“Okuyan Anlasın”
“Harap edici mekruh şeyin mukaddes yerde dikildiğini gördüğünüz zaman . . . . Yahudiyede olanlar o vakit dağlara kaçsınlar.”—MATTA 24:15, 16.
1. İsa’nın Luka 19:43, 44’te bulunan uyarısının sonucu ne oldu?
YAKLAŞAN bir felakete karşı tetikte olmak bundan kurtulmamızı sağlayabilir. (Süleymanın Meselleri 22:3) İsa’nın Yeruşalim’deki takipçilerinin MS 66’da Romalıların saldırısından sonraki durumunu gözünüzde canlandırın. İsa şehrin kuşatılacağı ve yıkılacağına ilişkin uyarıda bulunmuştu. (Luka 19:43, 44) Yahudilerin çoğu onu dikkate almadı. Fakat öğrencileri onun uyarılarını dinledi. Sonuç olarak MS 70’teki felakette hayatta kaldılar.
2, 3. İsa’nın Matta 24:15-17’de kayıtlı peygamberliğiyle neden ilgilenmeliyiz?
2 Bugün bizleri de ilgilendiren bir peygamberlikte İsa savaşları, kıtlıkları, depremleri ve Tanrı’nın Gökteki Krallığını vaaz eden takipçilerine yapılan ezaları içeren bileşik bir alametin ana noktalarını belirtmişti. (Matta 24:4-14; Luka 21:10-19) İsa aynı zamanda, öğrencilerinin sonun yakın olduğunu anlamasına yardım edecek bir ipucu da vermişti: ‘kutsal yerde dikilmiş harap edici mekruh bir şey.’ (Matta 24:15) Bu anlamlı sözleri yeniden inceleyip şimdi ve gelecekte yaşamımızı nasıl etkileyebileceğini görelim.
3 İsa alameti ana noktalarıyla belirttikten sonra şöyle dedi: “Daniel peygamber vasıtası ile söylenmiş olan harap edici mekruh şeyin mukaddes yerde dikildiğini gördüğünüz zaman (okuyan anlasın), Yahudiyede olanlar o vakit dağlara kaçsınlar; damda olan evinden eşya almağa inmesin; ve tarlada olan da abasını almak için geri dönmesin. Fakat o günlerde gebe ve emzikli olanların vay başına! Dua edin ki, kaçışınız kışta veya bir Sebt gününde olmasın. Çünkü o zaman büyük sıkıntı olacaktır ki, dünyanın başlangıcından şimdiye kadar olmamıştır, ve hiç olmıyacaktır.”—Matta 24:15-21.
4. Matta 24:15’in bir gerçekleşmesinin birinci yüzyılda olduğunu gösteren nedir?
4 Markos ve Luka’daki kayıtlar ek ayrıntılar veriyor. Matta mekruh şeyin ‘mukaddes yerde dikilmesinden’ söz ederken Markos 13:14’te onun “lâyık olmıyan yerde dikildiği” söylenir. Luka 21:20 İsa’nın şu sözlerini de ekler: “Yeruşalimi ordularla kuşatılmış gördüğünüz zaman, bilin ki, onun yıkılması yakındır.” Bu sözler, birinci gerçekleşmenin, artık Yehova için değilse de, Yahudiler için kutsal olan Yeruşalim’e ve mabedine karşı MS 66’da başlayan Roma saldırısıyla ilgili olduğunu anlamamıza yardım eder. Romalılar MS 70’te hem şehri hem de mabedi harap ettiğinde tam bir yıkım oldu. O zamanlar “mekruh şey” neydi? ‘Mukaddes yerde dikilmesi’ nasıl gerçekleşti? Bu soruların yanıtları günümüzdeki gerçekleşmenin daha net anlaşılmasına yardım edecek.
5, 6. (a) Daniel’in 9. babını okuyanların neden ayırt etme gücüne ihtiyacı vardı? (b) İsa’nın “mekruh şey” ile ilgili peygamberliği nasıl gerçekleşti?
5 İsa okuyanları ayırt etme gücünü kullanma yönünde ısrarla teşvik etti. Neyi okuyanları? Herhalde Daniel’in 9. babını. Orada, Mesih’in ortaya çıkacağı zamanı ve üç buçuk yıl sonra ‘kesilip atılacağını’ önceden bildiren bir peygamberlik buluyoruz. Peygamberlik şöyle diyor: “Mekruh şeylerin kanadı üzerinde harap eden biri gelecek; ve tam sona kadar, bu da hükmolunmuştur, viranenin üzerine öfke dökülecektir.”—Daniel 9:26, 27; ayrıca Daniel 11:31; 12:11’e bakın.
