Zaptı Nefsin Taşarcasına Bol Olsun
“İmanınıza zaptı nefsi . . . . ekleyin.”—II. PETRUS 1:5-7.
1. İsa’nın bir takipçisi hangi olağandışı durumda bir şahadette bulunabilir?
İSA şunları söylemişti: “Onlara ve Milletlere şehadet için benim yüzümden valilerin ve kıralların önüne götürüleceksiniz.” (Matta 10:18) Bir vali, bir hâkim veya başkanın önüne çağrılmış olsaydın, ne hakkında konuşacaktın? Belki önce orada bulunmanın nedeni, yani sana karşı yapılan suçlama hakkında konuşacaktın. Tanrı’nın ruhu bunu yapmana yardım edecekti. (Luka 12:11, 12) Fakat böyle bir durumda zaptı nefs hakkında konuşmayı düşünebilir misin? Bunu Tanrısal mesajımızın önemli bir kısmı olarak görüyor musun?
2, 3. (a) Pavlus’un Feliks ve Drusilla’ya şahadet edebilmesi nasıl mümkün oldu? (b) Pavlus’un o fırsatta zaptı nefs hakkında konuşması neden uygundu?
2 Gerçek yaşamdan bir örnek ele alalım. Yehova’nın Şahitlerinden biri tutuklandı ve yargılanmak üzere mahkemenin önüne getirildi. Ona konuşma fırsatı verildiğinde, şahadet verme amacıyla, İsa’nın bir takipçisi olarak inançlarını açıklamak istedi. Bununla ilgili kaydı incelersen, onun, “salâhtan, zaptı nefsten ve gelecek hükümden” bahsederek bunlar hakkında ikna edici deliller içeren bir şahadet verdiğini göreceksin. Burada değindiğimiz olay, Kayseriye’de resul Pavlus’un başından geçen tecrübedir. İlk olarak bir ön soruşturma yapıldı. “Ve bir kaç gün sonra Feliks, Yahudi olan karısı Drusilla ile geldi, Pavlusu çağırtıp İsa Mesihe iman hakkında onu dinledi.” (Resullerin İşleri 24:24) Tarihsel kayıtlar, Feliks’in “kölelik içgüdüleriyle kralın kudretini kullanarak, her tür gaddarlık ve şehvet düşkünlüğünü gösterdi”ğini söylüyor. O, daha önce iki kez evlenmiş ve sonra da (Tanrı’nın kanununu bozarak) kocasını boşaması ve kendisinin üçüncü karısı olması için Drusilla’yı kandırmıştı. Bu yeni dinle, yani Hıristiyanlıkla ilgili bazı şeyler duymak isteyen belki Drusilla’ydı.
3 Pavlus konuşmasını “salâhtan, zaptı nefsten ve gelecek hükümden” söz ederek sürdürdü. (Resullerin İşleri 24:25) Bu, Tanrı’nın doğruluk standartlarıyla, Feliks ve Drusilla’nın da katıldığı gaddarlık ve adaletsizlik arasındaki tezatı ortaya koydu. Pavlus, kendi davasında adaleti uygulaması için Feliks’i harekete geçirmeyi ümit etmiş olabilir. Fakat “zaptı nefs ve gelecek hüküm” konusunu neden açtı? Bu ahlaksız çift “İsa Mesihe iman”ın gereklerini bilmek istiyordu. Bu yüzden, onlar, İsa’yı takip etmenin kişiden düşüncelerini, konuşmasını ve hareketlerini zapt etmesini talep ettiğini bilmeliydiler, çünkü zaptı nefs bu demektir. Bütün insanlar düşünceleri, sözleri ve işleri için Tanrı’ya hesap verecektir. Böylece, vali ve karısının Tanrı’dan beklemeleri gereken hüküm, Feliks’in Pavlus’un davasıyla ilgili vereceği herhangi bir hükümden daha önemliydi. (Resullerin İşleri 17:30, 31; Romalılar 14:10-12) Makul olarak, Pavlus’un mesajını işittiğinde “Feliks çok korktu.”
