ON BEŞİNCİ BÖLÜM
Tanrı’nın Halkından Yana Tavır Aldı
1-3. (a) Kocasının huzuruna çıkma düşüncesi Ester’i neden korkutmuş olabilir? (b) Ester’le ilgili hangi soruları ele alacağız?
ESTER, Susa sarayının avlusuna doğru ilerlerken içindeki heyecanı bastırmaya çalışıyordu. Ancak bu hiç de kolay değildi. Tepesi karla kaplı Zagros Dağları’na yakın, Karkheh Irmağı’nın berrak sularını gören geniş bir düzlüğe kurulmuş bu görkemli kale, ürpertici bir ihtişama sahipti. Rengârenk sırlı tuğlalardan yapılmış duvarlarında, kanatlı boğa, aslan ve okçu kabartmaları vardı. Her yerde oymalı taş sütunlar ve büyük heykeller göze çarpıyordu. Kralın muazzam gücünü ortaya seren tüm bu ayrıntılar, ziyaretçilerde hayranlık ve korku uyandırmak amacıyla tasarlanmıştı. Ester de, kendisini “büyük kral” diye adlandıran bu adamı görmeye gidiyordu.
2 Bu adam, yani Kral Ahaşveroş, Ester’in kocasıydı!a Normalde imanlı bir Yahudi kız, onun gibi biriyle evlenmeyi asla düşünmezdi. Ahaşveroş, İbrahim gibi alçakgönüllü davranıp Tanrı’nın dediğini yapan ve eşlerinin sözlerini dikkate alan kocalardan çok farklıydı (Başl. 21:12). Ester’in Tanrısı Yehova ve O’nun Kanunu hakkında da hemen hemen hiçbir şey bilmiyordu. Onun için Pers kanunları geçerliydi ve Ester’in birazdan yapacağı şey bu kanunlara göre büyük bir suçtu. Çünkü Pers hükümdarı çağırmadan kimse onun önüne çıkamazdı, bunu yapan ölüm cezasına çarptırılabilirdi. Ester çağrılmadığı halde her şeyi göze alarak kralın yanına gidiyordu. Kralın onu tahtından görebileceği iç avluya girerken belki de adım adım ölüme yaklaştığını hissediyordu (Ester 4:11; 5:1’i okuyun).
3 Ester neden böyle bir riski göze aldı? Bu değerli kadının imanından neler öğrenebiliriz? Bu soruları cevaplamadan önce Ester’in Pers kraliçeliği gibi ayrıcalıklı bir konuma nasıl geldiğine bakalım.
Kimdi?
4. Ester kimdi ve neden Mordekay’la yaşamaya başladı?
4 Ester’in anne babası yoktu. Onlar hakkında bildiğimiz tek şey, kızlarına Hadassa ismini koymuş olduklarıdır; bu isim İbranicede güzel beyaz çiçekli bir bitki olan “Mersin” anlamına gelir. Anne babası ölünce Ester’e Mordekay adlı iyi yürekli bir akrabası bakmaya başladı. Mordekay onun kuzeniydi ancak yaşça ondan epey büyüktü. Ester’i yanına aldı ve ona kızı gibi baktı (Est. 2:5-7, 15).
5, 6. (a) Mordekay Ester’i nasıl yetiştirdi? (b) Mordekay ve Ester’in Susa’da nasıl bir hayatı vardı?
5 Mordekay ve Ester, Pers ülkesinin başkentinde yaşayan Yahudi sürgünlerdi. Farklı bir dinden oldukları ve Musa Kanununu uygulamaya çalıştıkları için büyük olasılıkla küçümseniyorlardı. Bununla birlikte Mordekay merhametli Tanrı Yehova’nın geçmişte halkını birçok sıkıntıdan kurtardığını ve bunu yine yapacağını anlattıkça, Ester’in kuzenine duyduğu sevgi şüphesiz artıyordu (Lev. 26:44, 45). Belli ki Ester ve Mordekay arasında, sevgi ve vefaya dayanan sıkı bir bağ oluşmuştu.
