra, sadece sapık cinsel alışkanlıkları yüzünden değil, katı yürekliliklerinden ve kibirli tutumlarından dolayı da yıkıma uğramıştı. (Tekvin 18:20, 21; 19:4, 5, 23-25; Hezekiel 16:49, 50) İşaya’yı dinleyenler, bu lanetli kentlerin halkına benzetildiklerini duyduklarında çok şaşırmış olmalılar.a Ama Yehova kavminin içyüzünü görüyor ve İşaya onların ‘kulaklarını okşamak’ amacıyla Tanrı’nın mesajını yumuşatmaya çalışmıyor.—II. Timoteos 4:3.
3. Yehova, kavmin sunduğu kurbanlara ‘doyduğunu’ söylemekle ne kastediyor, bunun nedeni nedir?
3 Kavminin şekilci tapınması konusunda Yehova’nın neler hissettiğine dikkat edin. “RAB diyor: Kurbanlarınız çok olmuş, bana ne? koçlardan yakılan takdimelere [sunulara], ve besili hayvanların yağına doydum; ve boğaların, kuzuların, ve ergeçlerin kanından hoşlanmam.” (İşaya 1:11) Kavim, sundukları kurbanlara Yehova’nın muhtaç olmadığını unutmuştur. (Mezmur 50:8-13) O’nun insanların verebileceği hiçbir sunuya ihtiyacı yoktur. Bu nedenle, kavim yarım yürekle verdiği sunularla Yehova’ya bir lütufta bulunduğunu sanıyorsa, yanılıyor. Yehova etkili bir mecaz kullanıyor. “Doydum” ifadesi, ‘tıka basa yedim’ ya da ‘tıkandım’ olarak da tercüme edilebilir. Çok doyduğunuzda yiyeceklerin gözünüze iğrenç gözüktüğü hiç oldu mu? Yehova bu sunular hakkında aynı duyguyu hissediyor. Onları tamamen iğrenç buluyor.
4. İşaya 1:12 kavmin Yeruşalim’deki mabede gitmesinin boş olduğunu nasıl ortaya koyuyor?
4 Yehova şöyle devam ediyor: “Huzuruma geldiğinizde avlularımı çiğnemenizi mi istedim sizden?” (İşaya 1:12, YÇ) Kavmin, ‘huzuruna gelmesini’, başka sözlerle Yeruşalim’deki mabedinde hazır bulunmasını talep eden yasayı Yehova koymamış mıydı? (Çıkış 34:23, 24) Evet, ama onlar oraya sırf âdet yerini bulsun diye geliyorlar. Pak tapınmaya içtenlikten yoksun, şekilci bir tutumla yaklaşıyorlar. Yehova’nın gözünde, avlularına defalarca gidip gelmeleri, o yeri ‘çiğnemekten’, aşındırmaktan başka işe yaramıyor.
5. Yahudilerin yaptığı bazı tapınma eylemleri nelerdir, bunlar neden Yehova’ya “yük” haline geldi?
5 Yehova’nın şimdi daha sert bir dil kullanmasına şaşmamalı! “Artık boş takdime getirmeyin; buhur bana mekruh şeydir; ay başı ve Sebt günü toplantıların çağırılmasına, fesat (gizemli güçlerin kullanımı) ile bayram toplantısına dayanamıyorum. Ay başılarınızdan ve belli bayramlarınızdan canım nefret ediyor; üzerimde yüktürler; onları taşımaktan yoruldum.” (İşaya 1:13, 14) Tahıl sunuları, buhur, Sebt günleri ve ‘bayram toplantıları’ Tanrı’nın İsrail’e verdiği Kanun’un maddeleridir. “Ay başı”na gelince, Kanun sadece bunların tutulmasını emrediyor, ancak bu kutlamaların çevresinde giderek sağlıklı gelenekler de oluşturulmuştur. (Sayılar 10:10; 28:11) Ay başı, artık kavmin işlerini bırakıp peygamberlerden ve kâhinlerden öğretim almak üzere bir araya toplandığı aylık bir Sebt günü sayılmaktadır. (II. Kırallar 4:23; Hezekiel 46:3; Amos 8:5) Böyle kutlamalar yanlış değildir. Sorun onları sırf gösteriş için yapmakta yatıyor. Üstelik, Yahudiler Tanrı’nın Kanununu biçimsel olarak tutarken, beraberinde ‘gizemli güçlere’, ruhçuluğa da başvuruyorlar.b Bu nedenle, onların tapınma eylemleri Yehova’ya “yük” olmuştur.
