Bölüm 27
Tanrı’nın Gökteki Krallığı Doğdu!
Rüyet 7—Vahiy 12:1-17
Konu: Semavi kadın doğum yapıyor, Mikael Şeytan’la savaşıp onu yere atıyor
Gerçekleşme Zamanı: İsa Mesih’in 1914’te tahta geçmesinden büyük sıkıntıya kadar
1. Vahiy’in 12 ila 14. baplarında anlatılan alametlerin anlaşılması bize nasıl yardım edecek?
TANRI’NIN kutsal sırrı çözüldü. (Vahiy 10:7) Yehova’nın Mesihinin başında bulunduğu Krallık şimdi gerçek ve etkin bir yönetimdir. O hüküm sürüyor! Onun varlığı Şeytan ve zürriyeti için felaket, Tanrı’nın gökteki teşkilatının Zürriyeti içinse görkemli bir zafer ifade ediyor. Ancak yedinci melek henüz borusunu çalmayı bitirmedi, çünkü bize üçüncü vay’la ilgili açıklayacak daha çok şeyi var. (Vahiy 11:14) Vahiy’in 12 ila 14. baplarında anlatılan alametler bu vayın kapsamı ve Tanrı’nın kutsal sırrının sona erdirilmesiyle ilgili anlayışımızın artmasına yardım eder.
2. (a) Yuhanna hangi büyük alameti gördü? (b) Bu büyük alametin anlamı ne zaman açıklandı?
2 Yuhanna bu kez Tanrı’nın kavmini yakından ilgilendiren büyük bir alamet görür. Bu alamet, peygamberlik niteliği taşıyan, heyecan verici bir rüyeti başlatır; rüyetin anlamı ilk kez 1 Mart 1925’te The Watch Tower’ın bir sayısında, “Milletin Doğuşu” başlıklı bir makalede ve sonra, tekrar 1926’da Deliverance adlı kitapta yayımlandı. Mukaddes Kitap anlayışıyla ilgili bu parlak aydınlanma, Yehova’nın işinin ilerleyişinde tarihsel bir kilometre taşı oldu. Öyleyse, sahnenin açılmasıyla başlayan olayları Yuhanna anlatsın: “Ve gökte büyük bir alâmet, güneşle giyinmiş, ve ayakları altında ay, ve başı üzerinde on iki yıldızdan tacı olan bir kadın göründü; ve gebe idi, ve doğurmak için eziyette olup ağrı çekerek bağırıyordu.”—Vahiy 12:1, 2.
3. Gökte görülen kadının kimliği nedir?
3 Yuhanna ilk defa göklerde bir kadın görüyordu. Tabii ki, bu harfi bir kadın değildir. Aksine bir alamet, bir simgedir. (Vahiy 1:1) Neyi simgeler? İlham edilmiş peygamberliklerde, zaman zaman kadınlar, önemli şahsiyetlerle “evli” olan teşkilatları temsil ederdi. İbranice Kutsal Yazılarda eski İsrail’den Yehova Tanrı’nın karısı olarak söz edilir. (İşaya 54:5) Yunanca Kutsal Yazılarda, İsa’nın meshedilmiş takipçilerinin cemaatinden Mesih’in gelini olarak söz edilir. (Vahiy 21:9-14) Yuhanna’nın burada gördüğü kadın da biriyle evlidir ve doğum yapmak üzeredir. Onun kocası kimdir? Bu kadının çocuğu daha sonra “Allahın yanına ve onun tahtının yanına alınıp götürüldü.” (Vahiy 12:5) Demek ki, Yehova bu çocuğun Kendisine ait olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle Yuhanna’nın gördüğü kadın Yehova’nın simgesel karısı olmalıdır.
4. Tanrı’nın simgesel karısının oğulları kimlerdir; resul Pavlus, Yuhanna’nın gördüğü kadını nasıl adlandırdı?
4 Sekiz yüzyıl kadar önce Yehova bu simgesel kadına şöyle hitap etmişti: “Bütün oğulların RAB tarafından öğretilmiş olacak.” (İşaya 54:5, 13) İsa bu peygamberlikten alıntı yaptı ve sözü edilen oğulların, daha sonra onun meshedilmiş takipçilerinin cemaatini oluşturacak sadık takipçileri olduğunu gösterdi. (Yuhanna 6:44, 45) Öyleyse, Tanrı’nın oğulları olarak söz edilen bu cemaatin mensupları, aynı zamanda Tanrı’nın simgesel karısının da çocuklarıdır. (Romalılar 8:14) Resul Pavlus da şu sözlerle bu konuda son bir bilgi verdi: “Yukarıdaki Yeruşalim hürdür, bizim anamız odur.” (Galatyalılar 4:26) Öyleyse Yuhanna’nın gördüğü “kadın,” “yukarıdaki Yeruşalim”dir.
