Kutsal Kitap
Tanım: Yehova Tanrı’nın insanlık için yazdırdığı Sözü. Tanrı bunun için, 16 yüzyılı aşkın süre içinde 40 kişiyi kullanmıştır; bununla birlikte yazım işini Kendi ruhuyla yönlendirmiştir. Dolayısıyla, Kutsal Kitap Tanrı ilhamıdır. Bu kaydın büyük bir kısmı Yehova’nın bildirilerinden ve Oğlu İsa Mesih’in öğrettiği ve yaptığı şeylere dair ayrıntılardan oluşur. Bu kayıtlardan, Tanrı’nın kullarından ne istediğini ve yeryüzü ile ilgili yüce amacının gerçekleşmesi için neler yapacağını öğrenebiliriz. Bunlarla ilgili anlayışımızın derinleşmesi amacıyla Yehova, Kutsal Kitaba bize örnek olabilecek olayları da kaydettirdi. Böylece kişiler ve milletler Tanrı’yı dinleyip O’nun amacıyla uyumlu davrandığında ya da tam tersi kendi isteklerine göre davrandıklarında neler olduğunu açıkça görebiliriz. Bu güvenilir tarihsel kayıt sayesinde Yehova’nın insanlara davranış tarzını ve O’nun muhteşem kişiliğini daha iyi anlayabiliriz.
Kutsal Kitabı dikkate almak için nedenler
Kutsal Kitap, kaynağının insanlığın Yaratıcısı Tanrı olduğunu gösterir
2. Tim. 3:16, 17: “Kutsal Yazıların tümü Tanrı ilhamıdır ve öğretmek, yanlışı göstermek, düzeltmek ve doğruluk yolunda terbiye etmek bakımından yararlıdır. Bu sayede Tanrı adamı, her iyi iş için tam anlamıyla yeterli ve hazırlıklı olabilir.”
Vah. 1:1: “İsa Mesih’ten gelen vahiy. Tanrı bu vahyi ona, yakında gerçekleşmesi kesin olan şeyleri kullarına göstersin diye verdi.”
2. Sam. 23:1, 2: “Yesse oğlu Davut’un sözleri. . . . . Benim aracılığımla konuşan Yehova’nın ruhuydu, O’nun sözü dilimdeydi.”
İşa. 22:15: “Göklerin hâkimi Ulu Rab Yehova . . . . dedi.”
Tanrı’nın mesajına küresel çapta tüm insanlığın kolayca erişebilmesi beklenir. Kutsal Kitap tamamıyla ya da kısmen 2.200’den fazla dile tercüme edilmiştir. Tirajı milyarları bulur. Bir kaynak şöyle söyler: “Kutsal Kitap tarihte en çok okunan ve muhtemelen en etkili olan kitaptır. Başka hiçbir kitap Kutsal Kitap kadar çok dağıtılmamıştır. Ayrıca bugüne kadar yapılan Kutsal Kitap çevirilerinin sayısına hiçbir kitap erişemez ve yine hiçbir kitap onun kadar çok dile tercüme edilmemiştir” (The World Book Encyclopedia, 1984, Cilt 2, s. 219).
Kutsal Kitaptaki peygamberlik sözleri dünyada yaşanan olayların anlamını açıklar
Dünya liderlerinden birçoğu insanlığın felaketin eşiğine geldiğini kabul ediyor. Kutsal Kitap dünyadaki olayların anlamını ve sonunda neler olacağını çok önceden bildirdi (Luka 21:10, 11, 31; 2. Tim. 3:1-5). Ayrıca yaklaşan yıkım gününde hayatta kalmak ve yeryüzünde adil koşullar altında sonsuz yaşam fırsatını kazanmak için ne yapmamız gerektiğini de anlatır (Mezm. 37:10, 11, 29; Tsef. 2:3; Yuhn. 17:3).
Kutsal Kitap yaşamın amacını anlamamızı sağlar
Şu gibi sorulara cevap verir: Yaşamın kaynağı nedir? (Elçi. 17:24-26). Neden varız? Bir süre yaşayıp, elimizden geldiği kadar hayatın tadını çıkarıp, sonra da ölmek için mi? (Başl. 1:27, 28; Mezm. 37:11; 40:8; Yuhn. 17:3; Rom. 5:12).
