-
‘Mesih’in Fikrini’ ÖğrenmekGözcü Kulesi—2000 | 15 Şubat
-
-
‘Mesih’in Fikrini’ Öğrenmek
“Rabbin fikrini kim bildi ki, ona öğretsin? Fakat Mesihin fikri bizdedir.”—I. KORİNTOSLULAR 2:16.
1, 2. Yehova, Kendi Sözünde İsa’yla ilgili neyi açıklamayı uygun gördü?
İSA’NIN dış görünüşü nasıldı? Saçı ne renkti? Ya ten ve göz rengi? Boyu ne kadardı? Ya kilosu? Yüzyıllar boyunca, sanatçıların İsa ile ilgili yaptığı tasvirler, kimi zaman makul kimi zaman da abartılı olmuştur. Bazıları onu güçlü kuvvetli biri olarak tasvir ederken, başkaları çelimsiz ve solgun olarak resmetmiştir.
2 Bununla birlikte, Mukaddes Kitap İsa’nın dış görünümüne dikkati çekmez. Bunun yerine, Yehova çok daha önemli olan bir şeyi açıklamayı uygun gördü; bu, İsa’nın kişiliğiydi. İncil kayıtları İsa’nın sadece söyledikleri ve yaptıklarını bildirmekle kalmaz, ayrıca onun sözlerinin ve davranışlarının arkasındaki duyguların derinliğini ve düşünüş tarzını da açıklar. İlham edilmiş bu dört kayıt, Pavlus’un “Mesihin fikri” olarak sözünü ettiği kavramı incelememizi mümkün kılacaktır. (I. Korintoslular 2:16) İsa’nın düşüncelerini, duygularını ve kişiliğini öğrenmemiz, en azından iki nedenle çok önemlidir.
3. Mesih’in fikrini öğrenmek bize hangi konuda anlayış sağlar?
3 Birincisi, Mesih’in fikri Yehova’nın düşünüşünü anlamak için bize ışık tutuyor. İsa, Babasını öylesine yakından tanıyordu ki şunu söyleyebildi: “Oğul kimdir, Babadan başka kimse bilmez; ve Baba kimdir, Oğuldan, ve Oğlun ona keşfetmeği dilediği kimseden başkası bilmez.” (Luka 10:22) İsa sanki ‘Yehova’yı tanımak istiyorsanız, bana bakın’ diyordu. (Yuhanna 14:9) Bu nedenle, İncil kayıtlarında İsa’nın duyguları ve düşünüş tarzıyla ilgili açıklamaları incelediğimizde, aslında Yehova’nın duygularını ve düşünüş tarzını öğreniyoruz. Bu bilgi, Tanrımıza daha çok yakınlaşmamızı sağlayabilir.—Yakub 4:8.
4. Gerçekten Mesih gibi davranmak istiyorsak, ilk önce neyi öğrenmeliyiz; neden?
4 İkincisi, Mesih’in fikrini bilmek ‘onun izleri ardınca’ gitmemize yardım eder. (I. Petrus 2:21) İsa’yı izlemek, sadece onun sözlerini tekrar etmek ve yaptıklarını taklit etmek anlamına gelmez. Sözler ve davranışlar, duygu ve düşüncelerden etkilendiği için, Mesih’i izlemek tam onun sahip olduğu ‘düşünceyi’, yani zihinsel tutumu geliştirmemizi gerektirir. (Filipililer 2:5) Başka sözlerle, eğer gerçekten Mesih gibi davranmak istiyorsak, ilk önce, kusurlu insanlar olarak elimizden gelen en iyi şekilde onun gibi düşünmeyi ve hissetmeyi öğrenmeliyiz. Öyleyse şimdi İncil yazarlarının yardımıyla Mesih’in fikrini inceleyelim. İsa’nın duygularını ve düşünüş tarzını etkileyen etkenleri ele alalım.
İnsan Olmadan Önceki Yaşamı
5, 6. (a) Arkadaşlarımızın üzerimizde nasıl bir etkisi olabilir? (b) Tanrı’nın ilkdoğan Oğlu yeryüzüne gelmeden önce göklerde kimin yanındaydı; bunun onun üzerindeki etkisi ne oldu?
5 Yakın arkadaşlarımız düşüncelerimizi, duygularımızı ve davranışlarımızı iyi veya kötü yönde etkileyebilirler.a (Süleymanın Meselleri 13:20) İsa’nın yeryüzüne gelmeden önce gökteyken kimin yanında olduğunu düşünün. Yuhanna’nın İncili, İsa’nın yeryüzüne gelmeden önceki ‘Söz’, yani Tanrı’nın Sözcüsü olarak varlığına dikkati çeker. Yuhanna şunları söylüyor: “Kelâm başlangıçta var idi, ve Kelâm Allah nezdinde idi, ve Kelâm Allah idi. O, başlangıçta Allah nezdinde idi.” (Yuhanna 1:1, 2) Yehova’nın bir başlangıcı olmadığına göre, Söz’ün ‘başlangıçtan’ Tanrı’yla birlikte olması Tanrı’nın yaratma işlerinin başlangıcını kastetmeli. (Mezmur 90:2) İsa, ‘bütün yaratılışın ilk doğanıdır.’ Bu nedenle o, diğer ruhi yaratıklar ve fiziksel evren yaratılmadan önce vardı.—Koloseliler 1:15, Müjde; Vahiy 3:14.
6 Bazı bilimsel tahminlere göre, fiziksel evren en az 12 milyar yıldan beri vardır. Eğer bu tahminlerde doğruluk payı varsa, Tanrı’nın ilkdoğan Oğlu, daha Âdem yaratılmadan önce, Babasıyla çağlar boyunca yakın bir ilişki içinde oldu. (Mika 5:2 ile karşılaştırın.) Böylece ikisi arasında şefkat dolu, derin bir bağ gelişti. Yeryüzüne gelmeden önce bu ilkdoğan Oğul kişileşmiş hikmet olarak şunu söylüyor: “Her gün onun [Yehova’nın] sevinci idim. Her vakit onun önünde sevinirdim.” (Süleymanın Meselleri 8:30) Sevginin Kaynağıyla sayısız çağlar boyunca yakın bir ilişkide olmak kuşkusuz Tanrı’nın Oğlunun üzerinde derin bir etki bıraktı. (I. Yuhanna 4:8) Bu Oğul, Babasının düşüncelerini, duygularını ve davranış tarzını başka hiç kimsenin yapamayacağı biçimde öğrendi ve yansıttı.—Matta 11:27.
Yeryüzündeki Yaşamı ve Etkileri
7. Tanrı’nın ilkdoğan Oğlunun yeryüzüne gelmesinin nedenlerinden biri nedir?
7 Tanrı’nın Oğlunun öğreneceği başka şeyler de vardı; çünkü Yehova’nın amacı, Oğlunu ‘bizim zayıflıklarımıza duyguda iştirak edebilen’ şefkatli bir Başkâhin olarak donatmaktı. (İbraniler 4:15) Bu görevin gereğini yerine getirmek, Oğul’un yeryüzüne insan olarak gelmesinin nedenlerinden biridir. İsa burada daha önce sadece gökten gözlemlediği koşullarla ve etkilerle karşılaştı. Şimdi insana özgü duyguları ve heyecanları doğrudan yaşayabilirdi. Bazen yoruldu, susadı ve acıktı. (Matta 4:2; Yuhanna 4:6, 7) Dahası her türlü sıkıntı ve acıya tahammül etti. Böylece “itaat öğrendi” ve Başkâhinlik görevi için tam olarak yeterlik kazandı.—İbraniler 5:8-10.
8. İsa’nın yeryüzündeki yaşamının ilk dönemleriyle ilgili ne biliyoruz?
8 Ya İsa’nın yeryüzündeki yaşamının ilk dönemlerindeki deneyimleri hakkında ne denebilir? Çocukluğuyla ilgili kayıt çok kısadır. Aslında sadece Matta ve Luka onun doğumu ve sonrasındaki olayları anlattı. İncil yazarları, İsa’nın yeryüzüne gelmeden önce gökte yaşadığını biliyorlardı. İsa’nın bu önceki yaşamı, onun nasıl bir kişi olduğunu her şeyden daha çok açıklıyordu. Bununla birlikte, o tam anlamıyla bir insandı. Kusursuz olmasına rağmen, yetişkinliğe dek bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemlerinden hep öğrenerek geçmeliydi. (Luka 2:51, 52) Mukaddes Kitap, İsa’nın yaşamının ilk dönemleriyle ilgili ancak belirli şeyleri açıklar ve kuşkusuz bunlar onun kişiliğini etkilemiştir.
