İyi Haberin Vaaz Edilmesi İçin İlham Edilmiş Bir Örnek
“Ben Mesihe uyduğum gibi, siz de bana uyun.”—I. KORİNTOSLULAR 11:1.
1. İsa, takipçilerinin izlemeleri için hangi yönlerden olağanüstü bir örnek verdi? (Filipililer 2:5-9)
İSA, şakirtleri için ne mükemmel bir örnekti! O, yeryüzüne gelip günahkâr insanlar arasında yaşamak üzere gökteki izzetini seve seve terk etti. Kendisi, insanlığın kurtuluşu ve daha da önemlisi, semavi Babasının isminin takdis edilmesi için şiddetli ıstıraplar çekmeye hazırdı. (Yuhanna 3:16; 17:4) İdam talebiyle yargılandığında, cesaretle şunu beyan etti: “Ben bunun için doğmuşum, ve bunun için dünyaya geldim ki, hakikate şehadet edeyim.”—Yuhanna 18:37.
2. Diriltilmiş İsa, başlatmış olduğu işi devam ettirmelerini şakirtlerine neden emredebildi?
2 İsa, Gökteki Krallık hakikatine şahadet etme işini devam ettirebilmeleri için şakirtlerine ölümünden önce mükemmel bir eğitim sağladı. (Matta 10:5-23; Luka 10:1-16) Bu yüzden, diriltildikten sonra onlara şu emri verebilirdi: “Siz gidip bütün milletleri şakirt edin, onları Baba ve Oğul ve Ruhülkudüs ismile vaftiz eyleyin; size emrettiğim her şeyi tutmalarını onlara öğretin.”—Matta 28:19, 20.
3. Şakirt etme işi nasıl genişledi, fakat başlıca hangi bölgelerde yoğunlaşıyordu?
3 İsa’nın şakirtleri sonraki üç buçuk yıl boyunca bu emre itaat ettiler, fakat şakirt etme işlerini sadece Yahudiler, Yahudi mühtediler ve sünnetli Samiriyelilerle sınırladılar. Sonra, M.S. 36 yılında Tanrı, iyi haberin sünnetsiz bir adam olan Kornelius ve ev halkına da vaaz edilmesi için talimat verdi. Daha sonraki on yıl boyunca, milletlerden olan başka insanların da cemaate katılması sağlandı. Bununla birlikte, şahadet işinin büyük kısmının doğu Akdeniz bölgelerinde yapıldığı anlaşılıyor.—Resullerin İşleri 10:24, 44-48; 11:19-21.
4. M.S. 47-48 yıllarında hangi önemli gelişme gerçekleşti?
4 İsa’nın şakirtlerinin daha uzak bölgelerdeki Yahudiler ve Milletleri şakirt etmelerini mümkün kılmak ve onları harekete geçirmek üzere bir şeye ihtiyaç duyuldu. Böylece yaklaşık M.S. 47-48 yıllarında Antakya’daki cemaatin ihtiyarları şu Tanrısal mesajı aldılar: “Kendilerini çağırmış olduğum iş için Barnabası ve Saulu bana ayırın.” (Resullerin İşleri 13:2) O zaman Pavlus’un, eski ismiyle, yani Saul olarak tanınmış olduğuna dikkat edelim. Ayrıca, belki o sırada Barnabas hizmet açısından Pavlus’tan kıdemli görüldüğünden, Tanrı’nın önce onun ismini zikrettiğine de dikkat edelim.
5. Pavlus ve Barnabas’ın vaaz etme turu hakkındaki kayıt İsa’nın bugünkü takipçileri için neden büyük değer taşıyor?
5 Pavlus ve Barnabas’ın vaaz etme turuyla ilgili ayrıntılı kayıt, Yehova’nın Şahitleri, özellikle Tanrı’ya uzak bölgelerde hizmet etmek üzere kendi yurtlarını terk etmiş dolgun vakitli vaizler ve öncüler için büyük bir teşvik kaynağıdır. Ayrıca, Resullerin İşleri 13 ve 14. baplarının incelenmesi, muhakkak daha birçoklarını Pavlus ve Barnabas’ı örnek almak ve en önemli iş olan şakirt etme işindeki katkılarını genişletmek üzere harekete geçirecektir.