Kutsal Kitap doğruluğu seven her kişinin isteyeceği bazı temel şeylere nasıl sahip olabileceğimizi gösterir
Gerçek sevgi gösteren doğru arkadaşları nerede bulabileceğimizi (Yuhn. 13:35), kendimizin ve ailemizin temel ihtiyaçları konusunda nasıl bir güvenceye sahip olabileceğimizi (Özd. 19:15; Mat. 6:31-33; Efes. 4:28), ayrıca içinde bulunduğumuz zor koşullara rağmen nasıl mutlu olabileceğimizi gösterir (Mezm. 1:1, 2; 34:8; Luka 11:28; Elçi. 20:35).
Tanrı’nın Krallığının, yani yönetiminin şu anda var olan kötü sistemi ortadan kaldıracağını (Dan. 2:44) ve bu yönetim altında insanlığın kusursuz bir sağlığa ve sonsuz yaşama sahip olacağını anlatır (Vah. 21:3, 4; ayrıca İşaya 33:24 ile karşılaştırın).
Bir kitap, Tanrı’dan geldiğini iddia ediyorsa, dünya olaylarının anlamını ve yaşamın amacını anlatıyorsa, ayrıca yaşadığımız sorunların nasıl çözüleceğini gösteriyorsa, şüphesiz dikkate alınmaya değerdir.
Tanrı ilhamı oluşunun kanıtları
Kutsal Kitap geleceğe dair ayrıntılı bilgiler veren peygamberlik sözleri içerir ki bu, insanların başaramayacağı bir şeydir
2. Pet. 1:20, 21: “Kutsal Yazılardaki hiçbir peygamberlik sözü kişisel yorum değildir. Çünkü peygamberlik sözü hiçbir zaman insan iradesiyle ortaya çıkmamıştır; insanlar kutsal ruhun yönlendirmesiyle, Tanrı’dan aldıklarını aktarmışlardır.”
◼ Önceden bildirilen: İşa. 44:24, 27, 28; 45:1-4: “‘Yehova . . . . derin sulara “Buharlaş” emrini veren, “Onun bütün ırmaklarını kurutacağım” diyen, Koreş için “O Benim çobanım; her arzumu yerine getirecek” diyen Benim. Yeruşalim hakkında, “Yeniden kurulacak,” mabet hakkında “Temelin atılacak” dedim ve bunları o gerçekleştirecek.’” “Önünde milletlere baş eğdirmek, kralların gücünü kırmak, kapanmasın diye çift kanatlı kapıları açmak için sağ elinden tuttuğu mesihine, Koreş’e, Yehova şöyle diyor: ‘Senin önünden Ben gideceğim; tümsek yerleri dümdüz edeceğim. Tunç kapıları Ben parçalayacağım; demir sürgüleri kesip devireceğim . . . . kulum Yakup, seçtiğim İsrail uğruna seni isminle çağırıyor, sana onurlu bir ad veriyorum’” (İşaya tarafından yazılan, yaklaşık MÖ 732’de tamamlanan kayıttan).
◻ Gerçekleşmesi: Bu peygamberlik sözü yazıldığında Koreş (Kyros) henüz doğmamıştı. Yahudiler bu sözlerin yazılmasından çok sonra, MÖ 617-607 yılları arasında Babil’e sürgüne gönderildi, Yeruşalim ve mabedi de MÖ 607’de yıkıldı. Önceden bildirilen detaylar ancak MÖ 539’un başlarında gerçekleşmeye başladı. Koreş Fırat ırmağının akış yönünü yapay bir göle doğru değiştirdi, şehirde ziyafet olduğu bir sırada Babil’in kapıları dikkatsizlik yüzünden açık kaldı ve şehir Koreş komutasındaki Medler ve Persler’in eline geçti. Daha sonra Koreş Yahudi sürgünleri serbest bıraktı ve onları Yehova’nın mabedini yeniden inşa etmeleri için Yeruşalim’e gönderdi (The Encyclopedia Americana, 1956, Cilt III, s. 9; Light From the Ancient Past, Princeton, 1959, Jack Finegan, s. 227-229; “All Scripture Is Inspired of God and Beneficial,” New York, 1983, s. 282, 284, 295).