5. Yehova’nın simgesel karısına 12 yıldızlı taç takıldığına göre yukarıdaki Yeruşalim aslında nedir?
5 Bununla birlikte, yukarıdaki Yeruşalim tam olarak nedir? Yerdeki bir şehir olmadığı açıktır, çünkü Pavlus ondan “yukarıdaki” diye söz etti ve Yuhanna onu gökte gördü; ayrıca “yeni Yeruşalim” ile aynı da değildir, çünkü o teşkilat Yehova’nın karısı değil, Mesih’in gelinidir. (Vahiy 21:2) Ona 12 yıldızdan bir taç takıldığına dikkat edin. 12 sayısı teşkilatla ilgili bir düzenlemenin tamlığıyla bağlantılıdır.a Dolayısıyla bu 12 yıldızla belirtilen herhalde şudur: nasıl eski Yeruşalim yeryüzündeki bir teşkilat düzenlemesiyse, bu kadın da gökteki bir teşkilat düzenlemesidir. Yukarıdaki Yeruşalim Yehova’nın evrensel teşkilatıdır; ruhi yaratıklardan oluşan bu teşkilat O’na hem hizmet ederek hem de zürriyet oluşturarak karısı gibi davranır.
6. (a) Yuhanna’nın gördüğü kadının güneşi giymiş olması, ayaklarının altında ayın bulunması ve yıldızlardan bir tacı olması neyi gösterir? (b) Gebe kadının doğum sancıları neyi simgeler?
6 Yuhanna’nın gördüğü bu kadın güneşi giymişti ve ayaklarının altında ay vardı. Bir de tacındaki yıldızları eklersek onun tamamen gök ışıklarıyla çevrelendiğini görürüz. Tanrı’nın lütfu onun üzerinde gece gündüz parlıyordu. Yehova’nın gökteki muhteşem teşkilatı için gerçekten uygun bir simge! O aynı zamanda gebeydi ve doğum sancısı çekiyordu. Tanrısal yardım isteğiyle bağırması, doğum yapma zamanının geldiğini gösterir. Mukaddes Kitapta doğum sancıları çoğunlukla, önemli bir sonuç elde etmek üzere gereken ağır işi simgeler. (Mezmur 90:2; İşaya 66:7, 8 ile karşılaştırın.) Kuşkusuz, Yehova’nın gökteki teşkilatı o tarihi doğuma hazırlanırken bu tür doğum sancıları yaşandı.
Büyük Kızıl Bir Ejder
7. Yuhanna’nın gökte gördüğü bir başka alamet nedir?
7 Yuhanna daha sonra ne gördü? “Ve gökte başka bir alâmet göründü; ve işte, yedi başı, ve on boynuzu, ve başları üzerinde yedi tacı olan büyük kızıl bir ejder vardı. Ve onun kuyruğu gökün yıldızlarının üçte birini sürükliyordu, ve onları yeryüzüne attı; ve ejder doğurmak üzre olan kadının önünde, doğurduğu zaman onun çocuğunu yutmak için duruyordu.”—Vahiy 12:3, 4.
8. (a) Büyük kızıl ejder kimdir? (b) Ejderin yedi başı, on boynuzu ve her başında tacı olması neyi gösteriyor?
8 Bu ejder “eski yılan” olan Şeytan’dır. (Vahiy 12:9; Tekvin 3:15) O, zalim bir yok edicidir—yedi başlı bir ejder, diğer bir deyişle avını tamamıyla yutabilen, silip süpüren bir varlıktır. Ne garip bir görünüm! Bu yedi baş ve on boynuz onun, az sonra Vahiy 13. bapta tarif edilecek siyasi canavarın mimarı olduğunu gösterir. Bu canavarın da yedi başı ve on boynuzu vardır. Şeytan’ın her başında bir olmak üzere toplam yedi tacı olduğundan, bu canavarla temsil edilen dünya kudretlerinin onun hükümdarlığı altında olduğundan emin olabiliriz. (Yuhanna 16:11) On boynuz ise onun bu dünyada kullandığı gücün tamlığının uygun bir simgesidir.
9. Ejderin kuyruğuyla “gökün yıldızlarının üçte birini” yere sürüklemesi neyi gösterir?
9 Ejder aynı zamanda ruh ülkesinde de yetkiye sahiptir. Kuyruğuyla “gökün yıldızlarının üçte birini sürükliyor.” Yıldızlar melekleri temsil edebilir. (Eyub 38:7) ‘Üçte bir’ değinmesi, meleklerin azımsanmayacak bir kısmının Şeytan tarafından kandırıldığını vurgular. Bir kere onun kontrolü altına girdikten sonra onlar için hiçbir kaçış yolu kalmamıştı. Tanrı’nın kutsal teşkilatına geri dönemezlerdi. Cinler haline geldiler; adeta, kralları ve yöneticileri olan Şeytan’la birlikte sürüklendiler. (Matta 12:24) Ayrıca Şeytan onları yeryüzüne attı. Burada kuşkusuz Şeytan’ın, Tanrı’nın itaatsiz oğullarını yeryüzüne inmek ve insan kızlarıyla birlikte yaşamak üzere kandırdığı, Tufan öncesi Nuh’un günlerine değiniliyordu. ‘Günah işleyen melekler,’ ceza olarak, Tanrı tarafından Tartarus’a atıldı; bu, hapis niteliğindeki bir durumu ifade eder.—Tekvin 6:4; II. Petrus 2:4; Yahuda 6.