Kıbrıs Adası
6. Dolgun vakitli bu vaizler Kıbrıs’ta hangi örneği verdiler?
6 Bu dolgun vakitli vaizler hiç zaman kaybetmeden Selefke’den Kıbrıs adasına yelken açtılar. Onlar Salamis’e geldikten sonra hedefledikleri işi yapmaktan geri kalmadılar, daha çok “Yahudilerin havralarında Allahın sözünü ilân ettiler.” Mesih’in örneğini izlediklerinden, kente yerleşip ada sakinlerinin kendilerine gelmelerini beklemekle tatmin olmadılar. Bunun yerine, kendileri harekete geçerek “bütün adayı dolaş”tılar. Kıbrıs büyük bir ada olduğuna ve onun büyük kısmını boydan boya dolaştıklarına göre, bu kuşkusuz çok yürümelerini ve yattıkları yeri sık sık değiştirmelerini gerektiriyordu.—Resullerin İşleri 13:5, 6.
7. (a) Pafos’ta hangi olağanüstü olay oldu? (b) Bu kayıt bizi hangi tutuma sahip olmaya teşvik eder?
7 Orada kaldıkları sürenin sonunda, bu iki erkek, Pafos kentinde fevkalade bir tecrübeyle ödüllendirildi. Adanın valisi olan Sercius Pavlus, mesaja kulak verdi ve “iman etti”. (Resullerin İşleri 13:7, 12) Pavlus, daha sonra şunları yazdı: “Davetinize bakın, ey kardeşler; bedene göre çok hikmetliler, çok kuvvetliler, çok asilzadeler davet olunmamıştır.” (I. Korintoslular 1:26) Bununla beraber, olumlu karşılık veren kuvvetlilerden biri Sercius Pavlus idi. Bu tecrübe herkesi, özellikle yabancı sahalarda dolgun vakitli çalışan vaizleri hükümet yetkililerine şahadet etmek hususunda olumlu bir tutuma sahip olmaya teşvik etmelidir, tıpkı I. Timoteos 2:1-4’te teşvik edildiğimiz gibi. Yetki sahibi kişiler bazen Tanrı’nın hizmetçilerine büyük çapta yardım etmişlerdir.—Nehemya 2:4-8.
8. (a) O zamandan başlayarak Pavlus ile Barnabas arasındaki ilişkide hangi değişiklik ortaya çıkıyor? (b) Barnabas hangi yönden mükemmel bir örnektir?
8 Pavlus, Yehova’nın ruhunun etkisi altında Sercius Pavlus’un iman etmesinde daha önemli bir rol oynadı. (Resullerin İşleri 13:8-12) Ayrıca, o zamandan itibaren Pavlus’un hizmette önderliği üstlendiği görülüyor. (Resullerin İşleri 13:7’yi Resullerin İşleri 13:15, 16, 43 ile karşılaştır.) Bu, Pavlus’un İsa’nın takipçisi olduğunda almış olduğu Tanrısal görevle uyum içindeydi. (Resullerin İşleri 9:15) Bu gelişmeler, belki Barnabas’ın alçakgönüllülüğünü denedi. Bununla beraber, bu değişikliği kendisine yönelik bir hakaret olarak görmektense, Barnabas, muhtemelen “Teselli Oğlu” anlamına gelen ismine uygun davrandı ve hem vaaz etme seyahatleri boyunca, hem de daha sonra İsa’nın takipçisi olan bazı Yahudiler onların sünnetsiz Milletler arasındaki hizmetlerini eleştirdiklerinde, Pavlus’u vefakâr bir şekilde destekledi. (Resullerin İşleri 15:1, 2) Yabancı sahalarda çalışan dolgun vakitli vaizler ve Beytel evlerinde kalanlar da içinde olmak üzere, hepimiz için ne mükemmel bir örnek! Tanrısal rehberlik altında yapılan ayarlamaları kabul etmeye ve aramızda önderlik etmek üzere tayin edilmiş olanları desteklemeye her zaman istekli olmalıyız.—İbraniler 13:17.
