Hayatımız ve Hizmetimiz İbadeti Kitapçığı İçin Kaynaklar
7-13 EYLÜL
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | ÇIKIŞ 23-24
“Çoğunluğu İzlemeyeceksin”
it-1-E 11 p. 3
Harun
Kutsal Kitapta Harun’un üç hatasından söz edilir, ama anlaşılan bunların hiçbirinde yanlış davranışa önayak olan Harun değildi. O, ya koşulların etkisiyle ya da başkalarının baskısına yenik düşerek hata yaptı. Özellikle ilk hatasında, yani altın buzağıyla ilgili olayda, şu emrin ardındaki ilkeyi uygulayabilirdi: “Kötü amaçlar peşinde olan çoğunluğu izlemeyeceksin” (Çk 23:2). Buna rağmen Kutsal Yazılar daha sonraki kayıtlarda ondan saygın şekilde söz eder. Tanrı’nın Oğlu da yeryüzündeki yaşamı sırasında, Harun’un soyuna verilen kâhinliğin geçerliliğini kabul etmişti (Me 115:10, 12; 118:3; 133:1, 2; 135:19; Mt 5:17-19; 8:4).
it-1-E 343 p. 5
Körlük
Yolsuzluk yaparak adaleti çarpıtmak körlükle temsil edilirdi. Kanunda rüşvet, hediye ya da önyargıya karşı birçok uyarı vardı. Çünkü bu tür şeyler bir hâkimin gözünü kör edebilir ya da adaletin tarafsız şekilde uygulanmasını engelleyebilir. “Rüşvet, sağgörülü adamın gözünü kör eder” (Çk 23:8). “Rüşvet hikmetlinin gözünü kör eder” (Tkr 16:19). Bir hâkim ne kadar adil ve ayırt edici olursa olsun, davaya dahil olan kişilerin hediyelerinden ister istemez etkilenebilir. Tanrı’nın kanunu sadece hediyelerin değil, duyguların da bir hâkimin gözünü kör edebileceğini dikkate alarak şöyle der: “Düşkünün tarafını tutmayacaksın ve güçlüyü kayırmayacaksın” (Le 19:15). Dolayısıyla bir hâkim, duygusal sebeplerle ya da toplumu memnun etmek amacıyla, birine sırf zengin olduğu için aleyhte hüküm vermemeliydi (Çk 23:2, 3).
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-2-E 393
Mikael
Kutsal Kitapta Cebrail dışında ismi belirtilen ve “başmelek” olarak adlandırılan tek melek Mikael’dir (Yhd 9). Bu isim ilk kez Daniel 10. bölümde, “büyük hükümdarlardan Mikael” diye geçer. Kayıtta Mikael’in, ‘Pers ülkesinin hükümdarından’ muhalefet gören daha alt konumdaki bir meleğin yardımına koştuğu anlatılır. Mikael’den, “[Daniel’in] halkının oğulları için durmakta olan büyük hükümdar” olarak da bahsedilir (Da 10:13, 20, 21; 12:1). Bu, çölde İsrailoğullarına önderlik eden meleğin Mikael olduğuna işaret eder (Çk 23:20, 21, 23; 32:34; 33:2). Bu çıkarımı destekleyen başka bir gerçek de ‘başmelek Mikael’in, Musa’nın cesediyle ilgili meselede İblis’le tartışmasıdır’ (Yhd 9).
14-20 EYLÜL
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | ÇIKIŞ 25-26
“Kutsal Çadırdaki En Önemli Nesne”
it-1-E 165
Ahit Sandığı
Model ve Tasarım. Yehova Musa’ya Kutsal Çadırı yapmasını emrederken ilk önce Ahit Sandığının modelini ve tasarımını verdi. Çünkü Sandık, Kutsal Çadırdaki ve bütün konaklama yerindeki en önemli nesneydi. Sandık yaklaşık 111 santimetre uzunluğunda, 67 santimetre genişliğinde ve 67 santimetre yüksekliğindeydi. Akasya ağacından yapılmış, içten ve dıştan saf altınla kaplanmıştı. Sandığı çevreleyen ‘altın kenar süsü’ ona göz alıcı bir güzellik katıyordu. Sandığın kapağı, altın kaplama değildi, saf altından yapılmıştı; uzunluğu ve genişliği sandıkla aynıydı. Kapağın üzerinde altından dövme işi iki kerubi vardı. Her iki uca yerleştirilen kerubiler karşılıklı duruyordu. Yüzleri aşağı kapağa dönüktü; kanatları yukarı doğru açıktı ve Sandığın üzerini örtüyordu (Çk 25:10, 11, 17-22; 37:6-9). Bu kapağa “kefaret kapağı” da deniyordu (İb 9:5, dipnot).