9. (a) İsa’nın yoksul bir ailede doğduğuna ilişkin hangi kanıt var? (b) İsa muhtemelen ne tür koşullarda büyüdü?
9 İsa’nın yoksul bir ailede doğduğu anlaşılıyor. Onun doğumundan 40 gün sonra Yusuf ve Meryem’in mabede getirdiği takdime bunu göstermektedir. Yakılan takdime olarak bir kuzu ve günah takdimesi olarak bir güvercin yavrusu veya bir kumru yerine, onlar ya ‘bir çift kumru ya da iki güvercin yavrusu’ getirdiler. (Luka 2:24) Musa kanununa göre, bu takdime yoksullar için yapılan bir düzenlemeydi. (Levililer 12:6-8) Zamanla, bu mütevazı aile büyüdü. Yusuf ve Meryem’in, İsa’nın mucizevi doğumundan sonra doğal yollarla en az altı çocukları daha oldu. (Matta 13:55, 56) Bu nedenle, İsa büyük bir ailede, muhtemelen mütevazı koşullarda büyüdü.
10. Meryem ve Yusuf’un Tanrı’dan korkan kişiler olduğunu gösteren nedir?
10 İsa, Tanrı’dan korkan ve kendisine özen gösteren bir ana-baba tarafından yetiştirildi. Annesi Meryem özel bir kadındı. Melek Cebrail onu selamladığında söylediklerini hatırlayın: “Selâm, ey nimete eren kız, Rab seninledir.” (Luka 1:28) Yusuf da dindar bir adamdı. Fısıh için Yeruşalim’e gitmek üzere 150 kilometrelik yolculuğu her yıl sadakatle yapardı. Bu sadece erkeklerden talep edilmesine rağmen, Meryem de ona eşlik ederdi. (Çıkış 23:17; Luka 2:41) Bir keresinde, Yusuf ve Meryem 12 yaşındaki İsa’yı uzun çabalardan sonra mabette öğretmenlerin ortasında buldular. İsa kaygı içindeki ana-babasına şöyle dedi: ‘Bilmiyor mu idiniz ki, benim için Babamın evinde bulunmak gerektir?’ (Luka 2:49) “Baba” sözcüğünün, İsa için sıcak ve olumlu bir çağrışımı olmalıydı. Herhalde ona, gerçek Babasının Yehova olduğu söylenmişti. Ayrıca, Yusuf’un, İsa için iyi bir üvey baba olduğu anlaşılıyor. Yehova’nın, sevgili Oğlunu yetiştirmesi için sert veya haşin bir adam seçmeyeceğine kuşku yoktur!
11. İsa hangi mesleği öğrendi; Mukaddes Kitap devirlerinde bu işi yapmak neleri içeriyordu?
11 İsa, Nasıra’dayken muhtemelen üvey babası Yusuf’tan marangozluk mesleğini öğrendi. Bu işte öyle ustalık kazandı ki, kendisi “marangoz” diye adlandırıldı. (Markos 6:3, Müjde) Mukaddes Kitap devirlerinde marangozlar ev inşa ederler; masa, tabure, divan gibi ev eşyaları ve ayrıca tarım aletleri yaparlardı. MS ikinci yüzyılda yaşamış olan İustinos, Dialogue With Trypho adlı kitabında İsa’yla ilgili şunları yazdı: “O, yeryüzünde insanlar arasındayken saban ve boyunduruklar yapan bir marangoz olarak çalışırdı.” Bu iş kolay değildi, çünkü herhalde o zamanlarda marangozlar işleyecekleri keresteyi satın alamazlardı. Büyük olasılıkla, İsa da ormana gidip ağaç keser ve eve taşırdı. Bu nedenle, o, para kazanmanın, müşterilerle uğraşmanın ve ev geçindirmenin zorluklarını muhtemelen biliyordu.
12. Yusuf’un İsa’dan önce öldüğüne işaret eden nedir? Bu, İsa için ne anlama gelmiş olabilir?
12 İsa en büyük oğul olarak büyük olasılıkla ailenin geçimine yardım etti, çünkü üvey babası Yusuf’un ondan önce öldüğü anlaşılıyor.b 1 Ocak 1900 tarihli Zion’s Watch Tower şunları belirtti: “Geleneksel olarak, Yusuf’un İsa daha küçükken öldüğüne, sonra İsa’nın onun işini sürdürüp ailenin geçimini sağladığına inanılır. Kutsal Yazılarda da bunu destekleyen ayetler vardır; orada, İsa’nın kendisine marangoz deniliyor; ayrıca, annesi ve kardeşlerinden söz edilirken Yusuf’un adı geçmiyor. (Markos 6:3) . . . . Öyleyse, Rabbimizin hayatının, Luka 2:41-49’da kayıtlı olaydan vaftizine dek geçen on sekiz yıllık uzun bir kısmı, büyük olasılıkla günlük yaşamdaki sıradan işlerle geçmiştir.” Meryem ve İsa da dahil tüm çocukları, sevilen bir kocanın ve babanın ölümünden kaynaklanan acıyı herhalde biliyorlardı.
13. İsa kutsal hizmetine neden hiçbir insanın sahip olamayacağı bir bilgi, anlayış ve duygu derinliğiyle başladı?
13 İsa’nın rahat bir yaşam sürmek üzere doğmadığı açıktır. Tersine, o sıradan insanların koşullarında yaşadı. Daha sonra, MS 29’da kendisini bekleyen Tanrısal görevi yerine getirme zamanı geldi. O yılın sonbaharında suda vaftiz edildi ve Tanrı’nın ruhi bir Oğlu konumuna getirildi. ‘Ona gökler açıldı’; bu ifadeden, yeryüzüne gelmeden önceki yaşamını ve bu yaşamındaki düşünce ve duyguları artık hatırladığı anlaşılıyor. (Luka 3:21, 22) Böylece İsa hizmetine, hiçbir insanın sahip olamayacağı bir bilgi, anlayış ve duygu derinliğiyle başladı. Yerinde olarak İncil yazarları kayıtlarının büyük kısmını İsa’nın hizmeti sırasındaki olaylara ayırdılar. Yine de, onun söylediklerinin ve yaptıklarının tümünü yazamadılar. (Yuhanna 21:25) Bununla birlikte, ilham altında kaydettikleri, dünyada yaşamış en büyük adamın fikirlerini incelememizi mümkün kılıyor.
İsa Nasıl Bir Kişiydi?
14. İncil kayıtları İsa’yı şefkatli, içten ve derin duyguları olan bir kişi olarak nasıl tanıtıyor?
14 İsa’nın İncil kayıtlarında ortaya çıkan kişiliği, onun şefkatli, sıcak ve derin duyguları olan bir kişi olduğunu gösteriyor. O çok çeşitli duygusal tepkiler gösterdi; bir cüzamlıya acıdı (Markos 1:40, 41); olumlu karşılık vermeyen insanlar için kederlendi (Luka 19:41, 42); açgözlü sarraflara haklı bir öfke duydu (Yuhanna 2:13-17). O, duygudaş biri olduğundan ağlayabilirdi ve duygularını saklamazdı. Sevgili arkadaşı Lazar öldüğünde, Lazar’ın kız kardeşi Meryem’in kederli hali ve ağlayışı İsa’yı öyle etkiledi ki, herkesin önünde o da ağladı.—Yuhanna 11:32-36.
15. İsa’nın şefkatli duyguları, başkalarına karşı bakış ve davranış tarzından nasıl görülüyordu?