Küçük Asya Platosu
9. Pavlus ve Barnabas’ın Pisidya Antakyasına seyahat etmeye istekli olmalarından ne öğreniyoruz?
9 Pavlus ve Barnabas Kıbrıs’tan kuzeye, Asya kıtasına yelken açtılar. Belirlenemeyen bir nedenle, kıyı bölgesinde kalmayıp Küçük Asya’nın orta kesimindeki platoda bulunan Pisidya Antakyasına gitmek üzere yaklaşık 180 kilometrelik uzun ve tehlikeli bir yolculuk yaptılar. Bunun için önce bir dağ geçidine tırmanmaları ve sonra deniz seviyesinden 1.100 metre yükseklikteki ovaya inmeleri gerekti. Mukaddes Kitap bilgini J. S. Howson şunları söylüyor: “Platoyu güney kıyıdaki ovalardan ayıran o dağların sakinlerinin kanunsuzluk ve yağmacılık alışkanlıkları, eski tarihin tüm devirlerinde ün salmıştır.” Ek olarak, bu vaizler doğa koşullarından kaynaklanan tehlikelerle yüz yüze geldiler. Howson devam ediyor: “Küçük Asya’da bulunan hiçbir bölge, büyük sarp kayalıkların altından gürleyen veya dar ve derin derelerden vahşice aşağı doğru akan nehirlerin bulunduğu eşsiz özellikteki Pisidya’nın dağlık bölgesi kadar, kendine özgü ‘su baskınlarıyla’ tanımlanmamıştır. Böyle ayrıntılar, iyi haberi yaymak amacıyla dolgun vakitle çalışan bu vaizlerin ne tür yolculuklara katlanmaya hazır olduklarını zihnimizde canlandırmamıza yardım eder. (II. Korintoslular 11:26) Bugün benzer şekilde Yehova’nın birçok hizmetçisi, insanlara erişmek ve iyi haberi onlarla paylaşmak üzere her tür engele cesaretle göğüs germektedir.
10, 11. (a) Pavlus dinleyicileriyle nasıl ortak bir zeminde kaldı? (b) Mesih’in çektiği elemlerle ilgili sözleri işiten birçok Yahudi neden hayrete düşmüş olabilir? (c) Pavlus dinleyicilerinin önüne ne tür kurtuluşu koydu?
10 Pisidya Antakyasında Yahudilerin bir havrası olduğundan, Tanrı’nın Sözünü en iyi bilen kimselere iyi haberi kabul etme fırsatını vermek üzere önce oraya gittiler. Konuşmaya davet edildiğinde, Pavlus, ayağa kalkıp maharetle bir umumi konuşma verdi. Konuşması boyunca, orada hazır bulunan Yahudi ve mühtedilerle ortak bir konu üzerinde durdu. (Resullerin İşleri 13:13-16, 26) Giriş yaptıktan sonra, Pavlus, Yehova’nın onların atalarını seçtiğini, sonra onları nasıl Mısır’dan kurtardığını ve Vaat Edilen Diyarın sakinlerini yenmelerine yardım ettiğini hatırlatarak Yahudilerin şanlı tarihini tekrarladı. Pavlus daha sonra, Yehova’nın Davud’a nasıl davrandığına dikkat çekti. Bu gibi bilgiler birinci yüzyıldaki Yahudilerin yüreğine yakındı, çünkü Tanrı’nın Davud’un soyundan birini kurtarıcı ve ebedi hükümdar olarak çıkarmasını bekliyorlardı. Bu sırada Pavlus cesaretle şunu ilan etti: “Bu adamın [Davud’un] zürriyetinden, Allah vade göre, bir Kurtarıcı, İsa’yı, İsrail’e çıkardı.”—Resullerin İşleri 13:17-23.
11 Oysa Yahudilerin çoğunun beklediği kurtarıcı tipi, kendilerini Roma’nın hâkimiyetinden kurtaracak ve Yahudi milletini tüm diğer milletlerden üstün duruma getirecek olan askeri bir kahramandı. Bunun için, Pavlus’un, Mesih’in idam edilmek üzere kendi dini liderleri tarafından ele verildiğini söylemesi, onları kuşkusuz hayrete düşürdü. Pavlus, cesaretle “fakat Allah onu ölülerden kıyam ettirdi [diriltti]” diye beyan etti. Konuşmasının sonuna doğru, dinleyicilerine mükemmel bir kurtuluş elde edebileceklerini gösterdi. Pavlus sözlerine şöyle devam etti: “Bilmiş olun ki, günahların bağışlanması onunla size ilân olunuyor. Ve iman eden herkes, Musanın şeriatile suçsuz sayılamadığınız bütün şeylerden, onunla suçsuz sayılır.” Pavlus, bu harikulade kurtuluş tedariğini umursamayacağını Tanrı’nın önceden bildirdiği kalabalık insan grubunun arasında olmamaya dinleyicilerini, teşvik ederek konuşmasına son verdi.—Resullerin İşleri 13:30-41.