6. Yehova ne anlamda ‘yoruldu’?
6 Yehova’nın ‘yorgunluk’ hissetmesi mümkün müdür? Her şeyden önce, O ‘büyük kudrete sahiptir, . . . . ne yorulur ne de zayıflar.’ (İşaya 40:26, 28) Yehova duygularını anlayabilmemiz için canlı bir mecaz kullanıyor. Kemiklerinizi sızlatacak kadar ağır bir yükü uzun süre taşıdığınız hiç oldu mu? Herhalde bir an önce üzerinizden atıp ondan kurtulmak istemişsinizdir. Yehova da kavminin ikiyüzlü tapınması karşısında böyle hissediyor.
7. Yehova neden kavminin dualarını artık dinlemiyor?
7 Yehova şimdi tüm tapınma eylemlerinin en özel ve kişisel niteliklisinden söz ediyor: “Ellerinizi açtığınız zaman, gözlerimi sizden gizliyeceğim; bir çok dualar ettiğiniz zaman da dinlemiyeceğim; elleriniz kanla dolu.” (İşaya 1:15) Avuç açarak elleri yukarı kaldırmak bir yakarış jestidir. Oysa kavmin bu pozu Yehova’ya anlamsız geliyor, çünkü elleri kanla doludur. Şiddet ülkede hızla tırmanıyor. Güçsüzlerin ezilmesi olağan karşılanıyor. Böylesine kötü ve bencil insanların Yehova’ya dua edip bereket dilemesi ayıptır. Yehova’nın ‘dinlemeyeceğim’ demesine hiç şaşmamalı.
8. Hıristiyan Âlemi bugün hangi hatayı işliyor, İsa’nın takipçilerinden bazıları da nasıl aynı hataya düşüyor?
8 Günümüzde, Hıristiyan Âlemi de bitmez tükenmez boş dua ve yakarışlarıyla ve diğer dinsel ‘işleriyle’ benzer şekilde Tanrı’nın lütfunu kazanmıyor. (Matta 7:21-23) Bizim de aynı tuzağa düşmememiz çok önemli. Bazen, ciddi bir günaha düşüp bunu sürdüren bir kardeş, yaptıklarını gizleyip cemaatte faaliyetlerini artırırsa, iyi işlerinin günahını bir şekilde karşılayacağını düşünebilir. Böyle görünüşü kurtarmaya yönelik işler Yehova’yı memnun etmez. İşaya kitabının bundan sonraki ayetlerinin gösterdiği gibi, ruhi hastalıktan iyileşmenin sadece bir yolu vardır.
Ruhi Hastalıktan İyileşmenin Yolu
9, 10. Temizlik tapınmamızda ne denli önem taşır?
9 Şefkatli Tanrı Yehova şimdi ses tonunu değiştirip daha sıcak, daha çekici tarzda konuşuyor. “Yıkanın, temizlenin; gözümün önünden işlerinizin kötülüğünü atın; kötülük etmekten vazgeçin; iyilik etmeği öğrenin; adaleti arayın, ezilmiş olana doğruluk edin [zorbayı yola getirin, YÇ], öksüzün hakkını koruyun, dul kadının davasına bakın.” (İşaya 1:16, 17) Burada dokuz buyruk veya emrin sıralandığını görüyoruz. İlk dördü günahın kaldırılmasıyla ilgili olduğundan, yapılmaması gereken davranışlarla, son beşi ise Yehova’dan bereket görmeye yol açan olumlu davranışlarla ilgilidir.
10 Yıkanmanın ve temizliğin pak tapınmada her zaman önemli bir yeri olmuştur. (Çıkış 19:10, 11; 30:20; II. Korintoslular 7:1) Ne var ki, Yehova temizliğin daha da derinlere, Kendisine tapınanların ta yüreğine kadar inmesini istiyor. En önemlisi ahlaki ve ruhi temizliktir ki, Yehova buna değiniyor. On altıncı ayetteki ilk iki emir sırf bir yineleme değildir. Bir İbrani dilbilgisi uzmanı, birinci “yıkanın” emrinin temizliğin başlangıç evresine, ikinci “temizlenin” emrinin ise bu temizliği koruyabilmek için gösterilen sürekli çabalara değindiğini ileri sürüyor.