Önemli Fakat Kolay Değil
4. Zaptı nefs neden İsa’nın hakiki takipçisi olmanın önemli bir kısmıdır?
4 Resul Pavlus, zaptı nefsi İsa’nın bir takipçisi olmanın önemli bir kısmı olarak kabul etti. İsa’nın yakın arkadaşlarından biri olan resul Petrus, bunu doğruladı. Petrus, gökte “ilâhî tabiate hissedar” olanlara yazdığında, onları iman, sevgi ve zaptı nefs gibi gerekli olan bazı nitelikleri göstermeye ısrarla teşvik etti. Böylece, şu güvence zaptı nefsle de ilgiliydi: “Çünkü bu şeyler sizde var olup taşarcasına bol olursa, Rabbimiz İsa Mesihin bilgisi açısından aylak ya da semeresiz olmanızı engeller.”—II. Petrus 1:1, 4-8.
5. Zaptı nefsle neden özel olarak ilgilenmeliyiz?
5 Bununla beraber, zaptı nefs göstermemiz gerektiğini söylemenin, onu günlük yaşamımızda gerçekten uygulamaktan daha kolay olduğunu biliyorsunuz. Bunun bir nedeni zaptı nefsin ender rastlanan bir nitelik olmasıdır. Pavlus, II. Timoteos 3:1-5’te “son günler” diye adlandırılan günümüzde hâkim duruma gelecek tutumları tanımladı. Zamanımızı işaretleyen özelliklerden biri birçoklarının “nefsine mağlûp” olacaklarıdır. Bunun bir gerçek olduğunu her yerde görüyoruz, değil mi?
6. Zaptı nefs eksikliği bugün nasıl göze çarpmaktadır?
6 Birçok kimse “duyguları serbestçe ortaya dökme”nin veya “öfkeyi boşaltma”nın aslında sağlıklı olduğuna inanıyor. Onların görüşü, toplumun gözünde örnek durumda bulunan ve zaptı nefsin her türünü hiçe sayıp tamamen kendi dürtülerine teslim olan kişilerden destek almaktadır. Örneğin: Profesyonel spor türlerini seven birçokları duyguların vahşice gösterilmesine, hatta şiddetli öfke nöbetlerine bile alışmışlardır. Biz de hiç değilse basından izlediğimiz, vahşi kavgaların çıktığı ya da ayaktakımı saldırılarının olduğu spor karşılaşmalarını hatırlamıyor muyuz? Fakat ele aldığımız noktayı anlamak için, zaptı nefs eksikliği yansıtan örnekleri gözden geçirerek çok vakit harcamak gerekmez. Zaptı nefs göstermemiz gereken sayısız alanları sıralayabilirsin—yiyecek ve içecek, karşı cinsten birine karşı davranışımız ve hobilere harcanan vakit ve para. Ama bunlara benzer birçok alanı sadece kısaca gözden geçirmektense, zaptı nefs göstermemiz gereken başlıca alanlardan birini inceleyelim.
Duygularımızla İlgili Zaptı Nefs
7. Zaptı nefsin hangi yönü özel olarak dikkat edilmeye değer?
7 Birçoğumuz hareketlerimizi ayarlamak ya da zapt etmekte makul derecede başarılı olduk. Çalmıyoruz, ahlaksızlığa boyun eğmiyoruz veya adam öldürmüyoruz; böyle yanlış şeylerle ilgili Tanrı’nın kanununun ne söylediğini biliyoruz. Oysa duygularımızı kontrol altında tutmakta ne derece başarılıyız? Duygusal yönde zaptı nefs geliştirmeyi ihmal edenler, zamanla hareketleri konusunda da sık sık zaptı nefsi kaybederler. Bu yüzden, dikkatimizi duygularımızın üzerinde odaklayalım.