12. Pavlus’un konuşması neyle sonuçlandı ve bu bizi nasıl teşvik etmeli?
12 Mukaddes Yazılara dayanan ne kadar iyi sunulmuş bir konuşma! Hazır bulunanlar acaba nasıl karşılık verdiler? “Yahudilerden ve dindar mühtedilerden bir çoğu Pavlusun ve Barnabasın ardınca gittiler.” (Resullerin İşleri 13:43) Bu olay bugün bizim için ne kadar teşvik edicidir! Gerek aleni hizmetimizde, gerek cemaat ibadetlerindeki cevap ve konuşmalarımızda, hakikati etkili şekilde sunmak üzere biz de benzer şekilde elimizden geleni yapmak istiyoruz.—I. Timoteos 4:13-16.
13. Vaizler Pisidya Antakyasını neden terk etmeliydi, yeni şakirtler hakkında hangi sorular doğuyor?
13 Pisidya Antakyasında yeni ilgi gösterenler bu iyi haberi kendilerine saklayamazlardı. Sonuç olarak, “ertesi Sebt günü hemen bütün şehir Rabbin (Yehova’nın) sözünü dinlemek için toplandı.” Ve çok geçmeden mesaj şehrin dışına yayıldı. Gerçekten, “Rabbin sözü bütün memlekette yayılıyordu.” (Resullerin İşleri 13:44, 49) Bu gerçeği hoş karşılamaktansa, kıskanç Yahudiler, bu vaizleri şehrin dışına attırmayı başardılar. (Resullerin İşleri 13:45, 50) Bu olay yeni şakirtleri nasıl etkiledi? Cesaretleri kırılıp vazgeçtiler mi?
14. Muhalefet edenler, vaizlerin başlattıkları işi neden yok edemezlerdi ve biz bundan ne öğreniyoruz?
14 Hayır, çünkü bu Tanrı’nın işiydi. Ayrıca, bu vaizler, diriltilmiş olan Rab İsa Mesih hakkında sağlam bir iman temeli koydular. Açıkça, yeni şakirtler, bu dolgun vakitli vaizleri değil, Mesih’i liderleri olarak gördüler. Bu nedenle, haklarında “sevinç ve Ruhülkudüsle (mukaddes ruhla) dolmakta idiler” diye okuyoruz. (Resullerin İşleri 13:52) Bu olay bugün yabancı sahalarda çalışan dolgun vakitli vaizler ve şakirt etme işini yerine getiren diğerleri için ne kadar teşvik edicidir! Eğer biz alçakgönüllülük ve gayretle üzerimize düşeni yaparsak, Yehova Tanrı ve İsa Mesih hizmetimizi bereketleyecek.—I. Korintoslular 3:9.
Konya, Listra ve Derbe
15. Dolgun vakitli vaizler Konya’da hangi yöntemi uyguladılar, hangi sonuçla?
15 Pavlus ve Barnabas şimdi yaklaşık 140 kilometre güneydoğuya, komşu şehir olan Konya’ya seyahat ettiler. Zulüm görme korkusu onları Antakya’da uyguladıkları yöntemi izlemekten alıkoymadı. Sonuç olarak, Mukaddes Kitap şunları söyler: “Hem Yahudilerden, hem de Yunanlılardan, büyük bir kalabalık iman etti.” (Resullerin İşleri 14:1) Gene, iyi haberi kabul etmeyen Yahudiler, halkı onlara karşı kışkırttılar. Fakat onlar tahammül ederek yeni şakirtlere yardım etmek üzere Konya’da epeyce vakit geçirdiler. Sonra, Yahudi muhaliflerinin kendilerini taşlamak üzere olduklarını öğrendiklerinde, Pavlus ve Barnabas, hikmetle davranarak komşu bölgeye “Listra ve Derbe şehirlerine ve çevresine” kaçtılar.—Resullerin İşleri 14:2-6.