6 Yahudiler bu sözlerin 200 yıl kadar önce IV. Antiokhos’un mabedi saygısızca kullanmasıyla gerçekleştiğini düşündüler. Bununla birlikte, İsa farklı bir şey göstererek ayırt etme gücü kullanmaya teşvik etti, çünkü “mekruh şey” henüz ortaya çıkıp “mukaddes yerde” dikilmemişti. İsa’nın, MS 66’da sancaklarıyla gelecek olan Roma ordusunu kastettiği anlaşılıyor. Uzun süredir kullanılan bu tür sancaklar birer put gibiydi ve Yahudiler için mekruhtu.a Fakat bunlar ne zaman ‘kutsal yerde dikilecekti’? Roma ordusu sancaklarıyla birlikte, Yahudilerin kutsal saydığı Yeruşalim’e ve mabedine saldırdığında bu sözler gerçekleşti. Romalılar yavaş yavaş mabet bölgesindeki surların bile altını oymaya başladı. Gerçekten de uzun zamandır “mekruh” olan şey şimdi kutsal bir yerde duruyordu!—İşaya 52:1; Matta 4:5; 27:53; Resullerin İşleri 6:13.
Çağdaş Bir “Mekruh Şey”
7. İsa’nın hangi peygamberliği bizim zamanımızda gerçekleşiyor?
7 İsa’nın verdiği, Matta 24. bapta kayıtlı alametin daha büyük gerçekleşmesini I. Dünya Savaşından beri görüyoruz. Fakat onun şu sözlerini hatırlayın: “Harap edici mekruh şeyin mukaddes yerde dikildiğini gördüğünüz zaman . . . . Yahudiyede olanlar o vakit dağlara kaçsınlar.” (Matta 24:15, 16) Peygamberliğin bu yönünün de günlerimizde bir gerçekleşmesi olmalıdır.
8. Yehova’nın Şahitleri yıllardır çağımızdaki “mekruh şeyin” kimliğini nasıl ortaya koyuyor?
8 Yehova’nın hizmetçilerinin bu peygamberliğin gerçekleşeceğine duyduğu güvenin açık bir kanıtı, 1 Ocak 1921 tarihli The Watchtower’ın Ortadoğu’daki gelişmelerle bağlantılı olarak bu konu üzerinde odaklanmış olmasıdır. Daha sonra 15 Aralık 1929 tarihli sayısının 374. sayfasında The Watchtower net şekilde şunları söyledi: “Milletler Cemiyetinin bütün eğilimi insanları Tanrı’dan ve Mesih’ten uzaklaştırma yönündedir, bu yüzden o mekruh bir şeydir, Şeytan’ın ürünüdür ve Tanrı’nın gözünde iğrenç bir şeydir.” Buna göre “mekruh şey” 1919’da ortaya çıkmıştı. Milletler Cemiyeti zamanla yerini Birleşmiş Milletler’e bıraktı. Yehova’nın Şahitleri uzun süredir insanların oluşturduğu bu barış teşkilatlarının Tanrı’nın gözünde “mekruh” olduğunu açıkça göstermektedir.
9, 10. Büyük sıkıntıya ilişkin eski bir anlayış, “mekruh şeyin” kutsal yerde dikileceği zamanla ilgili görüşümüzü nasıl etkiledi?
9 Önceki makalede Matta’nın 24 ve 25. baplarına ilişkin net bir görüş özetlenmiştir. ‘Kutsal yerde dikilmiş olan mekruh şey’ hakkında da bir açıklama yerinde olmaz mı? Yerinde görülüyor. İsa’nın peygamberliği ‘kutsal yerde dikiliş’ ile önceden bildirilen ‘sıkıntının’ patlak verişinin birbiriyle yakından ilişkili olduğunu gösterir. Bu nedenle “mekruh şey” uzun zamandır var olsa bile, onun ‘kutsal yerde dikilmesi’ ile büyük sıkıntı arasındaki bağlantı düşünüşümüzü etkilemelidir. Nasıl?
