Araştırıcı Bir Ruha Sahip misin?
MERAK “bir şeyi öğrenmek için duyulan arzu”dur. Kuvvetli bir meraka sahip olan kişi bir şeyler öğrenmeye, yani bilgi edinmeye heveslidir. Bu hevesi içimize Yehova Tanrı yerleştirdiğinden dolayı doğar doğmaz etrafımızdaki dünyayı keşfetmeye sevk ediliyoruz. Bizzat varlığımız, son bulmayan bir öğrenme sürecidir. Olgun, uyumlu yetişkinler olabilmemiz için merakımızı, yani meseleleri öğrenme arzumuzu doyurmalıyız.
Bu, özellikle ruhi düzeyde geçerli olan bir gerçektir. Ebedi hayat için ümidimiz, Yehova Tanrı hakkında bilgi edinmemize bağlıdır. (Yuhanna 17:3) Mukaddes Kitap O’nun, bizim ‘O’nu aramamızı, O’nu bulmamızı’ istediğini söylüyor. (Resullerin İşleri 17:23, 24, 27) Eğer biz merakımızı bastırır veya gelişmesine izin vermezsek, çok yavaş ilerleyeceğiz. Aslında ruhi şeylere karşı ilgisiz kalmak, öldürücü olabilir.—Mezmur 119:33, 34; Hoşea 4:6.
Dolayısıyla eski zamanlarda yaşayan Yehova’nın kavmine, uygun öğrenme arzusunun doyrulması için daima eğitim ve bilgi alma gereği vurgulandı. (Tesniye 6:6, 7; 31:12; II. Tarihler 17:9) İsa Mesih, yeryüzünde yaşayan en büyük öğretmendi. (Matta 9:35) Şakirtleri, bıraktığı örneğe göre yürüdüler. Muhalefet karşısında bile onlar “öğretmekten ve İsa Mesihi müjdelemekten vazgeçmiyorlardı.” (Resullerin İşleri 5:42) Bu öğretim işi, araştırıcı bir zihne sahip olanlarda ilgi uyandırdı. Birçok kişi, “bu şeyler böyle midir, diye her gün kitapları araştır”an Verialılar gibiydiler.—Resullerin İşleri 17:11.
Benzer şekilde, Tanrı’nın çağdaş cemaatinin birçok faaliyeti, öğretim alma üzerinde odaklaşır. Böylece cemaat, varlığının önemli bir amacını yerine getirerek, Yehova ve maksadı hakkında bilgi alma isteğini doyurur ve ilerletir. Merakın bu türü, sağlıklı ve yararlıdır.
MERAKIN UYGUN SINIRLARI
Bununla beraber çocuklar, bazen meraklarının tehlikelerinden korunmalıdırlar. Bir bebek sıcak bir şeye dokunmak üzere elini uzatır veya tadı nasıldır diye ağzına bir cam parçasını koyarsa, zarar görebilir. Bu yöndeki merakını engellersek, büyümesine engel olmayız.
Çocuklar büyüyünce de merakları başlarını tekrar derde sokabilir. Örneğin, bir delikanlı, açık saçık dergilere merak salabilir. Veya bir genç kız, tütün veya başka uyuşturucular hakkında merak duyabilir. Bazı gençler buluşup, sarhoşluğun tam ne olduğunu merak ederek, fazla içki içebilirler. Erinlik çağındakilerin bu tür meraklarını kırarsak, doğal yetişme ve gelişmelerine engel olmayız.
Acaba İsa’nın yetişkin bir takipçisi, merakı yüzünden başını derde sokabilir mi? Evet, sokabilir. Pavlus, Mesih’in bir takipçisinin imanını altüst etmek üzere merakına başvuranlara karşı Timoteos’u uyardı. Pavlus şöyle dedi: “Ey Timoteos, emaneti hıfzet, murdar boş sözlerden ve yalan yere bilgi denilen şeyin itirazlarından sakın; bazıları bunu iddia ederek iman hakkında saptılar.”—I. Timoteos 6:20, 21.