15 İsa’nın şefkatli duyguları, özellikle başkalarına karşı bakış ve davranış tarzından görülüyordu. O yoksullara ve ezilenlere elini uzatarak ‘canlarına rahat bulmaları’ için yardım etti. (Matta 11:4, 5, 28-30) O, kan akıntısı olduğundan sessizce giysisine dokunan kadının ya da susturulamayan kör dilencinin durumunda olduğu gibi, sıkıntıda olanların isteklerine cevap veremeyecek kadar meşgul değildi. (Matta 9:20-22; Markos 10:46-52) İsa, insanların iyi yönlerine baktı ve onları övdü; ancak gerektiğinde onların davranışlarını düzeltmeye de istekliydi. (Matta 16:23; Yuhanna 1:47; 8:44) Kadınların çok sınırlı haklara sahip olduğu bir zamanda, İsa onlara onur verdi ve saygı gösterdi. (Yuhanna 4:9, 27) Doğal olarak, bir grup kadın istekle ona hizmet etti; kendi mallarını da onun hizmetine sundular.—Luka 8:3.
16. İsa’nın yaşamla ve maddi şeylerle ilgili dengeli bir görüşe sahip olduğunu gösteren nedir?
16 İsa yaşamla ilgili dengeli bir görüşe sahipti. Onun için maddi şeyler ön planda gelmiyordu. Öyle görünüyor ki, maddi yönden pek bir şeye sahip değildi. ‘Başını yaslayacak bir yerinin olmadığını’ söylemişti. (Matta 8:20) Ayrıca İsa, insanların sevinçli olmalarına katkıda bulunan biriydi. Bir keresinde, bir düğün ziyafetine katıldı. Düğünde, müzik, şarkı ve sevinçli bir ortam vardır. İsa’nın orada bulunuşunun, bu özel olayın zevkini kaçırmak için olmadığı da açıktır. Gerçekten de, İsa ilk mucizesini orada gerçekleştirdi. “İnsanın yüreğini sevindiren” şarap bittiğinde, suyu şaraba çevirdi. (Mezmur 104:15; Yuhanna 2:1-11) Böylece eğlence sürebildi ve gelinle damat mahcup olmadılar. İsa’nın, kutsal hizmetinde uzun süre ve gayretle çalıştığı zamanlara, Mukaddes Kitapta çok daha sık değinilmesi gerçeği de, onun dengeli tutumuna bir kanıttır.—Yuhanna 4:34.
17. İsa’nın Usta Öğretmen olması neden şaşırtıcı değil; onun öğretileri neyi yansıtıyordu?
17 İsa Usta Öğretmen’di. Verdiği öğretim büyük ölçüde kendisinin de iyi bildiği günlük yaşamın gerçeklerini yansıtıyordu. (Matta 13:33; Luka 15:8) Öğretim tarzı eşsizdi; daima açık, yalın ve uygulanabilirdi. Fakat öğretiminin içeriği daha önemliydi. Onun öğretileri, dinleyicilerine Yehova’nın düşünce, duygu ve davranış tarzını tanıtma yönündeki içten arzusunu yansıtıyordu.—Yuhanna 17:6-8.
18, 19. (a) İsa, canlı örneklemelerle Babasını nasıl tasvir etti? (b) Sonraki makalede ne ele alınacak?
18 İsa sık sık, kolay unutulamayacak canlı örneklemelerle Babasını tanıttı. Tanrı’nın merhametini genel sözcüklerle anlatabilirdi. Oysa, Yehova’yı, eve dönen oğlunu gören ve çok duygulanarak ‘koşup onun boynuna sarılıp öpen’ bağışlayıcı bir babaya benzetmesi çok daha farklı bir etki yaptı. (Luka 15:11-24) Dinsel liderlerin sıradan insanlara tepeden baktığı katı bir kültürü reddeden İsa, Babasının, alçakgönüllü bir vergi tahsildarının yakarışlarını övünücü Ferisilerin gösterişli dualarına tercih eden, yaklaşılabilir bir Tanrı olduğunu gösterdi. (Luka 18:9-14) İsa, Yehova’yı küçücük bir serçenin yere düşmesinden haberi olan ilgi dolu bir Tanrı olarak tanıttı. İsa “korkmayın” diye öğrencilerine güvence verdi, “siz bir çok serçe kuşlarından daha değerlisiniz.” (Matta 10:29, 31) Bu nedenle, insanların İsa’nın “öğretişine” şaşması ve ona yaklaşmaları doğaldı. (Matta 7:28, 29) Bir keresinde, “büyük bir kalabalık”, yiyecek bir şeyleri olmadığı halde üç gün boyunca onunla birlikte kaldı!—Markos 8:1, 2.
19 Yehova, Kendi Sözünde Mesih’in fikrini açıkladığı için çok minnettar olabiliriz! Bununla birlikte, başkalarıyla olan ilişkilerimizde nasıl Mesih’in fikrini geliştirip gösterebiliriz? Bu sonraki makalede ele alınacak.
[Dipnotlar]
a Ruhi yaratıkların birbirlerinden etkilenebileceği Vahiy 12:3, 4’te gösteriliyor. Şeytan orada, seçtiği isyankâr yolda diğer “yıldızların”, yani ruh olan oğulların da kendisine katılması için etkileme gücünü kullanabilen bir “ejder” olarak tasvir ediliyor.—Eyub 38:7 ile karşılaştırın.
b Doğrudan Yusuf’tan söz edilen son olay, 12 yaşındaki İsa’nın mabette bulunduğu zamandır. İsa’nın hizmetinin başlangıcında Kana’daki düğün ziyafetinde Yusuf’un bulunduğundan söz edilmiyor. (Yuhanna 2:1-3) MS 33’te, direğe çivilenmiş olan İsa, Meryem’i sevgili resulü Yuhanna’ya emanet etti. Yusuf hâlâ hayatta olsaydı, İsa herhalde bunu yapmazdı.—Yuhanna 19:26, 27.
-
-
Siz ‘Mesih’in Fikrine’ Sahip misiniz?Gözcü Kulesi—2000 | 15 Şubat
-
-
Siz ‘Mesih’in Fikrine’ Sahip misiniz?
“Mesih İsaya göre . . . . ayni şeyi düşünmeği (aynı zihinsel tutumu) sabır ve teselli Allahı size ihsan etsin.”—ROMALILAR 15:5.
1. Hıristiyan Âlemine ait resimlerin birçoğunda İsa nasıl tasvir ediliyor; bu neden İsa’yla ilgili doğru bir tasvir değildir?
“BİR KERE bile gülerken görülmedi.” Eski bir Romalı memur tarafından yazıldığı iddia edilen asılsız bir belgede İsa hakkında böyle söyleniyor. 11. yüzyıldan beri mevcut biçimiyle bilinen bu belgenin birçok sanatçıyı etkilediği söylenmektedir.a Birçok resimde İsa, nadiren gülümseyen, ciddi görünümlü biri olarak tasvir ediliyor. Fakat bu pek doğru bir tasvir değil, çünkü İncil kayıtları onu sıcak, şefkatli ve derin duyguları olan biri olarak tarif ediyor.
2. ‘Mesih’in sahip olduğu ‘zihinsel tutumun aynısını’ nasıl geliştirebiliriz; bu bizi ne yapmak üzere uygun hale getirecek?
2 Gerçek İsa’yı tanımak için, İsa’nın yeryüzündeyken tam olarak nasıl bir kişi olduğuna ilişkin doğru anlayışı zihin ve yüreğimize yerleştirmemiz gerektiği açıktır. Bu nedenle, ‘Mesih’in fikri’, yani onun duyguları, algılayışı, düşünceleri ve muhakeme tarzı hakkında bize anlayış veren bazı İncil kayıtlarını inceleyelim. (I. Korintoslular 2:16) Bunu yaparken, ‘İsa Mesih’in sahip olduğu aynı zihinsel tutumu’ nasıl geliştirebileceğimizi düşünelim. (Romalılar 15:5) Böylece, yaşamımızda ve başkalarına karşı davranış tarzımızda onun bize bıraktığı örneği daha iyi izleyebilecek duruma geliriz.—Yuhanna 13:15.
Yaklaşılabilir
3, 4. (a) Markos 10:13-16’da kayıtlı olayın geçtiği koşullar nasıldı? (b) Öğrencileri çocukların kendisine yaklaşmasını önlemeye çalıştığında, İsa nasıl tepki gösterdi?
3 İnsanlar kendilerini İsa’ya yakın hissettiler. Çeşitli kereler, değişik yaşlardan ve farklı geçmişlerden insanlar ona serbestçe yaklaştılar. Markos 10:13-16’da kayıtlı olayı ele alalım. Bu olay, hizmetinin sonlarına doğru ve büyük acılar içinde öleceği Yeruşalim’e son kez giderken meydana geldi.—Markos 10:32-34.