10 Tanrı’nın kavmi eskiden, büyük sıkıntının ilk evresinin 1914’te başladığını ve son kısmının Armagedon savaşında olacağını düşünüyordu. (Vahiy 16:14, 16) Böylece, neden bir zamanlar çağdaş “mekruh şeyin” I. Dünya Savaşından hemen sonra kutsal yerde dikilmesi gerektiğinin düşünüldüğünü anlayabiliriz.
11, 12. Büyük sıkıntı ile ilgili 1969’da hangi düzeltilmiş görüş sunuldu?
11 Bununla birlikte, sonraki yıllarda bu konuda daha farklı bir görüş edindik. 10 Temmuz 1969’da, New York City’deki “Yeryüzünde Barış” Uluslararası Kongresinde, Teşkilatın o zamanki başkan yardımcısı F. W. Franz çok heyecan yaratan bir konuşma sundu. İsa’nın peygamberliğiyle ilgili daha önceki anlayışı tekrarlayan Birader Franz şöyle dedi: “Büyük sıkıntının MS 1914’te başladığı, sonuna kadar gitmesine o zaman izin verilmediği ve Tanrı’nın I. Dünya Savaşını Kasım 1918’de durdurduğu yönünde açıklamalar yapıldı. O zamandan beri Tanrı, İsa’nın seçilmiş takipçilerinin meshedilmiş artakalanının faaliyeti için bir ara vermişti; sonra ‘büyük sıkıntının’ son kısmının Armagedon savaşında kaldığı yerden devam etmesine izin verecekti.”
12 Ardından göze çarpar şekilde düzeltilmiş bir açıklama sunuldu: “İlk yüzyıldaki olaylarla uyumlu olarak . . . . asıl ‘büyük sıkıntı’ 1914’te başlamadı. Fakat, 1914-1918 yılları arasında Yeruşalim’in çağdaş karşılığının başına gelenler sadece ‘ağrıların başlangıcıydı’ . . . . Bir daha asla olmayacak ‘büyük sıkıntı’ hâlâ önümüzdedir, çünkü bunun anlamı sahte dinin dünya imparatorluğunun (Hıristiyan âlemi de dahil) yok edilişi ve sonra da Armagedon’da ‘Her şeye kadir Tanrı’nın büyük gününün cenginin’ olmasıdır.” Öyleyse, büyük sıkıntının tümü henüz önümüzde demekti.
13. “Mekruh şeyin” gelecekte ‘kutsal yerde dikileceğini’ söylemek neden akla yatkındır?
13 “Mekruh şeyin” kutsal yerde dikiliş zamanının ayırt edilmesinde bunun doğrudan bir etkisi vardır. Birinci yüzyılda neler olduğunu hatırlayın. Romalılar MS 66’da Yeruşalim’e saldırdı, fakat birdenbire geri çekilmeleri İsa’nın takipçisi olan ‘insanların’ kurtulmasını sağladı. (Matta 24:22) Buna göre, büyük sıkıntının yakında başlamasını bekliyoruz, fakat Tanrı’nın seçilmiş olanları uğrunda süresi kısaltılacaktır. Şu önemli noktaya dikkat edin: Eski örnekte, ‘mekruh şeyin kutsal yerde dikilişi’ ile Romalıların MS 66’da General Gallus yönetiminde saldırıya geçmesi arasında bir bağlantı vardı. Bu saldırının günümüzdeki paraleli olan büyük sıkıntının patlak verişi, hâlâ önümüzdedir. Öyleyse, 1919’dan beri varlığını sürdüren “harap edici mekruh şeyin” kutsal yerde dikilmesinin henüz önümüzde olduğu anlaşılıyor.b Bu nasıl olacak? Biz bundan nasıl etkilenebiliriz?
Gelecek Bir Saldırı
14, 15. Vahiy 17. bap Armagedon’a doğru gelişen olayları anlamamıza nasıl yardım eder?
14 Vahiy kitabı sahte dine karşı ileride olacak bir imha saldırısını anlatır. 17. bap ‘dünyanın fahişelerinin anası’ olan Büyük Babil’e, yani sahte dinin dünya imparatorluğuna karşı Tanrı’nın hükmünü belirtir. Hıristiyan âlemi bu imparatorlukta önemli bir yer tutar ve Tanrı ile bir ahit ilişkisine sahip olduğunu iddia eder. (Yeremya 7:4 ile karşılaştırın.) Hıristiyan âlemi de dahil olmak üzere sahte dinler, uzun zamandır “yerin kıralları” ile gayrimeşru bir ilişki içindedir, fakat yok edilmeleriyle bu ilişki sona erecektir. (Vahiy 17:2, 5) Kim tarafından yok edilecekler?