6 Kayıttan Mordekay’ın Susa kalesinde saray memuru olduğunu anlıyoruz. Mordekay, kralın diğer hizmetkârlarıyla birlikte kral kapısında hizmet ediyordu (Est. 2:19, 21; 3:3). Ester’le muhtemelen nehrin karşı kıyısında mütevazı bir mahallede oturuyorlardı. Ester’in çocukluğunun nasıl geçtiğini tam olarak bilmiyoruz. Ancak ev işleriyle ilgilendiğini ve kendisinden yaşça büyük kuzenine baktığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Belki de Ester zaman zaman Susa’daki çarşıyı geziyor, altın ve gümüş zanaatkârlarının ve diğer tüccarların mallarını seyretmekten zevk alıyordu. Bir gün bu lüks şeylere fazlasıyla sahip olacağını hayal bile edemezdi; kendisini nasıl bir geleceğin beklediğine dair hiçbir fikri yoktu.
“Güzel, Endamı Hoş” Bir Kız
7. Vaşti’nin kraliçeliği neden elinden alındı? Daha sonra ne oldu?
7 Bir gün Susa şehri, sarayda yaşananlar hakkında bir dedikoduyla çalkalanmaya başladı. Kral Ahaşveroş bir şölen düzenlemişti. Şölende soylu konuklarını zengin bir sofra ve bol bol şarapla ağırlamıştı. Kralın güzel karısı Vaşti de aynı anda kadınlar için bir ziyafet veriyordu. Şölen sırasında kral karısını yanına çağırmış fakat kraliçe gelmeyi reddetmişti. Küçük düştüğü için öfkeden deliye dönen kral, danışmanlarıyla görüşerek kraliçeliği Vaşti’den alıp başkasına verme kararı aldı. Kralın hizmetkârları tüm ülkede erkek eli değmemiş, genç ve güzel kızlar aramaya başladılar; kral yeni kraliçeyi onların arasından seçecekti (Est. 1:1–2:4).
8. (a) Ester büyüdükçe Mordekay neden endişelenmiş olabilir? (b) Kutsal Kitabın fiziksel güzellikle ilgili bakış açısı hakkında siz ne düşünüyorsunuz? (Özdeyişler 31:30’a da bakın.)
8 Mordekay, çok sevdiği küçük kuzeninin artık güzelliğiyle dikkat çeken genç bir kız olduğunu gördükçe bir yandan gurur duyuyor, bir yandan da endişeleniyor olmalıydı. Kayıtta “Genç kızın yüzü güzel, endamı hoştu” diye okuyoruz (Est. 2:7). Kutsal Kitap güzellikle ilgili dengeli bir bakış açısı sunar. Güzellik insanı çekici kılsa da, ancak hikmet ve alçakgönüllülük nitelikleriyle değer kazanır. Aksi halde, kendini beğenmişlik ve gurur gibi kötü özelliklerin yürekte gelişmesine neden olabilir (Özdeyişler 11:22’yi okuyun). Bunun ne kadar doğru olduğuna herhalde siz de tanık olmuşsunuzdur. Acaba Ester’in güzelliği onun hayatını nasıl etkileyecekti? Bunu zaman gösterecekti.
9. (a) Kralın hizmetkârları Ester’i fark ettiklerinde ne oldu? Mordekay’dan ayrılmak Ester’e neden zor gelmiş olabilir? (b) Mordekay Ester’in putperest biriyle evlenmesine neden izin verdi? (Çerçeveye de değinin.)
9 Ester, kralın hizmetkârlarının dikkatini çekti. Onu Mordekay’ın yanından alıp kral için seçilen diğer kızlarla birlikte nehrin diğer tarafındaki büyük saraya götürdüler (Est. 2:8). Artık baba kız gibi olan bu iki kuzenin ayrılması mutlaka çok zor oldu. Mordekay manevi kızının, kral bile olsa iman etmeyen biriyle evlenmesini istemezdi. Fakat olaylar onun kontrolünde değildi.b Ester Susa kalesine götürülmeden önce Mordekay’ın verdiği öğütleri can kulağıyla dinlemiş olmalı. Yoldayken muhtemelen zihnini kurcalayan onlarca soru vardı. Acaba kendisini nasıl bir hayat bekliyordu?
“Kendisini Gören Herkesin Beğenisini Kazanmaya Devam Ediyordu”
10, 11. (a) İçinde bulunduğu bu yeni ortam Ester’i nasıl kolaylıkla etkileyebilirdi? (b) Mordekay’ın Ester’i merak ettiğini nereden biliyoruz?