10. Birbirine muhalif hangi teşkilatlar ortaya çıktı ve kadın doğum yaptığında ejder neden çocuğu yutmaya çalıştı?
10 Böylece, birbirine muhalif iki teşkilat açıkça ortaya çıktı; Yehova’nın kadınla temsil edilen gökteki teşkilatı ve Şeytan’ın cinlerden oluşan, Tanrı’nın egemenliğine meydan okuyan teşkilatı. Büyük egemenlik davası sonuca bağlanmalıdır. Fakat nasıl? Cinleri hâlâ kendisiyle birlikte sürükleyen Şeytan, avlayabileceği bir şey bulmak için dikkat kesilmiş, acımasız bir yırtıcı hayvan gibiydi. Kadının doğum yapmasını bekliyordu. Beklenen bebeği yutmak istiyordu, çünkü bu bebeğin, hem kendi varlığı hem de hükümdarlığı altındaki dünya için bir tehdit oluşturduğunu biliyordu.—Yuhanna 14:30.
Bir Oğul, Bir Erkek Çocuk
11. Yuhanna kadının çocuğunun doğumunu nasıl anlatır; çocuğa neden ‘bir oğul, bir erkek çocuk’ dendi?
11 Milletlerin Tanrı’nın müdahalesi olmaksızın hüküm sürmesi için tayin edilmiş vaktin sonu 1914’te geldi. (Luka 21:24) O zaman, kadın çocuğunu tam vaktinde doğurdu: “Ve bir oğul, bütün milletleri demir çomakla güdecek bir erkek çocuk, doğurdu; ve onun çocuğu Allahın yanına ve onun tahtının yanına alınıp götürüldü. Ve kadın çöle kaçtı, orada kendisini bin iki yüz altmış gün beslesinler diye, Allah tarafından hazırlanmış yeri vardır.” (Vahiy 12:5, 6) Çocuk ‘bir oğul, bir erkek çocuktu.’ Yuhanna neden bu ikili ifadeyi kullanıyor? Bunu, çocuğun milletler üzerinde yeterli güçle hüküm sürmek üzere uygun ve ehliyetli bir kişi olduğunu göstermek için yapıyor. Ayrıca böylelikle bu doğumun ne kadar önemli ve sevindirici olduğunu da vurguluyor! Bu doğum Tanrı’nın kutsal sırrının sona erdirilmesinde kilit bir rol oynar. Evet, bu erkek çocuk “bütün milletleri demir çomakla güdecek”!
12. (a) Yehova Mezmurlarda İsa hakkında peygamberlik niteliğinde hangi vaadi verdi? (b) Kadının “bütün milletleri demir çomakla güdecek” bir çocuk doğurması neyi simgeler?
12 Bu sözler size tanıdık geliyor mu? Evet, Yehova İsa’yla ilgili peygamberlik niteliğindeki şu vaadi vermişti: “Onları demir çomakla kıracaksın; bir çömlekçi kabı gibi onları parçalıyacaksın.” (Mezmur 2:9) Onunla ilgili olarak şu da peygamberlikte bildirilmişti: “RAB Siondan senin kudretin asasını gönderecektir; düşmanlarının ortasında saltanat sür.” (Mezmur 110:2) Bu nedenle, Yuhanna’nın gördüğü doğum İsa Mesih’le yakından ilgiliydi. Ancak burada söz edilen, Miladi Tarihimizin birinci yüzyılından önce gerçekleşen, İsa’nın bir bakireden doğuşu değildi; İsa’nın MS 33’te yeniden ruh olarak yaşamak için diriltilişine de değinilmiyordu. Ayrıca, bu bir ruh göçü de değildi. Aslında bu, Tanrı’nın krallığının 1914 yılında gerçek bir yönetim olarak doğuşuydu; yaklaşık 19 yüzyıldır zaten gökte bulunan İsa o zaman kral olarak tahta oturtuldu.—Vahiy 12:10.
