Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g95 Eylül s. 20-22
  • Bağışlamak ve Unutmak—Nasıl Mümkün Olabilir?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Bağışlamak ve Unutmak—Nasıl Mümkün Olabilir?
  • Uyanış!—1995
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Yehova Nasıl Bağışlar?
  • Yehova Nasıl Unutur?
  • Nasıl Bağışlayıp Unutabiliriz?
  • ‘Birbirinizi Bağışlamaya Devam Edin’
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Yehova, ‘Bağışlamaya Hazır’ Bir Tanrı
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • “Bağışlayıcı” Tanrı
    Yehova’ya Yaklaşın
  • Tanrı Affettiği Günahları Unutur mu?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2012
Daha Fazla
Uyanış!—1995
g95 Eylül s. 20-22

Makaddes Kitabın Görüşü

Bağışlamak ve Unutmak—Nasıl Mümkün Olabilir?

“FESATLARINI BAĞIŞLIYACAĞIM, VE ARTIK SUÇLARINI ANMIYACAĞIM”—YEREMYA 31:34.

PEYGAMBER Yeremya tarafından kaydedilmiş bu sözler, Yehova’nın merhameti hakkında dikkate değer bir noktayı ortaya çıkarır: O, bağışladığı zaman unutur. (İşaya 43:25) Mukaddes Kitap ayrıca şunu da belirtiyor: ‘Rabbin sizi bağışladığı gibi siz de birbirinizi bağışlayın.’ (Koloseliler 3:12) Bu nedenle, İsa’nın takipçileri olarak Yehova’nın bağışlama tarzını örnek almalıyız.

Ancak, bazı önemli sorular ortaya çıkmaktadır. Yehova bağışladıktan sonra, gerçekten günahlarımızı artık hatırlamaz mı? Ve bizim bağışlayıp unutmamız, hatırlamanın artık mümkün olmayacağı şekilde mi olmalı? Bu şekilde unutmazsak, aslında bağışlamamış olduğumuz söylenebilir mi?

Yehova Nasıl Bağışlar?

Bağışlamak kırgınlığı bırakmayı kapsar. Yehova bağışladığında, bunu tam olarak yapar.a Mezmur yazarı Davud şöyle yazdı: “[Yehova] daima azarlamaz; ebediyen öfke tutmaz. Şark garptan ne kadar uzaksa, isyanlarımızı bizden o kadar uzaklaştırdı. Baba çocuklarına nasıl acırsa, RAB kendisinden korkanlara öyle acır.”—Mezmur 103:9, 12, 13.

Tanrı’nın bağışlamasının tamlığı, daha ayrıntılı olarak Resullerin İşleri 3:19’da açıklanıyor: “Günahlarınızın silinmesi için tövbe edin, ve dönün.” ‘Silmek’ ifadesi, “tümü ile yok etmek, silip atmak” anlamına gelen Yunanca (exaleiʹpho) fiilinden gelir. (Vahiy 7:17 ve 21:4’e bakın.) The New International Dictionary of New Testament Theology şunları açıklıyor: “Fiilin, burada ve belki başka herhangi bir yerde de kullanılan genel anlamı, büyük olasılıkla, mum bir yazı levhasının yüzeyini yeniden kullanmak üzere düzlemektir (‘sünger çekmek’ [ile karşılaştırın]).” Günahlarımız nedeniyle tövbe ettiğimizde, Yehova bizimle ilgili kaydı temizler. Bu, O’nun günahlarımızı artık hatırlamayacağı anlamına mı gelir? Mukaddes Kitapta kayıtlı bir örneği ele alalım.

Kral Davud Bat-şeba ile zina işleyip sonra da onun kocasını öldürme planı yaparak bunu gizlemeye çalışınca, Yehova, Davud’u tedip etmek için peygamber Natan’ı gönderdi. (II. Samuel 11:1-17; 12:1-12) Sonuç ne oldu? Davud, içtenlikle tövbe etti ve Yehova onu bağışladı. (II. Samuel 12:13; Mezmur 32:1-5) Yehova, Davud’un günahlarını unuttu mu? Kesinlikle hayır! Daha sonra Mukaddes Kitap yazarları Gad ve Natan, Davud’un ölümünden kısa bir süre önce, tüm olayı II. Samuel kitabında (MÖ 1040 civarında tamamlandı) kaydettiler.

Böylece, Davud’un günahlarının kaydı ya da anısı, onun tövbesini ve dolayısıyla Yehova tarafından bağışlanmasını içeren kayıtla birlikte, bugüne kadar Mukaddes Kitap okuyucularının yararı için var olmaya devam ediyor. (Romalılar 15:4; I. Korintoslular 10:11) Gerçekte, ‘Rabbin sözü [Mukaddes Kitabın içerdiği şekliyle] ebediyen durduğundan,’ Davud’un günahlarının kaydı hiçbir zaman unutulmayacak!—I. Petrus 1:25.