16, 17. (a) Listra’da Pavlus’un başına ne geldi? (b) Tanrı’nın resule karşı davranışları Listralı bir genci nasıl etkiledi?
16 Onlar, işlenmemiş bu yeni sahada cesur bir şekilde “incili ilân etmekte idiler.” (Resullerin İşleri 14:7) Pisidya Antakyası ve Konya’daki Yahudiler bunu işittikleri zaman, ta Listra’ya gelerek Pavlus’u taşlamak üzere kalabalıkları kandırdılar. Kaçmaya vakti olmayan Pavlus’u taş yağmuruna tuttular, şöyle ki, düşmanları onun öldüğüne inandılar. Onu şehrin dışına sürüklediler.—Resullerin İşleri 14:19.
17 Bu olayın yeni şakirtlere ne denli sıkıntı verdiğini düşünebilir misin? Fakat mucizelerin mucizesi oldu; etrafını sardıklarında, Pavlus, ayağa kalktı! Mukaddes Kitap bu yeni şakirtler arasında Timoteos adında bir gencin olup olmadığını söylemiyor. Muhakkak zamanla Tanrı’nın Pavlus’a karşı davranışları hakkında bilgi almış ve bu onun genç zihni üzerinde derin bir etki bırakmıştı. Pavlus ikinci mektubunda Timoteos’a şunları yazdı: “Sen benim öğretişimi, gidişimi . . . . Antakyada, Konyada, Listrada bana vaki olan şeylerden malûmat aldın; ne ezalara tahammül ettim; ve hepsinden beni Rab kurtardı.” (II. Timoteos 3:10, 11) Taşlanmasından bir ya da iki yıl sonra Pavlus Listra’ya geri döndüğünde, genç Timoteos’u, ‘Listra ve Konya’da bulunan kardeşler tarafından hakkında iyi şahadet olunan’ İsa’nın örnek bir takipçisi olarak buldu. (Resullerin İşleri 16:1, 2) Böylece, Pavlus onu seyahat arkadaşı olarak seçti. Bu, Timoteos’un ruhen gelişmesine yardım etti ve zamanla Pavlus tarafından farklı cemaatleri ziyaret etmek üzere gönderilmek için yeterlik kazandı. (Filipililer 2:19, 20; I. Timoteos 1:4) Benzer şekilde bugün Tanrı’nın gayretli hizmetçileri genç olanlar üzerinde mükemmel bir etki yaparlar; bu gençlerden birçoğu, Timoteos gibi, Tanrı’nın değerli hizmetçileri olarak büyüyorlar.
18. (a) Derbe’de ne oldu? (b) Önlerinde hangi fırsat vardı, fakat onlar ne yapmaya karar verdiler?
18 Listra’da ölümün pençesinden kurtulduklarının ertesi sabahı, Pavlus, Barnabas ile birlikte Derbe’ye gitti. Bu defa karşı duranlar onları takip etmedi ve Mukaddes Kitabın dediği gibi, “bir çoklarını şakirt etti”ler. (Resullerin İşleri 14:20, 21) Derbe’de bir cemaat kurduktan sonra, Pavlus ve Barnabas’ın bir karar vermeleri gerekiyordu. Romalıların yaptığı işlek bir yol Derbe’den Tarsus’a devam ediyordu. Oradan kısa bir yolculuk yaparak tekrar Antakya’ya gelebilirlerdi. Muhtemelen bu, geri dönmek üzere en uygun yoldu ve bu vaizler şimdi biraz dinlenmeyi hak ettiklerini düşünebilirlerdi. Ne var ki, Efendilerini örnek alan Pavlus ve Barnabas, daha büyük bir ihtiyacın farkına vardılar.—Markos 6:31-34.
Tanrı’nın İşini Tam Olarak Yerine Getirmek
19, 20. (a) Yehova, Listra, Konya ve Antakya’ya geri döndükleri için bu vaizleri nasıl bereketledi? (b) Yehova’nın bugünkü kavmi bundan ne öğrenebilir?