15 Vahiy bir süre var olan, sonra kaybolup yeniden ortaya çıkan bir “kırmızı canavar” betimler. (Vahiy 17:3, 8) Bu canavar dünya yöneticileri tarafından desteklenir. Peygamberlikte verilen ayrıntılar sayesinde bu simgesel canavarın kimliği saptanabilir. Bu canavar, 1919’da Milletler Cemiyeti (bir “mekruh şey”) adıyla ortaya çıkan ve şimdi Birleşmiş Milletler olarak bilinen bir barış örgütüdür. Vahiy 17:16, 17, Tanrı’nın bu “canavar” içinde önde gelen bazı insan yöneticilerin yüreğine, sahte dinin dünya imparatorluğunu perişan etme fikrini koyacağını gösterir. Bu saldırı büyük sıkıntının başlangıcını işaretler.
16. Dinle ilgili hangi göze çarpar gelişmeler oluyor?
16 Büyük sıkıntının başlangıcı henüz gelecekte olduğuna göre, ‘kutsal yerde dikilme’ olayı da hâlâ önümüzde midir? Öyle olduğu anlaşılıyor. “Mekruh şey” bu yüzyılın başlarında ortaya çıkıp yıllardır varlığını sürdürdüğü halde, ‘kutsal bir yerde’ dikilişi yakın gelecekte eşsiz bir şekilde gerçekleşecektir. İsa’nın ilk yüzyıldaki takipçilerinin, ‘kutsal yerde dikilme’ sürecinin nasıl gelişeceğini dikkatle izlemeleri gerekiyordu; bu, günümüzdeki takipçileri için de geçerlidir. Gerçi, bütün ayrıntıları öğrenebilmek için asıl gerçekleşmeyi beklememiz gerekecek. Yine de, bazı ülkelerde dine karşı zaten hissedilir derecede bir antipati olduğunu ve bunun giderek geliştiğini görmek ilginçtir. Artık İsa’nın takipçisi olmayan hakiki dinden ayrılmış kişilerle birlik olan bazı siyasi unsurlar, genel olarak dine ve özellikle de İsa’nın hakiki takipçilerine karşı düşmanlığı körüklüyor. (Mezmur 94:20, 21; I. Timoteos 6:20, 21) Sonuç olarak siyasi güçler şimdi ‘Kuzu ile savaş’ durumundadır ve Vahiy 17:14’ün gösterdiği gibi bu savaş giderek şiddetlenecek. Onlar Tanrı’nın kuzusuna harfi olarak el uzatamazlar, çünkü İsa Mesih yükseltilmiş ve izzetli bir konumdadır. Bu yüzden Tanrı’nın hakiki tapıcılarına, özellikle de onun “seçilmiş” olanlarına karşı muhalefetlerini daha da yoğunlaştıracaklar. (Daniel 7:25; ayrıca Romalılar 8:27, Koloseliler 1:2; Vahiy 12:17 ile karşılaştırın.) Kuzu ile yanındakilerin zafer kazanacağına ilişkin Tanrısal kaynaklı bir güvenceye sahibiz.—Vahiy 19:11-21.
17. Dogmatik olmaktan kaçınarak, “mekruh şeyin” kutsal yerde dikilişiyle ilgili ne söyleyebiliriz?
17 Sahte dinin akıbetinin yok ediliş olduğunu biliyoruz. Büyük Babil ‘mukaddeslerin kanından sarhoştur’ ve bir kraliçe gibi hareket etmektedir, fakat yok edileceği kesindir. İlişkileri “on boynuz ve canavar” açısından güçlü bir nefrete dönüştüğünde, Büyük Babil’in yerin kralları üzerindeki kirli etkisi de çarpıcı şekilde değişecektir. (Vahiy 17:6, 16; 18:7, 8) “Kırmızı canavar” dinsel fahişeye saldırdığında, “mekruh şey” Hıristiyan âleminin sözde kutsal olan yerinde tehdit eder tarzda dikilecek.c Böylece kendini kutsal olarak tanıtan imansız Hıristiyan âleminde yıkım başlayacak.
‘Kaçış’ Nasıl Olacak?
18, 19. ‘Dağlara kaçmanın’ din değiştirmek anlamına gelmeyeceğine ilişkin hangi nedenler gösterilebilir?