13. Erkek çocuğun ‘Tanrı’nın yanına ve O’nun tahtının yanına alınıp götürülmesi’ neyi gösterir?
13 Yehova Karısını ve yeni doğmuş Oğlunu Şeytan’ın yutmasına asla izin vermezdi! Doğum sırasında erkek çocuk “Allahın yanına ve onun tahtının yanına alınıp götürüldü.” Böylece tamamen Yehova’nın koruması altına girdi; Yehova Kendi kutsal isminin takdis edilmesinde araç olarak kullanacağı bu yeni doğmuş Krallığın gereksinimlerini tümüyle karşılayacaktı. Aynı zamanda, kadın çölde Tanrı’nın ona hazırladığı bir yere kaçtı. Daha sonra bu konuda daha çok ayrıntı verilecek. Şeytan’a gelince, artık onu Gökteki Krallığı bir daha asla tehdit edemeyeceği bir duruma getirecek çok önemli bir olay için sahne hazır bulunuyor. Bu olay nedir?
Gökte Savaş!
14. (a) Yuhanna’nın söylediği gibi, hangi olay Şeytan’ın bir daha Krallığı tehdit etmesini olanaksız kıldı? (b) Şeytan ve cinlerinin etkinliği hangi bölgenin dolaylarıyla sınırlandırıldı?
14 Yuhanna şöyle diyor: “Ve gökte cenk oldu; Mikael ve kendi melekleri ejderle cenketmek için çıktılar; ve ejder ve kendi melekleri cenkettiler, ve galip olmadılar, ve gökte artık onların yeri bulunmadı. Ve İblis ve Şeytan denilen büyük ejder, bütün dünyayı saptıran eski yılan, yeryüzüne atıldı, ve onun melekleri kendisile beraber atıldılar.” (Vahiy 12:7-9) Böylece Tanrı’nın kutsal sırrının sona erdirilmesiyle ilgili etkileyici bir gelişme olarak Şeytan göklerden kovuldu, cinleri de onunla birlikte yeryüzüne atıldı. Üzerinde insan oturan tüm yeryüzünü, tanrısı olacak kadar saptıran kişinin etkinliği, sonunda isyanın ilk başladığı yerle, bu gezegen dolaylarıyla sınırlandırıldı.—II. Korintoslular 4:3, 4.
15, 16. (a) Mikael kimdir ve bunu nasıl biliyoruz? (b) Şeytan’ı gökten atan kişinin Mikael olması neden uygundur?
15 Bu büyük zaferi Yehova adına kazananlar kimlerdir? Mukaddes Kitap Mikael ve melekleri diyor. Fakat Mikael kimdir? “Mikael” adı, “Tanrı Gibi Kimdir?” anlamına gelir. Böylece Mikael, hiç kimsenin Yehova ile boy ölçüşemeyeceğini kanıtlayarak O’nun egemenlik hakkının doğrulanmasıyla ilgileniyor olmalı. Yahuda’nın 9. ayetinde o, “baş melek Mikael” olarak adlandırılır. İlginçtir ki, Mukaddes Kitabın başka yerlerinde “baş melek” unvanı yalnızca bir kişiye atfen kullanılıyor: İsa Mesih’e.b Pavlus onun hakkında şöyle der: “Rab kendisi yüksek nida ile, baş meleğin sedası ile ve Allahın borusu ile gökten inecek.” (I. Selânikliler 4:16) “Baş melek” unvanı “meleklerin reisi veya başı” anlamına gelir. Öyleyse Vahiy’in ‘Mikael ve kendi meleklerinden’ söz etmesi şaşırtıcı değildir. Mukaddes Kitapta, meleklerin Tanrı’nın adil bir hizmetçisine tabi olduğunun belirtildiği başka yerlerde de, İsa’ya değinilir. Pavlus da İsa Mesih’in ‘kuvvetli melekleriyle ateş alevinde gökten zuhurundan’ söz eder.—II. Selânikliler 1:7; ayrıca Matta 24:30, 31; 25:31’e de bakın.
16 Bu ve diğer ayetler bizi kaçınılmaz şekilde, Mikael’in gökteki konumunda bulunan Rab İsa Mesih’ten başkası olmadığı sonucuna götürür. Şimdi Rabbin gününde ise o, Şeytan’a artık “Rab seni azarlasın,” demekle yetinmez. Bu bir hüküm vakti olduğundan İsa, Mikael sıfatıyla, kötü Şeytan’ı ve onun cin meleklerini gökten attı. (Yahuda 9; Vahiy 1:10) Bunu yapan kişinin O olması en uygunudur, çünkü Kendisi tahta yeni oturtulmuş Kraldır. İsa aynı zamanda Aden’de vaat edilen ve sonunda eski yılanın başını ezerek onu tamamen yok edecek olan Zürriyettir. (Tekvin 3:15) İsa, Şeytan’ı gökten kovmakla son darbeye doğru adım atmıştır.
‘Ey Gökler Mesrur Olun’
17, 18. (a) Yuhanna, Şeytan’ın gökten atılmasına gökte nasıl bir karşılık verildiğini kaydetti? (b) Yuhanna’nın duyduğu yüksek sesin olası kaynağı nedir?
