‘Ey Canım, Yehova’yı Takdis Et’
“SON aylarda, hizmetim sıkıcı bir hale geldi ve artık bana sevinç vermiyor.” Yaklaşık on yıldır öncülük yapan, başka sözlerle iyi haberi dolgun vakitle vaaz eden Narin, bu sözleri söylüyor.a Ve şunları da ekliyor: “Bu durum hiç hoşuma gitmiyor. Gökteki Krallık haberini yürekten gelen bir coşkuyla sunamadığımı düşünüyorum. Ne yapmalıyım?”
Yehova’nın Şahitlerinin bir cemaatinde ihtiyar olarak hizmet eden Kaan’ın durumunu ele alalım. Karısının söylediklerini duyunca nasıl da şaşırdı: “Aklın mutlaka başka yerde. Şimdi duanda Tanrı’ya verdiği yiyeceklerden dolayı şükrettin, oysa yemek duası yapmıyorduk.” Kaan şunu itiraf etti: “Dualarımın kalıplaştığını görebiliyorum.”
Yehova Tanrı’ya duygusuz, basmakalıp sözlerle hamt etmeyi kuşkusuz istemezsiniz. Tersine, sözlerinizin içten gelmesini, şükran duygusundan kaynaklanmasını arzu edersiniz. Bununla birlikte, duygular giysi gibi giyilip çıkarılamaz. İnsanın içinden fışkırmalıdır. İnsan nasıl yürekten şükran duyabilir? Mezmur 103 bize bu konuda anlayış kazandırıyor.
Mezmur 103’ü eski İsrail kralı Davud besteledi. Sözlerine şöyle başladı: “Ey canım, RABBİ takdis et, ve ey içimde olan her şey, onun mukaddes ismini takdis etsin.” (Mezmur 103:1) Bir kaynakta şunlar deniyor: “Tanrı için kullanıldığında takdis sözcüğü, hamt etmek anlamına gelir ve her zaman O’na kuvvetli sevgi ve şükran duygusu belirtir.” Yüreğini dolduran sevgi ve takdirle Yehova’ya hamt etmek isteyen Davud canına, diğer bir deyişle kendine ‘Yehova’yı takdis etmeyi’ öğütler. Acaba Davud’un yüreğinde, tapındığı Tanrı’ya karşı bu sıcak duyguları oluşturan nedir?
Davud sözlerine şöyle devam ediyor: “[Yehova’nın] bütün iyiliklerini unutma.” (Mezmur 103:2) Yehova’ya şükran duymakla, O’nun “iyiliklerini” takdirle derin düşünmek arasında mutlaka bir bağlantı bulunuyor. Davud acaba o sırada Yehova’nın hangi iyiliğini düşünüyordu? Yehova Tanrı’nın yarattığı eserlere, örneğin berrak bir gecede yıldızlarla bezeli gökyüzüne bir bakış, gerçekten insanın yüreğini Yaratıcı’ya karşı şükranla doldurabilir. Yıldızlı gökler Davud’u derinden etkilemişti. (Mezmur 8:3, 4; 19:1) Ancak 103. Mezmur’da Davud, Yehova’nın başka bir iyiliğini anımsıyor.
Yehova ‘Bütün Hatalarını Bağışlar’
Davud bu Mezmur’da Tanrı’nın sevgi dolu iyiliklerini bir bir sayıyor. İlahisinde bunların ilkine ve en önemlisine değinerek şunları söylüyor: ‘Bütün hatalarını bağışlar.’ (Mezmur 103:3) Davud günahkâr durumunun şüphesiz farkındaydı. Peygamber Natan, Bat-şeba ile işlediği zinayı yüzüne vurduktan sonra Davud şu itirafta bulundu: “Sana [Yehova], ancak sana karşı ben suç ettim, ve senin gözünde kötü olanı işledim.” (Mezmur 51:4) Kırık bir yürekle şu yalvarışta bulundu: “Ey Allah, inayetine göre bana acı; rahmetinin çokluğuna göre isyanlarımı sil. Fesadımdan beni büsbütün yıka, ve suçumdan beni temizle.” (Mezmur 51:1, 2) Bağışlandığında kim bilir ne kadar şükran duydu! Kusurlu bir insan olarak yaşamında başka günahlar da işledi, ama hiçbir zaman tövbe etmekten, tedibe olumlu karşılık vermekten ve davranışlarını düzeltmekten vazgeçmedi. Tanrı’nın kendisine gösterdiği olağanüstü iyilikleri üzerinde derin düşünmesi, onu Yehova’yı takdis etmeye yöneltti.
