Hayatımız ve Hizmetimiz İbadeti Kitapçığı İçin Kaynaklar
11-17 OCAK
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | LEVİOĞULLARI 20-21
“Yehova Halkını Ayrı Tutar”
it-1-E 1199
Miras
Miras için kullanılan başlıca fiil olan nahal (isim hali, nahalah) bir mirasın veya mülkün nesilden nesle devredilmesi fikri taşır (Sy 26:55; He 46:18). Diğer bir fiil olan yaraş ise bazen ‘mirasçı olmak’ anlamında kullanılır, ancak daha çok atadan devralınmamış bir yeri ‘mülk edinmeyi’ ifade eder (Ba 15:3; Le 20:24). Bu fiil ayrıca askeri bir harekâtla ‘ele geçirmek; topraklardan atmak’ anlamlarına da gelir (Tkr 2:12; 31:3).
it-1-E 317 p. 2
Kuşlar
Nuh, Tufandan sonra kurban olarak başka hayvanların yanı sıra “temiz kanatlılardan” da sundu (Ba 8:18-20). Sonra Tanrı insanların kuş yemesine izin verdi, tek şartı kanlarının akıtılmasıydı (Ba 9:1-4; ayrıca Le 7:26; 17:13 ile karşılaştırın). Anlaşılan o zamanlar bir kuşun temiz sayılması Tanrı’nın onu kurban olarak kabul edip etmemesine bağlıydı. Kutsal Kitap, Musa Kanunu gelene dek hiçbir kuşun yiyecek olarak kirli sayılmadığını gösterir (Le 11:13-19, 46, 47; 20:25; Tkr 14:11-20). Kanuna göre hangi kuşun kirli olduğunu belirleyen etkenler açıkça belirtilmez. Kirli sayılan kuşların çoğu yırtıcı veya leşçi olsa da aralarında bazı istisnalar vardı. Tanrı’nın Petrus’a bir görüntüyle açıkladığı gibi, kuşlarla ilgili yasak yeni ahit yürürlüğe girdikten sonra kaldırıldı (Elç 10:9-15).
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-1-E 563
Yara açmak
Tanrı’nın Kanunu bir kişinin, ölen biri için bedeninde yara açmasını özellikle yasaklamıştı (Le 19:28; 21:5; Tkr 14:1). Bunun nedeni İsrail’in Yehova için kutsal bir millet, özel bir halk olmasıydı (Tkr 14:2). Bu nedenle İsrailliler her tür putperest uygulamadan uzak durmalıydı. Ayrıca yas tutarken aşırıya kaçmak, örneğin kendi bedeninde kesikler açmak, ölülerin durumunu çok iyi bilen ve dirilme ümidine inanan bir halk için hiç de uygun değildi (Da 12:13; İb 11:19). Bunun yanı sıra, kendine zarar vermekle ilgili bu yasak İsraillilere Tanrı’nın yarattığı insan bedenine saygı duymaları gerektiğini hatırlatıyordu.
18-24 OCAK
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | LEVİOĞULLARI 22-23
“Eski İsrail’deki Bayramlardan Neler Öğrenebiliriz?”
it-1-E 826-827
Mayasız Ekmek Bayramı
Mayasız Ekmek Bayramının ilk günü büyük bir toplantı yapılırdı ve aynı zamanda Sebt günüydü. İkinci gün, yani Yahudi takvimine göre 16 Nisan’da kâhine İsrail’de hasat edilen arpanın ilk ürününden bir demet getirilirdi. Bayrama kadar kimse yeni hasat edilen tahıldan, ondan yapılan ekmekten veya kavrulmuş tahıldan yememeliydi. Kâhin Yehova’nın önünde tahıl demetlerini sallayarak sembolik anlamda bu ilk ürünleri O’na sunuyordu. Beraberinde yakılan sunu olarak bir yaşının içinde sağlıklı bir koç, yağla yoğrulmuş tahıl sunusu ve bir dökme sunusu sunardı (Le 23:6-14). Her ne kadar kâhinler daha sonra tahılları veya unu sunakta yakmaya başladıysa da bununla ilgili bir emir yoktu. Bayramda ilk ürünler tüm halk adına sunuluyordu. Fakat İsrail’de toprağı olan her ailenin ve her bireyin bayram sırasında şükran kurbanı sunması için de bir düzenleme yapılmıştı (Çk 23:19; Tkr 26:1, 2).
