Tanrı Bize Olan Sevgisini Gösteriyor
‘Lütuf sonsuz yaşam için doğruluk yoluyla kral olarak hüküm sürecek’ (ROM. 5:21).
1, 2. İnsanlığa verilen hangi iki hediyeden söz ediliyor ve bunlardan hangisi daha değerlidir?
DÜNYANIN bakış açısından Roma kanunları tüm uygarlıklar için çok değerli bir hediyedir. Bununla birlikte Kutsal Kitap, Tanrı’nın bize sevgisini gösteren çok daha değerli bir hediye verdiğini söyler. Bu hediye, Tanrı’nın önünde onaylanmış ve doğru bir durumda olabilmemiz, ayrıca kurtuluş ve sonsuz yaşam ümidine sahip olabilmemiz için O’nun yaptığı bir düzenlemedir.
2 Tanrı bu hediyenin geçerli olmasını yasal yollarla sağladı. Fakat elçi Pavlus Romalılar kitabının 5. bölümünde bunları bir hukuk tezi gibi akademik bir anlatımla sunmadı. Bunun yerine sözlerine şu teşvikle başladı: “İman sonucu aklandığımıza göre, Efendimiz İsa Mesih aracılığıyla Tanrı’yla barışta kalalım.” Tanrı’nın hediyesini alanlar O’na büyük bir sevgi duyarlar. Pavlus da onlardan biriydi. Şöyle yazdı: “Kutsal ruh aracılığıyla Tanrı’nın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür” (Rom. 5:1, 5).
3. Hangi sorular doğuyor?
3 Peki Tanrı’nın sevgisini gösteren bu hediye neden gerekliydi? Tanrı bu hediyeyi nasıl hem adil, hem de tüm insanların yararlanabileceği bir şekilde verdi? Ve bir kişi bu hediyeyi nasıl alabilir? Şimdi bunların cevabını ve bu cevapların Tanrı’nın sevgisini nasıl gösterdiğini görelim.
Tanrı’nın Sevgisi ve Günah
4, 5. (a) Yehova sevgisini özellikle hangi yolla gösterdi? (b) Hangi olayı bilmek Romalılar 5:12’yi anlamamıza yardım eder?
4 Yehova büyük sevgisinden ötürü, insanlara yardım etmesi için biricik Oğlunu gönderdi. Pavlus bu durumu şöyle dile getirdi: “Tanrı bize olan sevgisini şöyle gösteriyor: Biz henüz günahkârken Mesih bizim için ölmüştür” (Rom. 5:8). Bu ayetteki “biz henüz günahkârken” ifadesine dikkat edin. Nasıl bu duruma geldiğimizi herkesin bilmesi gerek.
5 Pavlus bu konuyu anlatmaya şöyle başladı: “Günah bir insan aracılığıyla ve ölüm günah aracılığıyla dünyaya girdi, ölüm de tüm insanlara geçti; çünkü hepsi günah işledi” (Rom. 5:12). Biz bu sözleri anlayabilecek durumdayız, çünkü Tanrı insan hayatının nasıl başladığını anlatan bir kayıt yazdırdı. Yehova iki insan yarattı: Âdem ve Havva. Yaratıcımız kusursuz olduğundan ilk atalarımız olan bu çift de kusursuzdu. Tanrı, onları kısıtlayan tek bir emir verdi ve bu emre itaatsizlik etmenin cezasının ölüm olduğunu onlara bildirdi (Başl. 2:17). Fakat onlar Tanrı’nın makul emrini çiğneyerek yıkımlarına yol açacak şekilde davranmayı seçtiler, böylece O’nu kanun koyucu ve egemen olarak reddettiler (Tekr. 32:4, 5).
6. (a) Âdem’in soyundan gelenler, Musa Kanunundan önce de sonra da neden öldüler? (b) Miras alınan günahın etkisi nasıl örneklenebilir?