◼ Önceden bildirilen: Yer. 49:17, 18: “‘Edom şaşılacak duruma gelecek. Oradan geçen herkes, uğradığı belalar yüzünden ona şaşkın şaşkın bakıp ıslık çalacak. Sodom ve Gomorra’yla komşu kentlerinin yıkımından sonra olduğu gibi’ diyor Yehova, ‘Orada da hiçbir adam oturmayacak.’” (Yeremya’nın kaydı MÖ 580’de tamamlandı.)
◻ Gerçekleşmesi: “[Edomlular] MÖ 2. yüzyılda Yeuda Makabi tarafından Filistin’den kovuldular. Makabi önder İoannes Hyrkanos MÖ 109’da Edom ülkesinin batı kısmını Yahuda krallığına katarak sınırlarını genişletti. MÖ 1. yüzyılda bağımsız Edom’un son izleri de Roma [İmparatorluğunun] genişlemesiyle ortadan kalkmış oldu . . . . Yeruşalim’in MS 70’te Romalılar tarafından yıkılmasından sonra İdumea [Edom] ismi tarihe gömüldü” (The New Funk & Wagnalls Encyclopedia, 1952, Cilt 11, s. 4114). Kutsal Kitabın Edom hakkındaki sözlerinin bugün bile hâlâ geçerli olduğuna dikkat edin. Bu sözlerin olaylar olduktan sonra yazıldığı hiçbir şekilde iddia edilemez.
◼ Önceden bildirilen: Luka 19:41-44; 21:20, 21: “İsa Yeruşalim’e yaklaşırken, şehre baktı ve onun için ağladı. Şunları dedi: ‘. . . . Öyle günler gelecek ki, düşmanların etrafına kazıklarla set çekecek, seni kuşatacak ve her yönden sıkıştıracaklar. Seni ve çocuklarını yere çalacaklar. İçinde taş üstünde taş bırakmayacaklar, çünkü sen denetlenme vaktinin farkına varmadın.’” Bundan iki gün sonra İsa öğrencilerine şunları öğütledi: “Ordugâh kurmuş orduların Yeruşalim’i kuşattığını gördüğünüzde bilin ki, onun yıkımı yakındır. O zaman Yahudiye’de olanlar dağlara kaçmaya başlasın, Yeruşalim’in içinde bulunanlar şehirden uzaklaşsın” (İsa Mesih’in MS 33’te bildirdiği sözler).
◻ Gerçekleşmesi: Yeruşalim Roma’ya başkaldırdı ve MS 66’da Cestius Gallus komutasındaki Roma ordusu şehre saldırdı. Fakat Yahudi tarihçi Josephus’un belirttiği gibi Romalı komutan “aniden askerlerini durdurdu, hiçbir terslikle karşılaşmadığı halde ümidini kaybetti ve hiçbir mantığa sığmayacak bir şekilde şehirden çekildi” (Josephus, the Jewish War, Penguin Classics, 1969, s. 167). Böylece Hıristiyanlar şehirden kaçma fırsatı buldu. Ürdün Irmağı’nı geçip Pella’ya kaçtılar (Eusebios Pamphili, Ecclesiastical History, Londra, 1894, C. F. Crusé, s. 75). Sonra MS 70 yılının Fısıh Bayramı sırasında General Titus sadece üç gün içinde direkler dikerek 7,2 kilometrelik bir siperle şehri kuşattı ve bundan beş ay sonra Yeruşalim düştü. “Yeruşalim sistematik şekilde yıkıldı ve Mabet de bir harabeye döndü. Yapılan arkeolojik çalışmalarda, tüm o bölgede Yahudilere ait binaların yıkımının ne kadar etkileyici boyutta olduğu görülüyor” (The Bible and Archaeology, Grand Rapids, Mich.; 1962, J. A. Thompson, s. 299).
