Yehova
Tanım: Tek gerçek Tanrı’nın özel ismi. O’nun Kendisine verdiği isim. Yehova, Yaratıcıdır ve evrenin haklı Egemenidir. İbranice Tetragrammaton denen dört harfin (יהוה) çevirisi olan “Yehova,” “O, Olmasını Sağlar” anlamına gelir. Bu dört İbranice harf birçok dilde YHVH ya da JHVH olarak yazılır.
Günümüzde kullanılan Kutsal Kitap çevirilerinde Tanrı’nın ismi nerelerde geçer?
Kitabı Mukaddes: Bu çeviride Yehova ismi Başlangıç 15:2 ayetiyle başlayarak İbranice Kutsal Yazılarda 380’den fazla kez geçer.
Yeni Dünya Çevirisi: Bu çeviride Yehova ismi hem İbranice hem de Yunanca Kutsal Yazılarda 7.210 kez geçer.
Kutsal Kitabın diğer dillerdeki bazı çevirilerinde ise (King James Version, The New English Bible, vb.) Yehova ismi Çıkış 6:3 ayetinde, ayrıca Başlangıç 22:14; Çıkış 17:15 ve Hâkimler 6:24 gibi ayetlerde geçer. (Bu ve başka çeviriler “Yehova” ismini birkaç yerde kullandıkları halde, neden İbranice metinde Tetragrammaton’un olduğu her yerde tutarlı bir şekilde kullanmadılar?)
Neden Kutsal Kitap çevirilerinin birçoğunda Tanrı’nın özel ismi yalnızca birkaç kez geçiyor?
Yeni Çeviri’nin önsözünde şu sözler yer alıyor: “Eski Antlaşma’daki Tanrı’nın ad ve sıfatları çevrilirken büyük güçlükle karşılaşıldı. Bu zorluk özellikle İbranice’deki değişik adların Türkçe karşılıklarını bulmada yaşandı. Sonunda Elohim sözcüğü Tanrı, Adonay sözcüğü Rab, İbranice’de 4 sessiz harften oluşan ve büyük olasılıkla Yahve diye telaffuz edilen YHVH sözcüğü RAB, Yahve ve Adonay sözcüklerinin birlikte geçtiği yerler Egemen RAB diye çevrildi. Yahve, Kutsal Kitabın eski çevirisinde ve kimi kaynaklarda Yehova diye geçer.”
Revised Standard Version’ın önsözünde şu açıklama bulunur: “Heyet, King James Version’da geçen ve daha iyi bilinen kullanıma iki nedenle yöneldi: (1) ‘Yehova,’ (Tanrı’nın) isminin İbranice’de kullanılmış telaffuzlarından hiçbirinin tam karşılığı değildir; (2) tek gerçek Tanrı’nın ayrı tutulması gereken başka tanrılar varmış gibi, O’nun için herhangi bir özel isim kullanılması, Yahudilikte Hıristiyanlık öncesi dönemde bırakılmıştı ve bu Hıristiyan Kilisesinin evrensel inancıyla da hiçbir şekilde bağdaşmaz.” (Böylece bu kişiler, Kutsal Kitaptan onun asıl Yazarının ismini kaldırırken kendi görüşlerine dayandılar; oysa O’nun ismi, özgün İbranice metinde herhangi bir isim ya da unvandan çok daha fazla geçer. Onlar İsa’nın şu sözleri söylediği Yahudilik yandaşlarının örneğini izlediler, “Kendi geleneğiniz uğruna Tanrı’nın sözünü geçersiz kılıyorsunuz” [Mat. 15:6].)
İbranice metinde geçen her yerde olmasa da, Tanrı’nın özel ismini ana metinde en az bir ya da birkaç kez kullanmaya kendini zorunlu hisseden tercümanların William Tyndale’ın örneğini izledikleri görülüyor. Tyndale, 1530 yılında yayımlanan Pentatök çevirisinde bu kutsal ismi kullanmıştı; böylece bu ismi toptan kaldırmak konusundaki âdeti bozmuş oldu.
Yunanca Kutsal Yazıları ilhamla kaleme alanlar Yehova ismini kullandı mı?
Hieronymus dördüncü yüzyılda şunları yazdı: “Vergi tahsildarıyken elçi seçilen, diğer adı da Levi olan Matta, Mesih’in İncilini öncelikle iman etmiş sünnetliler için Yahudiye’de İbrani dili ve yazı karakteriyle kaleme alan kişidir” (De viris inlustribus, III. Bölüm). Bu İncil, İbranice Kutsal Yazılarda Tetragrammaton’un bulunduğu yerlerden 11 alıntı yapıyor. Matta’nın İbranice metinden yaptığı alıntıları aynen kullanmadığına inanmak için herhangi bir neden yoktur.