11. Günahla mücadele edebilmek için ne yapmamız gerekir, neyi asla yapmamalıyız?
11 Yehova’dan hiçbir şeyi gizleyemeyiz. (Eyub 34:22; Süleymanın Meselleri 15:3; İbraniler 4:13) O halde, “gözümün önünden işlerinizin kötülüğünü atın” emri sadece bir anlama gelebilir: kötülük yapmaktan vazgeçin. Bu, ciddi günahları gizlemeye kalkışmamak demektir, çünkü bunu yapmak başlı başına bir günahtır. Süleymanın Meselleri 28:13 şu uyarıda bulunur: “Kabahatlerini örten muvaffak olmaz; fakat onları itiraf edip bırakan, merhamet bulur.”
12. (a) ‘İyilik etmeyi öğrenmek’ neden önemlidir? (b) Özellikle ihtiyarlar ‘adaleti arama’ ve ‘zorbayı yola getirme’ talimatlarını nasıl uygulayabilirler?
12 Yehova’nın, İşaya kitabının 1. babının 17. ayetinde olumlu hareketler konusunda verdiği emirden alınacak çok ders var. O’nun sadece ‘iyilik edin’ demekle yetinmediğine, “iyilik etmeyi öğrenin” de dediğine dikkat edin. Tanrı’nın gözünde neyin iyi olduğunu anlamak ve ona uymak istemek için Tanrı’nın Sözünü kişisel olarak incelemek gerekir. Ayrıca, Yehova sadece ‘adalet yapın’ demiyor, “adaleti arayın” da diyor. Deneyimli ihtiyarların bile bazı karmaşık meselelerde adil çözüm yolunu bulabilmek için Tanrı’nın Sözünü etraflıca araştırması gerekir. Yehova’nın daha sonra emrettiği gibi, ‘zorbayı yola getirmek’ de onların sorumluluğudur. Sürüyü ‘azgın kurtlardan’ korumak isteyen İsa’nın takipçisi çobanlar için bu talimatlar bugün çok önemlidir.—Resullerin İşleri 20:28-30.
13. Bugün öksüzler ve dullarla ilgili emirleri nasıl tutabiliriz?
13 Sonuncu iki emirse, Tanrı’nın kavminde diğerlerinden daha savunmasız durumdaki kişilerle ilgilidir. Bunlar öksüzler ve dullardır. Dünya bu gibilerden yararlanmaya her an hazırdır; Tanrı’nın kavmi içindeyse böyle olmamalıdır. Sevgi dolu ihtiyarlar cemaatteki öksüzlerin ‘hakkını korurlar.’ Onları sömürmek ve bozmak isteyen bir dünyada adalet görüp korunmalarına yardımcı olurlar. İhtiyarlar dul kadının ‘davasına bakarlar,’ ya da İbranice sözcüğün diğer bir anlamına göre, onun uğruna ‘mücadele verirler.’ Aslında, İsa’nın tüm takipçileri içimizdeki muhtaç kimselere sığınacak bir yer, teselli ve adalet kaynağı olmak ister, çünkü böyle kimseler Yehova’nın gözünde çok değerlidir.—Mika 6:8; Yakub 1:27.
14. İşaya 1:16, 17’de hangi olumlu mesaj veriliyor?
14 Yehova bu dokuz emirle çok güçlü ve olumlu bir mesaj veriyor! Bazen, günah işleyenler doğru davranmanın ellerinden gelmediğine inanırlar. Bu gibi düşünceler cesaret kırıcıdır. Üstelik yanlıştır. Yehova yardımı sayesinde, her günahkârın günah işlemekten vazgeçebileceğini, yolundan dönüp doğru davranabileceğini biliyor ve bizim de bilmemizi istiyor.
Merhametli ve Adil Bir Rica
15. “Davamızı görelim” sözü bazen nasıl yanlış anlaşılıyor ve aslında ne anlama geliyor?
