-
Megiddo Peygamberlik Anlamı Olan Eski Savaş AlanıGözcü Kulesi—1986 | 1 Haziran
-
-
Mukaddes Kitabın kaydına göre, İsrail’in hâkimi Barak’a, yanına silahlı 10.000 kişi alarak Tabor dağına çıkması Tanrı tarafından emredilmişti. Bu sayı etkileyici bir sayı değil mi? Belki. Fakat bu 10.000 gönüllü, gereğinden az silahla donatılmış bulunuyordu. Aralarında “kalkan yahut mızrak görül”medi. (Hâkimler 5:8) Buna karşılık, düşman aksine silahsız değildi. General Sisera tarafından yönetilen Kenân ordusu, askeri teknolojinin en son silahlarıyla, “dokuz yüz demir cenk arabası” ile donatılmıştı. (Hâkimler 4:3) Bu arabalar Kenânlılara hızlı manevra yapmakta üstünlük sağlıyor ve psikolojik açıdan da onları güçlendiriyordu.
Böyle olmakla beraber beklenen zafer, askerlerin yiğitliği ve silah donatımı sonucu gelmeyecekti. Sisera’nın güçlü ordusu, o anda toprağı kuru olan Kişon vadisine çekildi. Yehova oraya inmesi için Barak’a işaret verdi. Dağdan 10.000 kişinin vadiye doğru hızla akın edişini gözünüzde canlandırmağa çalışın! Fakat Yehova aniden bir sağanağın başlamasına yol açtı. Rüzgârla yağan yağmur düşmanın yüzünü kamçılıyordu. Kabaran sular Kişon vadisini hemen bir çamur denizine dönüştürdü ve Sisera’nın savaş arabaları çamura saplandı. Şaşkınlık ve dehşete kapılan Sisera’nın askerleri kaçtı, fakat İsrail, onların ardını kovaladı. Yakalanıp öldürüldüler. “Bir kişi bile kalmadı.”—Hâkimler 4. ve 5. bapları.
Bu görkemli zaferin sonunda ilham edilen şu sözlere hayret edilmemeli: “Ya RAB (Yehova) bütün düşmanların böyle yok olsunlar; fakat seni sevenler kuvvetinde doğan güneş gibi olsunlar.” (Hâkimler 5:31) Lütfen “böyle” sözcüğüne dikkat edin. Bu sözcük savaşın peygamberlik niteliği taşıdığı, yani ilerde Tanrı’nın tüm düşmanlarının yok olacakları büyük kapsamlı bir savaşı işaretlediği fikrini uyandırmaktadır. Bununla beraber İsrail’i kuşatan düşmanlar bu feci sonucu çabuk unuttu. Sadece 47 yıl sonra Midyan’ın yönetiminde birleşen bazı uluslar, Megiddo’nun uzantısında “bir araya toplandılar ve geçip Yizreel vadisinde ordugâh kurdular.” (Hâkimler 6:33) Ordugâh kuran bu düşmanlar “çoklukça çekirge gibi” idiler. Oysa bu kez İsrail ordusu, Gideon’un yönetiminde, düşman ordugâhının çevresinde duran, sadece 300 kişilik küçük fakat cesur bir grup idi. Bu 300 kişi, işaret verildiğinde boruları çalıp, gürültüyle testileri kırmış, meşaleleri sallamış ve büyük bir çağırışla “Yehova’nın ve Gideon’un kılıcı” diye bağırmışlardı! Midyanlılar paniğe kapıldılar! “Yehova her birinin kılıcını arkadaşına karşı . . . . koydu” ve Gideon’un küçük grubu bozgunu tamamladı.—Hâkimler 7. bap.
Bugün bizler de, Midyanlıların düştüğü hataya düşmeyip Megiddo’nun önemini gözden kaçırmayalım. Mukaddes Kitap, bu sözü geçen savaş alanına yaklaşık 12 defa değinir. Mukaddes Kitap, Megiddo’da cereyan eden olayların, günümüze dair ciddi bir anlam taşıdığını gösterir. Bundan dolayı hem Mukaddes Kitabın, hem de arkeolojinin bu tarihi alan hakkında neler dediğine bir göz atalım.