Yunanca Kutsal Yazıları ilhamla kaleme alan diğer yazarlar, İbranice Kutsal Yazıların Yunanca’ya çevirisi olan Septuagint’ten yüzlerce pasaj alıntıladı. Bu pasajların çoğu, Yunanca Septuagint’in ilk kopyalarında İbranice Tetragrammaton’un olduğu yerlerdi. İsa’nın, Babasının ismi konusunda ne kadar hassas olduğunu bilen öğrencileri de elbette bu alıntıları korumalıydı (Yuhanna 17:6, 26 ile karşılaştırın).
Georgia Üniversitesinden George Howard bir dergide şunları yazdı: “Yunanca konuşan Yahudilerin, Yunanca Kutsal Yazılarda יהוה (Tetragrammaton’u) kullanmaya devam ettiklerini kesinlikle biliyoruz. Ayrıca Yunanca konuşan ve muhafazakâr olan ilk Yahudi Hıristiyanların bu alışkanlığı bırakmış olmaları ihtimal dışıdır. Tanrı’ya atfen kullanılan diğer sözcükler için muhtemelen [Tanrı] ve [Rab] sözcüklerini kullandılarsa da onların, Tetragrammaton’u Kutsal Kitap metninden çıkarmış olmaları düşünülemez. . . . . Tetragrammaton, ilk kilisenin sahip olduğu Kutsal Yazıların Yunanca kopyalarında hâlâ bulunuyor olduğundan, bu yazılardan alıntılar yaparken, Yeni Ahit yazarlarının onu korudukları sonucuna varmak mantıklıdır. Fakat Tetragrammaton Yunanca Eski Ahitten çıkarıldığında, Yeni Ahitteki Eski Ahitten yapılan alıntılardan da çıkarıldı. Böylece ikinci yüzyılın başlarında bu ismin yerine kullanılan ifadeler metinde o kadar çoğaldı ki, Tetragrammaton her iki Ahitte de kayboldu” (Journal of Biblical Literature, Cilt 96, No. 1, Mart 1977, s. 76, 77).
Tanrı’nın isminin hangi yazılışı doğrudur? Yehova mı Yahve mi?
Bugün hiç kimse Tanrı’nın isminin İbranice’de aslında nasıl telaffuz edildiğini kesin olarak söyleyemez. Neden? Kutsal Kitabın yazıldığı dönemin İbranicesinde yalnızca sessiz harfler yazılırdı, sesli harfler yazılmazdı. Dilin günlük kullanımında ise insanlar okurken sesli harfleri kolayca yerlerine koyardı. Zamanla, Yahudiler arasında Tanrı’nın özel ismini ağza almanın yanlış olduğuna dair bir boşinanç ortaya çıktı; onlar da bu ismin yerine başka ifadeler kullanmaya başladılar. Yüzyıllar sonra Yahudi bilginler eski İbranice’yi okurken hangi sesli harflerin kullanılacağını belirtmek için bir noktalama sistemi geliştirdiler; ancak Tanrı’nın ismini temsil eden dört sessiz harfe, onun yerine kullanılan ifadelerin sesli işaretlerini eklediler. Bu şekilde Tanrı’nın isminin asıl telaffuzu kaybolmuş oldu.
Birçok bilgin, “Yahve” söylenişini kullanmayı tercih ediyor, ancak bu söylenişin doğruluğu kesin olarak bilinemez, zaten bilginler de bu konuda hemfikir değildir. Öte yandan, İbranice Tetragrammaton’u oluşturan dört sessiz harfin diğer söyleniş biçimleri aynı oranda korunmuş olsa da bunun yüzyıllardır en çok bilinen şekli “Yehova”dır.
J.B. Rotherham, The Emphasised Bible adlı çevirisinde İbranice Kutsal Yazıların tümünde Yahve söylenişini kullandı. Ancak Studies in the Psalms (Mezmurlar Üzerine İncelemeler) adlı eserinde “Yehova” söylenişini kullandı. Bu konuda şunları söyledi: “Mezmurların şu anki çevirisinde . . . . Tanrı’nın isminin bu söylenişinin [Yehova] kullanılması daha doğru bir söyleniş olan Yahve hakkındaki kuşkulardan kaynaklanmıyor; kendi gözlemlediğim kanıtlara dayanarak, böyle konularda halkın kulağının ve gözünün alışık olduğu şeylere uyum sağlamak gerektiğine inanıyorum; çünkü önemli olan Tanrı’nın isminin kolayca ayırt edilebilmesidir” (Londra, 1911, s. 29).