O halde, içtenlikle günahlarımızdan tövbe ettiğimizde, Yehova’nın geçmişe nasıl sünger çektiği söylenebilir? Yehova’nın şu sözlerini nasıl anlayabiliriz: “Fesatlarını bağışlıyacağım, ve artık suçlarını anmıyacağım”?—Yeremya 31:34.

Yehova Nasıl Unutur?

‘Anmak’ (zakharʹ’ın bir başka biçimi) olarak tercüme edilen İbranice fiil, sadece geçmişi hatırlamak anlamına gelmez. Theological Wordbook of the Old Testament’a göre, bu fiil “söz etmek, bildirmek, ezberden söylemek, ilan etmek, yakarmak, anısını kutlamak, suçlamak, itiraf etmek” anlamlarına gelebilir. The Theological Dictionary of the Old Testament şunu ekliyor: “Gerçekte, [zakharʹ] oldukça sık olarak, bir hareket ima eder veya hareket fiilleriyle birleşmiş olarak ortaya çıkar.” Bu nedenle, Yehova, inatçı kavminin ‘fesatlarını anacağından’ söz ettiğinde, tövbe konusunda eksik olduklarından onlara karşı harekete geçeceğini kasteder. (Yeremya 14:10) Öte yandan, “artık suçlarını anmayacağım” dediğinde Yehova, günahlarımızı bir kez bağışladıktan sonra, suçlamak, mahkûm etmek veya cezalandırmak için bunları tekrar ortaya getirmeyeceğine ilişkin bize güvence veriyor.

Yehova, bağışlayıp unutmasının ne anlama geldiğini peygamber Hezekiel aracılığıyla açıkladı: “Kötü adam işlemiş olduğu suçların hepsinden döner, ve bütün kanunlarımı tutar, ve hak olanı ve doğru olanı yaparsa, elbette yaşıyacak, ölmiyecektir. Yapmış olduğu günahlardan hiç biri ona karşı anılmıyacaktır; işlediği salâhta yaşıyacaktır.” (Hezekiel 18:21, 22; 33:14-16) Evet, Yehova’nın unutması tövbekâr bir günahkârı bağışlaması anlamındadır.—Romalılar 4:7, 8.

Kusurlu olduğumuzdan dolayı, hiçbir zaman Yehova gibi kusursuz şekilde bağışlayamayız; O’nun düşünceleri ve yolları bizimkinden muazzam ölçüde yüksektir. (İşaya 55:8, 9) Öyleyse, başkaları bize karşı suç işlediğinde, makul olarak ne ölçüde bağışlayıp unutmamız beklenebilir?

Nasıl Bağışlayıp Unutabiliriz?

Efesoslular 4:32, “birbirinize isteyerek bağışlayıcı” olun diye ısrarla teşvik ediyor. Sözlük yazarı W. E. Vine’a göre, “isteyerek bağışlayıcı” (khariʹzomai) olarak tercüme edilen Yunanca sözcük, “şart koşmadan bir lütuf ihsan etmek” anlamına gelir. Bize karşı işlenen suç önemsiz nitelikteyse, bağışlamakta büyük bir zorluk çekmeyebiliriz. Kusurlu olduğumuzu akılda tutmak, başkalarının zayıflıklarını göz önüne almamızı mümkün kılar. (Koloseliler 3:12) Bağışladığımız zaman, kırgınlığı bırakırız ve kabahatli kişiyle ilişkimiz kalıcı bir zarara uğramayabilir. Zamanla, böyle önemsiz bir suçun anısı silinebilir de.

Bununla birlikte, ya başkaları bize karşı daha ciddi, derinden yaralayan bir suç işlerse? Ensest, tecavüz ve öldürmeye teşebbüs gibi uç noktalardaki durumlarda bağışlama, birçok farklı konuyu kapsayabilir. Bu özellikle, suçlu kişi suçunu kabul etmezse, tövbe etmezse ve özür dilemezse geçerlidir.b (Süleymanın Meselleri 28:13) Yehova Kendisi de tövbe etmeyen, kötülük yapma konusunda katılaşmış kişileri bağışlamaz. (İbraniler 6:4-6; 10:26) Duygusal yara derinse, olanları zihnimizden tamamen atmayı hiçbir zaman başaramayabiliriz. Fakat, gelecek yeni dünyada ‘önceki şeylerin anılmayacağı ve fikre gelmeyeceği’ güvencesi bize teselli verebilir. (İşaya 65:17; Vahiy 21:4) O zaman hatırladığımız hiçbir şey, belki şimdi hissettiğimiz gibi, derin incinme ve acıya neden olmayacak.