Biz de günahkâr değil miyiz? (Romalılar 5:12) Resul Pavlus bile şöyle feryat etti: “İç varlığımda Tanrı’nın Yasasından zevk alıyorum. Ama bedenimin üyelerinde başka bir yasa görüyorum. Bu da aklımın onayladığı yasaya karşı savaşıyor ve beni bedenimin üyelerindeki günah yasasına tutsak ediyor. Ne zavallı insanım! Ölüme götüren bu bedenden beni kim kurtaracak?” (Romalılar 7:22-24, Müjde) Yehova günahlarımızın hesabını tutmadığı için ne kadar minnettarız! Tövbe edip bağışlanmak istediğimizde onları memnuniyetle siler.
Davud kendine şunu da hatırlatıyor: ‘[Yehova] bütün hastalıklarını iyi eder.’ (Mezmur 103:3) İyileştirme bir onarım işi olduğundan, kötülüğün bağışlanmasından fazlasını gerektirir. “Hastalıkların,” başka sözlerle hatalarımızın kötü sonuçlarının giderilmesini de içerir. Yehova, kuracağı yeni dünyada hastalık ve ölüm gibi, günahın bedenimizdeki etkilerini ortadan kaldıracak. (İşaya 25:8; Vahiy 21:1-4) Kaldı ki, Tanrı bugün bile bizim ruhi hastalıklarımızı iyi ediyor. Kimisi için bu tür hastalıkların arasında kötü bir vicdan ve Tanrı’yla soğuk bir ilişki de olabilir. Bu konuda Yehova’nın her birimiz için şimdiye kadar neler yaptığını sakın ‘unutmayın.’
‘Hayatınızı Kurtarıyor’
Davud ilahisinde ‘[Yehova] hayatını kabirden kurtarıyor’ diyor. (Mezmur 103:4) “Kabir” (Şeol veya Hades) insanlığın ortak mezarıdır. Davud İsrail’de kral olmadan önce ölümün pençesinde bulunuyordu. Örneğin, İsrail kralı Saul, Davud’a karşı ölümcül bir nefret besliyordu ve birkaç kez onu öldürmeye kalkışmıştı. (I. Samuel 18:9-29; 19:10; 23:6-29) Filistîler de Davud’un ölmesini istiyorlardı. (I. Samuel 21:10-15) Fakat her seferinde Yehova onu “kabirden” kurtardı. Davud, Yehova’nın bu iyiliklerini anımsadığında ne kadar şükran duymuş olmalı!
Sizin için ne denebilir? Bunalımlı zamanlarınızda veya birini kaybettiğinizde Yehova size destek oldu mu? Ya da günlerimizde, sadık Şahitlerinin hayatını kabirden kurtarmak üzere müdahale ettiği olayları biliyor musunuz? Bu dergide O’nun kurtarma eylemlerini anlatan yazıları okuduğunuzda etkilenmiş olabilirsiniz. Hakiki Tanrı’nın bu iyiliklerini takdirle düşünmek üzere neden zaman ayırmayasınız? Ve tabii dirilme ümidi hepimizin Yehova’ya minnettar olması için bir nedendir.—Yuhanna 5:28, 29; Resullerin İşleri 24:15.
Yehova bize hem hayatı, hem de onu zevkli ve yaşanmaya değer kılan şeyleri veriyor. Mezmur yazarı, Tanrı’nın ‘inayet ve merhamet tacı giydirdiğini’ söylüyor. (Mezmur 103:4) Yehova ihtiyacımız olduğunda bizi terk etmez, fakat görünür teşkilatı ve cemaatteki atanmış ihtiyar veya çobanlar aracılığıyla yardımımıza yetişir. Böyle bir yardım sayesinde, özsaygımızı ve onurumuzu yitirmeden çok zor bir durumun üstesinden gelebiliriz. İsa’nın takipçisi çobanlar koyunlara çok büyük özen gösterirler. Hasta ve bunalımda olanları yüreklendirirler ve düşmüş olanları kaldırmak üzere ellerinden geleni yaparlar. (İşaya 32:1, 2; I. Petrus 5:2, 3; Yahuda 22, 23) Yehova’nın ruhu, bu çobanları sürüye şefkat ve sevgi göstermeye yöneltir. O’nun ‘inayet ve merhameti,’ bizi süsleyen ve soylu kılan bir taca benzer. İyiliklerini hiçbir zaman unutmadan, Yehova’yı ve kutsal ismini takdis edelim.