Önemi. Bu bayramda mayasız ekmek yenmesi Yehova’nın, Çıkış 12:14-20’de Musa’ya verdiği talimatlarla uyumluydu. 19. ayette Yehova’nın net bir emri kayıtlıdır: “Yedi gün boyunca evlerinizde ekşi hamur bulunmayacak.” Tekrar 16:3’te mayasız ekmeklere “sıkıntı ekmeği” denir. Ekmekler her yıl Yahudilere Mısır diyarından aceleyle çıktıklarını hatırlatıyordu, öyle ki ekmeklerini mayalayacak vakitleri olmamıştı (Çk 12:34). Halk Yehova’nın onları sıkıntıdan ve kölelikten kurtardığını anacaktı, Yehova şöyle demişti: “Böylece Mısır diyarından çıkışını tüm ömrün boyunca hatırlayacaksın.” Bayram onlara, artık özgür bir halk olduklarını düşündürüyor ve kurtarıcıları Yehova’yı yüceltme fırsatı veriyordu. Her yıl kutladıkları üç bayramdan ilkinin bunları hatırlatması çok uygundu (Tkr 16:16).
it-2-E 598 p. 2
Pentekost
Pentekost Bayramında Yehova’ya buğday hasadının ilk ürünleri sunulurdu. Arpanın ilk ürününden farklı olarak, onda iki efa (4,4 litre) ince un mayalanarak iki somun ekmek pişirilirdi. Ekmekler ‘evden’ getirilmeliydi. Bu ne anlama geliyordu? Bunlar ev halkının her gün yediği ekmeklerden olmalıydı, özel olarak kutsal bir amaç için hazırlanmaları gerekmiyordu (Le 23:17). Beraberinde bir günah sunusu, yakılan sunular ve paylaşma kurbanı olarak iki erkek kuzu sunulurdu. Kâhin, ekmekleri ve kuzuların parçalarını Yehova’nın önünde sallar, böylece bunları O’na sunmuş olurdu. Ekmekler ve kuzular sunulduktan sonra paylaşma kurbanı olarak yemesi için kâhine verilirdi (Le 23:18-20).
25-31 OCAK
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | LEVİOĞULLARI 24-25
“Azatlık Yılı ve Gelecekteki Özgürlük”
it-1-E 1200 p. 2
Miras
Toprak nesiller boyu aynı ailede kalmalıydı, bu nedenle temelli olarak satılamazdı. Aslında toprak satıldığında, alınacak ürünün değerine göre kiraya verilmiş oluyordu. Satış bedeli, sonraki Azatlık Yılına kaç yıl kaldığına göre değişiyordu. Çünkü Azatlık Yılında toprakların tümü asıl sahibine geri dönerdi, tabii eğer toprak daha önce geri satın alınmadıysa (Le 25:13, 15, 23, 24). Bu düzenleme, açık arazi sayılan duvarsız şehirlerdeki evler için de geçerliydi. Duvarlı şehirlerdeki evler söz konusu olduğunda, satıştan itibaren bir yıl boyunca asıl sahibinin evi geri satın alma hakkı vardı. Bu süre bittikten sonra ev, satın alan kişinin mülkü haline geliyordu. Levioğullarının şehirlerindeki evler içinse geri satın alma hakkı her zaman vardı çünkü Levioğullarının toprak mirası yoktu (Le 25:29-34).
it-2-E 122-123
Azatlık Yılı
Azatlık Yılıyla ilgili kanun uygulandığında ülke ekonomik açıdan iyi durumda oluyor ve bugün birçok ülkede görüldüğü gibi zenginlerle yoksullar arasında bir uçurum oluşmuyordu. Bireyin yararının gözetilmesi tüm ulusun güçlü olmasını sağlıyordu. Çünkü bu şekilde hiç kimse maddi imkânsızlıklar nedeniyle çalışamaz ve üretemez hale gelmiyordu, tersine herkes olanaklarını ve becerilerini ulusun refahı için kullanabiliyordu. İsrailoğulları itaatli oldukları sürece Yehova’nın verdiği eğitimden yararlanıyor ve O’nun verdiği berekete sahip oluyorlardı. Böylece halk yalnızca gerçek teokrasinin sağlayabileceği kusursuz yönetimi ve refahı elde edebiliyordu (İş 33:22).