Alman profesör Gustav Friedrich Oehler, Tetragrammaton’un farklı telaffuzlarını ele aldıktan sonra şu sonuca vardı: “Bundan böyle Yehova sözcüğünü kullanıyorum çünkü bu isim kelime hazinemize daha çok yerleşmiştir; yerine başka bir şey konulamaz” (Theologie des Alten Testaments, ikinci baskı, Stuttgart, 1882, s. 143).
Cizvit bilgin Paul Joüon şöyle dedi: “Çevirilerimizde (doğru varsayılan) Yahve yerine Jéhovah söylenişini kullandık . . . . Fransızca’da kabul görmüş olan söyleniş budur” (Grammaire de l’hébreu biblique, Roma, 1923, s. 49’daki dipnot).
Birçok isim, bir dilden diğerine aktarılırken bir ölçüde değişime uğrar. İsa bir Yahudi olarak doğmuştu ve adı İbranice’de muhtemelen Yeşua olarak telaffuz ediliyordu; ancak Kutsal Yazıları ilhamla kaleme alan yazarlar İsa’nın isminin Yunanca söylenişi olan İesous’u tereddüt etmeden kullandılar. Başka dillerin çoğunda bu ismin telaffuzu biraz farklıdır, fakat biz kendi dilimizde en yaygın olan söylenişini kullanıyoruz. Aynı şey Kutsal Kitaptaki diğer isimler için de geçerlidir. O halde, her şeyin sahibi olana gereken saygıyı nasıl gösterebiliriz? Asıl telaffuzunu tam olarak bilmiyoruz diye ismini hiç ağza almayarak ya da yazmayarak mı? Yoksa, O’nun hakkında övgüyle konuşmanın ve O’na tapınanlar olarak O’nu yücelten davranışlarda bulunmanın yanı sıra, adını da dilimizde en bilinen şekliyle kullanarak mı?
Tanrı’nın özel ismini öğrenmek ve kullanmak neden önemlidir?
İsmini bilmediğiniz biriyle yakın bir ilişkiniz olabilir mi? Tanrı’nın isimsiz olduğunu düşünen biri için O, tanıdığı, sevdiği ve dua ederek yüreğini açtığı gerçek biri değil yalnızca bir güçtür. Böyle kişiler dua etse de duaları yalnızca âdettendir ve ezberlenen ifadelerin formalite olarak tekrar edilmesinden ibarettir.
Gerçek Hıristiyanlar İsa’dan, tüm milletlerden insanları öğrenci olarak yetiştirme görevini almıştır. Bu kişilere hakikati öğretirken milletlerin sahte tanrılarından gerçek Tanrı’yı ayırmak nasıl mümkün olacaktı? Bu ancak Kutsal Kitabın da yaptığı gibi Tanrı’nın özel ismini kullanarak mümkündür (Mat. 28:19, 20; 1. Kor. 8:5, 6).
Çık. 3:15: “[Tanrı] Musa’ya şunları söyledi: ‘İsrailoğullarına de ki, “Beni size atalarınızın Tanrısı . . . . Yehova gönderdi.” Devirler boyu ismim budur ve nesiller boyu bu isimle anılacağım.’”
İşa. 12:4: “‘Yehova’ya şükredin!’ . . . . ‘O’na adıyla yakarın. Halklara O’nun işlerini bildirin. İsminin yüceliğini duyurun.’”
Hez. 38:17, 23: “Ulu Rab Yehova şöyle diyor: ‘. . . . Birçok milletin gözü önünde Kendimi yücelteceğim, kutsallığımı göstereceğim ve Kendimi tanıtacağım. O zaman anlayacaklar ki Ben Yehova’yım.’”
Mal. 3:16: “Yehova’dan korkanlar aralarında konuştular; herkes komşusuyla konuştu. Yehova kulak verip dinledi. Yehova’dan korkanlar ve ismini düşünenler için O’nun önünde bir anılma kitabı yazıldı.”
Yuhn. 17:26: “[İsa Babasına dua ederken şöyle dedi:] Ben de Senin adını onlara [takipçilerime] bildirdim ve bildireceğim ki, bana duyduğun sevgi onlarda da olsun, ben de onlarla birlik içinde olayım.”
Elçi. 15:14: “Tanrı’nın Kendi ismini taşıyan bir toplum oluşturmak için diğer milletlerden insanlarla nasıl ilgilenmeye başladığını Simeon etraflıca anlattı.”
Tevrat ve Zebur’daki Yehova, İncil’deki İsa Mesih midir?