17 Yuhanna, Şeytan’ın bu büyük ve şaşırtıcı düşüşü karşısında gökteki sevinçli tepkiyi şöyle anlatır: “Ve gökte büyük bir ses işittim: Allahımızın kurtarışı, ve kuvveti, ve melekûtu, ve Mesihinin hâkimiyeti şimdi oldu; çünkü kardeşlerimizin ithamcısı, onları Allahımızın önünde gündüz ve gece itham eden, aşağı atıldı. Ve onlar Kuzunun kanı sebebile, ve onların şehadetinin sözü sebebile onu yendiler; ve ölüme kadar canlarını sevmediler. Bunun için, ey gökler ve onlarda oturanlar, mesrur olun.”—Vahiy 12:10-12a.
18 Yuhanna’nın duyduğu bu güçlü ses kimindi? Mukaddes Kitap bunu söylemiyor. Fakat Vahiy 11:17’de kaydedilen buna benzer bir haykırış, diriltilip gökte 144.000 mukaddesi temsil edebilecekleri bir konuma getirilen 24 ihtiyardan gelmişti. (Vahiy 11:18) Tanrı’nın henüz yeryüzünde bulunan ve zulüm gören meshedilmiş hizmetçilerinden “kardeşlerimiz” diye söz edildiğine göre, bu sözler de aynı kaynaktan geliyor olabilir. Bu sadık kişiler kuşkusuz bu haykırışa katılabilir, çünkü onların diriltilmesi Şeytan ve onun cin güruhunun gökten atılmasından hemen sonra oldu.
19. (a) Tanrı’nın kutsal sırrının sona ermesi İsa’nın ne yapmasına yol açtı? (b) Şeytan’ın “kardeşlerimizin ithamcısı” olarak adlandırılması neyi gösterir?
19 Tanrı’nın kutsal sırrının sona ermesi için İsa’nın Yehova’nın Krallığında yetkiyi alması gerekti. Böylece Tanrı’nın sadık insanlığı kurtarma yönündeki yüce amacını gerçekleştirmesi için yol açılmıştır. İsa yalnız şimdi yeryüzünde bulunan Tanrı’dan korkar öğrencilerine değil, Tanrı’nın belleğinde bulunan milyonlarca ölmüş kişiye de kurtuluş sağlar. (Luka 21:27, 28) Şeytan’ın “kardeşlerimizin ithamcısı” diye adlandırılması, Eyub’a yönelttiği suçlamaların sahte olduğu kanıtlanmışsa da, onun Tanrı’nın yerdeki hizmetçilerine bütünlükleri konusunda hâlâ meydan okuduğunu gösterir. O’nun ‘insan canı için her şeyini verir’ iddiasını birçok durumda tekrarladığı açıktır. Şeytan çok feci bir başarısızlığa uğramıştır!—Eyub 1:9-11; 2:4, 5.
20. İsa’nın sadık takipçileri Şeytan’ı nasıl yendi?
20 “Kuzunun kanı sebebile” adil sayılan meshedilmiş takipçiler, zulümlere rağmen Tanrı ve İsa Mesih hakkında şahitlik etmeye devam ederler. Yüz yılı aşkın bir süredir bu Yuhanna sınıfı, Milletlerin Zamanlarının 1914’te sona ermesiyle yakından ilişkili büyük davalara dikkat çekmektedir. (Luka 21:24) Ayrıca büyük kalabalık da onların yanında vefayla hizmet ediyor. Yirminci yüzyıl boyunca Yehova’nın Şahitlerinin gerçek yaşam öykülerinin defalarca ortaya koyduğu gibi, onlardan hiçbiri ‘bedeni öldürüp de canı öldürmeye kudreti olmıyanlardan korkmazlar.’ Sözleri ve İsa’nın takipçilerine yakışır davranışlarıyla Şeytan’ın bir yalancı olduğunu sürekli kanıtlayarak onu yenmişlerdir. (Matta 10:28; Süleymanın Meselleri 27:11; Vahiy 7:9) İsa’nın meshedilmiş takipçileri gökte yaşamak üzere diriltilince büyük mutluluk duymuş olmalıdır; çünkü kardeşlerini suçlayan Şeytan artık orada değildir! Gerçekten de tüm melek ordusunun şu çağrıya sevinçle karşılık vermesinin zamanıdır: “Ey gökler ve onlarda oturanlar, mesrur olun.”
Rakip Bir Vay!
21. Şeytan nasıl hem yerde hem de denizde bir vay’a yol açtı?