4 Olayı gözünüzde canlandırın. İnsanlar, hayırdua etmesi için bebekler de dahil çocuklarını İsa’ya getiriyorlar.b Fakat öğrencileri çocukların İsa’ya yaklaşmasını önlemeye çalışıyor. Belki onlar, İsa’nın bu önemli haftalarda çocuklarla kesinlikle uğraşmak istemeyeceğini düşünüyorlar. Fakat böyle düşünmekte hatalılar. İsa, öğrencilerinin yaptığı şeyi fark edince, bundan memnun olmuyor. Çocukları yanına çağırıyor ve şunu söylüyor: “Bırakın, çocuklar bana gelsinler; onlara mani olmayın; çünkü Allahın melekûtu bu gibilerindir.” (Markos 10:14) Sonra, şefkat ve sevgisini tamamen açığa çıkaran bir davranışta bulunuyor. Kayıt şöyle diyor: “[Çocukları] kucaklıyıp ellerini üzerlerine koyarak hayır dua etti.” (Markos 10:16) İsa çocukları koruyucu kollarına alırken, onların kendilerini rahat hissettikleri anlaşılıyor.
5. Markos 10:13-16’daki kayıt İsa’nın kişiliği hakkında bize ne anlatır?
5 Bu kısa kayıt, İsa’nın kişiliğiyle ilgili çok şey anlatıyor. Onun yaklaşılabilir biri olduğuna dikkat edin. Daha önce göklerde yüce bir konumda bulunduğu halde, kusurlu insanlar için ne korkutucu ne de küçümseyici bir tutumu vardı. (Yuhanna 17:5) Çocukların bile kendilerini onun yanında rahat hissetmesi anlamlı değil mi? Kuşkusuz, çocuklar hiç gülümsemeyen veya gülmeyen, soğuk ve mutsuz bir insana kendilerini yakın hissetmezlerdi! Her yaştan insan İsa’ya yaklaştı, çünkü onun sıcak, ilgi dolu biri olduğunu anladılar ve kendilerini başından savmayacağından emindiler.
6. İhtiyarlar nasıl daha yaklaşılabilir olabilirler?
6 Bu kayıt üzerinde derin düşünerek kendimize şunları sorabiliriz: Ben ‘Mesih’in fikrine’ sahip miyim? Yaklaşılabilir biri miyim?’ Bu çetin anlarda Tanrı’nın koyunlarının yaklaşılabilir çobanlara, yani “yelden saklanacak bir yer” gibi olan kişilere ihtiyacı var. (İşaya 32:1, 2; II. Timoteos 3:1) İhtiyarlar, eğer kardeşlerinize karşı gerçek ve içten bir ilgi geliştirirseniz ve onlar uğruna özveride bulunursanız, kardeşleriniz bunu hissedecek. Onlar bu ilginizi, yüz ifadenizde görecek, sesinizin tonundan anlayacak ve nazik davranışlarınızda gözlemleyecekler. Böyle gerçek bir sıcaklık ve ilgi, güven verici bir hava yaratabilir ve çocuklar da dahil insanlar size kolaylıkla yaklaşabilir. İsa’nın Takipçisi bir kadın bir ihtiyara neden içini dökebildiğini şöyle açıklıyor: “Benimle yumuşak ve şefkatli bir şekilde konuşuyordu. Aksi takdirde, herhalde tek kelime bile konuşmazdım. Kendimi güvende hissetmemi sağladı.”
Başkalarına Karşı Düşünceli
7. (a) İsa başkalarına karşı düşünceli olduğunu nasıl gösterdi? (b) İsa kör bir adamı neden aşamalı olarak iyileştirdi?
7 İsa başkalarını düşünen biriydi. İnsanların duygularına karşı duyarlıydı. Hastaları görmek bile ona öyle dokundu ki, onların acılarını dindirmek istedi. (Matta 14:14) Ayrıca onların sınırlı yapıları ve ihtiyaçları konusunda da anlayışlıydı. (Yuhanna 16:12) Bir keresinde, İsa’ya kör bir adam getirdiler ve iyileştirmesi için ona yalvardılar. İsa onun yeniden görmesini sağladı, fakat bunu aşamalı olarak yaptı. İlkin adam, insanları sadece belli belirsiz gördü ve şöyle dedi: “Adamlar görüyorum, çünkü yürüyen ağaçlar gibi şeyler seçiyorum.” Sonra, İsa onun tam olarak görmesini sağladı. Bunu neden aşamalı bir şekilde yaptı? Karanlığa çok alışmış birinin, güneş ışığını ve karmaşık bir dünyayı aniden görmenin şokuna uyum sağlayabilmesi için olabilir.—Markos 8:22-26.
8, 9. (a) İsa ve öğrencileri Dekapolis bölgesine geldikten kısa bir süre sonra ne oldu? (b) İsa’nın sağır bir adamı nasıl iyileştirdiğini anlatın.
8 Ayrıca MS 32 yılının Fıshından sonra geçen bir olayı da düşünün. İsa ve öğrencileri, Galile Denizi’nin doğusundaki Dekapolis bölgesine gelmişti. Çok geçmeden büyük kalabalıklar orada onları buldu ve İsa’ya hasta ve özürlü birçok kişi getirdiler. İsa hepsini iyileştirdi. (Matta 15:29, 30) İlginçtir ki, İsa onların arasından bir adamı özel olarak ilgilenmek üzere seçip ayırdı. Bu olayları kaydeden tek İncil yazarı Markos olup bitenleri anlatıyor.—Markos 7:31-35.
9 Adam sağırdı ve konuşma zorluğu çekiyordu. İsa onun özellikle tedirgin veya utangaç olduğunu hissetmiş olabilir. Sonra İsa olağandışı bir şey yaptı. Adamı kalabalığın arasından çıkarıp kenara çekti. Ona işaretlerle ne yapacağını gösterdi. “Kulaklarına parmaklarını koydu, ve tükürüp diline dokundu.” (Markos 7:33) Ardından, göğe bakıp derin bir iç çekerek dua etti. Bu hareketlerle adama, ‘Seni Tanrı’nın gücüyle iyileştireceğim’ demek istiyordu. Son olarak İsa “açıl” dedi. (Markos 7:34) O zaman adam işitme yetisine yeniden kavuştu ve artık normal konuşabiliyordu.
10, 11. Cemaatte ve ailede, başkalarının duygularının bizim için önemli olduğunu nasıl gösterebiliriz?
10 İsa insanlara karşı gerçekten çok düşünceli davrandı. Onların duygularına karşı duyarlıydı. Duygudaşlık yansıtan bu ilgisi onu, davranışlarında insanların duygularını hesaba katmaya yöneltti. İsa’nın Takipçileri olarak bizim de bu konuda Mesih’in fikrini geliştirip göstermemiz beklenir. Mukaddes Kitap bize şu tembihte bulunuyor: “Hepiniz hemfikir, derttaş, kardeş seven, şefkatli, alçak gönüllü olun.” (I. Petrus 3:8) Bu kesinlikle başkalarının duygularını hesaba katarak konuşmamızı ve davranmamızı gerektirir.
11 Cemaatte, kişilere onur vererek ve onlara kendimize davranılmasını istediğimiz gibi davranarak duygularının bizim için önemli olduğunu gösterebiliriz. (Matta 7:12) Bu ne söylediğimiz konusunda olduğu kadar nasıl söylediğimiz konusunda da dikkatli olmayı içerir. (Koloseliler 4:6) ‘Düşüncesizce söylenen sözlerin kılıç gibi saplanabileceğini’ unutmayın. (Süleymanın Meselleri 12:18) Aile içinde bu tutumu göstermek konusunda ne denebilir? Birbirlerini gerçekten seven bir karıkoca, birbirlerinin duygularına karşı duyarlıdır. (Efesoslular 5:33) Onlar, kolaylıkla iyileşmeyen incinmiş duygulara neden olabilen sert sözlerden, sürekli eleştiri ve iğnelemelerden kaçınırlar. Çocukların da duyguları vardır ve sevgi dolu ana-babalar bunları dikkate alırlar. Böyle ana-babalar, çocukların davranışlarının düzeltilmesi gerektiğinde bunu, onların haysiyetlerini gözeterek ve gereksiz yere onları utandırmaktan kaçınarak yaparlar.c (Koloseliler 3:21) Bu şekilde başkalarına karşı düşünceli davrandığımızda Mesih’in fikrini yansıtmış oluruz.