19 En kısa yoldan eve gitmektense, bu vaizler, cesaretle geri dönerek hayatlarının tehlikeye girdiği aynı kentleri tekrar ziyaret ettiler. Yeni koyunlara duydukları bencil olmayan bu ilgiden dolayı Yehova onları bereketledi mi? Elbette, çünkü bununla ilgili kaydın söylediği gibi, “şakirtlerin canlarına kuvvet vermekte . . . . imanda durmaları için onları teşvik etmekte idiler.” Onlar uygun olarak o yeni şakirtlere şunu söylediler: “Bizim için Allahın melekûtuna [krallığına] çok sıkıntılar ile girmek gerektir.” (Resullerin İşleri 14:21, 22) Pavlus ve Barnabas, Tanrı’nın gelecek olan Gökteki Krallığında ortak mirasçılar olarak davet edilmiş olduklarını da onlara hatırlattılar. Bugün yeni şakirtleri benzer şekilde teşvik etmeliyiz. Pavlus ve Barnabas’ın hakkında vaaz etmiş oldukları Tanrı’nın o aynı Krallığı altında yeryüzünde ebediyen yaşama ümidini onların gözü önünde canlı tutarak, denemelere dayanmak üzere onları kuvvetlendirebiliriz.
20 Her kenti terk etmeden önce, Pavlus ve Barnabas, daha iyi teşkilatlanması amacıyla yöresel cemaate yardım ettiler. Anlaşılan, onlar yeterlik sahibi kişiler yetiştirip onları önderlik etmek üzere tayin ettiler. (Resullerin İşleri 14:23) Kuşkusuz bu, artışın daha fazla olmasına katkıda bulundu. Benzer şekilde bugün, uzak sahalarda çalışan dolgun vakitli vaizler ve başkaları, tecrübesiz olanların sorumluluk yüklenebilecek noktaya kadar ilerlemelerine yardım ettikten sonra, iyi işlerini ihtiyacın daha büyük olduğu yerlerde devam ettirmek amacıyla bazen başka yerlere taşınıyorlar.
21, 22. (a) Pavlus ve Barnabas vaaz etme seyahatlerini tamamladıktan sonra ne oldu? (b) Bu, hangi soruları ortaya çıkarıyor?
21 Dolgun vakitli bu vaizler sonunda Antakya’ya geri döndüklerinde, derin bir doyum hissedebilirlerdi. Gerçekten, Mukaddes Kitap kaydının beyan ettiği gibi, Tanrı’nın kendilerine emanet ettiği işi ‘tam olarak yerine getirmiş’ oldular. (Resullerin İşleri 14:26) Tabii, edindikleri tecrübeleri anlatmakla “bütün kardeşlere büyük sevinç” verdiler. (Resullerin İşleri 15:3) Fakat acaba bundan sonra ne yapacaklardı? Elde ettikleri başarıyla yetinip hiçbir şey yapmadan oturup rahatlarına mı bakacaklardı? Elbette hayır. Sünnet davasının bir karara bağlanmasını sağlamak üzere Yeruşalim’deki yönetim kurulunu ziyaret ettikten sonra, bu ikisi tekrar vaaz etme seyahatlerine başladılar. Bu defa onlar ayrı ayrı yönlere doğru gittiler. Pavlus, yeni seyahat arkadaşı olarak Silas’ı seçip Suriye ve Kilikya’yı dolaşırken, Barnabas, Markos denilen Yuhanna’yı yanına alarak Kıbrıs’a yelken açtı. (Resullerin İşleri 15:39-41) İşte bu yolculukta Pavlus genç Timoteos’u seçip onu beraberinde götürdü.
22 Mukaddes Kitap Barnabas’ın ikinci seyahatinin sonuçları hakkında bir şey söylemiyor. Pavlus’a gelince, yeni sahalarda çalışmaya devam etti ve en azından beş kentte cemaatler kurdu—Filipi, Veria, Selânik, Korintos ve Efesos’ta. Acaba Pavlus’un olağanüstü başarısının anahtarı neydi? Aynı prensipler, İsa’nın şakirt etmekte olan bugünkü takipçileri için de geçerli midir?
Hatırlıyor Musun?
◻ İsa neden takip edilmesi gereken olağanüstü bir örnektir?
◻ Barnabas hangi yönden örnek teşkil etti?
◻ Pavlus’un Pisidya Antakyasında yaptığı konuşmadan ne öğreniyoruz?
◻ Pavlus ve Barnabas görevlerini nasıl tam olarak yerine getirdiler?
[Sayfa 23’teki resim]
Resul Pavlus’un zulme tahammül etmesi genç Timoteos’un zihninde kalıcı bir etki bıraktı