Diğer durumlarda, bağışlayabilmek için önce kabahatli kişiyle konuşarak, meseleleri çözme yönünde ilk adımı atmamız gerekebilir. (Efesoslular 4:26) Böylece, herhangi bir yanlış anlama açıklığa kavuşturulabilir, uygun şekilde özür dilenebilir ve af dilenebilir. Ya unutma konusu? Yapılmış olan şeyi hiçbir zaman zihnimizden tamamen atamayız, fakat kabahatli kişiye karşı kin beslememe ya da meseleyi gelecekte tekrar ortaya getirmeme anlamında unutabiliriz. Mesele hakkında ne dedikodu yaparız, ne de suç işleyen kişiden tamamen uzaklaşırız. Ancak, suçu işleyen kişiyle olan ilişkimizi düzeltmek biraz zaman alabilir ve önceki kadar yakınlık kuramayabiliriz.

Bir tasvir ele alalım: Güvenilir bir arkadaşa çok kişisel bir meseleyi açtığınızı, onun bunu başka kişilere yaydığını ve bu olayın sizi çok sıktığını veya incittiğini varsayın. Meseleyi görüşmek üzere ona yaklaşıyorsunuz ve o bu durumdan dolayı çok üzgün; özür diliyor ve bağışlanmasını istiyor. Onun samimi olarak özür dilemesi yüreğinizi bağışlamak yönünde harekete geçirir. Olanları kolaylıkla unutur musunuz? Büyük olasılıkla hayır; şüphesiz gelecekte ona sırrınızı açma konusunda çok tedbirli davranırsınız. Fakat yine de onu bağışlarsınız; meseleyi tekrar tekrar ona açmazsınız. Ne kırgınlık beslersiniz, ne de başkalarıyla mesele hakkında dedikodu yaparsınız. Ona karşı eskisi kadar yakınlık duymayabilirsiniz, fakat yine de İsa’nın takipçisi bir kardeşiniz olarak seversiniz.—Süleymanın Meselleri 20:19 ile karşılaştırın.

Bununla birlikte ya meseleyi çözmek üzere gösterdiğiniz bütün çabalara rağmen, suçlu kişi suçunu kabul etmez ve özür dilemezse? Kırgınlığınızı bırakmak anlamında bağışlayabilir misiniz? Başkalarını bağışlamak, onların yaptıklarına göz yummak ya da önemini azaltmak anlamına gelmez. Kırgınlık, taşınması ağır bir yüktür; huzurumuzu elimizden alarak zihnimizi meşgul eder. Hiçbir zaman dilenmeyecek bir özürü beklemek, sadece daha çok düş kırıklığı yaratır. Aslında kabahatli kişinin duygularımızı denetlemesine izin vermiş oluruz. Bu nedenle, başkalarını bağışlamamız veya kırgınlığı bırakmamız sadece onların yararı için değil, hayatımızı sürdürmek üzere kendi yararımız için de gerekir.

Başkalarını bağışlamak her zaman kolay değildir. Fakat samimi şekilde tövbe edildiğinde, Yehova’nın bağışlama tarzını örnek almaya çalışabiliriz. O, tövbe etmiş kötülük işleyenleri bağışlayınca, kırgınlığı bırakır; geçmişe sünger çeker ve gelecekte bu suçları onlara karşı kullanmama anlamında unutur. Biz de, kabahatli kişi tövbe ettiğinde, kırgınlığı bırakmaya çalışabiliriz. Ancak, bağışlama zorunluluğunda bile olmadığımız durumlar olabilir. Uç noktalarda haksız ya da gaddarca bir davranışın kurbanı olan hiç kimse, tövbe etmeyen bir suçluyu bağışlamak yönünde zorlanmamalı. (Mezmur 139:21, 22 ile karşılaştırın) Fakat birçok durumda, başkaları bize karşı suç işlediğinde, kırgınlığı bırakmak anlamında bağışlayıp meseleyi ilerde kardeşimize karşı kullanmama anlamında unutabiliriz.

[Dipnotlar]

a Uyan! dergisinin 1.3.1994 sayısının 18-19. sayfalarındaki “Mukaddes Kitabın Görüşü: Tanrı’nın Bağışlaması Ne Kadar Kapsamlıdır?” makalesine bakınız.

b Yehova’nın Şahitlerinin yayımladığı Insight on the Scriptures’ın I. Cildinin 862. sayfasında şunlar söyleniyor: “İsa’nın takipçilerinden, kötü niyetli, kasıtlı suç işleyen ve tövbe etmeyen kişileri bağışlamaları talep edilmez. Böyle kişiler Tanrı’nın düşmanları haline gelirler.”

[Sayfa 20’deki resim]

Yusuf ve ağabeyleri

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş