Armagedon Yeni Bir Başlangıcın Yolunu Açıyor
NÜKLEER bir katliam, korkuya bir sebep teşkil ederse de, Armagedon için böyle bir korku gerekmez. Mukaddes Kitabın onunla ilgili mesajına karşı olumlu bir tepki gösterirseniz, Armagedon sizin için hayatınızda yepyeni bir başlangıç anlamına gelebilir.
Bir nükleer katliamın tehditine karşı insanlar nasıl değişik tepkiler gösteriyorlarsa, Armagedon için de durum aynıdır. Bazıları onu önlemeye, başkaları onu görmezlikten gelmeye çalışıyorlar; bir azınlık ise, onun önlenemez olduğunu düşünerek, kendini kurtarabilmenin yollarını arıyor. Siz nasıl bir tepki göstereceksiniz?
ARMAGEDON ÖNLENEMEZ
Armagedon, “Allahın büyük gününün cengi” olduğu için, onu kimse önleyemez. (Vahiy 16:14) Oysa, bazı kimseler, akılsızca bunu deneye çalışıyorlar. Nasıl mı? Onun geleceğini zihinlerinde reddetmekle ve uyarılara karşı koymakla. Bunu yapanlar kendilerini, birinci yüzyılda Yeruşalim’in başına gelmekte olan harabiyeti bildirip uyaran İsa’nın takipçilerine eza edip onlarla alay eden kimselere benzer duruma getiriyorlar. Ancak MS 70 yılında Yeruşalim harap edildiğinde, bu alaycıların bazıları, hikmetli Gamaliel’in verdiği şu uyarıyı belki hatırlamışlardır: “Bu adamlardan vazgeçin, ve onları bırakın ki, Allaha karşı da cenk ediciler olmıyasınız.”—Resullerin İşleri 5:34-39.
Günlerimizde bu “Allaha karşı . . . . cenk ediciler” arasında, Mukaddes Kitabın Armagedon ile ilgili gerçek mesajını reddeden din adamları da bulunmaktadır. Onlar insanları, Armagedon’un, siyasal görüşmelerine ve barış hareketlerinin önleyebileceği nükleer bir katliam olduğuna inanmaya sevk etmektedirler.
Jonathan Schell, The Fate of the Earth (Yeryüzünün Kaderi) adlı kitabında şöyle yazarak bunu belirtiyor: “Bu konuyla ilgili daha yakın ve daha ciddi bir sapıklık ise, bazı Hıristiyan tutucuların iddia ettiği gibi, bizim başlatmayı amaçladığımız nükleer bir katliamın Mukaddes Kitaptaki Tanrı’nın Armagedon tehdidiyle aynı olduğudur.” Daha sonra, yerinde olarak şu fikri de ileri sürüyor: “Nükleer silahlar tarafından dünyanın yok edilmesi, Tanrı’nın dünyayı harap edeceği Hüküm Günü olmayacaktır . . . . [ancak] insan tarafından insanlığın çok anlamsız ve tamamen haksız bir şekilde harap edilmesi demek olacaktır.”
Böylece bu iki savaşı birbiriyle karıştıran din adamları, Armagedon’un çok daha büyük tehlikesini görmüyorlar. Yanlış olarak “termonükleer Armagedon” diye adlandırdıkları bu olayı önleyebilmek için çeşitli girişimlere katılarak, aslında Tanrı’nın iyi bir nedenle yok etmeyi amaçladığı kötü bir sistemi korumaya çalışıyorlar. Dolayısıyla Armagedon’u önlemek için gösterdikleri çabaları yanlış ve boştur.
York Başpiskoposu geçenlerde aşağı yukarı buna değinmişti. İngiltere Kilisesi’nin nükleer silahlara karşı takınması gereken uygun tutumuyla ilgili bir konuşma yaparken şunları söyledi: “Bu tartışma, dünyanın sonuyla ve onu en iyi şekilde geciktirmekle ilgilidir.” Fakat Hıristiyanlar, Mukaddes Kitabın sözünü ettiği “dünyanın sonu”nu neden geciktirmeyi istesinler? Tanrı’nın gerekli gördüğü bir Armagedon’dan dünyanın kurtulması için, neden dua etmek istesinler?
ARMAGEDON’U BİLMEZLİKTEN GELMEYİN
Mukaddes Kitabın Armagedon ile ilgili kaydını bilmezlikten gelmek de aynı oranda tehlikelidir. Nuh’un günlerinde de, birçok kimse, tufanla ilgili verilen habere böyle bir tepki göstermişti. Yerdeki hizmeti sırasında İsa, o günlere değinerek şöyle demişti: “Nuhun günleri nasıl idi ise, İnsanoğlunun huzuru da öyle olacaktır. Çünkü Nuhun gemiye girdiği güne kadar, tufandan evelki günlerde, insanlar yerler, içerler, evlenirler ve kocaya varırlardı; ve tufan gelip hepsini alıncıya kadar nasıl bilmedilerse, İnsanoğlunun huzuru da öyle olacaktır.”—Matta 24:37-39.
Yeryüzündeki Tufan’dan önceleri yaşamış olan bu insanlar, Nuhun Tufan ile ilgili mesajını bilmezlikten geldiler. Oysa Tufan geldiği zaman, onun doğurduğu felaketi bilmezlikten gelemediler. Günlerimizde de Mukaddes Kitabın Armagedon ile ilgili uyarısını bilmezlikten gelenlerin sonu da aynı olacaktır. “Anî helâk” üzerlerine geldiği zaman, “asla kurtulmıyacaklardır.”—I. Selânikliler 5:3; II. Petrus 3:3-10 ile de karşılaştırın.
Armagedon’u sağ geçebilmek için Tanrı’nın emirlerine göre hareket etmek isteyen bir azınlık ise, bu savaş için korkmaya gerek görmemektedir. Bu azınlık, Tanrısal korunmadan emindir ve Armagedon’u yeni bir başlangıç için bir imkân olarak görmektedir. Siz de bunu yapabilmeyi istemez miydiniz? Lütfen okumaya devam ediniz.
[Sayfa 9’daki pasaj]
“Evvelâ şunu bilirsiniz ki son günlerde alaycılar kendi arzularına göre yürüyerek, ve: Onun zuhurunun vadi nerededir? çünkü babaların uyudukları günden beri her şeyi hilkatin başlangıcından olduğu gibi kalıyor, diye alay ederek geleceklerdir. Çünkü onlar bunu isteyerek unutuyorlar ki gökler kadimden beri, ve yer Allahın sözü ile sudan ve su vasıtası ile kaim olarak mevcut idiler; bunlar vasıtası ile o zamanki dünya suilebastırılmış olarak helâk oldu; fakat şimdiki gökler ve yer ayni kelâm ile ateş için sakınılarak hüküm, ve fasık adamların helâk gününe kadar hıfzolunuyorlar.”—II. Petrus 3:3-7.
[Sayfa 9’daki resimler]
Birinci yüzyıldaki alay edenler kendi helaklerini engelleyemediler.
Nuh’un günlerindeki alay edenler Tufan’dan kaçamadılar.