18 İsa ‘mekruh şeyin kutsal yerde dikileceğini’ bildirdikten sonra, ayırt etme gücüne sahip kişileri harekete geçmeleri için uyardı. Acaba ‘mekruh şey mukaddes yerde dikildiğinde’ birçok insanın son anda sahte dinden kaçıp hakiki tapınmaya geçeceğini mi söylemek istedi? Herhalde hayır. Birinci gerçekleşmeyi düşünün. İsa şöyle demişti: “Yahudiyede olanlar dağlara kaçsınlar; ve damda olan aşağı inip evinden bir şey almağa girmesin; tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin. Fakat o günlerde gebe ve emzikli olanların vay başına! Dua edin ki, kışta olmasın.”—Markos 13:14-18.
19 İsa, sanki Yahudiliğin tapınma merkezinden çıkmak gerektiğini vurgularmış gibi, sadece Yeruşalim’de oturanların oradan uzaklaşmaları gerektiğini söylemedi; aynı şekilde uyarısında, sahte dinden kaçıp hakiki dini kabul ederek din değiştirmekten de söz etmiyordu. İsa’nın öğrencileri zaten onun hakiki takipçileri olduğundan, bir dinden diğerine kaçmaları yönünde bir uyarıya kesinlikle ihtiyaçları yoktu. Yeruşalim’de ve tüm Yahudiye’de Yahudiliği uygulayanlar da, MS 66’daki saldırı üzerine, dinlerini bırakıp Hıristiyanlığı kabul etmeye yönelmedi. Profesör Heinrich Graetz, Romalıları kovalayanların şehre geri döndüğünü söyler: “Zelotlar sevinçli savaş şarkıları söyleyerek Yeruşalim’e döndüler (8 Ekim), yürekleri özgürlük ve bağımsızlık ümidinin sevinciyle coşuyordu. . . . . Tanrı atalarına yardım ettiği gibi büyük merhametle onlara da yardım etmemiş miydi? Zelotların yüreğinde gelecekle ilgili hiçbir korku yoktu.”
20. İsa’nın ilk öğrencileri onun dağlara kaçmakla ilgili uyarısına nasıl karşılık verdi?
20 Öyleyse nispeten az sayıdaki seçilmiş olanlar o zamanlar İsa’nın öğüdünü nasıl uyguladı? Yahudiye’yi terk ettikten sonra, Erden’i geçip dağlara kaçarak, siyasal ya da dinsel açıdan Yahudi sisteminin bir kısmı olmadıklarını göstermekle. Topraklarını ve evlerini terk ettiler, hatta evlerindeki mallarını bile toplamadılar. Yehova’nın korumasına ve desteğine güvenerek, O’na sunulan tapınmayı, önemli gibi görünebilen her şeyden önde tuttular.—Markos 10:29, 30; Luka 9:57-62.
21. “Mekruh şey” saldırıya geçtiğinde hangi sonucu beklememiz gerekmez?
21 Şimdi de daha büyük gerçekleşmeyi düşünün. Yaklaşık doksan yıldan beri insanları sahte dinden çıkıp hakiki tapınmaya gelmeleri için teşvik ediyoruz. (Vahiy 18:4, 5) Milyonlarca kişi bunu yaptı. İsa’nın peygamberliği, büyük sıkıntı patlak verince geniş insan kitlelerinin hakiki tapınmaya yöneleceğini göstermez; MS 66 yılında da Yahudilerin topluca din değiştirmesi söz konusu değildi. Bununla birlikte, İsa’nın hakiki takipçileri onun uyarısına uyup kaçmak üzere önemli bir nedene sahip olacak.
22. İsa’nın dağlara kaçmakla ilgili öğüdünü tutmak neler gerektirebilir?
22 Şu anda büyük sıkıntı hakkında bütün ayrıntıları bilemeyiz, fakat mantıksal olarak İsa’nın sözünü ettiği ‘kaçışın’ bizim için coğrafi bir anlam taşımadığı sonucuna varabiliriz. Tanrı’nın kavmi zaten yer kürenin her tarafına, gerçek anlamda her köşesine yayılmış durumdadır. Bununla birlikte, kaçmak gerektiğinde, İsa’nın takipçilerinin sahte dinsel teşkilatlarla kendileri arasında net bir farklılığı korumaya devam etmeleri gerekecek. Aynı zamanda İsa’nın bir kişinin giysilerini ve diğer eşyalarını almak için evine dönmemesi konusunda uyarıda bulunması dikkat çekicidir. (Matta 24:17, 18) O halde, maddi şeylere bakış açımızla ilgili önümüzde bazı denemeler olabilir. Bizim için en önemli şey bunlar mı, yoksa Tanrı’nın tarafında yer alan herkes için gerçekleşecek kurtuluş mu? Evet, kaçışımız bazı zorluklar ve mahrumiyetler içerebilir. Birinci yüzyılda Yahudiye’den Erden’in ötesindeki Perea’ya kaçan iman kardeşlerimiz gibi, ne gerekiyorsa yapmaya hazır olmalıyız.