Başkalarına Güvenmeye Hazır
12. İsa’nın öğrencileriyle ilgili dengeli ve gerçekçi görüşü neydi?
12 İsa’nın, öğrencileriyle ilgili dengeli ve gerçekçi bir görüşü vardı. Onların kusursuz olmadığını iyi biliyordu. Çünkü insan yüreğini okuyabiliyordu. (Yuhanna 2:24, 25) Buna rağmen, İsa onların kusurlarına değil, iyi niteliklerine baktı. O ayrıca, Yehova’nın Kendisine çektiği bu kişilerdeki potansiyeli gördü. (Yuhanna 6:44) İsa’nın, öğrencileriyle ilgili olumlu bakış açısı, onlara davranış tarzından belli oluyordu. Öncelikle o, öğrencilerine güvenme konusunda istekliydi.
13. İsa, öğrencilerine güvendiğini nasıl gösterdi?
13 İsa bu güveni nasıl gösterdi? Yeryüzünden ayrıldığında, meshedilmiş öğrencilerine çok önemli bir sorumluluk verdi. Bu, tüm dünyada Gökteki Krallığının çıkarlarıyla ilgilenme sorumluluğuydu. (Matta 25:14, 15; Luka 12:42-44) Onlara güvendiğini, hizmeti sırasında, dolaylı ve dikkati çekmeyen şekillerde gösterdi. Kalabalıkları doyurmak için mucize yaparak yiyeceği çoğalttığında, dağıtma sorumluluğunu öğrencilerine verdi.—Matta 14:15-21; 15:32-37.
14. Markos 4:35-41’de kayıtlı olayı nasıl özetlersiniz?
14 Şimdi de Markos 4:35-41’deki kaydı ele alalım. Bu olayda, İsa ve öğrencileri bir kayığa binip Galile Denizi’nde doğuya doğru yola çıktılar. Açıldıktan kısa bir süre sonra, İsa kayığın kıç tarafında uykuya daldı. Fakat çok geçmeden, “büyük bir kasırga oldu”. Böyle fırtınalar Galile Denizi’nde olağandı. Su yüzeyi deniz seviyesinden yaklaşık 200 metre aşağıda olduğundan, buradaki hava çevresinden çok daha sıcaktır. Bu da, atmosferde değişikliklere yol açar. Ayrıca, kuzeydeki Hermon Dağı’ndan aşağı doğru Erden Vadisi’ne (Şeria Vadisi) kuvvetli rüzgârlar eser. Bu yüzden, sakin hava bir anda yerini şiddetli fırtınalara bırakabilir. Şunu düşünün: İsa kuşkusuz bu olağan fırtınaları biliyordu, çünkü Galile’de büyümüştü. Fakat o, bazıları balıkçı olan öğrencilerinin yeteneklerine güvenerek rahatlıkla uyudu.—Matta 4:18, 19.
15. İsa’nın, öğrencilerine güvenme isteğini nasıl örnek alabiliriz?
15 İsa’nın, öğrencilerine güvenme isteğini örnek alabilir miyiz? Başkalarına sorumluluklar vermek bazı kişilere zor geliyor. Deyim yerindeyse, onlar her zaman dümende olmalıdırlar. Şöyle düşünebilirler: ‘Bir şeyin doğru yapılmasını istiyorsam, kendim yapmalıyım!’ Fakat her şeyi kendimiz yaparsak, bitkin düşme ve belki de ailemize ayırdığımız zamandan gereksiz yere harcama tehlikesine düşeriz. Ayrıca, başkalarına uygun görevler ve sorumluluklar vermezsek, onları gerekli deneyim ve eğitimden yoksun bırakıyor olabiliriz. Başkalarına yetkiler vererek, onlara güvenmeyi öğrenmek hikmetlilik olacaktır. Kendimize dürüstçe şunu sormamız yararlıdır: ‘Bu konuda Mesih’in fikrine sahip miyim? Ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarına güvenerek, istekle başkalarına belirli görevler veriyor muyum?’
İsa Öğrencilerine Olan İnancını Gösterdi
16, 17. İsa, yeryüzündeki yaşamının son gününde, resullerinin kendisini terk edeceğini bildiği halde, onlara hangi güvenceyi verdi?
16 İsa başka bir önemli alanda da öğrencileriyle ilgili olumlu bir bakış açısına sahipti. Onlara güven duyduğunu bilmelerini sağladı. Bu, yeryüzündeki yaşamının son gecesinde resullerine söylediği güven verici sözlerden açıkça bellidir. O akşam neler olduğuna dikkat edin.
17 İsa için çok yoğun bir akşamdı. Resullerinin ayaklarını yıkayarak onlara somut bir alçakgönüllülük dersi verdi. Bunun ardından, ileride ölümünün anılması için yapılacak olan akşam yemeğini başlattı. Sonra, resuller aralarında kimin en büyük olduğu konusunda yine ateşli bir tartışmaya girdiler. Her zaman sabırlı davranan İsa onları azarlamadı, fakat onların doğru düşünmesine yardım etti. Sonra, yakında olacak şeyleri onlara anlattı: “Bu gece hepiniz bende sürçeceksiniz; çünkü yazılmıştır: ‘Çobanı vuracağım, ve sürünün koyunları dağılacak.’” (Matta 26:31; Zekarya 13:7) O, en yakın arkadaşlarının onlara en çok ihtiyacının olduğu bir anda kendisini terk edeceklerini biliyordu. Buna rağmen İsa, onları mahkûm etmedi. Aksine şunu söyledi: “Fakat ben kıyam ettikten sonra, sizden önce Galileye gideceğim.” (Matta 26:32) Evet, İsa, öğrencilerinin kendisini terk edeceğini bildiği halde, onları terk etmeyeceği konusunda güvence verdi. Bu korkunç deneme geçince, İsa onlarla tekrar görüşecekti.
18. Galile’de, İsa öğrencilerine hangi önemli görevi verdi; resuller bunu nasıl yerine getirdiler?
18 İsa sözünü tuttu. Diriltildikten sonra Galile’de, anlaşılan yanlarında başkaları da olan 11 resulüne göründü. (Matta 28:16, 17; I. Korintoslular 15:6) Orada İsa, onlara çok önemli bir görev verdi: “İmdi, siz gidip bütün milletleri şakirt edin, onları Baba ve Oğul ve Ruhülkudüs ismile vaftiz eyleyin; size emrettiğim her şeyi tutmalarını onlara öğretin; ve işte, ben bütün günler, dünyanın sonuna kadar, sizinle beraberim.” (Matta 28:19, 20) Resullerin İşleri kitabı onların bu görevi yerine getirdiklerini açıkça gösteriyor. Onlar, ilk yüzyılda iyi haberi vaaz etme işine sadakatle öncülük ettiler.—Resullerin İşleri 2:41, 42; 4:33; 5:27-32.
19. İsa’nın diriltildikten sonraki davranışları, bize Mesih’in fikri hakkında ne öğretiyor?
19 Bu aydınlatıcı kayıt, Mesih’in fikri hakkında bize ne öğretiyor? İsa, resullerinin en kötü yanlarını gördü, yine de “onları sona kadar sevdi”. (Yuhanna 13:1) Kusurlarına rağmen, onlara inandığını bilmelerini sağladı. İsa’nın duyduğu güvenin yersiz olmadığına dikkat edin. Kuşkusuz, öğrencilerine duyduğu güven ve inanç, yapmaları için emrettiği işi yerine getirme konusunda onların kararlılıklarını güçlendirdi.
20, 21. İman kardeşlerimiz hakkında nasıl olumlu bir bakış açısına sahip olabiliriz?