1-7 ŞUBAT
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | LEVİOĞULLARI 26-27
“Nimetler Tatmak İçin Neler Yapmalıyız?”
it-1-E 223 p. 3
Derin Saygı
Yehova’nın Musa’yla özel bir ilişkisi vardı ve onu görkemli işler yapması için kullandı, Musa bu sayede Tanrı’nın halkının derin saygısını kazandı (Tkr 34:10, 12; Çk 19:9). İmanlı Yahudiler Musa’nın yetkisine büyük bir saygı duyuyordu. Onlar Tanrı’nın Musa aracılığıyla konuştuğunun farkındaydı. İsrailliler Yehova’nın kutsal mekânına da derin bir saygı duymalıydı (Le 19:30; 26:2). Yehova’nın istediği şekilde tapınarak ve tüm emirlerine uygun bir yaşam sürerek saygılarını göstermeliydiler.
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-2-E 617
Salgın
Tanrı’nın Kanununa Uymamanın Sonucu. Tanrı İsrail halkını şu konuda uyardı: O’nunla yaptıkları ahde uymazlarsa ‘aralarına salgın hastalık gönderecekti’ (Le 26:14-16, 23-25; Tkr 28:15, 21, 22). Kutsal Yazılarda hem fiziksel hem de ruhi sağlık Tanrı’nın onayıyla (Tkr 7:12, 15; Me 103:1-3; Öz 3:1, 2, 7, 8; 4:21, 22; Vh 21:1-4), hastalıksa günah ve kusurlulukla bağdaştırılır (Çk 15:26; Tkr 28:58-61; İş 53:4, 5; Mt 9:2-6, 12; Yhn 5:14). Miryam’ın, Uzziya’nın ve Gehazi’nin cüzam olması gibi bazı olaylarda, Yehova Tanrı’nın insanları doğrudan ve anında bir hastalıkla cezalandırdığı olmuştur (Sy 12:10; 2Ta 26:16-21; 2Kr 5:25-27). Fakat anlaşılan çoğu durumda hastalık ve salgınlar, insanların ve milletlerin izledikleri günahkâr yolun doğal ve kaçınılmaz sonucuydu. Yani onlar sadece ektiklerini biçiyor, yanlış davranışları sonucunda fiziksel acı çekiyorlardı (Ga 6:7, 8). Elçi Pavlus cinsel ahlaksızlık yapanlar hakkında şöyle dedi: ‘Tanrı, kendi bedenlerini rezil etsinler diye onları pisliğe terk etti. Tamamen hak ettikleri karşılığı kendi bedenlerinde gördüler’ (Ro 1:24-27).
8-14 ŞUBAT
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | SAYILAR 1-2
“Yehova Halkını Teşkilatlandırır”
it-1-E 397 p. 4
Konaklama Yeri
İsrail halkının konakladığı yer çok geniş bir alandı. Bu sayımda, savaşabilecek durumdaki 603.550 erkek kaydedildi. Onların yanı sıra kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, 22.000 Levioğlu ve “başka halklardan büyük bir topluluk” da vardı. Dolayısıyla konaklama yerinde muhtemelen 3.000.000 veya daha fazla kişi bulunuyordu (Çk 12:38, 44; Sy 3:21-34, 39). Bu kadar çok kişinin konakladığı alanın büyüklüğü kesin olarak bilinmese de, bu konuda çok farklı tahminler var. Örneğin Kutsal Kitaba göre halk Moab düzlüklerinde, Eriha’nın karşısına geldiğinde, “Beyt-yeşimot’tan Abel-şittim’e dek uzanan bir alanda konakladı” (Sy 33:49).