Kutsal Kitap, araştırmacıların çok daha sonra keşfettiği şeyler hakkında bilimsel açıdan doğru ifadeler içerir
Evrenin Başlangıcı: Başl. 1:1: “Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.” 1978’de astronom Robert Jastrow şöyle yazdı: “Gökbilimin elde ettiği kanıtlar bizi dünyanın başlangıcıyla ilgili Kutsal Yazıların söyledikleriyle aynı noktaya götürüyor. Gökbilimdeki ve Kutsal Kitabın Başlangıç kaydındaki ayrıntılar değişebilir fakat esas unsurlar aynıdır: İnsanın oluşumuna kadar gerçekleşen olaylar zinciri zamanın belli bir anında ani bir enerji ve ışık çakmasıyla birdenbire başladı” (God and the Astronomers [Tanrı ve Gökbilimciler], New York, 1978, s. 14).
Yerin Şekli: İşa. 40:22: “Yer yuvarlağının yukarısında oturan Biri var.” Eski devirlerde yerin düz olduğuna dair genel bir kanı vardı. Kutsal Kitaptaki bu ayetin yazılmasından ancak 200 yılı aşkın bir süre sonra Yunan filozoflar yerin küre şeklinde olduğu sonucuna vardılar. Ve aradan 300 yıl kadar geçtikten sonra bir Yunan gökbilimci yerin yarıçapını yaklaşık olarak hesapladı. Buna rağmen yerin küre şeklinde olduğu düşüncesi genel olarak kabul görmüyordu. Ancak 20. yüzyılda insanların uçakla yolculuk etmeleri, uzaya çıkmaları, hatta aya gitmeleri mümkün oldu; böylece yeryüzünün “yuvarlak” olduğu net bir şekilde görülebildi.
Hayvanlar Âlemi: Lev. 11:6: “Tavşan da geviş getirir.” Bazı eleştirmenlerin uzun süre karşı çıkmış olmasına rağmen, tavşanın geviş getirdiği en sonunda İngiliz William Cowper tarafından 18. yüzyılda gözlemlenmiştir. Bu gözlemin nasıl olağandışı yollarla yapıldığı 1940 tarihli bilimsel bir yayında anlatılmıştır (Proceedings of the Zoological Society of London, Cilt 110, Seri A, s. 159-163).
İçindeki uyum dikkat çekicidir
Özellikle Kutsal Kitabın bölümlerinin kral, peygamber, çoban, vergi tahsildarı ve hekim gibi farklı meslekleri olan 40 kişi tarafından yazılmış olduğunu düşündüğümüzde içindeki uyum dikkat çekicidir. Bu kişiler yazılarını 1.610 yılı aşkın bir süre içinde tamamladılar, dolayısıyla kitabı danışıklı bir şekilde yazmaları mümkün değildi. Buna rağmen en küçük detaylar da dahil olmak üzere yazıları birbiriyle uyumludur. Kutsal Kitabın içindeki kısımların birbiriyle ne kadar bağlantılı ve uyumlu olduğunu görebilmek için onu kendimiz okumalı ve incelemeliyiz.
Kutsal Kitabın değişmediğinden nasıl emin olabiliriz?
“Kutsal Kitap, hem metnin gerçekliğini gösteren eski elyazmalarının sayısı hem de orijinal metinle elyazmaları arasındaki zaman bakımından diğer [Homeros’un, Platon’un ve başkalarınınki gibi] klasik yazıların çok üstündedir. . . . . Kutsal Kitabın elyazmalarıyla karşılaştırıldığında diğer tüm klasik elyazmaları sadece bir avuç kadardır. Kutsal Kitap kadar gerçekliği belgelerle doğrulanmış başka bir kitap yoktur” (The Bible From the Beginning, New York, 1929, P. Marion Simms, s. 74, 76).
1971’de yayımlanan bir raporun gösterdiği gibi İbranice Kutsal Yazıların tümünü ya da bir kısmını içeren yaklaşık 6.000 elyazması vardır ve bunların en eskisi MÖ üçüncü yüzyıla aittir. Yunanca Kutsal Yazıların ise, orijinal dilde 5.000 elyazması bulunur ve en eskisi MS ikinci yüzyılın başlarına aittir. Aynı zamanda başka dillere yapılmış eski çevirileri de mevcuttur.