20 Bu konuda Mesih’in fikrini nasıl gösterebiliriz? İman kardeşlerimiz hakkında karamsar olmayın. Eğer olumsuz düşünürseniz, sözleriniz ve davranışlarınız büyük olasılıkla bunu açığa vuracaktır. (Luka 6:45) Ayrıca Mukaddes Kitap bize sevginin ‘her şeye inandığını’ söyler. (I. Korintoslular 13:7) Sevgi olumsuz değil, olumludur. Yıkıcı değil, yapıcıdır. İnsanlar korkutulduğunda değil, sevgiyle davranılıp olumlu yönde teşvik edildiğinde daha iyi karşılık verirler. Başkalarına güvenimizi ifade ederek, onları teşvik ve ‘bina edebiliriz’. (I. Selânikliler 5:11) Mesih gibi, kardeşlerimiz hakkında olumlu bir bakış açısına sahip olursak, onlara karşı yapıcı davranacağız ve en iyi özelliklerini ortaya çıkaracağız.
21 Mesih’in fikrini geliştirmek ve göstermek, sadece İsa’nın yaptığı belirli şeyleri yapmaktan daha derin bir anlam içerir. Önceki makalede söz edildiği gibi, gerçekten İsa gibi davranacaksak, ilk önce olayları onun gördüğü gibi görmeyi öğrenmeliyiz. İncil kayıtları onun kişiliğinin başka bir yönünü de anlamamızı mümkün kılıyor: Kendisine verilen görevle ilgili düşünce ve duygularını. Bu konu gelecek makalede ele alınacak.
[Dipnotlar]
a Bu sahte belgeyi düzenleyen kişi, saç, sakal ve gözlerinin rengi de dahil İsa’nın sözde dış görünümünü tasvir eder. Mukaddes Kitap tercümanı Edgar J. Goodspeed, bu sahteciliğin “ressamların el kitaplarında bulunan İsa’nın kişisel görünüşüyle ilgili tasvirlere geçerlilik kazandırmak için planlandığını” açıklıyor.
b Çocukların değişik yaşlarda olduğu anlaşılıyor. Burada “çocuklar” olarak tercüme edilen sözcük aynı zamanda Yairus’un 12 yaşındaki kızı için de kullanılmaktadır. (Markos 5:39, 42; 10:13) Bununla birlikte, paralel kayıtta Luka, bebek anlamına da gelen bir sözcük kullanır.—Luka 1:41; 2:12; 18:15, Müjde.
c 1 Nisan 1998 tarihli Kule dergisindeki “Haysiyetlerini Gözetiyor musunuz?” makalesine bakın.
-
-
İsa’nın Güdülerine Siz de Sahip misiniz?Gözcü Kulesi—2000 | 15 Şubat
-
-
İsa’nın Güdülerine Siz de Sahip misiniz?
“Büyük bir kalabalık gördü ve onlara acıdı, zira çobanı olmıyan koyunlar gibi idiler; ve onlara çok şeyler öğretmeğe başladı.”—MARKOS 6:34.
1. İnsanların hayran olunacak nitelikler sergilemesi neden anlaşılabilir bir durumdur?
TARİH boyunca birçok insan hayran olunacak nitelikler göstermiştir. Bunun nedenini anlayabiliriz. Yehova Tanrı, çok değer verdiğimiz sevgi, iyilik, cömertlik gibi birçok niteliğe sahiptir ve bunları gösterir. İnsanlar da Tanrı’nın suretinde yaratıldı. Bu yüzden, birçok insanın sevgi, iyilik, şefkat ve başka Tanrısal nitelikleri göstermesinin, hatta çoğu kişinin vicdanlı davranmasının nedenini anlayabiliriz. (Tekvin 1:26; Romalılar 2:15, 16) Bununla birlikte, bu nitelikleri göstermenin bazılarına daha kolay geldiğini fark edebilirsiniz.
2. Belki Mesih’i örnek aldıklarını düşünerek insanların yaptıkları bazı iyi işler nelerdir?
2 Belki, sık sık hastaları ziyaret edip yardımcı olan, özürlülere şefkat gösteren veya yoksullara cömertçe davranan insanlar tanıyorsunuz. Ayrıca, şefkat duygularıyla yaşamlarını cüzamlılarla veya yetimhanelerde harcayanları; hastanelerde ya da tedavisi mümkün olmayan hastaların bakıldığı sağlık kuruluşlarında gönüllü olarak çalışanları; veya evsizlere, sığınmacılara yardım edenleri de düşünün. Muhtemelen onların bazıları, takipçileri için bir örnek bırakan İsa’yı izlediklerini düşünüyorlar. İncil kayıtlarında Mesih’in hastaları iyileştirdiğini ve açları doyurduğunu okuyoruz. (Markos 1:34; 8:1-9; Luka 4:40) Sonuçta semavi Babasını örnek almış olan İsa’nın gösterdiği sevgi, şefkat ve merhamet duyguları ‘Mesih’in fikri’ olarak bilinen zihinsel tutumundan kaynaklanmaktaydı.—I. Korintoslular 2:16.
3. İsa’nın yaptığı iyi işlerle ilgili dengeli bir görüşe sahip olmak için neyi ele almamız gerekiyor?
3 Bununla birlikte, bugün Mesih’in sevgisi ve şefkatinden etkilenen bu kişilerin birçoğunun Mesih’in fikrinin asıl önemli bir özelliğini gözden kaçırdıklarını gözlemlediniz mi? Markos kitabının 6. babını dikkatle ele alarak bu konuda anlayış kazanabiliriz. Orada, insanların hastaları iyileştirmesi için İsa’ya getirdiğini okuyoruz. Bunun bağlamında ise, kendisine gelen binlerce kişinin acıktığını görünce, İsa’nın onları mucizevi şekilde doyurduğunu öğreniyoruz. (Markos 6:35-44, 54-56) Hastaları iyileştirmek ve açları doyurmak şefkat göstermenin önde gelen yollarındandır; fakat İsa insanlara sadece bu yollarla mı yardım etti? Ayrıca, İsa’nın Yehova’yı örnek aldığı gibi, biz de nasıl en iyi şekilde onun gösterdiği mükemmel sevgi, iyilik ve şefkati örnek alabiliriz?
Ruhi İhtiyaçları Karşılamak Üzere Harekete Geçti
4. Markos 6:30-34’te kayıtlı olay meydana geldiğinde koşullar nasıldı?
4 İsa, öncelikle çevresindeki insanların ruhi ihtiyaçları nedeniyle onlara acıdı. Bunlar, fiziksel ihtiyaçlardan çok daha önemliydi. Markos 6:30-34’teki kaydı ele alalım. Buradaki olay, Galile Denizi kıyılarında, MS 32 yılının Fıshına yakın bir zamanda meydana geldi. Resuller haklı olarak heyecan içindeydi. Kapsamlı bir turu bitirdikten sonra, İsa’nın yanına gelmişlerdi ve kuşkusuz deneyimlerini ona anlatmaya can atıyorlardı. Fakat, bir kalabalık toplanmaya başladı. Kalabalık o kadar büyüktü ki, İsa ve resulleri ne yemek yiyebiliyor ne de dinlenebiliyordu. İsa resullere “Sizler ayrıca bir ıssız yere gelin, ve biraz dinlenin” dedi. (Markos 6:31) Muhtemelen Kefernahum yakınından bir kayığa binerek, sessiz bir yere doğru gitmek üzere Galile Denizinde yol aldılar. Fakat kalabalık kıyı boyunca koşarak onlardan önce oraya vardı. İsa nasıl tepki gösterdi? Kendine zaman ayırmasına fırsat vermedikleri için insanlara sinirlendi mi? Kesinlikle hayır!
5. İsa, kendisine gelen kalabalıklar hakkında ne düşündü ve buna karşılık olarak ne yaptı?
5 Aralarında kendisini heyecanla bekleyen hastaların da olduğu, binlerce kişiden oluşan bu büyük kalabalık, İsa’nın yüreğini etkiledi. (Matta 14:14; Markos 6:44) O’nun şefkatini uyandıran nokta ile gösterdiği tepki üzerinde duran Markos şunları yazdı: “Büyük bir kalabalık gördü ve onlara acıdı, zira çobanı olmıyan koyunlar gibi idiler; ve onlara çok şeyler öğretmeğe başladı.” (Markos 6:34) İsa onları sadece bir araya toplanmış insanlar değil, ruhi ihtiyaçları olan bireyler olarak gördü. Onlar çaresizce başıboş dolaşan, kendilerini yeşil otlaklara götürecek veya koruyacak çobanları olmayan koyunlar gibiydiler. İsa, katı yürekli dinsel liderlerin aslında özen dolu çobanlar olmaları gerekirken, sıradan insanları hor görüp onların ruhi ihtiyaçlarını ihmal ettiklerini biliyordu. (Hezekiel 34:2-4; Yuhanna 7:47-49) İsa, onlar için mümkün olan en büyük iyiliği yaparak onlara farklı davrandı. Tanrı’nın Gökteki Krallığı hakkında onlara öğretim vermeye başladı.