Ruhi Hazineleri Keşfedin
it-2-E 764
Nüfus Sayımı
Genellikle kabile ve ailelere göre, isimlerin ve soy hatlarının kütüğe kaydedilmesi. Bu, kişi sayısının belirlenmesinden daha fazla şey içeriyordu. Kutsal Kitaptaki nüfus sayımları çeşitli amaçlarla yapılırdı. Örneğin vergilendirme, orduya alma ve Levioğullarının da dahil edildiği sayımlarda kutsal mekânla ilgili görevlerin tayini.
15-21 ŞUBAT
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | SAYILAR 3-4
“Levioğullarının Hizmeti”
it-2-E 683 p. 3
Kâhin
Kanun Ahdinden Sonra. İsrailliler Mısır’da köleyken, Yehova onuncu belada Mısır’ın ilk doğanlarını öldürdüğü zaman İsrail halkının tüm ilk doğan erkeklerini Kendisi için kutsal olarak ayırdı (Çk 12:29; Sy 3:13). Yerinde olarak bu ilk doğanlar, Yehova’ya özel hizmet sunmak üzere O’na ait olacaklardı. Tanrı kutsal mekândaki sorumlulukları yerine getirmeleri ve kâhinlik yapmaları için tüm bu ilk doğan erkekleri kullanabilirdi. Fakat Tanrı’nın, bu hizmet için Levi kabilesindeki erkekleri alması amacına daha uygundu. Bu nedenle Tanrı, İsrail’in diğer 12 kabilesindeki ilk doğan erkeklerin yerine, Levi kabilesindeki erkeklerin geçmesi için düzenleme yaptı. Bir aylık ve daha yukarı yaştaki erkeklerin sayımı yapıldı ve Levi kabilesinden olmayan ilk doğan erkeklerin sayısı, Levi kabilesindeki erkeklerin sayısından 273 kişi fazla çıktı. Bu yüzden Tanrı bu 273 kişinin her biri için beş şekel (11 dolar) fidye bedeli talep etti ve bu para Harun ve oğullarına verildi (Sy 3:11-16, 40-51). Yehova zaten bu değişiklikten önce, Levi kabilesinden Harun’un ailesindeki erkekleri kâhinlik yapmaları için seçmişti (Sy 1:1; 3:6-10).
it-2-E 241
Levioğulları
Görevler. Levioğulları üç aileden, Levi’nin oğulları Gerşon (Gerşom), Kohat ve Merari’den oluşuyordu (Ba 46:11; 1Ta 6:1, 16). Bu üç aileye de, çölde Kutsal Çadırın yakınında konaklaması için yer tahsis edilmişti. Kohatoğullarından olan Harun’un ailesi Kutsal Çadırın önünde, doğu yönünde konaklıyordu. Diğer Kohatoğulları çadırın güneyinde, Gerşonoğulları batısında ve Merarioğulları kuzeyinde konaklıyordu (Sy 3:23, 29, 35, 38). Kutsal Çadırın kurulması, sökülmesi ve taşınması Levioğullarının işiydi. Başka bir yere gidecekleri zaman Harun ve oğulları, Kutsal Yeri En Kutsal Yerden ayıran perdeyi indirirdi. Hatırlatma Sandığını, sunakları, diğer kutsal eşyaları ve takımları örterlerdi. Bunları Kohatoğulları taşırdı. Gerşonoğulları ise çadır bezlerini, örtüleri, perdeleri, avlunun perdelerini ve çadırın iplerini (anlaşılan Kutsal Çadırın iplerini) taşırdı. Merarioğulları çerçevelerden, direklerden, tabanlardan, çadır kazıklarından ve iplerden (Kutsal Çadırın etrafındaki avlunun iplerinden) sorumluydu (Sy 1:50, 51; 3:25, 26, 30, 31, 36, 37; 4:4-33; 7:5-9).