8. Duygularımızla ilgili olarak Yehova bizden ne bekler?
8 Yehova, bizden, duygulara sahip olmayan ya da onları dışa vurmayan bir robot gibi olmamızı beklemiyor. İsa, Lazar’ın mezarı başında “ruhunda inledi, ve yüreği çok sıkıldı.” Sonra “İsa ağladı.” (Yuhanna 11:32-38) Sarrafları mabetten dışarı attığında, kâmil biçimde kontrollü olarak yaptığı hareketler tamamen farklı bir duygunun dışa vurumuydu. (Matta 21:12, 13; Yuhanna 2:14-17) Onun vefakâr şakirtleri de derin duygularını dışa vurdular. (Luka 10:17; 24:41; Yuhanna 16:20-22; Resullerin İşleri 11:23; 12:12-14; 20:36-38; III. Yuhanna 4) Ne var ki, onlar, duygularının kendilerini günaha yöneltmemesi için zaptı nefse ihtiyaçları olduğunu anladılar. Efesoslular 4:26 bunu açıkça belirtir: “Öfkelenin, ve günah işlemeyin; öfkenizin üzerine güneş batmasın.”
9. Duygularımızı kontrol etmek neden o denli önemlidir?
9 Zaptı nefs gösteriyormuş gibi görünen İsa’nın bir takipçisinin aslında duygularını kontrol altında tutmaması tehlikesi vardır. Yehova Habil’in kurbanını onayladığı zaman ne olduğunu hatırlayalım: “Kain çok öfkelendi, ve çehresini astı. Ve RAB Kaine dedi: Niçin öfkelendin? ve niçin çehreni astın? Eğer iyi davranırsan, o yükseltilmiyecek mi? ve eğer iyi davranmazsan, günah kapıda pusuya yatmıştır; ve onun istediği sensin.” (Tekvin 4:5-7) Kain duygularını kontrol altında tutmayı ihmal etti; bu da kendisini Habil’i öldürmeye yöneltti. Kontrolsüz duygular kontrolsüz bir harekete yöneltti.
10. Haman’ın örneğinden ne öğreniyorsun?
10 Mordekay ve Ester’in günlerindeki bir örneği de düşünelim. Haman isminde bir memur, Mordekay’ın kendisinin önünde eğilmemesi yüzünden hiddetlendi. Haman daha sonra kendisine lütuf gösterileceği şeklinde yanlış bir düşünceye kapıldı. “Haman o gün sevinçle ve iyi yürekle çıktı; fakat Haman kıralın kapısında Mordekayın ayağa kalkmadığını, ve kendisi için yerinden kımıldamadığını, görünce, Mordekaya karşı öfke ile doldu. Fakat Haman kendini tuttu, ve evine geldi.” (Ester 5:9, 10) Sevinç duygusuna kapılmakta aceleciydi. Fakat aynı zamanda, kin beslediği birini gördüğünde, şiddetli öfke duygularına kapılmakta da aceleciydi. Mukaddes Kitap “Haman kendini tuttu” dediğinden, onun zaptı nefs gösterme konusunda örnek biri olduğunu mu düşünüyorsun? Herhalde değil. Haman o anda hareketlerini ve herhangi bir duyguyu açığa vurma eğilimini kontrol altında tuttu; oysa kıskançlık dolu öfkesini kontrol etmekte başarısız kaldı. Duyguları kendisini cinayet işlemek üzere düzen kurmaya yöneltti.
11. Filipi cemaatinde nasıl bir sorun vardı ve hangi şey buna sebep olmuş olabilir?
11 Benzer şekilde, duyguları kontrol altında tutma eksikliği bugün İsa’nın takipçilerine büyük zarar getirebilir. Bazıları, ‘bu cemaat içinde sorun yaratmaz ki,’ diye düşünebilir. Oysa bu böyle olmuştur. İsa’nın Filipi’deki iki meshedilmiş takipçisi arasında, Mukaddes Kitabın ne olduğunu anlatmadığı ciddi bir anlaşmazlık vardı. Bir olasılık olarak şu durumu göz önüne getir: Evodiya, bazı birader ve hemşireleri yemek yemek ya da hoş bir vakit geçirmek üzere evine davet etmiştir. Sintihi davet edilmemiş ve bundan dolayı çok gücenmiştir. Daha sonraki bir fırsatta Evodiya’yı davet etmeyerek buna tepki göstermiş olabilir. Sonra her ikisi de birbirinin hatalarını aramaya başlar; zamanla, birbirleriyle hemen hemen hiç konuşmaz olurlar. Bu tür bir senaryoda temel sorun bir yemeğe davet edilmemek midir? Hayır. Bu sadece bir kıvılcım olacaktı. Meshedilmiş bu iki hemşire duygularını kontrol altında tutmayı ihmal ettiklerinden, kıvılcım bir orman yangını haline geldi. Sorun devam etti ve bir resul araya girene kadar büyüdü.—Filipililer 4:2, 3.