Sir Frederic Kenyon, Kutsal Yazılara ait Chester Beatty Papirüsüyle ilgili yedi ciltlik eserinin önsözünde şöyle yazdı: “[Papirüsün] incelenmesinden çıkan ilk ve en önemli sonuç, onun mevcut metinlerin doğruluğunu tatmin edici şekilde gösteriyor olmasıdır. Eski ya da Yeni Ahitte göze çarpar, önemli bir değişiklik saptanmamıştır. Temel gerçekleri ya da öğretileri etkileyen hiçbir değişiklik olmadığı gibi, metnin pasajlarında hiçbir önemli ekleme veya çıkarma da yoktur. Metinde, sözcüklerin diziliş sırası ya da anlamı daraltan karşılıklar kullanılması gibi çok önemsiz değişiklikler bulunuyor olabilir. . . . . Fakat asıl önemli olan, bunun, elimizdeki metnin bozulmamış olduğunu doğrulayan, şimdiye kadarki en eski kanıt olmasıdır” (The Chester Beatty Biblical Papyri, Londra, 1933, s. 15).
Tabii Kutsal Kitabın bazı çevirilerinin diğerlerine oranla asıl metnin yazıldığı dillere daha sadık kaldığı bir gerçektir. Öte yandan bazı çağdaş çeviriler metni farklı sözlerle ifade ederek serbest davranırlar ve bazen asıl anlamı değiştirirler. Bazı çevirmenler de metni renklendirmek amacıyla kişisel kanılarını çevirilerine katarlar. Ancak, çeşitli çeviriler birbiriyle karşılaştırılırsa bu tür kusurlar saptanabilir.
Biri Şöyle Derse:
‘Kutsal Kitaba inanmıyorum’
Şöyle diyebilirsiniz: ‘Fakat Tanrı’nın varlığına inanıyorsunuz, öyle değil mi? . . . Kutsal Kitapta kabul etmekte zorlandığınız noktanın ne olduğunu sorabilir miyim?’
Ya da şöyle diyebilirsiniz: ‘Böyle düşünmenizin nedenini öğrenebilir miyim? . . . Bazıları Kutsal Kitabı hiç okumadıkları halde bu şekilde karşılık veriyorlar. Oysa Kutsal Kitap içindeki mesajın Tanrı’dan geldiğini söyler. Ayrıca, söylediklerine inanıp bunlara göre yaşarsak sonsuz yaşam elde edeceğimizi vaat eder. Tüm bunların doğru olup olmadığını görmek için bu kitabı incelemeye değmez mi? (Sayfa 274-277’deki bilgileri kullanabilirsiniz.)’
‘Kutsal Kitapta çelişkiler var’
Şöyle diyebilirsiniz: ‘Birçok kişi böyle düşünüyor, fakat nedense kimse çelişki sayılabilecek kayda değer bir örnek gösteremiyor. Ayrıca Kutsal Kitabı ben de okudum fakat herhangi bir çelişkiye rastlamadım. Acaba siz bana bununla ilgili bir örnek verebilir misiniz?’ Sonra şunları ekleyebilirsiniz: ‘Birçok kişi dört ayrı İncil kaydının bulunmasının onun bozulduğunun işareti olduğunu düşünüyor. Ancak Kutsal Kitap, önemli bir konunun doğrulanması için birden fazla şahidin olması gerektiğini söyler (Tekr. 19:15). Ayrıca dört farklı kişinin İsa peygamberle ilgili kaydı yazmasının dikkat çekici bir yönü de vardır. Onlar dört kişi oldukları ve her biri İsa’nın hayatını farklı bakış açısından yazdıkları halde birbiriyle çelişkiye düşmez. (Mukaddes Kitap İnsanın mı, Yoksa Tanrı’nın mı Sözü? kitabı, s. 93’teki çerçeveyi kullanabilirsiniz.)’