it-2-E 241
Levioğulları
Musa’nın zamanında Levioğulları, Kutsal Çadırı ve eşyalarını taşımak gibi, hizmetlerinin kapsamındaki tüm görevleri yerine getirmeye 30 yaşında başlardı (Sy 4:46-49). Bazı işleri 25 yaşından itibaren yapabilirlerdi, fakat anlaşılan bunlar Kutsal Çadırı taşımak gibi ağır işler değildi (Sy 8:24). Kral Davut yaş sınırını 20’ye indirdi. Çünkü artık Kutsal Çadırın taşınmasına gerek kalmayacaktı (yakında çadırın yerine mabet yapılacaktı). Levioğulları için zorunlu hizmet 50 yaşında biterdi (Sy 8:25, 26; 1Ta 23:24-26). Levioğullarının, Kanunu iyi bilmesi gerekirdi çünkü onlardan, halka Kanunu okuyup öğretmeleri istenirdi (1Ta 15:27; 2Ta 5:12; 17:7-9; Ne 8:7-9).
22-28 ŞUBAT
TANRI’NIN SÖZÜNDEKİ HAZİNELER | SAYILAR 5-6
“Nezirleri Nasıl Örnek Alabilirsiniz?”
it-2-E 477
Nezirlik
Kendini Nezir olarak adayanlar için üç temel kısıtlama vardı: (1) Kesinlikle içki içmemeliydiler. Asmanın hiçbir ürününü; koruk, yaş ya da kuru üzüm yememeliydiler. Ayrıca taze veya mayalanmış üzüm suyu ya da sirkesi içmemeliydiler. (2) Saçlarını kesmemeliydiler. (3) Kimsenin, hatta en yakınları olan anne, baba veya kardeşlerinin bile ölüsüne dokunmamalıydılar (Sy 6:1-7).
Özel Adaklar. Bu özel adakta bulunan kişi ‘kendisini Yehova’ya nezir olarak ayırırdı.’ Bunu yapmasının sebebi her türlü zevkten elini eteğini çektiğini insanlara göstererek övgü toplamak değildi. Tersine “o, nezir olduğu günler süresince Yehova için kutsaldı” (Sy 6:2, 8).
Dolayısıyla nezirlerle ilgili taleplerin, Yehova’ya sundukları tapınmada özel bir önemi ve anlamı vardı. Başkâhin görevinin kutsallığı nedeniyle, en yakınları da dahil hiç kimsenin ölüsüne dokunmamalıydı. Bu kural Nezirler için de geçerliydi. Başkâhin ve kâhinler taşıdıkları ciddi sorumluluk nedeniyle, Yehova’nın önünde kutsal görevlerini yerine getirirken şarap veya başka bir içki içmemeliydi (Le 10:8-11; 21:10, 11).
Bir nezir (İbranice, nazir) ‘saçını uzatarak kutsal olmalıydı.’ Bu belirgin işareti görenler onun Yehova için kutsal bir nezir olduğunu hemen anlayacaktı (Sy 6:5). İbranice nazir kelimesi kutsal sayılan Azatlık ve Sebt yıllarındaki “budanmamış” asma için de kullanıldı (Le 25:5, 11). İlginç olarak, başkâhinin sarığının önünde bulunan ve üstünde “Kutsallık Yehova’nındır” yazan altın levha “adanmanın kutsal işareti” diye adlandırıldı. [“Adanmanın kutsal işareti” ifadesindeki İbranice nezer kelimesi nazir ile aynı kökten türemiştir] (Çk 39:30, 31). Benzer şekilde İsrail’deki meshedilmiş kralların taktığı taç da nezer olarak adlandırılırdı (2Sa 1:10; 2Kr 11:12). Elçi Pavlus Hıristiyan cemaatine, uzun saçın kadınlara örtü olarak verildiğini söyledi. Uzun saç, kadına Tanrı’nın düzenlemesinde erkekten farklı ve boyun eğmeyi gerektiren bir konumu olduğunu hatırlatan bir işaretti. Dolayısıyla normalde erkeklerin yaptığının tersine saçı kesmemek, hiç şarap içmemek, temiz ve lekesiz kalmak gibi talepler nezirlere, kişisel tercihlerde özverilerde bulunmanın ve Yehova’nın isteğine tamamen boyun eğmenin önemini gösteriyordu (1Ko 11:2-16).