6 Âdem günah işledikten sonra çocuk sahibi oldu, bu yüzden günahı ve etkilerini tüm çocuklarına geçirdi. Elbette onlar Âdem gibi Tanrı’nın kanununu çiğnememiş, dolayısıyla aynı suçu işlememişlerdi; o dönemde herhangi bir kanun sistemi de yürürlükte değildi (Başl. 2:17). Yine de Âdem’in soyu günahı miras aldı. Böylece Tanrı, İsrailoğullarına günahkâr olduklarını açıkça ortaya koyan bir kanun sistemi verene dek günah ve ölüm bir kral gibi hüküm sürdü (Romalılar 5:13, 14’ü okuyun). Miras alınan günahı, Akdeniz anemisi ya da hemofili gibi kalıtım yoluyla geçen bazı hastalıklara ya da kusurlara benzetebiliriz. Örneğin Rus Çarı II. Nikolay ile karısı Aleksandra’nın oğlu Aleksey, anne babasından bir pıhtılaşma bozukluğu olan hemofili hastalığını miras almıştı. Tabii böyle kalıtsal hastalığı olan bir ailede çocukların hepsi hastalığa yakalanmasa bile taşıyıcı olabilirler. Fakat günah için bu geçerli değildir. Âdem’in günahının yol açtığı kusurdan kimse kaçamazdı. Tüm insanlar onun etkisi altındadır. Bu kusur kesinlikle ölümcüldür ve tüm çocuklara geçer. Peki bu durumdan kurtulmak mümkün mü?
Tanrı, İsa Mesih Aracılığıyla Neyi Mümkün Kıldı?
7, 8. İki kusursuz insanın yaşamının hangi farklı sonuçları oldu?
7 Yehova insanların miras aldıkları günahtan kurtulmaları için sevgi dolu bir düzenleme yaptı. Pavlus kurtuluşun başka bir insan aracılığıyla mümkün olacağını açıkladı; daha sonra gelecek olan bu kusursuz insan bir anlamda ikinci Âdem’di (1. Kor. 15:45). Ama bu iki kusursuz insanın yaşamı çok farklı sonuçlar doğurdu. Nasıl? (Romalılar 5:15, 16’yı okuyun).
8 Pavlus “Tanrı’nın armağanının sonucu, ilk suçun sonucundan tamamen farklıdır” diye yazdı. Bu ilk suçu işleyen Âdem’di ve adaletin gereği olarak ceza aldı, yani öldü. Ama ölecek olan tek kişi o değildi. Şöyle okuyoruz: “Bir tek insanın suçu yüzünden çok kişi öldü.” Tanrı’nın adil standartları, biz de dahil Âdem’in bütün kusurlu çocuklarının aynı cezaya mahkûm olmasını gerektiriyordu. Yine de kusursuz insan İsa’nın yaptıklarının, Âdem’inkinin tam tersi bir sonuç doğurduğunu bilmek bizi rahatlatır. Bu sonuç neydi? Cevabı Pavlus’un şu sözlerinde buluyoruz: “Her tür insan yaşamak üzere aklandı” (Rom. 5:18).
9. Romalılar 5:16, 18’de değinilen, Tanrı’nın insanları ‘aklaması’ neye benzetilebilir?
9 “Aklanma” olarak çevrilen Yunanca ifade ne anlama gelir? Bu ifade hakkında bir Kutsal Kitap çevirmeni şöyle yazdı: “Bu, hukuki yönü olan bir benzetmedir. İnsanın kendi içindeki bir değişiklikten değil, Tanrı’nın önündeki durumuyla ilgili bir değişiklikten söz eder. . . . . Bu benzetme Tanrı’yı, önüne çıkarılan suçluların lehine karar veren bir hâkim olarak gösterir. Onlar bir anlamda, doğru kişiler olmamakla suçlanmıştır. Fakat Tanrı onları beraat ettirir.”
10. İsa insanların aklanabilmesi için ne yaptı?
10 “Tüm dünyanın [adil] hâkimi” doğru olmayan bir insanı neye dayanarak doğru sayabilir, yani aklayabilir? (Başl. 18:25). Tanrı bunun için biricik Oğlunu yeryüzüne göndererek bu konudaki en önemli adımı attı. İsa ayartmalara, korkunç hakaretlere ve alaylara rağmen Babasının isteğini kusursuz şekilde yerine getirdi. İşkence direğinde ölene dek sadakatini korudu (İbr. 2:10). İsa kusursuz insan yaşamını kurban olarak vererek, Âdem’in soyunu günah ve ölümden kurtarabilecek bir fidye sundu (Mat. 20:28; Rom. 5:6-8).
11. Fidye neye eşdeğerdir?
11 Pavlus başka bir ayette bu bedelden, “eşdeğer bir fidye” olarak söz etti (1. Tim. 2:6). Acaba neye eşdeğerdi? Âdem, tüm soyuna, yani milyarlarca insana kusurluluk ve ölüm getirdi. İsa’nın da kusursuz bir insan olarak milyarlarca kişiden oluşan kusursuz bir soy meydana getirme potansiyeline sahip olduğu doğrudur.a Bu yüzden İsa’nın yaşamının ve meydana getirebileceği kusursuz soyun, Âdem’e ve onun kusurlu soyuna eşdeğer bir kurban olduğu düşünülmüştü. Fakat Kutsal Kitap İsa’nın meydana getirebileceği soyun da fidyeye dahil olduğunu öğretmez. Romalılar 5:15-19 sadece “bir tek insanın” ölümünün kurtuluş sağladığını vurgular. Evet, İsa’nın kusursuz yaşamı Âdem’inkine eşdeğerdi. Burada üzerinde durulması gereken yalnızca İsa Mesih’tir. Her tür insanın karşılıksız armağanı ve yaşamı alması, “birinin [İsa’nın] temize çıkaran davranış tarzı”, yani ölüme dek itaatli ve sadık kalması sayesinde mümkün oldu (2. Kor. 5:14, 15; 1. Pet. 3:18). Peki fidye insanları nasıl akladı?
Fidyeye Dayanan Aklanma
12, 13. Aklananların neden Tanrı’nın merhametine ve sevgisine ihtiyacı var?
12 Yehova Tanrı Oğlunun kurban olarak sunduğu fidyeyi kabul etti (İbr. 9:24; 10:10, 12). Yine de İsa’nın sadık elçileri de dahil yeryüzündeki tüm öğrencileri hâlâ kusurluydu. Yanlış davranışlardan kaçınmak için çaba gösterseler de bunu her zaman başaramadılar. Neden? Çünkü günahı miras almışlardı (Rom. 7:18-20). Fakat Tanrı bu konuda bir şeyler yapabilirdi ve yaptı da. O, ‘eşdeğer fidyeyi’ kabul etti ve bu fidyeyi yeryüzündeki kullarının yararına kullanmayı istedi.
13 Tanrı fidyeyi, elçilere ve başka insanlara yaptıkları iyi işlerin karşılığı olarak vermedi. Aksine Tanrı merhameti ve büyük sevgisi nedeniyle fidyeyi onların yararına kullandı. O, elçilerin ve başka insanların miras aldığı suçu affederek onları aklamayı, haklarındaki hükmü kaldırmayı seçti. Pavlus bunu şöyle açıkladı: “Gerçekten de, bu lütuf sayesinde, imanınızdan ötürü kurtuldunuz; ancak bunu kendiniz elde etmediniz, onu size armağan eden Tanrı’ya borçlusunuz” (Efes. 2:8).
14, 15. Tanrı’nın akladığı kişilerin önünde hangi ödül var, fakat yine de ne yapmaları gerekiyor?