10 Ester kendini yepyeni ve bambaşka bir dünyanın içinde buldu. Sarayda, Pers İmparatorluğu’nun dört bir yanından getirilen birçok kızla birlikteydi. Muhtemelen hepsinin âdetleri, dilleri ve davranışları birbirinden çok farklıydı. Bu genç kızlara Hegay adlı görevlinin gözetiminde bir yıl sürecek kapsamlı bir güzellik ve bakım programı uygulanacak, güzel kokulu yağlarla masaj yapılacaktı (Est. 2:8, 12). Böyle bir ortam ve yaşam tarzı onların fiziksel görünüşü takıntı haline getirmesine, kendini beğenmesine ve rekabet ruhu geliştirmesine neden olabilirdi. Peki tüm bunlar Ester’i nasıl etkiledi?
11 Mordekay da Ester’in durumunu çok merak ediyordu, dünyada hiç kimse Ester’i ondan daha çok düşünemezdi. Onun hakkında bir şeyler öğrenebilmek için her gün haremin olabildiğince yakınlarında dolaşıyordu (Est. 2:11). Muhtemelen kral evindeki bazı hizmetkârlardan ara sıra bilgi alıyor ve her seferinde Ester’le gurur duyuyordu. Mordekay’ın gurur duymasının sebebi neydi?
12, 13. (a) Çevresindekiler Ester hakkında ne düşünüyordu? (b) Ester’in tedbirli davrandığını öğrenmek Mordekay’ı neden mutlu etmiş olmalı?
12 Ester Hegay’ın öyle beğenisini kazanmıştı ki hizmetine yedi kız verildi ve haremin en iyi bölümüne geçirildi. Kayıt şöyle diyor: “Bu arada Ester, kendisini gören herkesin beğenisini kazanmaya devam ediyordu” (Est. 2:9, 15). Peki insanların Ester’den bu kadar etkilenmesinin nedeni sadece güzelliği miydi? Hayır, onun çok daha önemli özellikleri vardı.
13 Ester itaatli ve hikmetli biriydi. Örneğin şöyle okuyoruz: “Ester, halkı ve ailesi hakkında hiçbir şey anlatmadı, çünkü Mordekay ona bu konuda bir şey söylememesini tembihlemişti” (Est. 2:10). Mordekay, Pers kraliyet ailesinin Yahudilere karşı ne kadar önyargılı olduğunun kuşkusuz farkındaydı. Dolayısıyla Ester’e bu konuda tedbirli olmasını söylemişti. Manevi kızının, kendisinden uzak olsa da sözünü tutmaya ve hikmetli davranmaya devam ettiğini öğrenmek Mordekay’ı kim bilir ne kadar mutlu ediyordu!
14. Bugün gençler Ester’i nasıl örnek alabilirler?
14 Benzer şekilde bugün de gençler anne babalarının ya da kendilerini yetiştiren büyüklerinin yüreğini sevindirebilir. Onlardan uzaktayken, hatta akılsız, ahlaksız ve kötü niyetli insanların arasındayken, olumsuz etkilere direnebilir ve doğru olduğunu bildikleri standartlara bağlı kalabilirler. Böyle yaptıklarında Ester gibi gökteki Babalarının da yüreğini sevindirmiş olurlar (Özdeyişler 27:11’i okuyun).
15, 16. (a) Ester kralın sevgisini nasıl kazandı? (b) Ester’in hayatındaki değişiklikler ona neden zor gelmiş olabilir?
15 Ester, kralın yanına götürülmeden önce, belki de daha güzel görünmek için, ne isterse alabilirdi. Ancak o mütevazı davranarak Hegay’ın söylediklerinin dışında hiçbir şey istemedi (Est. 2:15). Ester kralın gönlünü kazanmak için sadece güzelliğin yetmeyeceğini herhalde biliyordu. Sarayda mütevazı ve alçakgönüllü bir tutuma ender rastlandığından bu tür niteliklerin çok daha değerli olduğunun farkındaydı. Böyle düşünmekte haklı mıydı?
16 Kayıt şöyle diyor: “Kral, Ester’i diğer tüm kadınlardan çok sevdi. Tüm kızlar içinde kralın beğenisini ve sevgisini en çok kazanan oydu. Kral, kraliyet başlığını onun başına taktı ve Vaşti’nin yerine onu kraliçe yaptı” (Est. 2:17). Yeni yaşamına uyum sağlamak bu mütevazı Yahudi kızına zor gelmiş olmalı. O artık yeni kraliçeydi. Dönemin en güçlü hükümdarının karısı olmuştu! Peki kraliçe olmak onun gurura kapılmasına neden oldu mu? Kesinlikle hayır!