it-1-E 166 p. 2
Ahit Sandığı
Ahit Sandığı, Yehova’nın hatırlatıcı olarak saklanmasını istediği kutsal nesnelerin konulduğu kutsal bir arşiv gibiydi. Bu arşivin en önemli içeriği hatırlatıcı olarak verilen iki levha, yani On Emirdi (Çk 25:16). Daha sonra Sandığa “içinde man olan altın testi” ve “Harun’un tomurcuklanmış asası” da kondu, ancak bunlar Süleyman’ın mabedinin inşasından bir süre önce Sandıktan çıkarıldı (İb 9:4; Çk 16:32-34; Sy 17:10; 1Kr 8:9; 2Ta 5:10). Musa ölmeden hemen önce kâhinlere “kanun kitabını” verdi ama bunu Sandığın içine koymalarını söylemedi. Şöyle dedi: “Bu kanun kitabını alın, Tanrınız Yehova’nın ahit sandığının yanına koyun, karşınızda bir tanık olarak dursun” (Tkr 31:24-26).
it-1-E 166 p. 3
Ahit Sandığı
Tanrı’nın huzurunu temsil ediyordu. Ahit Sandığı Tanrı’nın orada bulunduğunu gösteriyordu. Yehova şöyle vaat etmişti: “Orada sana görüneceğim ve kapağın üstünden, Hatırlatma Sandığı üzerindeki kerubilerin arasından seninle konuşacağım.” “Ben kapağın üstündeki bulutta hazır bulunacağım” (Çk 25:22; Le 16:2). Samuel de Yehova’nın ‘kerubiler üzerinde oturduğunu’ söyledi (1Sa 4:4); kerubiler ‘O’nun arabasını temsil ediyordu’ (1Ta 28:18). Bununla uyumlu olarak “Musa Tanrı’yla konuşmak için ne zaman Toplanma Çadırına girse, Hatırlatma Sandığının kapağının üstünden, iki kerubi arasından gelen sesi duyardı; Tanrı onunla konuşurdu” (Sy 7:89). Daha sonra Yeşu ve başkâhin Finehas da Sandığın önünde Yehova’ya danıştı (Yş 7:6-10; Hk 20:27, 28). Ama aslında En Kutsal Yere girip Sandığı gören tek kişi başkâhindi, o da bunu sadece yılda bir gün yapardı. Amacı Yehova’yla konuşmak değil, kefarette bulunmaktı (Le 16:2, 3, 13, 15, 17; İb 9:7).
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-1-E 432 p. 1
Kerubi
Çölde kurulan Kutsal Çadırdaki eşyalar arasında kerubileri temsil eden figürler vardı. Dövme işi altından yapılan iki kerubi, kapağın iki ucunda duruyordu. Karşılıklı duran kerubiler, Tanrı’ya tapınırcasına kapağa doğru eğilmişlerdi. Her iki kanatları yukarı doğru açıktı ve Sandığı korurcasına kapağın üzerini örtüyordu (Çk 25:10-21; 37:7-9). Ayrıca çadır bezinin iç yüzüne ve Kutsal Yeri, En Kutsal Yerden ayıran perdeye nakış olarak kerubiler işlenmişti (Çk 26:1, 31; 36:8, 35).
it-2-E 936
Huzur Ekmeği
Kutsal Çadırda veya mabette bulunan Kutsal Yerdeki masada 12 ekmek dururdu ve bunlar her Sebt gününde tazeleriyle değiştirilirdi (Çk 35:13; 39:36; 1Kr 7:48; 2Ta 13:11; Ne 10:32, 33). Bu ekmekler sunu olarak daima Yehova’nın huzurunda dururdu (Çk 25:30). Kutsal Kitapta huzur ekmeklerinden “sunu ekmekleri” (Mr 2:26) ya da sadece “ekmekler” diye de söz edilir (İb 9:2).