6, 7. (a) İncil kayıtları İsa’nın, insanların hangi ihtiyacına öncelik verdiğini ortaya koyuyor? (b) İsa hangi güdüyle vaaz etti ve öğretti?
6 Orada geçen olayların paralel bir kayıttaki sıralanışına ve bunun ima ettiği önceliğe dikkat edin. Bu kayıt, doktor olan ve insanların beden sağlığına yakından ilgi duyan Luka tarafından yazılmıştı. “Halk . . . . [İsa’nın] ardınca gittiler; İsa da onları kabul etti, onlara Allahın melekûtu hakkında söyledi, ve şifaya muhtaç olanları iyi etti.” (Luka 9:11; Koloseliler 4:14) Mucizelerle ilgili her kayıtta böyle olmamakla birlikte, bu olayda Luka’nın ilham altında yazdığı kayıt ilk önce neye dikkat çekiyordu? İsa’nın insanlara öğretim verdiğine.
7 Bu, aslında Markos 6:34’te vurgulanan noktayla uyum içindedir. Bu ayet, İsa’nın temel olarak nasıl acıma duygusuyla harekete geçtiğini açıkça gösterir. O, insanlara öğretim vererek ruhi ihtiyaçlarını karşıladı. İsa, hizmeti sırasında daha önce şunları söylemişti: “Allahın melekûtunun müjdesini öteki şehirlere de vermeliyim; çünkü bunun için gönderildim.” (Luka 4:43) Fakat İsa’nın, Gökteki Krallık mesajını, sanki zorunlu bir işi mekanik şekilde yapıyormuş gibi, sadece görev duygusuyla ilan ettiğini düşünürsek yanılırız. Onun insanlara duyduğu sevgi dolu şefkat, iyi haberi onlarla paylaşmasında çok önemli bir güdüydü. Hastalar, cinler tarafından rahatsız edilenler, yoksullar ve açlar için bile, İsa’nın yapabileceği en büyük iyilik, onların Tanrı’nın Gökteki Krallığı hakkındaki hakikati öğrenip kabul etmelerine ve sevmelerine yardım etmekti. Bu hakikat, Gökteki Krallığın Yehova’nın egemenlik hakkının doğrulanması ve insanlar için kalıcı nimetler sağlanmasındaki rolü nedeniyle, yaşamsal bir öneme sahiptir.
8. Vaaz etme ve öğretme işi hakkında İsa’nın düşüncesi neydi?
8 Gökteki Krallığı faal şekilde vaaz etmek, İsa’nın yeryüzüne gelmesinin temel nedeniydi. Yeryüzündeki kutsal hizmetinin bitişine yakın, İsa Pilatus’a şunları söylemişti: “Ben bunun için doğmuşum, ve bunun için dünyaya geldim ki, hakikate şehadet edeyim. Hakikatten olan herkes benim sesimi işitir.” (Yuhanna 18:37) Önceki iki makalede, İsa’nın sıcak duyguları olan, yani ilgi dolu, yaklaşılabilir, düşünceli, başkalarına güvenen ve en önemlisi sevgi dolu biri olduğunu gördük. Eğer gerçekten, Mesih’in fikrini anlamak istiyorsak, kişiliğinin bu yönlerini kavramamız gerekiyor. Mesih’in fikrinin, onun vaaz etme ve öğretme işine verdiği önceliği de içerdiğinin bilincinde olmak, aynı derecede önemlidir.
Başkalarının da Şahitlik Etmesini Önemle İstedi
9. Kimler için vaaz etme ve öğretme işinin bir önceliği vardı?
9 Sevgi ve şefkatin bir ifadesi olarak, vaaz etme ve öğretme işine öncelik vermesi gereken sadece İsa değildi. O, güdülerini, önceliklerini ve yaptığı işleri örnek almaya takipçilerini önemle teşvik etti. Örneğin, İsa’nın seçtiği 12 resulü ne yapacaktı? Markos 3:14, 15 ayetleri bize şunları söylüyor: “Kendisi ile beraber olsunlar, onları vâzetmeğe göndersin, ve cinleri çıkarmağa kudretleri olsun diye on iki kişi tayin etti.” (Markos 3:14, 15) Resuller için önceliğin ne olduğunu görüyor musunuz?
10, 11. (a) İsa, resullerini gönderirken ne yapmalarını söyledi? (b) Resullerin gönderilmesindeki asıl amaç neydi?
10 Zamanla, İsa 12 resulüne hastaları iyi etme ve cinleri çıkarma gücünü verdi. (Matta 10:1; Luka 9:1) Sonra, “İsrail evinin kaybolmuş koyunlarına” gitmeleri için onları bir vaaz etme turuna gönderdi. Ne yapmaları için? İsa onları şöyle yönlendirdi: “Giderken: Göklerin melekûtu yakındır, diye vâzedin. Hastaları iyi edin, ölüleri kıyam ettirin, cüzamlıları temiz edin, cinleri çıkarın.” (Matta 10:5-8; Luka 9:2) Esas olarak onlar ne yaptı? “Onlar da çıkıp [1] tövbe etsinler diye vâzettiler. [2] Çok cinleri çıkarıyorlar, ve çok hastaları yağ ile yağlıyıp iyi ediyorlardı.”—Markos 6:12, 13.
11 Her olayda ilk önce öğretme işinden söz edilmediğine göre, yukarıdaki sıralamaya dikkati çekmek, önceliklere veya güdülere çok fazla önem atfetmek anlamına gelmez mi? (Luka 10:1-9) Öyle olsa da, öğretme işinden genelde iyileştirme işlerinden önce söz edilmesinin önemini küçümseyemeyiz. Bu olayın bağlamını ele alalım. 12 resulü göndermeden hemen önce, İsa kalabalıkları görmüş ve onların durumundan etkilenmişti. Şunları okuyoruz: “İsa, bütün şehirler ve köylerde, onların havralarında öğreterek, ve melekûtun müjdesini vâzedip her türlü hastalığı ve her türlü zayıflığı iyi ederek dolaşıyordu. Fakat kalabalıkları görünce, İsa onlara acıdı; zira çobanı olmıyan koyunlar gibi şaşırmış ve dağılmış idiler. O zaman İsa şakirtlerine dedi: Gerçi hasat bereketli, fakat işçiler az. İmdi hasadın Rabbine yalvarın, kendi hasadına işçiler çıkarsın.”—Matta 9:35-38.
12. İsa ve resullerin yaptığı mucizevi işler başka hangi amaca hizmet etti?
12 Resuller onun yanında olmakla Mesih’in fikrini bir ölçüde benimseyebilirlerdi. İnsanlara gerçek sevgi ve şefkat göstermenin, Gökteki Krallık hakkında vaaz etmeyi ve öğretim vermeyi içerdiğini anlayabilirlerdi; aslında bu, onların yapacakları iyi işlerin en temel yönü olacaktı. Buna uygun olarak, hastaları iyileştirmek gibi fiziksel rahatsızlıkların ve engellerin giderilmesine yönelik iyi işler yoksullara yardım etmekten daha çok şey başardı. Sizin de düşünebileceğiniz gibi, bazı insanlara hastaları iyileştirmek ve mucizevi şekilde yiyecek sağlamak çekici gelebilir. (Matta 4:24, 25; 8:16; 9:32, 33; 14:35, 36; Yuhanna 6:26) Bununla birlikte bu işler, aslında fiziksel yardım sağlamanın ötesine geçerek, gözlemleyenleri şunu kabul etmeye yöneltti: İsa Tanrı’nın Oğluydu ve Musa’nın geleceğini bildirmiş olduğu “peygamber”di.—Yuhanna 6:14; Tesniye 18:15.