14 Mutlak Güce Sahip Tanrı’nın, bir insanın miras aldığı günahın yanı sıra işlediği suçları da affetmesi ne büyük bir hediye! İnsanların İsa’nın takipçisi olmadan önce işlediği günahlar sayamayacağımız kadar çok olsa da, Yehova fidyeye dayanarak tüm bu günahları bağışlayabilir. Pavlus şöyle yazdı: “Birçok suçun sonucu verilen armağan . . . . aklanmaydı” (Rom. 5:16). Bu sevgi dolu hediyeyi alan, yani aklanan elçilerin ve başka insanların imanla Tanrı’ya ibadet etmeye devam etmeleri gerekiyordu. Onları ilerde hangi ödül bekliyor? ‘Bol bol lütfa ve karşılıksız armağan olarak verilen doğruluğa erişenler, bir tek insan, İsa Mesih aracılığıyla yaşayıp krallar olarak hüküm sürecek.’ Gerçekten de doğruluk armağanının etkisi, Âdem’in suçunun etkisinin tam tersidir. Bu armağanın sonucu hayattır (Rom. 5:17; Luka 22:28-30’u okuyun).
15 Bu hediyeyi alıp aklanan kişiler Tanrı’nın ruhi oğulları olurlar. Mesih’le ortak mirasçılar olan bu kişilerin ümidi, ruhi varlıklar olarak gökte yaşamak üzere diriltilmektir; o zaman gerçek anlamda Tanrı’nın oğulları olacak ve İsa Mesih’le birlikte ‘krallar olarak hüküm sürecekler’ (Romalılar 8:15-17, 23’ü okuyun).
Tanrı Sevgisini Başkalarına da Gösteriyor
16. Yeryüzünde yaşama ümidine sahip olanlar şimdiden hangi hediyeyi alabilirler?
16 Vefalı Hıristiyanlar olarak hizmet eden ve Tanrı’ya iman edenlerin hepsi Mesih’le birlikte gökte ‘krallar olarak hüküm sürmeyi’ beklemiyor. Birçok kişinin, Kutsal Kitaba dayanan başka bir ümidi var. Tanrı’nın İsa’dan önce yaşamış kulları gibi, onlar da cennet yeryüzünde sonsuza dek yaşamayı ümit ediyorlar. Peki onlar ilerde yeryüzünde yaşama ümidiyle, şimdiden Tanrı’dan sevgi dolu bir hediye alıp O’nun gözünde doğru sayılabilirler mi? Pavlus’un Romalılara yazdıklarına dayanarak bu soruya “Evet” cevabını verebiliriz!
17, 18. (a) Tanrı, İbrahim’in imanına bakarak onu nasıl biri olarak gördü? (b) Yehova İbrahim’i hangi temele dayanarak doğru biri sayabildi?
17 Pavlus buna örnek olarak imanlı bir adam olan İbrahim’i gösterdi. O, Yehova İsrailoğullarına bir kanun sistemi vermeden önce ve Mesih gökteki yaşamın yolunu açmadan çok önce yaşamıştı (İbr. 10:19, 20). Şöyle okuyoruz: “İbrahim ve soyu, bir dünyanın mirasçısı olma vaadini kanuna dayanarak değil, imanla erişilen doğruluğa dayanarak aldı” (Rom. 4:13; Yak. 2:23, 24). Evet, Tanrı sadık İbrahim’i doğru bir kişi saydı (Romalılar 4:20-22’yi okuyun).
18 Tabii bu, İbrahim’in Yehova’ya hizmet ettiği uzun yıllar boyunca günahsız olduğu anlamına gelmiyordu. O, bu anlamda doğru biri değildi (Rom. 3:10, 23). Ancak Yehova sınırsız hikmeti sayesinde İbrahim’in olağanüstü imanını ve imanından kaynaklanan işlerini hesaba kattı. İbrahim özellikle kendi soyundan gelecek olan, vaat edilen “soy”a iman etti. Bu Soyun Mesih olduğu anlaşıldı (Başl. 15:6; 22:15-18). Bununla uyumlu olarak Hâkimimiz Yehova, geçmişte işlenen günahları “Mesih İsa’nın ödediği fidye”ye dayanarak bağışlayabilir. Bu nedenle, İbrahim ve İsa’dan önce yaşamış diğer imanlı kişiler de dirilme ümidine sahiptir (Romalılar 3:24, 25’i okuyun; Mezm. 32:1, 2).