21 Üçüncü vay nedeniyle tedirgin olan Şeytan şimdi insanlığı kendine özgü tarzda bir vay ile vurmak niyetindedir. Bu şöyle anlatılıyor: “Vay yere ve denize, çünkü İblis vaktinin az olduğunu bilerek büyük gazapla size indi.” (Vahiy 12:12b) Şeytan’ın gökten kovulması, onun kontrolü altındaki bencil insanlar tarafından harap edilen yeryüzü açısından gerçekten bir vay’dır. (Tesniye 32:5) Üstelik, Şeytan’ın ‘yönet ya da yık’ politikası da, hem yer ile simgelenen insan toplumunun yapısına, hem de deniz ile simgelenen, çalkantı içindeki insan kitlelerine vay getirmiştir. Şeytan’ın gazabı, iki dünya savaşı boyunca, ona tabi olan milletlerin gazabı olarak yansıdı ve her ne kadar artık fazla uzamayacaksa da, şeytani hiddetin benzer patlamaları bugün de sürüyor! (Markos 13:7, 8) Fakat Şeytan’ın düzenleri ne kadar korkunç olursa olsun, Tanrı’nın Gökteki Krallığının bir harekâtı olan üçüncü vay’ın Şeytan’ın görünür teşkilatı üzerinde yaratacağı ezici etkiye asla ulaşamaz!
22, 23. (a) Yuhanna, ejderin yere atılmasından sonra neler olduğunu söyledi? (b) Ejder “erkek çocuğu doğuran kadına” nasıl eza edebilir?
22 Şeytan’ın felaket getiren atılışından beri, İsa’nın hâlâ yerde bulunan kardeşleri onun gazabına en ağır şekilde maruz kalanlar oldu. Yuhanna şunları bildirdi: “Ve ejder yeryüzüne atıldığını görünce, erkek çocuğu doğuran kadına eza etti. Ve yılanın önünden çöle, kendi yerine, uçsun diye, kadına büyük kartalın iki kanadı verildi; vakit ve vakitler ve yarım vakit orada beslenir.”—Vahiy 12:13, 14.
23 Rüyet bu noktada, 6. ayette sözü edilen düşünceye dönüyor; orada, çocuğunun doğumundan sonra kadının ejderden uzağa, çöle kaçtığı anlatılır. Kadın gökte olduğuna ve ejder de şimdi yeryüzüne atıldığına göre, ejderin kadına nasıl eza ettiğini merak edebiliriz. Kadının burada, yeryüzünde çocukları, yani zürriyeti olduğunu hatırlayın. Bu rüyette daha sonra, Şeytan’ın kadına karşı öfkesini, onun zürriyetine eza ederek gösterdiğini öğreniyoruz. (Vahiy 12:17) Yeryüzünde kadının zürriyetinin başına gelen her şey kadının başına geliyormuş gibi kabul edilebilir. (Matta 25:40 ile karşılaştırın.) Ayrıca zürriyetin yeryüzünde bulunan ve sayıları giderek artan arkadaşları da bu ezaları yaşayacaktı.
Yeni Bir Millet
24. Mukaddes Kitap Tetkikçileri İsraillilerin Mısır’dan kurtuluşuna benzeyen hangi deneyimi yaşadılar?
24 Birinci dünya savaşı devam ederken İsa’nın kardeşleri şahitlik işini sadık şekilde olabildiğince sürdürdü. Bu, Şeytan ve onun acımasız yardakçılarından gelen şiddetli muhalefete rağmen yapıldı. Sonunda, Mukaddes Kitap Tetkikçilerinin halka yönelik olarak yürüttüğü şahitlik işi neredeyse durduruldu. (Vahiy 11:7-10) O sırada, Mısır’da büyük baskılar altında dayanan İsraillilerinkine oldukça benzeyen bir deneyim yaşadılar. O zaman Yehova onları çabucak, sanki kartalın kanatlarında Sina çölünde güvenli bir yere götürmüştü. (Çıkış 19:1-4) Benzer şekilde, 1918-1919 arasındaki korkunç zulümlerden sonra Yehova, kadınını temsil eden şahitlerini, çölün İsraillilere sağladığı güvenlikle aynı derecede güvenli olan ruhi bir konuma getirdi. Bu onların dualarına bir yanıt oldu.—Mezmur 55:6-9 ile karşılaştırın.
25. (a) Yehova çölde İsraillileri bir millet haline getirdiği gibi, 1919’da neyi oluşturdu? (b) Bu millet kimlerden oluşur ve onlar hangi konuma getirildi?
25 Yehova çölde, İsraillilerin hem ruhi hem de maddi ihtiyaçlarını karşılayarak onların bir millet olarak ortaya çıkmasını sağlamıştı. Benzer şekilde, 1919’dan itibaren Yehova, kadının zürriyetini ruhi bir millet olarak meydana getirdi. Bu, 1914’ten beri gökte hüküm süren Mesihi Krallıkla karıştırılmamalıdır. Bu yeni millete gelince o, meshedilmiş şahitlerin 1919’da izzetli bir ruhi konuma getirilmiş olan, yerdeki artakalanından oluşur. ‘Zamanında azıklarını’ alan bu kişiler önlerine konulan iş için artık güçlendirilmişti.—Luka 12:42; İşaya 66:8.
26. (a) Vahiy 12:6, 14’te sözü edilen dönemin uzunluğu ne kadardır? (b) Üç buçuk vakitlik dönemin amacı neydi, bu dönem ne zaman başladı ve ne zaman bitti?