17. (a) Ester manevi babasına hangi konularda itaat etti? (b) Ester’i örnek almak bizim için neden önemlidir?
17 Ester bundan sonra manevi babası Mordekay’ın sözünü dinleyerek Yahudi halkıyla olan bağını gizli tuttu. Ayrıca, Mordekay Ahaşveroş’a karşı bir suikast planlandığını öğrendiğinde, Ester yine itaatli davranıp onun uyarısını krala iletti, böylece plan başarısızlığa uğradı (Est. 2:20-23). Ester alçakgönüllü ve itaatli bir tutum sergileyerek imanlı biri olduğunu da kanıtladı. O bizim için çok güzel bir örnektir. Çünkü günümüzde birçok insan itaat niteliğine pek değer vermiyor, hatta itaatsizliği ve asiliği normal karşılıyor. Oysa itaatli olmak, tıpkı Ester gibi gerçek imana sahip kişiler için çok önemlidir.
Ester’in İmanı Sınanıyor
18. (a) Mordekay Haman’ın önünde eğilmeyi neden reddetmiş olabilir? (Dipnota da bakın.) (b) Günümüzde birçok imanlı erkek ve kadın Mordekay’ı nasıl örnek alıyor?
18 Ahaşveroş Haman adlı bir adamı sarayda yüksek bir konuma getirdi ve başveziri yaptı. Böylece Haman Ahaşveroş’un başdanışmanlığını yapacak ve imparatorlukta ondan sonra en büyük yetkiye sahip olacaktı. Hatta kral, Haman’ı gören herkesin onun önünde eğilmesini emretmişti (Est. 3:1-4). Fakat bu durum Mordekay için bir sorun oluşturdu. Mordekay, krala itaat etmesi gerektiğine inanıyordu, ancak Tanrı’yı hiçe saymak pahasına bunu yapamazdı. Haman Agagoğullarındandı; anlaşılan Samuel peygamberin öldürdüğü Amalekoğullarının kralı Agag’ın soyundan geliyordu (1. Sam. 15:33). Amalekoğulları o kadar kötü bir toplumdu ki, Yehova’nın ve İsrailoğullarının düşmanı olmuşlardı. Onlar Tanrı tarafından mahkûm edilmiş bir halktıc (Tekr. 25:19). Bu durumda sadık bir Yahudi, bu soydan gelen birinin önünde nasıl eğilebilirdi? Evet, Mordekay bunu yapamazdı. Haman’ın önünde eğilmeyi reddetti. Günümüze dek başka birçok imanlı erkek ve kadın da şu ilkeye bağlı kalmak uğruna ölümü göze aldı: “Biz insanlardan önce Tanrı’ya itaat etmeliyiz” (Elç. 5:29).
19. Haman ne yapmak istedi? Kralı nasıl ikna etti?
19 Haman öfkeden deliye döndü. Öyle ki, sadece Mordekay’ı öldürmek ona yetmeyecekti, ancak tüm Yahudileri yok ettiğinde rahatlayacaktı. Bu nedenle onları krala kötüledi ve hepsinin yok edilmesi için kralı ikna etti. Kralla konuşurken, adlarını telaffuz etmeden onlardan “ülkenizin tüm vilayetlerinde halklar arasına dağılmış, fakat kendini onlardan ayrı tutan bir halk” diye söz etti. Haman bu sözleriyle, Yahudilerin kral için önemsiz bir halk olduğunu ima ediyordu. Daha da kötüsü onların kralın kanunlarına uymadıklarını söyledi; böylece halkı tehlikeli isyancılar gibi gösterdi. Haman, imparatorluk topraklarındaki Yahudilerin tümünü yok etmenin masrafını, kralın hazinesine çok büyük miktarda para bağışlayarak karşılamayı teklif etti.d Ahaşveroş, Haman’ın bu konuda istediği emirleri çıkarabilmesi için kendi mühür yüzüğünü çıkarıp ona verdi (Est. 3:5-10).