Tanrı Önünde Şimdiden Doğru Durumda Olmak
19. Tanrı’nın İbrahim hakkındaki görüşü bugün neden birçok kişiyi yüreklendirir?
19 Sevgi Tanrısının, İbrahim’i doğru biri olarak gördüğünü bilmek, bugün gerçek Hıristiyanları yüreklendirir. Ancak Yehova onu, ‘Mesih’le ortak mirasçılar’ olması için ruhla meshettiği kişiler gibi değil farklı bir anlamda akladı. Sınırlı sayıdaki meshedilmiş grup “kutsal olmaya çağrılmış” olanlardır ve “Tanrı’nın oğulları” olarak kabul edilirler (Rom. 1:7; 8:14, 17, 33). İbrahim ise “Yehova’nın dostu” oldu ve bu, fidyenin sunulmasından önceydi (Yak. 2:23; İşa. 41:8). O halde, yeniden kurulacak cennet yeryüzünde yaşama ümidine sahip olan gerçek Hıristiyanlar için ne denebilir?
20. Tanrı bugün İbrahim gibi doğru saydığı kişilerden ne bekliyor?
20 Onlar ‘Mesih İsa’nın ödediği fidyeyle kurtulup’ “karşılıksız armağan olarak verilen doğruluğa” erişerek gökte yaşama ümidine sahip olanlar arasında değiller (Rom. 3:24; 5:15, 17). Buna rağmen Tanrı’ya ve düzenlemelerine büyük bir imanları var ve bu imanlarını iyi işlerle gösteriyorlar. Bu işlerden biri onların “Tanrı’nın krallığını duyuruyor ve Efendimiz İsa Mesih’le ilgili gerçekleri öğretiyor” olmasıdır (Elçi. 28:31). Bu yüzden Yehova onları İbrahim’i doğru saydığı anlamda doğru sayabilir. Böyle kişilerin aldığı armağan, yani Tanrı’yla dost olmaları, meshedilmişlerin aldığı “karşılıksız armağan”dan farklıdır. Yine de onlar bu armağanı kuşkusuz büyük minnettarlıkla kabul ediyorlar.
21. Yehova’nın sevgisi ve adaletinden dolayı hangi nimetlere erişebiliriz?
21 Yeryüzünde kurulacak olan cennette sonsuza dek yaşamayı ümit ediyorsanız bu vaadi, sözüne güvenilmez bir yöneticinin vermediğinin farkında olmalısınız. Tam tersine bu vaat evrenin egemeni olan Tanrı’nın yüce amacını yansıtır. Yehova amacını adım adım gerçekleştiriyor. Bu adımlar kusursuz adaletle uyum içindedir. Daha da önemlisi Tanrı’nın muazzam sevgisini yansıtır. Dolayısıyla Pavlus’un şu sözleri çok doğrudur: “Tanrı bize olan sevgisini şöyle gösteriyor: Biz henüz günahkârken Mesih bizim için ölmüştür” (Rom. 5:8).
[Dipnot]
a Örneğin, soylarla ilgili bu görüş Insight on the Scriptures, 2. Cilt, sayfa 736, paragraf 4-5’te ve Tanrı Yalan Söyleyemez, sayfa 218, paragraf 33’te ele alınmıştı.
Hatırlıyor musunuz?
• Âdem’in çocukları neyi miras aldı ve bu neyle sonuçlandı?
• Eşdeğer bir fidye nasıl sağlandı ve hangi anlamda eşdeğerdi?
• Aklanma armağanı sizin hangi ümide sahip olmanızı sağlıyor?
[Sayfa 13’teki resim]
Kusursuz insan Âdem günah işledi. Kusursuz insan İsa “eşdeğer bir fidye” sundu
[Sayfa 15’teki resim]
İsa aracılığıyla aklanabilmemiz gerçekten iyi bir haber!