26 Tanrı’nın kadınının zürriyeti için bu rahatlık ne kadar sürdü? Vahiy 12:6’nın belirttiğine göre 1.260 gün. Vahiy 12:14 bu devreyi, vakit, vakitler ve yarım vakit; başka sözlerle üç buçuk vakit olarak belirtir. Aslında, her iki anlatım da üç buçuk yıl demektir ve Kuzey Yarımküreye göre 1919’un ilkbaharında başlayıp 1922’nin sonbaharına kadar sürer. Bu, eski durumuna getirilen Yuhanna sınıfı için ferahlatıcı bir toparlanma ve yeniden teşkilatlanma dönemiydi.
27. (a) Yuhanna’nın kaydına göre ejder 1922’den sonra ne yaptı? (b) Şeytan’ın, Şahitlere karşı bir zulüm seli kusmasının amacı neydi?
27 Ejder pes etmedi! “Ve kadını ırmak götürsün diye, yılan onun ardınca ağzından ırmak gibi su fırlattı.” (Vahiy 12:15) “Irmak gibi su” veya “su taşkını, (İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri)” ne anlama gelir? Eski Kral Davud kendisine karşı koyan kötü adamlardan “yaramazlık selleri” [“değersiz kişiler seli” Young] diye söz eder. (Mezmur 18:4, 5, 16, 17) Şeytan’ın şimdi dizginsiz bıraktığı, değersiz, yani “yaramaz” adamların zulmü de bunun benzeridir. Şeytan, 1922’den sonra Şahitlere karşı bir zulüm seli fışkırttı. (Matta 24:9-13) Bu, fiziksel şiddeti, ‘kanun ile kötülük etmek,’ hapsetmeler ve hatta asarak, kurşuna dizerek ve başını keserek idam etmek gibi şeyleri de kapsamına aldı. (Mezmur 94:20) Tanrı’nın semavi kadınına doğrudan ulaşması olanaksız kılınan alçaltılmış durumdaki Şeytan, onun yeryüzünde artakalan zürriyetine gazapla saldırmaya başladı; amacı, onları ya doğrudan ya da bütünlüklerini bozup Tanrı’nın lütfunu kaybetmelerine yol açarak yok etmekti. Fakat onların kararı Eyub’unki gibiydi: “Son soluğumu verinciye kadar kemalimi kendimden ayırmıyacağım.”—Eyub 27:5.
28. Zulüm seli II. Dünya Savaşı boyunca nasıl doruk noktasına ulaştı?
28 Bu acımasız zulüm seli II. Dünya Savaşı boyunca doruğuna ulaştı. Avrupa’da on bin kadar Şahit Nazi toplama kamplarında hapsedildi ve binlercesi öldü. İtalya, Japonya, Kore ve Tayvan’da sadık Şahitler askeri diktatörlerin yönetimi altında buna benzer gaddar muamelelere maruz kaldı. Demokratik olduğu söylenen ülkelerde bile Şahitler Katolik Eylem gruplarının saldırılarına uğradı, üzerlerine katran sürülüp tüy yapıştırıldı ve şehirden kovuldular. Toplantıları dağıtıldı ve Şahit çocuklar okuldan atıldı.
29. (a) Yuhanna beklenmedik bir kaynaktan gelen rahatlığı nasıl anlattı? (b) ‘Yerin kadına yardım etmesi’ nasıl oldu? (c) Ejder ne yapmayı sürdürdü?
29 Yardım hiç beklenmedik bir kaynaktan geldi: “Ve yer kadına yardım etti; ve yer ağzını açtı, ve ejderin ağzından fırlattığı ırmağı yuttu. Ve ejder kadına karşı gazaplandı, ve onun zürriyetinden baki kalarak Allahın emirlerini tutup kendilerinde İsanın şehadeti olanlarla cenketmeğe gitti.” (Vahiy 12:16, 17) “Yer,” yani Şeytan’ın kendi ortamı içindeki unsurlar “ırmağı” veya “seli” yutmaya başladı. Şahitler 1940’larda Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesinden ve tapınma özgürlüğünü destekleyen diğer bazı ülkelerde iktidarda bulunan yönetimlerden bir dizi lehte karar elde etti. Sonunda, Müttefik milletler büyük Nazi-Faşist kuvvetini yuttu; böylece gaddar diktatörlüklerin yönetimi altında eziyet çeken Şahitler rahatladı. Zulüm tamamen durmadı, çünkü ejderin öfkesi günümüze kadar sürdü ve o, ‘İsa hakkında şahitlik etme işini yapanlarla’ savaşmayı sürdürüyor. Birçok ülkede vefalı Şahitler hâlâ hapistedir ve bazıları hâlâ bütünlükleri nedeniyle öldürülüyor. Fakat bu ülkelerin bazılarında otoriteler zaman zaman baskılarını azaltıyor ve Şahitlerin özgürlüğü bir ölçüde artıyor.c Böylece peygamberliğin gerçekleşmesi olarak yer zulüm ırmağını yutmaya devam ediyor.