21-27 EYLÜL
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | ÇIKIŞ 27-28
“Kâhinlerin Giysilerinden Neler Öğrenebiliriz?”
it-2-E 1143
Urim ve Tummim
Bazı Kutsal Kitap bilginleri Urim ve Tummimin kura olduğunu düşünüyor. James Moffatt’ın çevirisinde Çıkış 28:30’da bunlardan “kutsal kuralar” diye bahsedilir. Bazıları bunların üç parçadan oluştuğunu düşünüyor. Onlara göre birinin üzerinde “evet”, birinin üzerinde “hayır” yazıyordu, biri de boştu. Bir taş çekilirdi ve gelen taş soruya cevap olurdu, eğer boş taş gelirse bu, cevap yok anlamına gelirdi. Başka bilginlerse bunların bir yüzü beyaz, bir yüzü siyah olan iki düz taş olduğunu düşünüyor. Taşlar atıldığında ikisi de beyaz gelirse “evet”, ikisi de siyah gelirse “hayır”, biri siyah biri beyaz gelirse cevap yok demekti. Bir defasında Saul “Filistîlerin peşinden ineyim mi?” diye kâhin aracılığıyla Yehova’ya danıştı ama bir cevap alamadı. Adamlarından birinin günah işlediği sonucuna vararak Tanrı’ya şöyle yakardı: “Ey İsrail’in Tanrısı, ne olur Tummimle bize cevap ver!” Cevapta Saul ve Yonatan çıktı, sonra da onlar arasında kura çekildi. Bu kayıttaki “Tummimle bize cevap ver!” ifadesi Tummim ve kura çekmenin bağlantılı olduğu fikrini verse de bunların farklı şeyler olma ihtimali de vardır (1Sa 14:36-42).
it-1-E 849 p. 3
Alın
İsrail’in Başkâhini. Başkâhinin alnında, sarığının ön kısmında “adanmanın kutsal işareti olan” altın bir levha olurdu. Üzerinde “mühür oyması gibi bir yazıyla ‘Kutsallık Yehova’nındır’” yazardı (Çk 28:36-38; 39:30). Bu çok yerindeydi, çünkü pak tapınmada İsrail’i temsil eden en önemli kişi olarak başkâhinin görevini kutsal şekilde sürdürmesi gerekiyordu. Ayrıca bu levha tüm İsrail’e Yehova’ya hizmet ederken daima kutsal olmaları gerektiğini hatırlatıyordu. Levha aynı zamanda büyük Başkâhin İsa Mesih için de uygun bir tasvirdi ve onun Tanrı’nın kutsallığını destekleyen kâhinlik hizmetini yerine getirmek üzere Yehova tarafından adandığını gösteriyordu (İb 7:26).
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-1-E 1130 p. 2
Kutsallık
Hayvanlar ve Ürünler. Sığırların, koyunların ve keçilerin ilk doğanları Yehova için kutsal sayılırdı ve O’na aitti. Sahibi bedel ödeyip hayvanını geri alamazdı. Hayvanlar kurban edilir ve kutsal durumdaki kâhinlere kurbandan bir pay verilirdi (Sy 18:17-19). Kutsal mekân hizmetine adanmış tüm kurbanlar ve hediyeler gibi ürünlerin turfandası ve ondalığı da kutsal sayılırdı (Çk 28:38). Tapınma için Yehova’ya ayrılmış her şey kutsaldı. Önemsiz görülmemeli ve kutsal amacı dışında kullanılmamalıydı. Buna bir örnek ondalıkla ilgili kanundur. Diyelim ki bir adam buğday hasadından ondalık ayırdı. Fakat sonra o veya ev halkından biri fark etmeden ondalıktan alıp kullandı, örneğin yemek yaptı. Adam Tanrı’nın kutsal şeylerle ilgili kanununu çiğnediği için suçluydu. Kanuna göre kişi tazminat olarak kutsal şeyin değerini, üzerine yüzde yirmisini de ekleyerek kutsal mekâna ödemeliydi, ayrıca sürüsünden sağlıklı bir koç sunmalıydı. Bu kanun, Tanrı’ya ait olan kutsal şeylere büyük bir saygı uyandırıyordu (Le 5:14-16).