15 Yehova’nın ses tonu şimdi daha da sıcak ve merhametlidir. “RAB diyor: Şimdi gelin de davamızı görelim; suçlarınız kırmız gibi olsa da, kar gibi beyaz olur; kırmız böceği gibi kızıl olsa da, yapağı gibi olur.” (İşaya 1:18) Bu güzel ayetin başındaki çağrı çoğu kere yanlış anlaşılır. Örneğin, The New English Bible’da bu, anlaşmaya varabilmek için her iki tarafın ödün vermesi gerekiyormuş gibi, ‘meselemizi tartışıp sonuçlandıralım’ şeklinde çevrilmiştir. Oysa bu doğru değildir. Yehova’nın özellikle ikiyüzlü asi kavmine karşı davranışlarında hiçbir kusur yoktur. (Tesniye 32:4, 5) Bu ayette, iki eşit tarafın karşılıklı ödün vererek uzlaşmak amacıyla yaptığı bir görüşmeden değil, adaletin yerini bulması için düzenlenen bir duruşmadan söz ediliyor. Yehova sanki burada İsrailoğulları’nı yargılanmaları için mahkemeye çağırıyor.
16, 17. Yehova’nın ciddi günahları bile bağışlamaya hazır olduğunu nereden biliyoruz?
16 Yargılanma fikri korkutucu görünebilir, ancak en merhametli ve şefkatli Yargıç Yehova’dır. Bağışlayıcılığı eşsizdir. (Mezmur 86:5) Yalnızca O, İsrailoğulları’nı “kırmız” gibi kızıl olan günahlarından temizleyip “kar gibi beyaz” edebilir. Hiçbir insan çabası, hiçbir iş ve yöntem, hiçbir kurban veya dua günahın kirini silemez. Ancak Yehova’nın bağışlaması sayesinde günahlar temizlenebilir. İçten, yürekten tövbe edildiği takdirde Tanrı bağışlar.
17 Bu gerçek öylesine önemlidir ki, Yehova bunu şiirsel bir dille farklı şekillerde yineler; “kırmız böceği” gibi kızıl olan suçlar yeni kırkılmış yapağı gibi ak olur. Yehova, içtenlikle tövbe edildiği takdirde gerçekten en ciddi günahları bile bağışlayacağını bilmemizi ister. Bunun kendileri için geçerli olabileceğine pek inanmayanlar, Manasse gibi örnekleri düşünürlerse iyi ederler. O yıllarca korkunç günahlar işledi. Fakat tövbe etti ve bağışlandı. (II. Tarihler 33:9-16) Yehova, ciddi günah işlemiş olanlar da dahil hepimizin, O’nunla ‘davamızı görüp’ meseleleri düzeltmek için vaktin çok geç olmadığını bilmesini istiyor.
18. Yehova asi kavminin önüne hangi seçeneği koyuyor?
18 Yehova kavmine, yapmaları gereken bir seçim olduğunu hatırlatıyor. “Eğer istekli olur ve dinlerseniz, diyarın iyi şeylerini yersiniz; fakat istemez ve âsi olursanız, sizi kılıç yiyip bitirir; çünkü RABBİN ağzı söyledi.” (İşaya 1:19, 20) Yehova burada tutumlar üzerinde duruyor ve belirtmek istediği noktayı vurgulamak amacıyla başka bir canlı mecaz kullanıyor. Yahuda’nın önünde iki seçenek vardı: Yemek ya da yem olmak. Eğer Yehova’yı dinlemeye ve O’na itaat etmeye istekli olurlarsa, ülkenin en iyi ürünlerini yiyecekler. Fakat, asi tutumlarını sürdürürlerse, düşmanlarının kılıcına yem olacaklar. Bir kavmin, bağışlayıcı Tanrı’nın merhametini ve vereceği bolluğu bırakıp düşmanlarının kılıcını seçeceği düşünülemez bile. Oysa İşaya kitabının daha sonraki ayetlerinin gösterdiği gibi, Yeruşalim bunu yapar.
Sevgili Kent Üzerine Ağıt
19, 20. (a) Yehova, uğradığı ihanet karşısında hissettiklerini nasıl dile getiriyor? (b) Yeruşalim ne şekilde “doğruluğun barınağıydı”?