30. (a) Yer neyin gerçekleşmesi için yeterli rahatlığı sağladı? (b) Tanrı’nın kavminin bütünlüğü neyle sonuçlanır?
30 Böylelikle, yer, Tanrı’nın işinin 200’den fazla ülkeye yayılmasına ve iyi haberin sadık müjdecilerinin sayısının altı milyona yaklaşmasına olanak verecek ölçüde bir rahatlık sağladı. Kadının zürriyetinin artakalanının yanı sıra, sonradan iman etmiş olan büyük bir uluslararası kalabalık da Tanrı’nın, dünyadan ayrı olmak, ahlaken temiz kalmak ve kardeşleri sevmek gibi emirlerini tutuyor ve Mesihi Krallığa şahitlik ediyor. Onların bütünlüğü Şeytan’ın karalayıcı meydan okumasına yanıt veriyor; dolayısıyla Şeytan ve onun ortamı için ölüm çanları çalıyor.—Süleymanın Meselleri 27:11.
[Dipnotlar]
a Bedeni İsrail’in 12 sıptını, 12 resulle, ruhi İsrail’in 12 sıptıyla, Yeni Yeruşalim’in 12 kapısı, 12 meleği ve 12 temel taşıyla karşılaştırın.—Vahiy 21:12-14.
b Bununla birlikte Vahiy 12:9’da ‘büyük ejder ve onun meleklerinden’ söz edildiğine dikkat edin. Öyleyse İblis kendini sadece sahte bir tanrı yapmakla kalmıyor, Mukaddes Kitap ona bu unvanı asla vermese de bir başmelek olmaya çalışıyor.
c Bazı ülkelerin en yüksek düzeydeki mahkemeleri Yehova’nın Şahitlerine rahatlık sağladı; bu kararlardan bazıları 92. sayfadaki çerçevede belirtilmiştir.
[Sayfa 185’teki çerçeve]
“Yer Ağzını Açtı”
Birçok ülkede İsa’nın meshedilmiş takipçilerinin ve onların arkadaşlarının üzerine Şeytan’dan ani zulüm selleri geldi. Bununla birlikte Şeytan’ın kendi ortamındaki gelişmeler bu selin yutulmasıyla sonuçlandı.
Amerika Birleşik Devletlerindeki ayaktakımı saldırısı ve hapsedilmeler seli Yüksek Mahkemenin 1940’larda verdiği lehte kararlarla büyük oranda yutuldu.
1945: Almanya ve Japonya’nın kontrolünde bulunan ülkelerdeki acımasız zulümler II. Dünya Savaşında Müttefiklerin zaferleriyle durduruldu.
Dominik Cumhuriyetinde Yehova’nın Şahitlerine yasak konulduğunda Şahitler hapsedildi, kırbaçlandı ve dipçiklendi. 1960’ta diktatör Rafael Trujillo ile Katolik Kilisesi arasında çıkan bir anlaşmazlık Yehova’nın Şahitlerine konan yasağın kaldırılmasına yol açtı.
Nijerya’da bir iç savaş sırasında Şahitlerin maruz kaldığı vurulma, yakılma, ırza tecavüz, dövülme, işkence ve öldürülme olayları, 1970’te hükümet kuvvetleri bu olayların yaşandığı bağımsızlık isteyen ili ele geçirdiğinde sona erdi.
İspanya’da evler basıldı; İsa’nın takipçileri Tanrı hakkında konuşmak ve ibadete katılmak “suçundan” para cezasına mahkûm edildi ve hapsedildiler. Sonunda, 1970’te hükümetin Katoliklik dışındaki dinlere karşı politikasının değişmesinin bir sonucu olarak Yehova’nın Şahitlerinin yasal olarak tanınmasına izin verildiğinde bu zulüm sona erdi.
Portekiz’de yüzlerce ev, arama izni olmadan arandı. Şahitler fiziksel zarar gördü, hapse atıldı ve Mukaddes Kitaplarına el kondu. 1974’te bir askeri darbe hükümette değişiklikle sonuçlandığında ve toplanma özgürlüğü veren bir yasa kabul edildiğinde bu terör ‘yutuldu.’
Arjantin’de, bir askeri hükümet yönetimdeyken Yehova’nın Şahitlerinin çocukları okuldan atıldı ve ülkedeki Şahitler iyi haberi vaaz ettikleri için tutuklandı. Sonunda, 1984’te, o zamanki hükümet Yehova’nın Şahitleri Topluluğunu yasal olarak tanıdığında bu zulüm bitti.
[Sayfa 183’teki şema]
1914 Gökteki Krallığın doğuşu
1919 Yeni milletin doğuşu
1919–1922 Toparlanma dönemi
1922 Zulüm seli
[Sayfa 182’deki resimler]
Vay yere