Mat. 4:10: “İsa şöyle karşılık verdi: ‘Çekil git, Şeytan! Çünkü, “Tanrın Yehova’ya [“Rab’be,” YÇ] tapınacak ve yalnız O’na ibadet edeceksin” diye yazılmıştır.’” (İsa’nın kendisine tapınılması gerektiğini söylemediği açıktır.)
Yuhn. 8:54: “İsa [Yahudilere] şu karşılığı verdi: ‘Eğer ben kendimi yüceltseydim, benim yüceliğim bir hiç olurdu. Beni yücelten, Tanrımız dediğiniz Babamdır.’” (İbranice Kutsal Yazılar Yahudilerin tapındıklarını iddia ettikleri Tanrı’nın Yehova olduğunu açıkça gösterir. İsa, Yehova’nın kendi Babası olduğunu söyledi. Böylece kendisinin ve Babasının farklı kişiler olduğunu açıkça belli etti.)
Mezm. 110:1: “Yehova Efendime [Davut’un efendisine] dedi ki, ‘Ben düşmanlarını ayaklarının altına basamak yapıncaya dek sağımda otur.’” (Matta 22:41-45’te İsa bu mezmura değinerek kendisinin Davut’un “Efendisi” olduğunu söyledi. Dolayısıyla İsa, Yehova değildir; Yehova’nın bu sözleri yönelttiği kişidir.)
Filip. 2:9-11: “İşte bu nedenle de Tanrı onu [İsa Mesih’i] daha yüksek bir konuma getirdi ve ona her isimden büyük bir isim verdi ki, gökte, yerde ve yer altında olan herkes İsa’nın ismini tanıyarak diz çöksün ve her dil, İsa Mesih’i Efendi olarak kabul ettiğini açıkça söyleyerek Babamız Tanrı’yı yüceltsin.” (İsa’nın burada Tanrı’dan yani Babasından farklı ve O’na boyun eğen biri olarak anlatıldığına dikkat edin.)
Bir kişi nasıl hem Yehova’yı sevip hem de O’ndan korkabilir?
Kutsal Kitap, Yehova’yı sevmemizi (Luka 10:27) ve O’ndan korkmamızı söyler (Özd. 1:7; 2:1-5; 16:6; 1. Pet. 2:17). Sağlıklı bir Tanrı korkusu bizi, O’nu memnun etmeyen davranışlardan kaçınmak üzere dikkatli olmaya yöneltecektir. Yehova’ya sevgimiz de bizi, O’nu memnun eden şeyleri yapmaya, ayrıca sevgisinin ve lütfunun sayısız ifadesine olan takdirimizi göstermeye yöneltecektir.
Örnekler: Bir çocuk babasını kızdırmaktan yerinde olarak korkar, fakat babasının kendisi için yaptıkları onu babasına içten bir sevgi göstermeye yöneltir. Tüple dalış yapan bir dalgıç denizi çok sevdiğini söyleyebilir, yine de sağlıklı bir korkuya sahip olması onun denizdeyken bazı şeyleri yapmaktan kaçınmasına neden olur. Benzer şekilde Tanrı’ya sevgi duymanın yanında O’nu memnun etmeyecek bir şey yapmamak üzere sağlıklı bir korku duymamız da yerindedir.
Biri Şöyle Derse:
‘Allah’ın 99 ismi var, Yehova nereden çıktı?’
Şöyle diyebilirsiniz: ‘Sizi anlıyorum, belki Yehova ismini ilk defa duyuyorsunuz. Fakat aslında ilk peygamberlerin de bu ismi kullandıklarını size göstermek isterim (Çıkış 3:4-6’yı okuyun).’ Sonra şunları ekleyebilirsiniz: ‘Bu ismin kısaltılmış şekli bildiğiniz bazı peygamberlerin isimlerinde de yer almaktadır. Örneğin, Yahya peygamberin adı, “Yehova Lütufkârdır” anlamına gelmektedir. Ya da İlyas, “Tanrım Yehova’dır,” Zekeriya ise “Yehova hatırladı” anlamına gelir (Yaratıcının Rehberliği–Cennete Götüren Yol kitapçığının 10. sayfasındaki çerçeveye bakın).’
Ya da şöyle diyebilirsiniz: ‘Allah’ın 99 ismi olarak bilinen sıfatların hepsi O’nun niteliklerine değinir. (Örneğin, Mümin: Yarattıklarına güven veren, iman verici; Rezzak: Çok rızık veren; Latif: Merhametli, lütufkâr, Kerim: Kıymetli, cömert; Kadir: Her şeye gücü yeten, vb.) Yehova ise Allah’ın özel ismidir ve sadece O’na aittir. Anlamı da “O, Olmasını Sağlar” demektir. Ayrıca Kutsal Kitapta Yehova ismi 7.000’den fazla kez geçer.’