19 İşaya 1:21-23’te Yeruşalim’de bu sırada kötülüğün hangi boyutlara ulaşmış olduğunu görüyoruz. İşaya şimdi ilhamla bir ağıta, başka deyişle mersiye tarzında bir şiire başlar: “RAB’be sadık olan kent nasıl da fahişe oldu! Adaletle doluydu, doğruluğun barınağıydı, şimdiyse katillerle doldu.”—İşaya 1:21, YÇ.
20 Yeruşalim kenti nasıl da düşmüş! Bir zamanlar sadık bir eş gibiyken, şimdi fahişe olmuş. Yehova’nın, uğradığı ihanet karşısında hissettiği düş kırıklığı bundan daha güzel nasıl ifade edilebilir? Bu kent bir zamanlar “doğruluğun barınağıydı.” Acaba ne zaman? Daha İsrail var olmadan önce, ta İbrahim’in zamanında, bu kent Salem diye adlandırılıyordu. Onu hem kral hem de kâhin olan bir adam yönetiyordu. Adı Melkisedek’ti. ‘Doğruluk Kralı’ anlamına gelen bu isim anlaşılan ona çok iyi uyuyordu. (İbraniler 7:2; Tekvin 14:18-20) Melkisedek’ten 1.000 yıl kadar sonra, Davud ve Süleyman’ın krallıkları zamanında Yeruşalim altın çağını yaşadı. Özellikle kralları Yehova’nın yolunda yürüyerek kavme iyi örnek olduklarında, orası “doğruluğun barınağıydı.” Ne var ki, İşaya’nın zamanında bu dönem çok uzaklarda, ancak anılarda kalmıştı.
21, 22. Cürufla ve su katılmış içkiyle ne kastediliyor, Yahuda’nın yöneticileri böyle bir tanımı neden hak ediyor?
21 Anlaşılan, sorunun büyük bir kısmını kavmin yöneticileri oluşturuyor. İşaya mersiyesine şöyle devam ediyor: “Gümüşün cüruf oldu, şarabına su katılmış. Reislerin âsi, hırsız da ortakları; her biri rüşvet seviyor, ve hediyeler peşinde gidiyor; öksüzün hakkını vermiyorlar, ve dul kadının davası onların önüne gelmiyor.” (İşaya 1:22, 23) Art arda gelen iki canlı tasvir olacaklara ilişkin fikir veriyor. Metal işçisi fırında erittiği gümüşün cürufunu üzerinden sıyırıp atar. İsrail yöneticileri ve hâkimleri gümüşe değil, cürufa benziyorlar. Atılmaları gerekiyor. Su katıldığında tadını yitiren şarap ne işe yararsa, onlar da o işe yarıyorlar. Böyle bir içki ancak dökülüp atılır!
22 Yöneticilerin böyle bir tanımı hak etme nedenini 23. ayet gösteriyor. Musa Kanunu, Tanrı’nın kavmini diğer milletlerden ayırarak soylu kılmıştı. Bunu, öksüzlerin ve dulların korunması gibi emirlerle yapmıştı. (Çıkış 22:22-24) Oysa, İşaya’nın günlerinde, bir öksüzün lehinde hüküm verilmesi olacak iş değildir. Dullara gelince, onlar uğruna mücadele vermek bir yana, kimse onların davalarını dinlemek bile istemez. Evet, bu hâkimler ve yöneticiler sadece kendi çıkarlarına bakarlar. Rüşvet isterler, armağan peşindedirler ve anlaşılan suçluları koruyup kurbanlarını sıkıntıya düşürerek hırsızların işbirlikçisi olurlar. Daha da kötüsü, ‘inatla’ kötülük yaparlar. Ne denli üzücü bir durum!
Yehova Kavmini Arıtacak
23. Yehova düşmanlarına karşı duygularını nasıl ifade ediyor?
23 Yehova gücün böyle kötüye kullanılmasına sonsuza dek hoşgörü göstermeyecek. İşaya şöyle devam ediyor: “Bundan dolayıdır ki, Rab, orduların RABBİ, İsrailin Kadîri, diyor: Oh, hasımlarımdan rahat bulacağım, ve düşmanlarımdan öç alacağım.” (İşaya 1:24) Burada Yehova’ya, muazzam bir güce sahip ve hakkıyla Rab olduğunu vurgulayan üç unvan veriliyor. “Oh” haykırışı, muhtemelen Yehova’nın acıma hissine artık öfkesini açığa vurma kararlılığının da karıştığını gösteriyor. Bunun kuşkusuz nedeni var.