28 EYLÜL–4 EKİM
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | ÇIKIŞ 29-30
“Yehova İçin Bağış”
it-2-E 764-765
Sayım
Sina Çölü’nde. Yehova’nın emriyle ilk sayım, İsrailoğullarının Mısır’dan çıkışının ikinci yılında, ikinci ayda, halk Sina Çölü’nde konaklarken yapıldı. Musa’ya yardım etmesi için her kabileden bir aşiret reisi seçildi. Kabilelerinin sayımının sorumluluğunu ve gözetimini onlar üstlendi. Askerlik hizmeti için uygun durumda olan 20 yaş ve üzeri tüm erkeklerin kaydı yapılmakla kalmadı, onlardan Toplanma Çadırı hizmeti için yarım şekellik (1,10 dolar) baş vergisi de talep edildi (Çk 30:11-16; Sy 1:1-16, 18, 19). 603.550 kişi kaydedildi. Topraktan pay almayan Levioğulları buna dahil değildi. Onlar Kutsal Çadır için ödenen vergiden ve askerlik hizmetinden muaftılar (Sy 1:44-47; 2:32, 33; 18:20, 24).
it-1-E 502
Bağış
Kanunda talep edilen bazı bağışlar vardı. İsrailoğullarının sayımı yapıldığında, 20 yaş ve üzeri her erkeğin canına karşılık fidye olarak “kutsal mekân şekeliyle yarım şekel” (muhtemelen 1,10 dolar) vermesi talep edildi. “Yehova’nın istediği bağış” canlarına kefaret edecek ve “Toplanma Çadırının hizmeti için” kullanılacaktı (Çk 30:11-16). Yahudi tarihçi Josephus’a göre, bu “kutsal vergi” ilerki dönemlerde de yıllık olarak ödendi (The Jewish War, VII, 218 [vi, 6]; 2Ta 24:6-10; Mt 17:24).
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-1-E 1029 p. 4
El
Üzerine El Koymak. Birinin bir insanın ya da bir nesnenin üzerine elini koyması çeşitli anlamlara geliyordu. Ama genel olarak atama amacıyla yapılıyordu ve üzerine el konan kişinin veya nesnenin belli bir görev için kabul edildiğini ya da onaylandığını gösteriyordu. Kâhinlik düzenlemesi başlatılırken yapılan törende, Harun ve oğulları ellerini kurban edilecek boğanın ve iki koçun üzerine koymuşlardı. Bu şekilde bu hayvanların, kâhinlik görevlerinin başlatılması için sunulacak hayvanlar olduğunu kabul etmiş oldular (Çk 29:10, 15, 19; Le 8:14, 18, 22). Musa Tanrı’nın emriyle Yeşu’yu ardılı olarak tayin ederken onun üzerine elini koydu. Yeşu bu sayede ‘ruhun verdiği hikmetle doldu’ ve İsrailoğulları için iyi bir önder oldu (Tkr 34:9). Hayırdua edenler nimetler almasını istedikleri kişilerin üzerine ellerini koyarlardı (Ba 48:14; Mr 10:16). İsa Mesih bazı insanları iyileştirirken onlara dokundu ya da üzerlerine elini koydu (Mt 8:3; Mr 6:5; Lu 13:13). Kutsal ruh armağanı bazı durumlarda, elçilerin kişi üzerine ellerini koymasıyla verildi (Elç 8:14-20; 19:6).
it-1-E 114 p. 1
Meshetmek, Meshedilmek
Kanunda Yehova Musa’ya mesh yağı için bir tarif verdi. En seçme malzemelerin kullanıldığı bu özel karışımın içinde şunlar vardı: mürrüsafi, güzel kokulu tarçın, hoş kokulu kamış, Çin tarçını ve zeytinyağı (Çk 30:22-25). Birinin kutsal mesh yağını hazırlaması veya herhangi birinin üzerine dökmesi idamlık bir suçtu (Çk 30:31-33). Mesh yağıyla meshedilmenin mecazi bir anlamı vardı, kişinin veya nesnenin atandığı görevin önemini ve kutsallığını gösteriyordu.