Mezmur yazarı Davud ilahisinde kendine uyarıda bulunmaya devam eder: “İhtiyarlığını iyilikle doyuran odur [Yehova’dır]; ve gençliğin kartal gibi tazelenir.” (Mezmur 103:5) Yehova bizlere doyurucu ve zevkli bir yaşam verir. Zaten hakikat bilgisi, paha biçilmez bir hazinedir ve muazzam bir zevk kaynağıdır. Ayrıca Yehova’nın bize verdiği vaaz etme ve insanları İsa’nın öğrencisi yapma işinin ne kadar doyum verici olduğunu da düşünün. Hakiki Tanrı hakkında bilgi almak isteyen biriyle tanışmak ve onun Yehova’yı tanıyıp takdis etmesine yardımcı olmak ne büyük bir zevktir! Fakat yöremizde ilgilenenler olsa da olmasa da, Yehova’nın isminin takdis edilmesine ve egemenlik hakkının doğrulanmasına yönelik bir işte yer almak yüce bir ayrıcalıktır.
Tanrı’nın Gökteki Krallığını duyurmayı sürdürürken acaba kim yorulmaz ve bitkin düşmez? Ama Yehova hizmetçilerinin güçlerini devamlı yenileyerek, onları gökte çok yükseklerden uçan kanatları kuvvetli ‘kartallar gibi’ yapar. Hizmetimizi her gün sadakatle yerine getirebilmemizi sağlayan bu ‘dinamik enerjiyi’ bize verdiği için gökteki sevgi dolu Babamıza ne kadar müteşekkir olmalıyız!—İşaya 40:29-31.
Örneğin, Gamze bir yandan gün boyu bir işte çalışırken, diğer yandan da her ay tarla hizmetinde yaklaşık 50 saat harcıyor. Şunları söylüyor: “Bazen kendimi çok yorgun hissediyorum ve sırf bir kardeşle sözleştiğim için hizmete çıkmaya kendimi zorluyorum. Fakat here keresinde, çıktıktan sonra kendimi dinçleşmiş hissediyorum.” Tarla hizmetinde Tanrısal destekten kaynaklanan enerjiyi belki siz de tattınız. Davud’un bu mezmurun başında söylediği sözleri siz de söyleyin: “Ey canım, RABBİ takdis et, ve ey içimde olan her şey, onun mukaddes ismini takdis etsin.”
Yehova Kavmini Kurtarır
Mezmur yazarı ilahisinde şunları da söylüyor: “RAB bütün mağdurlara sadakat ve adalet eder. Kendi yollarını Musaya, işlerini İsrail oğullarına bildirdi.” (Mezmur 103:6, 7) Davud herhalde, Musa’nın günlerinde Mısırlı zorbaların baskısı altında “mağdur” duruma düşen İsraillileri düşünüyor. Yehova’nın Musa’ya kurtarış yollarını nasıl bildirdiğini derin düşünmek, Davud’un yüreğinde şükran duygusu oluşturmuş olmalı.
Tanrı’nın İsraillilere karşı davranışlarını düşündüğümüzde, biz de aynı şükranı duyabiliriz. Ama Yehova’nın çağdaş hizmetçilerinin tecrübeleri üzerinde uzun uzun düşünmeyi de ihmal etmemeliyiz. Örneğin, Jehovah’s Witnesses—Proclaimers of God’s Kingdom kitabının 29. ve 30. bölümlerinde bu tür tecrübeler kayıtlıdır. Bu kitapta ve Yehova’nın Şahitlerinin başka yayınlarında yer alan belgeler, Yehova’nın hapislere, ayaktakımı eylemlerine, yasaklamalara, toplama kamplarına ve esir çalışma kamplarına dayanması için çağdaş kavmine nasıl yardım ettiğini görmemizi sağlıyor. Burundi, Liberya, Ruanda ve eski Yugoslavya gibi savaşın kasıp kavurduğu ülkelerde denemelerden geçtiler. Ne zaman zulüm başgösterse, Yehova’nın eli sadık hizmetçilerine daima destek oldu. Mısır’dan kurtuluşu anlatan kaydı uzun uzun düşünmekten Davud nasıl etkilendiyse, Yüce Tanrımız Yehova’nın bu iyiliklerini düşünmekten biz de öyle etkilenebiliriz.