24. Yehova kavmi için hangi tasfiye işlemini yapmayı amaçlıyor?
24 Kavmi, Yehova’nın düşmanı haline geldi. Tanrı’nın kendisinden öç almasını tam anlamıyla hak ediyor. Yehova ‘onlardan rahat bulacak’, diğer bir deyişle kurtulacaktır. Acaba bu, adını taşıyan kavmi tümüyle sonsuza dek, ortadan kaldıracağı anlamına mı gelir? Hayır, çünkü Yehova devamen şunları diyor: “Elimi senin üzerine döndüreceğim, ve senin cürufunu bütün bütün temizliyeceğim, ve senin bütün kalayını kaldıracağım.” (İşaya 1:25) Yehova şimdi arıtma işlemini örnekleme olarak kullanıyor. Eski zamanlarda, tasfiyeciler, değerli madenden cürufu ayırabilmek için genelde kil kullanırlardı. Benzer şekilde, kavmini bütünüyle kötü görmeyen Yehova da onları ‘ölçü ile tedip edecek.’ Sadece ‘cürufu’ –öğrenip itaat etmeyi reddeden inatçı, istenmeyen kişileri– temizleyip ortadan kaldıracak. (Yeremya 46:28)c İşaya böylece tarihi önceden yazma ayrıcalığına sahip olur.
25. (a) Yehova MÖ 607’de kavmini nasıl arıttı? (b) Yehova çağımızda kavmini ne zaman arıttı?
25 Yehova yoz yöneticilerle diğer asiler cürufunu ortadan kaldırarak kavmini gerçekten arıttı. İşaya’nın günlerinden uzun zaman sonra, yani MÖ 607’de Yeruşalim yıkıldı ve halkı 70 yıllığına Babil’e sürgün götürüldü. Bu olay, Tanrı’nın çok sonraları yaptığı bir eyleme bazı bakımlardan koşuttur. Babil sürgününden çok sonra yazılan Malaki 3:1-5’teki peygamberlik, Tanrı’nın yeniden bir arıtma işi yapacağını gösteriyordu. O peygamberlik, Yehova Tanrı’nın, ‘ahit habercisi’ İsa Mesih’le birlikte ruhi mabedine geleceği zamana işaret ediyordu. Anlaşıldığı gibi, bu olay I. Dünya Savaşı’nın sonunda meydana geldi. Yehova İsa’nın takipçisi olduğunu söyleyenlerin hepsini teftiş edip eleyerek hakikileri sahtelerinden ayırdı. Sonuç neydi?
26-28. (a) İşaya 1:26’nın ilk gerçekleşmesi nasıl oldu? (b) Bu peygamberlik zamanımızda nasıl gerçekleşiyor? (c) İhtiyarlar bugün bu peygamberlikten nasıl yararlanabilirler?
26 Yehova’nın cevabı şudur: “Önceden olduğu gibi senin hâkimlerini, ve başlangıçta olduğu gibi senin öğütçülerini geri getireceğim; ondan sonra sana: Doğruluk şehri, sadık şehir, denilecek. Sion adaletle, ve onun tövbe edenleri doğrulukla kurtulacak.” (İşaya 1:26, 27) Bu peygamberliğin ilk gerçekleşmesini eski Yeruşalim yaşadı. MÖ 537’de sürgünler sevgili kentlerine döndükten sonra, geçmişteki gibi sadık hâkimler ve öğütçüler yine çıktı. Peygamber Haggay ve Zekarya, kâhin Yeşu, yazıcı Ezra ve vali Zerubbabel, bunların hepsi geri dönen sadık artakalana Tanrı’nın yolundan gitmesi için yol gösterici ve yönlendirici oldu. Bununla birlikte, 20. yüzyılda bu sözlerin daha da önemli bir gerçekleşmesi oldu.