Duyguların ve Kardeşlerin
12. Tanrı bize Vaiz 7:9’da bulunan öğüdü neden veriyor?
12 Kabul edildiği gibi, birinin, küçümsendiği, incindiği veya kendisine karşı önyargılı davranıldığı zaman duygularını kontrol altında tutması kolay değildir. Yehova bunu biliyor, çünkü O, insanın yaratılışından beri insan ilişkilerini gözlemlemektedir. Kendisi bize şu nasihati veriyor: “Darılmakta ruhun tez olmasın, çünkü dargınlık akılsızların bağrında barınır.” (Vaiz 7:9) Tanrı’nın önce hareketlere değil, duygulara önem verdiğine dikkat edelim. (Süleymanın Meselleri 14:17; 16:32; Yakub 1:19) Kendine şunu sor: ‘Duygularımı kontrol altında tutma meselesine daha çok dikkat etmem gerekiyor mu?’
13, 14. (a) Dünyada, duyguları kontrol altında tutmayı ihmal etmenin sonucunda genellikle ne tür olaylar gelişiyor? (b) Hangi şeyler İsa’nın takipçilerini kin beslemeye yöneltebilir?
13 Dünyada, duygularını kontrol altında tutmayan birçokları kan davası güderler—kendilerine veya bir akrabaya karşı yapılan gerçek ya da hayali bir hata yüzünden acı, hatta şiddetli düşmanlıklar beslerler. Duygular bir kere kontrolden çıkarsa, zararlı etkilerini uzun süre sürdürebilir. (Tekvin 34:1-7, 25-27; 49:5-7; II. Samuel 2:17-23; 3:23-30; Süleymanın Meselleri 26:24-26 ile karşılaştır.) İsa’nın takipçileri, ulusal ya da kültürel özgeçmişleri ne olursa olsun, böyle düşmanlık ve kin beslemeyi, kuşkusuz yanlış, kötü ve önlenmesi gereken bir şey olarak görmelidirler. (Levililer 19:17) Kin beslemeyi önlemekten kaçınmayı, duyguların konusunda gösterdiğin zaptı nefsin bir kısmı olarak görüyor musun?
14 Evodiya ve Sintihi’nin durumunda olduğu gibi, duyguları kontrol altında tutmayı ihmal etmek şimdi de sorunlara yol açabilir. Bir hemşire bir düğüne davet edilmediğinden küçümsendiğini hissedebilir. Belki de davet edilmeyen onun çocuğu ya da kuzenidir. Ya da bir birader iman kardeşinden kullanılmış bir araba satın almış ve bu araba kısa zamanda bozulmuş olabilir. Sebep ne olursa olsun, bu, duyguların incinmesine neden olmuş, duygular kontrol altında tutulmamış ve olaya karışanlar gücendirilmiştir. Sonra ne olur?
15. (a) İsa’nın takipçileri arasında kin beslemenin ne gibi üzücü sonuçları oldu? (b) Mukaddes Kitabın hangi öğüdünün kin besleme eğilimiyle ilgisi vardır?