13. Tesniye 18:18’deki peygamberlik, gelecek olan ‘peygamberin’ hangi rolünü vurguladı?
13 İsa’nın sözü edilen “peygamber” olması neden önemliydi? Bu kişinin önceden bildirilen asıl rolü neydi? Bu peygamber hastaları mucizevi şekilde iyileştirmesi veya açlar için şefkatle yiyecek sağlamasıyla mı ünlü olacaktı? Tesniye 18:18 şunları önceden bildirdi: “Onlar için kardeşleri arasından senin [Musa] gibi bir peygamber çıkaracağım; ve sözlerimi onun ağzına koyacağım, ve ona emredeceğim her şeyi onlara söyliyecek.” (Tesniye 18:18) Resuller şefkat duygularına sahip olmayı ve şefkatle davranmayı öğrendikleri gibi, Mesih’in fikrini vaaz etme ve öğretme faaliyetlerinde de göstermek gerektiğini anlayabilirlerdi. İnsanlar için yapabilecekleri en iyi şey bu olacaktı. Bu sayede, hastalar ve yoksullar, sadece kısa insan ömrüyle veya bir iki öğün yemekle sınırlı olmayan kalıcı yararlar elde edebilirlerdi.—Yuhanna 6:26-30.
Bugün Mesih’in Fikrini Geliştirin
14. Mesih’in fikrine sahip olmanın vaaz etme işimizle nasıl bir bağlantısı var?
14 Hiçbirimiz, Mesih’in fikrinin yalnızca ilk yüzyılda yaşayan İsa için ve resul Pavlus’un “Mesihin fikri bizdedir” diye yazdığı ilk öğrencileri için geçerli bir kavram olduğunu düşünmeyiz. (I. Korintoslular 2:16) Ayrıca iyi haberi vaaz etmeye ve öğrenciler yapmaya zorunlu olduğumuzu tereddüt etmeden kabul ederiz. (Matta 24:14; 28:19, 20) Ancak, bizi vaaz etme işine yönelten nedenler üzerinde derin düşünmemiz yararlı olacaktır. Bu iş sadece bir görev duygusuyla yapılmamalı. Tanrı sevgisi, vaaz etme hizmetine katılmamızın başlıca nedenlerindendir; ve gerçekten İsa gibi olmak için, vaaz etmek ve öğretmek üzere şefkat duygularıyla hareket etmemiz gerekir.—Matta 22:37-39.
15. Şefkat duygusu, vaaz etme hizmetimizde neden uygun bir yere sahiptir?
15 Gerçi, inançlarımızı paylaşmayanlara karşı ve özellikle kayıtsızlık, reddedilme veya muhalefetle karşılaştığımızda, şefkat hissetmek her zaman kolay değildir. Fakat, insanlara karşı sevgimizi ve şefkat duygumuzu yitirirsek, vaaz etme hizmetine katılmak üzere bizi harekete geçiren yaşamsal bir güdüyü kaybedebiliriz. Öyleyse, şefkat duygumuzu nasıl geliştirebiliriz? İsa insanları “çobanı olmıyan koyunlar gibi şaşırmış ve dağılmış” gördü; biz de onları İsa’nın gördüğü gibi görmeye çalışabiliriz. (Matta 9:36) Bu sözler, bugün birçoklarını tasvir etmiyor mu? Onlar sahte dinsel çobanlar tarafından ihmal edildi ve ruhen körleştirildi. Sonuç olarak, onlar hem Mukaddes Kitaptaki sağlam rehberliği hem de Tanrı’nın Gökteki Krallığının yakında yeryüzüne getireceği Cennet ortamını bilmiyorlar. Bu insanlar her gün, yoksulluk, aile içi anlaşmazlıklar, hastalık ve ölüm de dahil günlük yaşamın sorunlarıyla yüz yüzeler ve Gökteki Krallık ümidine de sahip değiller. Biz onların ihtiyacı olan şeye sahibiz; bu, şimdi gökte kurulu olan Tanrı’nın Krallığının yaşam kurtaran iyi haberidir!
16. İyi haberi neden başkalarıyla paylaşmayı istemeliyiz?
16 Bu nedenle, etrafınızdaki insanların ruhi ihtiyaçları üzerinde düşündüğünüzde, yüreğiniz sizi Tanrı’nın sevgi dolu amacı hakkında onlara her şeyi anlatmak üzere elinizden geleni yapmaya yöneltmiyor mu? Evet işimiz, bir şefkat işi. İsa gibi, insanlara duygudaşlık gösterdiğimizde, bu, ses tonumuzdan, yüz ifademizden ve öğretme tarzımızdan anlaşılacak. Tüm bunlar, ‘sonsuz yaşama karşı doğru tutuma sahip’ olanlara mesajımızı daha çekici kılacaktır.—Resullerin İşleri 13:48.
17. (a) Başkalarına duyduğumuz sevgi ve şefkat duygusunu gösterebileceğimiz bazı yollar nelerdir? (b) İyi işler ve vaaz etme işi arasında bir seçim yapmak neden söz konusu değildir?
17 Sevgimiz ve şefkatimiz, tabii ki, tüm yaşamımızda belli olmalı. Bu, temel ihtiyaçlardan mahrum olanlara, hastalara ve yoksullara iyilik yapmayı, yani onların acılarını dindirmek için makul olarak elimizden gelen her şeyi yapmayı içerir. Sevdiklerinin ölümü nedeniyle keder içinde olanların acılarını hafifletmek üzere, hem sözle hem de işlerle çaba göstermemiz gerekir. (Luka 7:11-15; Yuhanna 11:33-35) Ancak sevgi, iyilik ve şefkat belirten böyle etkinlikler, bazı hayırsever kişilerin durumunda olduğu gibi, yapacağımız iyiliklerin odak noktası olmamalı. Daha önce sözünü ettiğimiz Tanrısal niteliklerden kaynaklanan ve İsa’nın Takipçilerine özgü vaaz etme ve öğretme işine katılarak gösterdiğimiz çabaların yararları çok daha kalıcıdır. İsa’nın Yahudi dinsel liderler hakkında söylediklerini unutmayın: “Nânenin, anasonun, ve kimyonun ondalığını veriyorsunuz, ve şeriatin daha ağır işlerini, adaleti, merhameti, ve imanı bırakıyorsunuz. Onları yapmalı idiniz, bunları da bırakmamalı idiniz.” (Matta 23:23) İsa için şu ikisinden birini seçmek söz konusu değildi: insanlara ya fiziksel ihtiyaçlarını karşılayarak ya da yaşam veren ruhi konuları öğreterek yardım etmek. O her ikisini de yaptı. Yine de, onun öğretim verme işi, en ön sırada geliyordu; çünkü bu sayede yaptığı iyilik sonsuz bir yarar sağlayabilirdi.—Yuhanna 20:16.
18. Mesih’in fikri üzerinde düşünmemiz bizi ne yapmaya yöneltmeli?
18 Yehova, Mesih’in fikrini bize açıkladığı için ne kadar minnettar olmalıyız! İncil kayıtları sayesinde, dünyada yaşamış en büyük adamın düşüncelerini, duygularını, faaliyetlerini ve önceliklerini daha iyi öğrenebiliriz. Mukaddes Kitabın İsa’yla ilgili açıkladığı bilgileri okumak, üzerinde derin düşünmek ve uygulamak bize bağlı. Gerçekten İsa gibi davranmak istiyorsak, şunu unutmayalım: İlk önce, kusurlu insanlar olarak elimizden geleni yaparak, onun gibi düşünmeyi, hissetmeyi ve meseleleri onun gibi değerlendirmeyi öğrenmeliyiz. Öyleyse, Mesih’in fikrini geliştirip ortaya koymaya kararlı olalım. Hem bizim hem de başkalarının, onun tam bir şekilde yansıttığı sevgi dolu Tanrımız Yehova’ya yaklaşması için bundan daha iyi bir yol yoktur; yine ayrıca, bundan daha iyi bir yaşam ve davranış tarzı yoktur.—II. Korintoslular 1:4; İbraniler 1:3.
-
-
İsa’nın Güdülerine Siz de Sahip misiniz?Gözcü Kulesi—2000 | 15 Şubat
-
-
[Sayfa 23’teki tam sayfa resim]
-