20, 21. (a) Haman’ın çıkardığı ferman, Mordekay da dahil Pers İmparatorluğundaki tüm Yahudileri nasıl etkiledi? (b) Mordekay Ester’den ne yapmasını istedi?
20 Çok geçmeden atlı ulaklar, Yahudilerin ölüm fermanını imparatorluğun geniş topraklarının dört bir yanına duyurmak üzere aceleyle yola çıktılar. Uzaklardaki Yeruşalim şehrine ulaşan bu fermanın halk üzerinde nasıl bir etki yarattığını gözünüzde canlandırmaya çalışın. Babil’deki sürgünden dönen bir grup Yahudi, şehri yeniden inşa etmeye çalışıyordu, fakat henüz surlar olmadığından savunmasız durumdaydılar. Mordekay bu korkunç haberi duyduğunda herhalde hem onları hem de Susa’daki dostlarını ve akrabalarını düşündü. Perişan bir haldeydi; giysisini yırttı, çul giyip başına kül saçtı ve şehrin ortasında feryat etmeye başladı. Haman ise, çok sayıda Yahudiye ve onların Susa’da yaşayan dostlarına yaşattığı büyük acıyı umursamadan kralla birlikte içki içiyordu (Ester 3:12–4:1’i okuyun).
21 Mordekay bir şeyler yapması gerektiğinin farkındaydı. Peki ne yapabilirdi? Ester kuzeninin ne kadar kederli olduğunu duymuş ve ona giysiler göndermişti, fakat Mordekay teselli edilmek istemiyordu. Belki de biricik kuzeninin kendisinden alınıp putperest bir hükümdarın eşi olmasına Yehova’nın neden izin verdiğini uzun süredir merak ediyordu. Şimdiyse bunun sebebini yavaş yavaş anlıyor gibiydi. Mordekay kraliçe Ester’e haber göndererek “kendi halkı için” krala yalvarmasını istedi (Est. 4:4-8).
22. Ester kocasının önüne çıkmaktan neden korkuyordu? (Dipnota da bakın.)
22 Mordekay’ın yolladığı haberi duyduğunda Ester’in içini korku sarmış olmalı. Bu onun hayatındaki en büyük iman sınavıydı. Ester Mordekay’a cevabında korkularını açıkça dile getirdi. Ona kralın kanununu hatırlattı. Kral çağırmadan onun önüne çıkmanın cezası ölümdü. Yalnızca kralın altın asasını uzattığı kişi bağışlanırdı. Özellikle de kralın emrini çiğneyen Vaşti’nin başına gelenler düşünüldüğünde, Ester’in merhamet görmeyi beklemek için hiçbir nedeni yoktu. Ester Mordekay’a 30 gündür kralın huzuruna çağrılmadığını da söyledi. Bu kaprisli hükümdar tarafından uzun süredir ihmal edilen Ester belki de artık gözden düştüğüne inanıyordue (Est. 4:9-11).
23. (a) Mordekay Ester’in imanını güçlendirmek için ne dedi? (b) Mordekay neden örnek alınmaya değer biridir?
23 Mordekay Ester’in imanını güçlendirmek için ona kesin bir dille cevap verdi. Eğer Ester harekete geçmezse, Yahudiler için kurtuluşun başka bir yerden geleceğini söyledi. Ayrıca zulüm tüm şiddetiyle baş gösterdiğinde Ester için de kurtuluş söz konusu olamazdı. Bu noktada Mordekay Yehova’ya ne kadar güçlü bir imanı olduğunu gösterdi. Yehova’nın, Kendi halkının yok edilmesine ve vaatlerinin boş çıkmasına asla izin vermeyeceğinden emindi (Yeşu 23:14). Sonra Ester’e şöyle dedi: “Kim bilir, belki de böyle bir zaman için kraliçelik makamına gelmişsindir?” (Est. 4:12-14). Mordekay gerçekten de örnek alabileceğimiz biridir. O, Tanrısı Yehova’ya tam olarak güveniyordu. Biz de güveniyor muyuz? (Özd. 3:5, 6).