‘Kutsal Kitabı insanlar yazdı’
Şöyle diyebilirsiniz: ‘Haklısınız. Bu kitabın yazılmasında 40 kişi rol aldı. Ancak onlar Tanrı ilhamıyla yazdılar.’ Sonra şunları ekleyebilirsiniz: (1) ‘Bunun anlamı şudur: Tıpkı bir işadamının kendi adına bazı mektuplar yazdırmak için sekreterini kullandığı gibi, Tanrı da kitabını yazdırmak için insanları kullandı.’ (2) ‘Geçmişte Tanrı’dan insanlara bazı mesajlar gelmiş olması bizi şaşırtmamalı. Bugün insanlar bile uzaydan mesaj ve görüntüler yollayabiliyorlar. Bunu nasıl yapıyorlar? Tanrı’nın çok uzun zaman önce koyduğu fizik yasalarını kullanarak.’ (3) ‘Peki Kutsal Kitapta yazılanların kaynağının gerçekten Tanrı olduğundan nasıl emin olabiliriz? Bu kitap herhangi bir insandan gelemeyecek bilgiler içerir. Örneğin, gelecekle ilgili ayrıntılar vermiştir ve bunlar her zaman tam olarak doğru çıkmıştır. (Sayfa 274-276’ya bakın; ayrıca “Son Günler” başlıklı bölümün sayfa 354-358’deki kısmına bakın.)’
‘Kutsal Kitabı herkes kendisine göre yorumluyor’
Şöyle diyebilirsiniz: ‘Tabii ki bu yorumların hepsi doğru olamaz.’ Sonra şunları ekleyebilirsiniz: (1) ‘Kendi düşüncelerimizi haklı çıkarmak amacıyla Kutsal Yazıları çarpıtmak bizim için çok zararlı olabilir (2. Pet. 3:15, 16).’ (2) ‘Kutsal Kitabı doğru şekilde anlayabilmemize iki şey yardım eder: Öncelikle, bir ayetteki ifadenin bağlamını (öncesi ve sonrasındaki ayetleri) göz önünde bulundurmalıyız. Daha sonra, o ayeti aynı konuyla ilgili diğer ayetlerle karşılaştırmalıyız. Bunu yapmakla Tanrı’nın Sözünün düşünüşümüzü yönlendirmesine izin vermiş ve Kendi Sözünün yorumunu O’na bırakmış oluruz. Yehova’nın Şahitlerinin yayınları hazırlanırken bu yöntem izlenir. (“Yehova’nın Şahitleri” başlıklı bölümün sayfa 471, 472’deki kısmına bakın.)’
‘Bu kitaplar günümüz insanına hitap etmiyor’
Şöyle diyebilirsiniz: ‘Hayatta bize gerçekten yararı olabilecek şeyler hepimizin ilgisini çekmez mi?’ Sonra şunları ekleyebilirsiniz: (1) ‘Sizce de savaşların sona ermesinin hepimize yararı olmaz mıydı? . . . Dünyadaki insanlar farklı milletlerden olanlarla barış içinde yaşamayı öğrenseydi bu güzel bir başlangıç olurdu değil mi? . . . İşte Kutsal Kitap tam olarak bunun olacağını bildirmişti (İşa. 2:4). Bugün Yehova’nın Şahitleri, Kutsal Kitaptan aldıkları eğitim sayesinde kendi aralarında bunu başarabiliyorlar.’ (2) ‘Bunun yanında savaşa sebep olan her şeyin ortadan kalkması da gerekir. Acaba bir gün bu gerçekleşecek mi? Kutsal Kitap gerçekleşeceğini söylüyor ve bunun nasıl olacağını anlatıyor (Mezm. 37:10, 11; Dan. 2:44).’
Ya da şöyle diyebilirsiniz: ‘Anlıyorum. Eğer bir rehber kitabın pratik yararı yoksa, elbette onu kullanmak pek akıllıca olmaz.’ Sonra şunları ekleyebilirsiniz: ‘Mutlu bir ailemizin olması için bize doğru öğütler veren bir kitap sizce de yararlı değil midir? . . . . Bugün aile yaşamıyla ilgili çeşitli kuramlar ortaya atılıyor, ancak uygulandığında iyi sonuçlar alındığını görmüyoruz. Oysa Kutsal Kitabın bu konudaki öğütlerini bilen ve uygulayan aileler her zaman mutlu oluyor (Kol. 3:12-14, 18-21).’