Timoteos’a yazdığı ikinci mektubunda Pavlus şu uyarıyı da verdi: “Zaten dirilme olmuştur, diyerek hakikat hakkında saptılar, ve bazılarının imanını altüst ediyorlar.” (II. Timoteos 2:18) Söylenen bu sözlerin nasıl merak uyandırmış olması gerektiğini düşünebilir misin? Uyanık olmayanlar şunu merak etmiş olabilirler: “Acaba bu adamlar ne demek istiyorlar? Nasıl ‘dirilme zaten olmuştur’ diye söyleyebilirler?’ Onlar merak ederek dinlemiş olabilirler. Ya sonuç ne oldu? Bazılarının imanı altüst oldu. Bu tür sözleri sadece merak yüzünden dinlemek onlar için tehlikeli idi, tıpkı sadece merak yüzünden uyuşturucularla veya açık şaçık şeylerle ilgilenmenin tehlikeli olduğu gibi.
Acaba bu durum İsa’nın takipçilerinin, başkalarının fikirlerini dinlemek istemeyen, dar kafalı kişiler olduğu anlamına mı gelir? Hayır, sorun bu değildir. Onlar, daha sonraları kendilerine üzüntü verebilecek şeylere karşı zihinlerini açmamak için öğüt alıyorlar. Havva, İblis Şeytan’ın aldatıcı sözlerini dinlemekle, duyduğu merakı tatmin etmeyi reddetseydi, insan tarihi ne kadar farklı olacaktı; lütfen düşün! (Tekvin 3:1-6) Resul Pavlus, “şakirtleri artlarınca çekmek için sapık şeyler söyleye”rek, Şeytan’ın Havva’ya karşı belirttiği aynı ruh durumunu gösteren “kurtlar”a karşı Efesoslu ihtiyarları uyardı. (Resullerin İşleri 20:29, 30) Onlar, “düzme sözlerle” bizi “tüccar malı” etmeye çalışırlar. Böyle sözler, İsa’nın bir takipçisinin ruhi düşünüşünü zehirleyen düşünceler katar.—II. Petrus 2:3.
Bir içkinin zehirli olduğunu bilseydin, tadı nasıldır diye veya vücudunun zehiri etkisiz hale getirebilecek kadar güçlü olup olmadığını denemek için onu içer miydin? Tabii ki hayır. Benzer şekilde seni aldatmak ve hakikatten uzaklaştırmak amacıyla söylenen sözlere karşı ilgi duymak hikmetlilik midir? Herhalde hayır!
DÜNYEVİ FELSEFELERDEN SAKIN
Merakımız bizi dünyevi felsefeleri incelemeye sevk ederse de zarar görebiliriz. Felsefe, “madde ve yaşamayı ve bunların dünya, toplum, ruh gibi türlü belirtilerini neden, ilke, erek bakımından inceleyen zihin çalışması ve bu çalışmanın verimi” olarak tanımlanmaktadır. Fakat eninde sonunda insan felsefelerini savunanlar, “daima öğrenen ve asla hakikat bilgisine erişemeyen”ler gibi oluyorlar. (II. Timoteos 3:7) Başarısızlıkları temel bir hatadan kaynaklanıyor: Tanrı’nın hikmetine değil, insan hikmetine dayanmak.
Bu hata, resul Pavlus tarafından açıkça ortaya konuldu. O, Korintoslulara “Allahın indinde akılsızlık” olan “dünyanın hikmeti”nden söz etti. (I. Korintoslular 3:19) Aynı zamanda “düşüncelerinde batıl ol”anlara karşı Romalı kardeşleri uyardı. (Romalılar 1:21, 22) Tüm sahip olduklarımızın kaynağı Yehova’dır. Bize “tam bilgi ve ayırt etme yeteneği”ni sağlamak ve “Allahın derin şeylerini” açıklamak için yerinde olarak O’na bakarız. (Filipililer 1:9; I. Korintoslular 2:10) Tanrı’nın hikmetinin başlıca kaynağı Sözü olan Mukaddes Kitaptır.