23, 24. (a) Sadece nerede korunabiliriz? (b) ‘Mekruh şeyin kutsal yerde dikilmesiyle ilgili’ İsa’nın verdiği uyarı bizde nasıl bir etki yaratmalı?
23 Sığınağımızın hâlâ Yehova ve O’nun dağa benzer teşkilatı olduğundan emin olmalıyız. (II. Samuel 22:2, 3; Mezmur 18:2; Daniel 2:35, 44) Korunabileceğimiz tek yer burasıdır. “Mağaralara” kaçan ve “dağların kayalarına” gizlenen, yani Büyük Babil’in yok edilişinden sonra çok kısa bir süre ayakta kalabilecek olan insan teşkilatları ve kurumlarına sığınan insan kitlelerini örnek almayacağız! (Vahiy 6:15; 18:9-11) Gerçi günler daha da zorlaşabilir; MS 66’da Yahudiye’den kaçan hamile kadınların ya da soğuk ve yağmurlu havada yolculuk etmek zorunda kalan herkesin durumunda da böyleydi. Fakat Tanrı’nın kurtuluş sağlayacağına emin olabiliriz. Daha şimdiden Yehova’ya ve Gökteki Krallıkta hüküm süren Oğluna güvenimizi pekiştirelim.
24 Olacak şeylerin korkusuyla yaşamamıza gerek yok. İsa o zamanki öğrencilerinin korkmasını istemedi, şimdi ve önümüzdeki günlerde bizim de korkmamızı istemiyor. O bizi uyararak yüreğimizi ve zihnimizi hazırlamamızı istiyor. Unutmayalım ki, sahte din ve bu kötü sistemin geri kalan kısmı yok edildiğinde İsa’nın itaatli takipçileri ceza görmeyecek. Ayırt edici davranarak ‘mekruh şeyin kutsal yerde dikilmesiyle’ ilgili uyarıya uyacaklar. Sarsılmaz imanlarıyla kararlı şekilde hareket edecekler. İsa’nın vaadini asla unutmayalım: “Sona kadar dayanan, kurtulacak odur.”—Markos 13:13.
[Dipnotlar]
a “Roma sancakları, Roma’daki tapınaklarda dinsel bir saygıyla saklanırdı ve bu milletin sancaklarına duyduğu hürmet diğer milletler karşısındaki üstünlükleriyle bağlantılı olarak artardı . . . . [Askerler açısından] belki de dünyada sahip olunabilecek en kutsal şey sancaktı.”—The Encyclopædia Britannica, 11. basım.
b İsa’nın sözlerinin MS 66-70 yılları arasındaki gerçekleşmesi, büyük sıkıntıda olacak gerçekleşmeyi anlamamıza yardım edebilirse de, iki gerçekleşme farklı ortamlarda meydana geldiğinden birbirlerine tamamen koşut olmalarının beklenemeyeceğine dikkat edilmelidir.
c İnceleme Serisi, 10. Kitap, sayfa 39-45’e bakın.
Hatırlıyor musunuz?
◻ “Harap edici mekruh şey” birinci yüzyılda kendini nasıl belli etti?
◻ Çağdaş “mekruh şeyin” kutsal bir yerde dikilmesinin ileride gerçekleşeceğini düşünmek neden mantıklıdır?
◻ Vahiy’de “mekruh şeyin” yapacağı hangi saldırı önceden bildirildi?
◻ Bizim açımızdan ne tür bir ‘kaçış’ gerekebilir?
[Sayfa 16’daki resim]
Büyük Babil ‘dünyanın fahişelerinin anası’ olarak adlandırılıyor
[Sayfa 17’deki resim]
Vahiy’in 17. babındaki kırmızı canavar İsa’nın değindiği ‘mekruh şeydir’
[Sayfa 18’deki resim]
Kırmızı canavar dine karşı girişilen büyük bir saldırıya önderlik edecek