27 Yehova’nın çağdaş kavmi 1919’da denemelerle dolu bir dönemden geçti. Sahte dinin dünya imparatorluğu olan Büyük Babil’in ruhi tutsaklığından kurtuldu. Bu meshedilmiş sadık artakalanla Hıristiyan Âleminin hakiki tapınmadan sapmış ruhban sınıfı arasındaki fark açıkça belli oldu. Tanrı, insanların geleneklerine göre değil, Kendi Sözüne göre öğüt veren sadık ‘hâkim ve öğütçüleri geri getirerek’ kavmini yeniden bereketledi. Bugün, azalan “küçük sürü” ve onların giderek çoğalan ‘başka koyunlardan’ milyonlarca arkadaşı içinde böyle binlerce erkek bulunuyor.—Luka 12:32; Yuhanna 10:16; İşaya 32:1, 2; 60:17; 61:3, 4.
28 İhtiyarlar, cemaati ahlaken ve ruhen temiz tutabilmek ve kötülük yapanların yollarını düzeltebilmek için bazen ‘hâkimlik’ yaptıklarını unutmazlar. Tanrı’nın gösterdiği merhameti ve dengeli adaleti örnek alıp her işi O’nun belirlediği tarzda yapmaya büyük önem verirler. Çoğu meselede “öğütçü” olarak hizmet ederler. Tabii ki bunun bir prens ya da despot gibi davranmakla hiçbir ilgisi yoktur. Onlar asla Tanrı’nın kendilerine ‘emanet ettiği kimselere egemenlik taslar gibi’ bir görünüm vermemek için ellerinden gelen her çabayı gösterirler.—I. Petrus 5:3, Müjde.
29, 30. (a) Yehova, arıtma işleminden yararlanmayı reddedenler hakkında neyi bildiriyor? (b) Ağaçlar ve bahçeler kavmi ne bakımdan ‘utandırır’?
29 İşaya’nın peygamberliğinde söz edilen “cüruf” için ne diyelim? Tanrı’nın arıtma işleminden yararlanmayı reddedenlerin başına ne gelir? İşaya sözlerine şöyle devam ediyor: “Fakat günahkârlarla suçluların kırılması birlikte olacak, ve RABBİ bırakanlar telef olacaklar. Çünkü istekli olduğunuz meşe ağaçlarından utanacaklar, ve seçmiş olduğunuz bahçelerden yüzünüz kızaracak.” (İşaya 1:28, 29) Peygamberlerin uyarı mesajlarını iş işten geçinceye kadar göz ardı edip Yehova’ya başkaldırarak suç işleyenler gerçekten de ‘yok olurlar.’ Bu olay MÖ 607’de oldu. Fakat acaba ağaçlar ve bahçelerle ilgili bu sözlerin anlamı nedir?
30 Yahudalıların sürekli bir sorunu putperestliktir. Aşağılık eylemlerde bulunurken çoğu kez ‘kutsal’ ağaçları, bahçeleri ve koruları kullanıyorlar. Örneğin, Baal ve eşi Astarti’ye tapanlar, kurak mevsimde bu iki tanrının ölüp gömüldüğüne inanıyorlar. Putperestler, onları ülkeye bereket getirmelerini sağlamak amacıyla uyandırıp çiftleştirmek için korularda veya bahçelerdeki ‘kutsal’ ağaçlar altında toplanıp sapık cinsel eylemlerde bulunuyorlar. Ülkeye yağmur ve bereket geldiğinde, bunun onuru sahte tanrılara veriliyor ve puta tapanlar boş inançlarının doğru çıktığını sanıyorlar. Fakat Yehova bu asi putperestleri kırıp yok ettiğinde, hiçbir put-tanrı onları korumaz. Bu kudretsiz ağaçlar ve bahçeler Yehova’ya başkaldıranları ‘utandırır.’
31. Putperestler yüz kızartıcı bir durumdan daha da beter neyle karşılaşıyorlar?
31 Ne var ki, putperest Yahudalılar yüz kızartıcı bir durumdan da beteriyle karşılaşıyorlar. Yehova verdiği örneği değiştirip şimdi putperestin kendisini bir ağaca benzetiyor. “Çünkü siz yaprağı solan meşe ağacı gibi, ve suyu olmıyan bahçe gibi olacaksınız.” (İşaya 1:30) Bu örnek Ortadoğu’nun sıcak, kurak iklimine çok uygundur. Düzenli su almayan hiçbir ağaç veya bahçe bu duruma uzun zaman dayanamaz. Kurur ve böyle bitkiler özellikle ateşe karşı dayanıksızdır. Bu nedenle, ardından doğal olarak 31. ayetteki örnek geliyor.