‘Kutsal Kitap iyi bir kitap olabilir fakat mutlak hakikat diye bir şey yoktur’
Şöyle diyebilirsiniz: ‘Kuşkusuz herkesin farklı bir görüşü var. Bir konuda belli bir fikrimiz olabilirse de bazı şeyleri gözden kaçırabiliriz. Böyle bir hatayı yapmayacak sadece tek kişi var. Sizce kim olabilir? . . . Bu, evrenin Yaratıcısıdır.’ Sonra şunları ekleyebilirsiniz: (1) ‘Bu nedenle Kutsal Kitap Tanrı’nın Sözü hakkında şöyle der: “Sözünün özü hakikattir” (Mezm. 119:160). Bu hakikat Kutsal Kitapta bize açıklanıyor (2. Tim. 3:16, 17).’ (2) ‘Tanrımız bizi bilgisiz bırakarak doğru yolu deneme yanılma yoluyla bulmamızı istemez. O’nun isteği hakikatle ilgili tam bilgi edinmemizdir (1. Tim. 2:3, 4). Kutsal Kitap şu gibi sorulara doyurucu cevaplar sağlar . . . ’ (Bazen kişiye yardımcı olmak amacıyla sohbetinizde önce Tanrı’nın varlığıyla ilgili kanıtları ele alabilirsiniz. “Tanrı” başlıklı bölümün sayfa 369-376’daki kısmına bakın.)
‘Kutsal Kitap Hıristiyanların Kitabıdır’
Şöyle diyebilirsiniz: ‘Haklısınız, bugün çoğunlukla Kutsal Kitabın Hıristiyan Âleminin kitabı olduğuna inanılır. Ancak biz Kutsal Kitabı okuduğumuzda Hıristiyan Âleminin inandığı ve yaptığı şeylerin ona aykırı olduğunu gördük.’ Sonra şunları ekleyebilirsiniz: (1) ‘İnsanların Kutsal Kitaba güvenmemesinin en önemli nedeni, Hıristiyan Âleminin davranışlarıdır. Örneğin, Haçlı seferlerinin ya da dünya savaşlarının Hıristiyan ülkeler tarafından başlatıldığını hepimiz biliyoruz. Oysa İsa peygamber şöyle demişti: (Matta 26:52’yi okuyun).’ (2) ‘Bugün Hıristiyan olduğunu iddia eden birçok kişi ibadetlerinde haç, ikonlar veya tasvirler kullanıyor. Aslında bu davranışlarıyla onlar putperestliği desteklemiş oluyorlar. (Çıkış 20: 4, 5 ayetini okuyarak Yaratıcının Rehberliği–Cennete Götüren Yol kitapçığının 5. sayfasına dikkat çekebilirsiniz.)’
Ya da şöyle diyebilirsiniz: ‘Aslında Kutsal Kitap Yaratıcının sözlerinden oluşur ve tüm insanlık için yazılmıştır. Kuran da kendisinden önce kaleme alınmış bu kayıtlara sık sık değinir ve onlarda Yaratıcının rehberliğinin bulunduğunu vurgular. (Yaratıcının Rehberliği–Cennete Götüren Yol kitapçığının 4. sayfasındaki 8 ve 9. paragraflara dikkat çekebilirsiniz.)’
‘Bu kitaplar değiştirilmiştir’
Şöyle diyebilirsiniz: ‘Bu iddia ile çok sık karşılaşıyoruz, ancak Kutsal Kitabın değiştiğini söyleyenler onun ne zaman ve neresinin değiştirildiği konusunda net bir bilgi veremiyorlar. Sizce Kuran yazıldığında Kutsal Kitap bozulmuş muydu? . . . . Eğer Kutsal Kitap Kuran yazıldığında bozulmuş ise o zaman Kuran neden ona başvurmamızı söylesin? Üstelik, Kuran’ın yazılışından 400 ya da 500 yıl önce yazılmış el yazması metinler bugün müzelerde bulunmaktadır. (Yaratıcının Rehberliği–Cennete Götüren Yol kitapçığının 31. sayfasına dikkat çekebilirsiniz.)’
Ya da şöyle diyebilirsiniz: ‘Sizce Hıristiyanlar ya da Yahudiler Kutsal Kitabı değiştirmeye çalışsalardı bunu özellikle kendi aleyhlerine olan kısımlarda yapmazlar mıydı? (Yaratıcının Rehberliği–Cennete Götüren Yol kitapçığının 29. sayfasındaki çerçeveye dikkat çekebilirsiniz.)’
‘Sizin kendi Kutsal Kitabınız var’
“Yeni Dünya Çevirisi” başlıklı bölüme bakın.