Yehova’nın bizi günahın ağırlığından nasıl şefkatle kurtardığını da düşünün. ‘Mesih’in kanıyla ölü işlerden vicdanımızı temizledi.’ (İbraniler 9:14) Suçlarımızdan tövbe edip Mesih’in dökülen kanına dayanarak bağışlanmak istediğimizde, Tanrı günahlarımızı, ‘doğunun batıdan uzaklığı’ kadar bizden uzaklaştıracak ve bize tekrar lütuf gösterecek. Ayrıca Yehova’nın ibadetler, cemaatteki yapıcı arkadaşlıklar, çobanlar ve ‘sadık ve basiretli köle’ kanalıyla aldığımız Mukaddes Kitaba dayalı yayınlar yoluyla sağladıklarını da düşünün. (Matta 24:45) Yehova’nın bütün bu iyilikleri O’nunla ilişkimizi kuvvetlendirmemize yardımcı olmuyor mu? Davud şunları söylüyor: ‘Yehova merhametlidir ve lûtufkardır, çok sabırlıdır ve inayeti çoktur. . . . . Suçlarımıza göre bize davranmadı, ve hatalarımıza göre bize ödemedi.’ (Mezmur 103:8-14) Yehova’nın gösterdiği sevgi dolu özeni derin düşünmek kuşkusuz bizi O’nu yüceltmeye ve kutsal ismini takdis etmeye yöneltir.
‘Bütün İşleri, Yehova’yı Takdis Edin’
‘Ebediyet Tanrısı’ Yehova’nın ölümsüzlüğüyle karşılaştırıldığında, ölümlü insanın ömrü çok kısadır, gerçekten de “günleri ot gibidir.” Fakat Davud büyük bir takdirle şöyle düşünüyor: “RABBİN inayeti ezelden ebede kadar kendisinden korkanlar üzerindedir; ve adaleti oğulların oğullarınadır; kendi ahdini tutanlara, ve yapmak için vesayasını [emirlerini] hatırlıyanlaradır.” (Tekvin 21:33; Mezmur 103:15-18) Yehova Kendisinden korkanları unutmaz. Zamanı gelince, onlara sonsuz yaşam verecektir.—Yuhanna 3:16; 17:3.
Davud Yehova’nın krallığına takdirini şöyle dile getirir: “RAB tahtını göklerde kurdu; ve onun kırallığı herkes üzerinde hâkimdir.” (Mezmur 103:19) Yehova’nın krallığı gerçi bir süre İsrail krallığı aracılığıyla görünür şekilde ifade edildiyse de, aslında tahtı göktedir. Yehova Yaratıcı olarak evrenin Egemen Hükümdarıdır ve amaçları doğrultusunda gökte ve yeryüzünde Tanrısal iradesini yerine getirir.
Davud gökteki meleklere bile teşvikte bulunur: “Ey kelâmının sesini işitip kelâmını icra eden, kudreti zorlu melekleri, RABBİ takdis edin. Ey sizler, onun bütün orduları, rızasını yapan hademesi, RABBİ takdis edin. Ey ülkesinin her yerindeki bütün işleri, RABBİ takdis edin. Ey canım, RABBİ takdis et.” (Mezmur 103:20-22) Yehova’nın bize yaptığı sevgi dolu iyilikleri düşünmenin, bizi yine O’nu takdis etmeye yöneltmesi gerekmez mi? Kesinlikle! Adil meleklerin bile içinde bulunduğu güçlü hamt korosunda, Tanrı’yı öven sesimizin hiçbir zaman kaybolmayacağından emin olabiliriz. Hakkında her zaman iyi konuşarak Gökteki Babamızı candan övelim. Davud’un ‘ey canım, Yehova’yı takdis et’ sözlerini gerçekten yüreğimize yerleştirelim.
[Dipnot]
a Bazı isimler değiştirildi.
[Sayfa 23’teki resim]
Davud, Yehova’nın sevgi dolu iyilikleri üzerinde derin düşünüyordu. Ya siz?