32. (a) İşaya 1:31’de sözü geçen “kuvvetli adam” kimdir? (b) Ne bakımdan “kıtık” gibi olacaklar, hangi “kıvılcım” onları tutuşturacak, sonuç ne olacak?
32 “Kuvvetli adam kıtık, ve onun işi kıvılcım olacak; ve ikisi birlikte yanacaklar, ve söndüren olmıyacak.” (İşaya 1:31) Kimdir bu “kuvvetli adam”? İbranice sözcük, güç ve zenginlik anlamı taşıyor. Muhtemelen bu söz, sahte tanrıların refah içinde yaşayan ve kendilerine çok güvenen tapıcılarına değiniyor. Zamanımızda olduğu gibi, İşaya’nın günlerinde de Yehova’yı ve pak tapınmayı reddeden adamlar hiç de az değil. Hatta bazıları görünüşte çok da başarılı. Fakat Yehova böyle adamların daha ateşin kokusunu duyduğunda yanacak kadar kuru ve dayanıksız “kıtık”, yani kalın keten lifleri gibi olacağına ilişkin uyarıda bulunuyor. (Hâkimler 16:8, 9) Putperestlerin “yaptıkları işler” –put-tanrılar, zenginlik ya da Yehova yerine tapınılan herhangi bir şey– onları tutuşturan bir “kıvılcım” gibi olacak. Hem kıvılcım hem de kıtık, kimsenin söndüremediği bir ateşte yitip gidecek. Evrende hiçbir güç, Yehova’nın kusursuz hükümlerini geçersiz kılamaz.
33. (a) Tanrı’nın yaklaşan hükümle ilgili uyarıları da merhametini nasıl yansıtıyor? (b) Yehova şimdi insanlığa hangi fırsatı veriyor, bu her birimizi nasıl etkiliyor?
33 Acaba bu son mesaj, 18. ayetteki merhamet ve bağışlama mesajıyla bağdaşıyor mu? Kesinlikle evet! Yehova merhameti nedeniyle, bu gibi uyarıları hizmetçilerine yazdırıp bize ulaştırdı. Her şeyden önce, O ‘hiç kimsenin mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini istiyor.’ (II. Petrus 3:9, Müjde) O’nun uyarı haberlerini insanlığa duyurmak bugün İsa’nın her hakiki takipçisinin ayrıcalığıdır, çünkü ancak bu sayede, tövbe edenler Tanrı’nın cömertçe bağışlamasından yararlanarak sonsuza dek yaşayabilirler. Yehova’nın iş işten geçmeden Kendisiyle ‘davalarını görüp’ meseleyi düzeltmeleri için insanlığa bir fırsat vermesi gerçekten de büyük bir lütuf ve iyiliktir!
[Dipnotlar]
a Eski Yahudi geleneksel inanışına göre, kötü Kral Manasse, İşaya’yı testereyle doğratarak idam ettirmiştir. (İbraniler 11:37 ile karşılaştırın.) Bir kaynağa göre, sahte peygamberlerden biri, bu ölüm cezasını verdirmek amacıyla İşaya hakkında şu suçlamada bulundu: “Yeruşalim’i Sodom diye adlandırdı ve Yahuda ile Yeruşalim önderlerini Gomorra halkına benzetti.”
b İbranice’de ‘gizemli güçler’ için kullanılan sözcük, ‘zararlı’, ‘esrarlı’ ve ‘hatalı’ olarak da tercüme edilir. Theological Dictionary of the Old Testament’a göre, İbrani peygamberler “gücü kötüye kullanmanın yol açtığı fenalığı” kınarken bu sözcüğü kullanırlardı.
c “Elimi senin üzerine döndüreceğim” ifadesi, Yehova’nın artık kavmini desteklemekten vazgeçip cezalandıracağı anlamına gelir.