ESKİ DÜNYADA BAZI YOLLARIN BİRLEŞTİĞİ NOKTA
Megiddo, Hatsor ve Gezer şehirleriyle birlikte bir zamanlar Asya ile Afrika kıtaları arasında bağlantı sağlayan önemli askeri ve ticaret yollarına hâkim bir şehirdi. Megiddo’nun konumu, diğer iki şehir arasında bulunduğundan, stratejik yönden büyük önem taşıyordu. Tüm yönlerden gelen doğal geçitler, patikalar ve yollar onun vadisinde birleşirdi. The Geography of the Bible adlı kitap “Megiddo” için, “ticaret yollarının kavşağında, aslında eski dünyada en önemli yolların birleştiği bir noktada bulunuyordu” der.
Megiddo, Karmel sıradağlarının kuzeydoğusunda, yaklaşık olarak 32 km. uzunluğunda büyük bir vadiye hâkimdi. Kışın yağışlı mevsimde etrafı kuşatan dağlardan inen sular, yanındaki Kişon Irmağının taşmasına neden olurdu. Bunun için bu bölgeye “Kişon Irmağı” da denilmekteydi. (Hâkimler 4:13) Geography of Israel adlı kitap şöyle der: “Kış yağmurlarından dolayı” vadinin toprağı “koyu çamura dönüşürdü . . . . Kişon’un meyili çok azdır ve girişi . . . . kolayca tıkanır; bunun için burada bataklıklar oluşur.” Sisera ve ordusu bu ovanın ne kadar çamurlu olabileceğini çok iyi anladı. Bununla beraber yaz mevsiminde kuru havada bu açık ova, savaş arabalarının kolayca hareket edebilecekleri mükemmel bir yerdi. (Neşideler Neşidesi 6:11, 12 ile karşılaştır.) Ordular burada rahatlıkla toplanabilirdi.
Şu halde, Kral Süleyman’ın Megiddo’yu kuvvetlendirmek için girişimde bulunmasına şaşmamalı: “Ve kıral Süleymanın angaryacıları toplamasının sebebi . . . . Yeruşalimin duvarını, ve Hatsoru, ve Megiddoyu, ve Gezeri yapmaktı.” (I. Kırallar 9:15) Bugün geniş ve açık bir vadiye bakan 21 metre yüksekliğinde bir tepe, Megiddo’nun bulunduğu yeri işaretler. Eski zamanlarda çok kere harabelerin üstünde yeni binalar inşa edilirdi. Bundan dolayı, her tabaka tarihte özel bir zamanı işaretleyebilir. Arkeologlar tepeden başlayıp tabana doğru tarihe göre kazarlar. Megiddo’da şehrin birçok kez inşa edildiğini gösteren en az 20 tabaka bulunmuştur. Bıkmadan kazı yapan bu kişilere acaba Mukaddes Kitap nasıl yardım etti?
-
-
Megiddo Peygamberlik Anlamı Olan Eski Savaş AlanıGözcü Kulesi—1986 | 1 Haziran
-
-
Yehova’yı sevenler arasında mı, yoksa O’nun düşmanları arasında mı olmak istersin? Mukaddes Kitap, Yehova Tanrı ve O’nun kavminin tarafında duruş almayan kişilerin, gerçekte hayatlarını kaybetme tehlikesinde olduklarını gösterir. (Tsefanya 2:3; II. Selânikliler 1:7-9) Dolayısıyla duruş almakta gecikmemeliyiz; vakit kısadır! İzzetlendirilmiş olan İsa Mesih, özellikle “büyük sıkıntı”nın doruğu olan Armagedon’a değinerek şöyle uyarır: “İşte! Hırsız gibi geliyorum.”—Vahiy 16:15; Matta 24:21.
“Her şeye kadir olan Allahın büyük gününün cengi” şanlı bir zaferle sonuçlanacaktır. Tanrı’nın gökteki Krallığı için yeryüzünü cennete dönüştürme yolunu açacaktır. (Matta 6:9, 10; Vahiy 21:3-5) Fakat bu savaş her şeyden çok, peygamberlik niteliğindeki şu duanın görkemli bir gerçekleşmesi olarak, evrendeki en büyük ismin hakkını teyit edecektir:
“Bunlara, Midyana, Kişon vadisinde, Siseraya, Yabine yaptığın gibi yap. . . . . Böylece onları fırtınan ile kov, ve kasırgan ile onları dehşete koy. Onların yüzlerini utanç ile doldur, ta ki, senin ismini arasınlar, ya Yehova. Ebediyen utansınlar ve şaşkın olsunlar; rüsvay olsunlar ve yok olsunlar; ta ki, bilsinler, sen ki, ismin Yehovadır, bütün dünya üzerinde yalnız sen Yücesin.”—Mezmur 83:9, 15-18.
[Dipnot]
-