İnsan felsefeleri, Tanrı’nın Sözünü görmezlikten geldiği için onların getireceği tehlikeleri asla hafife almamalıyız. Çağdaş felsefeler, Hıristiyan âleminin birçok öğretmenini evrim kuramını kabul etmek üzere ayarttı. Onlar entellektüel yönden saygınlık kazanmak için Mukaddes Kitap eleştiriciliği yararına karar vererek, Mukaddes Yazıların ilham edilişine karşı inançlarını bile terk ederler. Kişisel özgürlüğü vurgulayan siyasal felsefeler, kürtajlar salgınına, yaygın cinsel ahlaksızlığa, uyuşturucu bağımlılığına ve başka yozlaştırıcı alışkanlıklara yol açmıştır. Maddeci bir düşünüş tarzı, bugün birçok insanı mutluluk ve başarılarını, sahip oldukları maddi şeylere göre ölçmeye sevk etmektedir.
Bütün bu felsefeler, Tanrı’nın yardımını istemeyip, insanın düşüncelerine dayanarak varolan sorunları çözmek veya mutluluk aramak üzere harcanan çabalardır. Bütün bunlar, Yeremya’nın fark ettiği şu temel hakikati görmek istemez: “Ya Yehova, bilirim ki, insanın yolu kendi elinde değildir; adımlarını doğrultmak yürüyen insanın elinde değildir.” (Yeremya 10:23) Kurtuluş ve mutluluğumuz Yehova’ya itaat edip O’na güvenmemize bağlıdır. Böylece düşünüşümüzü bozabilecek ve sonunda bizi ümitleri olmayanlar arasına terk edecek olan insan fikirlerine karşı ilgi duyarak, merakımızı dizginsiz bırakma iğvasına düşmemek hikmetliliktir.
YAKLAŞAN SON HAKKINDA MERAK
Yehova’nın, Aden bahçesinde Şeytan’ın isyanının kötü etkilerini ortadan kaldırmayı amaçladığını açıklamasından bu yana, O’nun, sadık hizmetçileri, daima Tanrısal maksadın yerine gelmesiyle ilgili canlı bir meraka sahip olmuşlardır. Hatta melekler bile bunları merak etmişlerdir! (I. Petrus 1:12) İsa’nın günlerinde birçok kişi gökteki Krallığın ne zaman geleceğine dair tam vakti bilmek konusunda büyük ilgi duydu. Bununla birlikte, İsa, onlara defalarca bunu bilmelerinin Yehova’nın iradesi olmadığını söyledi. (Matta 25:13; Markos 13:32; Resullerin İşleri 1:6, 7) Kesin bir tarihi saptamak üzere harcanan her çaba boşuna olacaktı. Bunun yerine İsa onları Hıristiyan sorumluluklarına dikkat çekip, hergün acillik duygusuyla yaşamaya teşvik etti.—Luka 21:34-36.
Bugün dünya olayları, sonun yakın olduğuna ilişkin bol delil veriyor ve bunun tam ne zaman olacağına dair büyük bir merak var. Bazı gelişmeler, kimilerini, günü ve saati keşfettiklerine inandırmış olabilir. Oysa bekleyişleri yerine gelmeyince, Tanrı’nın hizmetinden ayrılacak kadar kaygı çektiler. Yehova’nın, bunu tam zamanında yerine getireceğine güvenerek, bu meseleyi O’nun ellerine bırakmak çok daha iyidir. Hazır olmak için her ne gerekli ise, sağlamıştır.
DENGELİ OLMANIN GEREĞİ
Böylece hayatımızdaki birçok şey gibi, merakımız da bir bereket veya lanet olabilir. Uygun bir şekilde yönlendiriliyorsa, sevinç ve refah veren paha biçilmez bilgilerin edinilmesine yol açabilir. Yaratıcımızın iradesi ve maksadı hakkında duyulan sağlıklı merak, derin bir doyum ve yarar kaynağı olabilir. Dizginsiz ve uygunsuz bir merak ise, bizi gerçek imanın ve Tanrısal bağlılığın canlı kalamayacağı bir kurgu ve kuram bataklığına sürükleyebilir. Dolayısıyla merakın, seni şüpheli şeyleri açmaya itiyorsa, “kendi sebatınızdan düşmiyesiniz diye, önceden bunları bilerek sakının” sözlerine dikkat et.—II. Petrus 3:17.