15 Eğer gücenmiş kişi, duygularını kontrol altında tutmaya ve kardeşiyle barışmaya çalışmazsa, kin duygusu gelişebilir. Yehova’nın bir Şahidinin, bir iman kardeşini ya da aileyi “beğenmediğinden” onların katıldığı Cemaat Kitap Tetkiki grubuna tayin edilmemeyi rica ettiği olaylar olmuştur. Ne üzücü bir olay! Mukaddes Kitap, İsa’nın takipçilerinin birbirlerini dünyevi mahkemelerin önüne götürmelerinin onlar açısından bir yenilgi olduğunu söyler, öyleyse bize ya da bir akrabamıza karşı geçmişte nezaketsiz bir davranışta bulundu diye, bir biraderden uzak durmak aynı şekilde bir yenilgi değil midir? Duygularımız, birader ve hemşirelerimizle olan barışımızdansa kan bağlarımıza öncelik tanıdığımızı mı gösteriyor? Acaba hemşiremiz için ölmeye hazır olduğumuzu söylerken, şimdi duygularımız bizi onunla hemen hemen hiç konuşmamaya yöneltecek kadar kuvvetli midir? (Yuhanna 15:13 ile karşılaştır.) Tanrı açık olarak bize şunları söyler: “Kimseye kötülüğe karşı kötülük etmeyin. . . . . Mümkünse, bütün insanlarla elinizden geldiği kadar, selâmette olun. Ey sevgililer, kendiniz için öç almayın, fakat Allahın gazabına yer verin.”—Romalılar 12:17-19; I. Korintoslular 6:7.
16. Duyguları kontrol altında tutmak açısından İbrahim hangi iyi örneği verdi?
16 Düşmanlıkların sürmesine izin vermektense, barışmak veya şikayet nedenini halletmek, duygularımızı yeniden kontrol altına almak doğrultusunda bir adımdır. Oturdukları memleket, Lût ile İbrahim’in büyük sürülerini besleyemez hale geldiği ve bu yüzden onların ücretli işçileri arasında çekişme çıktığında olanları hatırla. Acaba İbrahim duygularının kendisine hâkim olmasına izin mi verdi? Yoksa zaptı nefs mi gösterdi? O, övgüye layık bir şekilde, bu ticari anlaşmazlığa barışçı bir çözüm yolu önerdi; her birinin ayrı bir bölgeye sahip olmasını söyledi. Ayrıca tercih hakkını Lût’a verdi. İbrahim’in daha sonra Lût’un uğruna savaşması, acılık duymadığını ve kin beslemediğini kanıtlar.—Tekvin 13:5-12; 14:13-16.
17. Pavlus ile Barnabas bir olayda neyi ihmal ettiler, fakat bunun ardından neler oldu?
17 Ayrıca, Pavlus ile Barnabasla ilgili bir olaydan da zaptı nefs hakkında ders alabiliriz. Yıllarca beraber çalıştıktan sonra, bir seyahatte Markos’u yanlarına alıp almamak hususunda anlaşamadılar. “Ve şiddetli bir çekişme oldu, şöyle ki, birbirlerinden ayrıldılar, ve Barnabas Markosu yanına alarak Kıbrısa yelken açtı.” (Resullerin İşleri 15:39) Bu olgun erkeklerin o olayda duygularını kontrol altında tutmayı ihmal etmiş olmaları bizim açımızdan bir uyarı oluşturmalı. Bu onların başına geldiyse, bizim de başımıza gelebilir. Ne var ki, onlar ilişkilerinin sürekli yıpranmasına ya da durumun kan davası haline gelinceye dek büyümesine izin vermediler. Kayıt, söz konusu biraderlerin, duygularını tekrar kontrol altına aldıklarını ve daha sonra barış içinde beraberce çalıştıklarını kanıtlar.—Koloseliler 4:10; II. Timoteos 4:11.
18. Duyguları incindiği takdirde, İsa’nın olgun bir takipçisi ne yapabilir?
18 Tanrı’nın kavmi arasında gücenmiş duyguların, hatta kin beslemenin bile görülebileceğini bekleyebiliriz. Böyle olaylar İbraniler zamanında ve resullerin günlerinde de vardı. Bu gibi olaylar, hepimiz nakâmil olduğumuzdan, zamanımızda Yehova’nın hizmetçileri arasında da olmuştur. (Yakub 3:2) İsa, takipçilerini, kardeşleriyle aralarındaki bu tür sorunları halletmek üzere hemen harekete geçmeye ısrarla teşvik etti. (Matta 5:23-25) Fakat zaptı nefsimizi geliştirerek ta baştan bunların önüne geçmek tabii çok daha iyidir. Eğer kendini, bir hemşire veya biraderin söylediği ya da yaptığı nispeten küçük bir şeyden dolayı küçümsenmiş veya gücendirilmiş hissedersen, neden duygularını kontrol altına alıp bunu tamamen unutmayasın? Sanki o kişi hata yaptığını kabullenene kadar tatmin olmayacakmışsın gibi, ona karşı cephe alman gerçekten gerekli midir? Acaba ne dereceye kadar kendi duygularını kontrol altında tutuyorsun?