Ölüm Korkusundan Daha Güçlü Bir İman
24. Ester imanını ve cesaretini nasıl ortaya koydu?
24 Ester için karar anı gelmişti. Mordekay’a tekrar bir mesaj gönderdi. Tüm Yahudilerin kendisiyle birlikte üç gün oruç tutmasını istedi. Ester’in sade ve etkileyici olan son cümlesi onun imanını ve cesaretini ortaya koyar: “Ölmem gerekirse de ölürüm” (Est. 4:15-17). Bu imanlı kadın, o üç gün boyunca hayatının en hararetli dualarını etmiş olmalı. Nihayet beklenen an geldi. Ester en güzel kraliyet giysilerini giyerek krala hoş görünebilmek için elinden geleni yaptı. Sonra da iç avluya doğru yola koyuldu.
25. Ester kocasına doğru giderken neler olduğunu anlatın.
25 Bu bölümün başında anlatıldığı gibi, Ester kralın bulunduğu yere doğru adım adım ilerliyordu. Kim bilir ne kadar kaygılıydı. Şüphesiz hararetle dua ediyordu. Sonunda avluya girdi; artık tahtında oturan Ahaşveroş’u görebiliyordu. Ester belki de o sırada kralın yüzündeki ifadeyi çözmeye çalışıyordu. Eğer bir süre beklemek zorunda kaldıysa, herhalde bu ona asırlar gibi gelmişti. Sonunda kral Ester’i fark etti ve kuşkusuz çok şaşırdı. Ancak karısını görmek hoşuna gitmişti. Sonra altın asasını ona doğru uzattı! (Est. 5:1, 2).
26. (a) Gerçek Hıristiyanların neden Ester’inkine benzer bir cesarete ihtiyacı var? (b) Ester’in neden daha yapacağı çok şey vardı?
26 Ester artık krala derdini anlatabilecekti. O, Tanrısına sadık kalmış ve O’nun halkı için yaşamını tehlikeye atmıştı. Böylece, bugüne dek Tanrı’ya hizmet eden herkese imanıyla harika bir örnek oldu. Ester gibi kişiler, bugün gerçek Hıristiyanlar için çok değerli örneklerdir. İsa, gerçek takipçilerinin başkalarına gösterdikleri özverili sevgiyle tanınacaklarını söylemişti (Yuhanna 13:34, 35’i okuyun). Böyle bir sevgi göstermek için Ester gibi cesurca davranmamız gerekebilir. O gün Ester Tanrı’nın halkından yana tavır aldı, fakat daha yapacağı çok şey vardı. Kralı, en gözde danışmanı Haman’ın ona komplo kuran kötü niyetli bir adam olduğuna nasıl ikna edecekti? Yahudi halkının kurtulmasına nasıl yardım edecekti? Bu soruların cevabını sonraki bölümde ele alacağız.
a Ahaşveroş’un MÖ beşinci yüzyılın başlarında hüküm süren Pers İmparatoru I. Kserkses olduğu düşünülür.
b Ayrıca 16. bölümdeki “Ester Hakkında Sorular” başlıklı çerçeveye bakın.
c Haman Amalekoğullarının son fertlerinden biri olabilir; çünkü daha önce, Kral Hizkiya zamanında bu soydan “sağ kalmış olanlar” yok edilmişti (1. Tar. 4:43).
d Haman krala 10.000 talant gümüş teklif etmişti; bu, günümüz parasıyla yüz milyonlarca dolar eder. Eğer Ahaşveroş I. Kserkses ise, bu para Haman’ın önerisini çok daha cazip hale getirmiş olmalı. Kserkses’in, Yunanlılara karşı uzun zamandır planladığı, fakat feci bir yenilgiyle sonuçlanacak savaş için yüklü miktarda paraya ihtiyacı vardı.
e I. Kserkses kaprisli ve çabuk parlayan biri olarak tanınırdı. Eski Yunanlı tarihçi Herodot, Kserkses’in Yunanistan seferini anlatırken kralın kişiliğini ortaya koyan bazı olaylara değinir. Kserkses, Hellespontos’a (Çanakkale Boğazı) gemilerden oluşan bir yüzer köprü yapılmasını emretmişti. Köprü fırtına yüzünden parçalanınca Kserkses mühendislerin boynunu vurdurdu, hatta adamlarına bir yandan boğazı aşağılayan bir bildiriyi yüksek sesle okumalarını, bir yandan da suları kırbaçlayarak Hellespontos’u ‘cezalandırmalarını’ emretti. Aynı sefer sırasında, zengin bir adam oğlunun askerlikten muaf tutulması için yalvardığında, Kserkses gencin bedenini ortadan ikiye kestirip ibret olması için teşhir etti.