1922 Yüz Yıl Önce
‘[TANRI], İsa Mesih vasıtası ile bize zafer ihsan ediyor’ (1. Kor. 15:57, Kitabı Mukaddes). Bu ayet, 1922 yılının ayetiydi ve Mukaddes Kitap Tetkikçilerine imanlarının ödüllendirileceğini hatırlatıyordu. Gerçekten de o yıl boyunca, Yehova bu gayretli müjdecilerin yaptıklarını ödüllendirdi. Kitaplarını kendileri basmaya ve ciltlemeye, ayrıca radyoyu kullanmaya başladılar. Böylece Krallıkla ilgili hakikatler daha çok kişiye ulaştı. Daha sonra 1922 Eylül ayında Yehova’nın, toplumunu desteklediği bir kez daha açıkça görüldü. Mukaddes Kitap Tetkikçileri, Cedar Point’te (Ohio, ABD) unutulmaz bir kongre düzenledi. O ibadette yaşananların etkisi bugüne kadar sürmektedir.
“HEYECAN VERİCİ BİR FİKİR”
Duyuru işi ilerlediği için daha fazla yayına ihtiyaç vardı. Dergilerimiz Brooklyn’deki Beytel’de basılıyordu. Fakat sert kapaklı kitaplar ticari matbaalarda bastırılıyordu. Ancak daha sonra bu matbaalar ihtiyaçlarımızı karşılayacak kadar kitap basamadı ve bu durum duyuru işimizi etkilemeye başladı. Bunun üzerine Rutherford birader, matbaamızın gözetmeni olan Robert Martin biradere kendi kitaplarımızı basmanın mümkün olup olmadığını sordu.
Robert birader daha sonra şunları söyledi: “Bu gerçekten de heyecan verici bir fikirdi. Çünkü artık kendi kitaplarımızı basabileceğimiz bir matbaamız olacaktı.” Bunun üzerine kardeşler Brooklyn’deki Concord Caddesinde bir bina kiraladılar ve kitapların basılması için gereken malzemeleri satın aldılar.
Ancak bu yeni gelişmeden memnun olmayanlar da vardı. Kitaplarımızı basan matbaalardan birinin müdürü, yeni tesisimizi ziyaret etti ve daha sonra şunları söyledi: “Elinizde birinci sınıf bir matbaa var, fakat neyin nasıl yapılacağını bilen kimse yok. Altı ay içinde hepsi hurdaya dönecek.”
Robert birader şunları anlattı: “Bu sözler kulağa oldukça mantıklı geliyordu, ancak müdür, Efendimizi ve onun daima bizimle olduğunu hesaba katmıyordu.” Robert birader haklıydı, çünkü kısa süre sonra bu yeni matbaada günde 2.000 kitap basmaya başladılar.
RADYOYLA BİNLERCE KİŞİYE ULAŞILIYOR
Yehova’nın toplumu kitaplarını kendileri basmanın yanı sıra, iyi haberi daha çok kişiye ulaştırabilmek için yeni bir yöntem de kullanmaya başladı. Bu, radyo yayınıydı. 26 Şubat 1922 Pazar günü öğleden sonra, Rutherford birader radyodan ilk konuşmasını yaptı. Los Angeles’taki (Kaliforniya, ABD) bir radyo istasyonundan yaptığı konuşmanın başlığı şuydu: “Şimdi Yaşayan Milyonlarca Kişi Hiç Ölmeyecek.”
Bu konuşmayı yaklaşık 25.000 kişi dinledi ve onlardan bazıları takdirlerini ifade eden mektuplar gönderdiler. Mektup yazanlardan biri de Santa Ana’da (Kaliforniya) yaşayan Willard Ashford’dı. O, Rutherford biradere keyifli ve ilgi çekici konuşması için teşekkür etti. Sözlerine şunları ekledi: “Evimde üç hasta var ve evden çıkamıyorlar. Bu yüzden, konuşmanızı bize çok yakın bir yerde yapmış olsanız bile gelip dinleyemezdik.”
İlerleyen haftalarda radyodan başka konuşmalar da yapıldı. 1922’nin sonunda The Watch Tower, en az 300.000 kişinin radyodan iyi haberi duyduğunu bildirdi.
Mukaddes Kitap Tetkikçileri, gelen mektuplardan ve yorumlardan radyo yayınlarının çok olumlu sonuçlar doğurduğunu fark etti. Bunun sonucunda, Brooklyn Beyteli yakınlarında Staten Island’daki bir arazide kendi radyo istasyonlarını kurmaya karar verdiler. İlerleyen yıllarda Krallık mesajını geniş çapta duyurmak için WBBR isimli bu radyo istasyonunu kullanacaklardı.
“ADV”
15 Haziran 1922 tarihli The Watch Tower, 5 ila 13 Eylül 1922 tarihlerinde Cedar Point’te (Ohio) büyük bir kongre düzenleneceğini ilan etti. Cedar Point’e gelen Mukaddes Kitap Tetkikçilerinin heyecandan içi içine sığmıyordu.
Rutherford birader kongrenin ilk konuşmasında dinleyicilere şöyle dedi: “Şuna yürekten inanıyorum ki, Efendimiz . . . . bu toplantıyı destekleyecek ve daha önce hiç görülmemiş ölçüde büyük bir şahitlik işi olmasını sağlayacak.” Ardından diğer konuşmacılar tekrar tekrar duyuru işinin önemini vurguladılar.