Evet, Mümkündür!
19. Müzakeremizin duyguları kontrol altında tutmak üzerinde odaklanmış olması neden uygundur?
19 Biz zaptı nefsin başlıca yönlerinden birini, yani duygularımızı kontrol altında tutmayı ele aldık. Ve bu önemli bir alandır, çünkü duygularımızı kontrol altında tutmadığımız takdirde, dilimiz, cinsel dürtülerimiz, yemek alışkanlıklarımız gibi, zaptı nefs göstermemiz gereken yaşamın diğer birçok yönlerinde kontrolü yitirebiliriz. (I. Korintoslular 7:8, 9; Yakub 3:5-10) Fakat cesur ol, çünkü zaptı nefs geliştirmek konusunda ilerleyebilirsin.
20. İlerlemenin mümkün olduğundan nasıl emin olabiliriz?
20 Yehova bize yardım etmeye hazırdır. Bundan nasıl emin olabiliriz? Çünkü zaptı nefs O’nun ruhunun meyvelerinden biridir. (Galatyalılar 5:22, 23) Dolayısıyla, Yehova’dan mukaddes ruhunu almak için yeterli durumda olmaya ve bu ruhun meyvelerini göstermeye çalıştığımız ölçüde, o oranda da zaptı nefs sahibi olmayı bekleyebiliriz. İsa’nın verdiği güvenceyi asla unutma: “Semavî Baba kendisinden diliyenlere ne kadar ziyade Ruhülkudüsü [mukaddes ruhu] verir!”—Luka 11:13; I. Yuhanna 5:14, 15.
21. Zaptı nefs ve duyguların konusunda gelecekte ne yapmaya kararlısın?
21 Bunun kolay olacağını düşünme. Ve bu, duygularını dizginsiz bir şekilde ifade eden insanlar arasında yetişmiş, daha heyecanlı bir mizaca sahip veya şimdiye dek zaptı nefs göstermeye hiç uğraşmamış kimseler için daha da zor olabilir. İsa’nın böyle bir takipçisi için, kendisinde zaptı nefsin gelişip taşarcasına bol olmasına izin vermesi, gerçekten büyük bir mücadele gerektirebilir. Buna rağmen bu mümkündür. (I. Korintoslular 9:24-27) Şimdiki şeyler sisteminin sonuna giderek daha çok yaklaştıkça, stres ve baskılar artacaktır. Daha az değil, daha fazla, çok daha fazla zaptı nefse ihtiyacımız olacaktır! Zaptı nefsinle ilgili kendini sına. Eğer ilerleme yapman gereken alanlar görüyorsan, onlar üzerinde çalış. (Mezmur 139:23, 24) Tanrı’dan, ruhunu daha fazla vermesini rica et. O işitecek ve sana yardım edecek, bunun sonucu olarak da zaptı nefsin taşarcasına bol olacaktır.—II. Petrus 1:5-8.
Düşünülecek Noktalar
◻ Duygularının kontrol altında tutulması neden o kadar önemlidir?
◻ Haman ve Evodiya ile Sintihi’nin örneklerinden ne öğrendin?
◻ Seni gücendiren bir olay olduğu takdirde dürüst olarak ne yapmaya gayret edeceksin?
◻ Zaptı nefs herhangi bir şekilde kin beslemekten uzak durmak üzere sana nasıl yardım edebilir?
[Sayfa 18’deki resim]
Pavlus, Feliks ve Drusilla’nın önünde bulunduğu zaman adalet ve zaptı nefs hakkında konuştu