8 Eylül Cuma günü yaklaşık 8.000 kişi kongrenin yapıldığı büyük salona geldi. Onlar heyecanla Rutherford biraderin konuşmasını bekliyorlardı. Çünkü davetiyelerin üzerinde bulunan “ADV” harflerinin ne anlama geldiğini açıklayacağını düşünüyorlardı. Birçok kişi, yerlerine otururken sahnenin üstünde duran ve rulo şeklinde katlanmış büyük afişi fark etmiş olmalıydı. Salonda mikrofon ya da hoparlör yoktu. Bu nedenle Tulsa’dan (Oklahoma, ABD) gelen Arthur Claus birader konuşmayı iyi duyabileceği bir yer bulunca çok sevindi.
“Konuşmayı pür dikkat dinliyorduk”
Başkanlık eden birader konuşmanın bölünmemesi için, Rutherford biraderin konuşması sırasında gelen kimsenin salona alınmayacağını ilan etti. Rutherford birader, sabah dokuz buçuktaki konuşmasına İsa Mesih’in Matta 4:17’de bulunan şu sözleriyle başladı: “Göklerin melekûtu [ya da “krallığı”] yakındır” (Kitabı Mukaddes). İnsanların bu Krallığı nasıl duyacağından bahsederken birader şunları söyledi: “İsa hazır bulunuşu sırasında hasat işine önderlik edeceğini bizzat bildirdi. O, bu dönemde kendisine sadık ve vefalı olan kişileri toplayacaktı.”
Ana salonda oturan Arthur Claus birader şunları söyledi: “Konuşmayı pür dikkat dinliyorduk.” Sonra o birden bire rahatsızlandı. Ancak salondan ayrılmayı hiç istemiyordu, çünkü içeri tekrar giremeyeceğini biliyordu. Ama en sonunda çıkmak zorunda kaldı.
Arthur birkaç dakika içinde kendini daha iyi hissetmeye başladı. Sonra salona doğru giderken alkış sesleri duydu. Bu onu çok heyecanlandırdı. “Bu harika konuşmanın devamını dinlemek için gerekirse çatıya bile çıkarım” diye düşündü. Gerçekten de bunu yaptı. O sırada 23 yaşında olan Arthur birader çatıya tırmanabileceği bir yer buldu. Çatının pencereleri açıktı. Tırmandıkça konuşmanın oradan “harika şekilde duyulduğunu” fark etti.
Arthur çatıya çıktığında orada başkalarının da olduğunu gördü. Bu kişilerden biri de Frank Johnson’dı. Arthur’un yanına koşup “Yanında çakı var mı?” diye sordu.
Arthur “Evet, var” diye cevapladı.
Bunun üzerine Frank “Bıçağı olan birini göndermesi için Yehova’ya dua ediyorduk. Şu koca ruloyu görüyor musun? Bu bir afiş. Yargıcıa dikkatle dinle. ‘İlan edin, ilan edin’ dediğinde şu dört ipi keseceksin.”
Böylece Arthur elinde çakıyla diğerlerinden gelecek işareti beklemeye başladı. Kısa süre sonra Rutherford biraderin konuşması doruğa ulaştı. Heyecanla ve coşkuyla şunları söyledi: “Tanrı’nın sadık ve hakiki şahitleri olun. Babil’in tüm izleri yok edilinceye kadar mücadeleye devam edin. Mesajı her yerde ilan edin. Tüm dünya Yehova’nın Tanrı ve İsa Mesih’in krallar Kralı ve efendiler Efendisi olduğunu bilmeli. Bugün günlerin en büyüğüdür. İşte, Kralımız hüküm sürüyor! Bunu insanlara duyuracak kişiler sizlersiniz. O halde Kralı ve krallığını ilan edin, ilan edin, ilan edin!”
Arthur ve diğer biraderler ipleri kestiğinde afiş sorunsuz bir şekilde açıldı. Afişte “Kralı ve Krallığı İlan Edin” yazıyordu. Böylece “ADV” harflerinin ne anlama geldiği anlaşıldı. Bu harfler, İngilizce “advertise” kelimesinin kısaltmasıydı; bu kelime “ilan etmek” ya da “duyurmak” anlamına gelir.
ÇOK ÖNEMLİ BİR İŞ
Cedar Point’teki kongre, kardeşlerin Krallığı duyurma işine odaklanmasına yardım etti ve istekli bir tutuma sahip olanlar bu hizmete sevinçle katıldılar. Oklahoma’dan (ABD) bir kolportör (şimdiki adıyla öncü) şunları yazdı: “İyi haberi duyurduğumuz bölgedeki birçok insan kömür madenlerinde çalışıyor ve gerçekten çok fakirler.” Birader bu kişilerin Golden Age dergisinde bulunan iyi haberi duyduklarında gözyaşlarına boğulduklarını söyledi. O sözlerini şöyle bitirdi: “Onları teselli edebildiğimiz için çok mutluyuz.”
Bu Mukaddes Kitap Tetkikçileri İsa’nın Luka 10:2’de bulunan şu sözlerinin öneminin gerçekten farkındaydı: “Hasat gerçekten bereketli, fakat işçi az.” 1922 yılı sona ererken onlar, Krallığı dünyanın en uzak yerlerine dek ilan etmeye her zamankinden daha kararlıydılar.
a Rutherford birader Missouri’de (ABD) zaman zaman yargıç olarak görev yaptığı için bazen bu şekilde adlandırılıyordu.