İsa’nın Takipçileri Bir Dinlenme Günü Tutmalı mı?
HAZİRAN ayı pek rastlanmayan şekilde yağışlı geçmişti. Bu nedenle, Wimbledon tenis şampiyonası esnasında eski bir dünyevi alışkanlık bozulmuştu. Tarihte ilk kez, kaybedilen vakti telafi etmek üzere pazar günü de maç yapıldı. Kuralların ara sıra bu gibi nedenlerle bozulması dışında, pazar günü İngiltere’de olduğu kadar başka ülkelerde de kutsal bir dinlenme günü olarak kalır.
Bazı kimseler farklı bir dinlenme günü tutar. Yahudiler dünya çapında cuma gününün güneş batışından cumartesi gününün güneş batışına kadar Sebt gününü sıkı şekilde tutarlar. Sebt günü boyunca İsrail ulusal hava yolları uçuş düzenlemez ve bazı kasabalarda kamu taşıma araçları çalışmaz. Yeruşalim’de, ananelerine sıkıca bağlı olan kişiler kanunsuz saydıkları trafiği tamamen engellemek üzere bazı yolları kapatırlar.
Birçok dinin hâlâ bir dinlenme veya bir sebt günü tutması gerçeği çeşitli sorular doğurur. Sebt gününü tutmak sadece Yahudiler için midir? Hıristiyan âleminin dinleri neden farklı bir günü dinlenme günü olarak kabul etmeye başladı? Bugün haftalık bir dinlenme günü tutmak Mukaddes Kitabın bir talebi midir?
Sebt Günü Daima Var Mıydı?
Kutsal Yazılarda bir sebt gününe ilk kez Çıkış kitabında değinildiğini görüyoruz. İsrailliler çöldeyken, Yehova’dan gelen mucizevi bir yiyecek olan manı aldılar. Haftanın her altıncı günü çift porsiyon toplamalıydılar, çünkü yedinci gün, her tür işin yasak olduğu, ‘Yehova’ya bir sebt günü’ olmalıydı.—Çıkış 16:4, 5, 22-25.
Bundan başka Sebt günü, İsraillilere, Mısır diyarında köle olduklarını hatırlatmak amacıyla verilmişti. Şayet böyle bir kuralı daha önceden tutmuş olsalardı bu hatırlatıcılık işlevinin anlamı olmayacaktı. Bundan dolayı Sebt gününü düzenleyen kanunlar yalnızca İsrail’e verilmişti.—Tesniye 5:2, 3, 12-15.
Çok Titiz ve Ağır Uygulamalar
Musa Kanunu’nda Sebt günü ile ilgili çok fazla ayrıntı olmadığından, yüzyıllar boyunca hahamlar Sebt gününde hemen hemen tüm çalışma şekillerini yasaklayan pek çok kural düzenledi. Mişna’ya göre, yasaklanan işler dikiş dikmek, yazmak ve ziraat işi gibi başlıca 39 sınıfta toplandı. Bu kanunların çoğu Mukaddes Kitaba dayalı değildir. Encyclopœdia Judaica, Mişna’dan alıntı yaparak onlar için “bir kılla asılı duran dağlar gibidirler; çünkü Kutsal Yazılar bu konuya çok az değinmesine rağmen kurallar çoktur” diye doğrular.
İnsanın “yedinci günde kimse yerinden çıkmasın” emrini uygulaması için azami bir uzaklık belirlendi ve bu, “Sebt sınırı” olarak adlandırıldı. Bazı kaynaklara göre o uzaklık iki bin “arşın”a veya yaklaşık 900 metreye eşitti. (Çıkış 16:29) Bununla beraber bu kanun ustalıkla aşılabilirdi. Örneğin, Sebt gününün yemekleri bir önceki gece, evden iki bin “arşın” uzaklığa konulabilirdi. Sonra bu yer, aileye ait evin bir uzantısı olarak kabul edilip bu noktadan sonra da iki bin “arşın” sayılabilirdi.
İnsanların koyduğu bu kısıtlamaların çoğu İsa’nın günlerinde yürürlükteydi. Bu nedenle, dinsel liderler İsa’nın şakirtlerini ekin tarlalarından geçerken yemek üzere başak tanelerini kopardıkları için ayıpladılar. Onlar Sebt gününü bozmakla suçlandı—başak tanelerini koparmak biçmekle, onları ovuşturmak ise değirmende öğütmekle bir tutuldu. İsa onların aşırı görüşlerini farklı fırsatlarda açığa vurdu, zira onlar Yehova’nın kanununun ruhunu yanlış yorumlamışlardı.—Matta 12:1-8; Luka 13:10-17; 14:1-6; Yuhanna 5:1-16; 9:1-16.
Cumartesi Sebtinden Pazar Sebtine
“Pazar günleri Tanrı’ya sadık biçimde hizmet etmeye ayrılacak,” Katolik Kilisesi tarafından belirtilen Sebt günü ile ilgili Dördüncü Emir böyledir. Geçenlerde yayımlanmış olan Fransız Catéchisme pour adultes şöyle açıklıyor: “Hıristiyan pazarı, Sebt gününden sonraki gün kutlanır; yani yeni yaratılışın ilk günü olan sekizinci günde. Bu pazar günü Sebt gününün esas unsurlarını kabul eder; fakat Mesih’in Fıshı üzerinde odaklanır.” Acaba bu, cumartesi gününden pazar günü Sebtine geçiş nasıl oldu?
Her ne kadar pazar günü İsa’nın diriltildiği gün idiyse bile, ilk Hıristiyanlar için o gün diğer günler gibi herhangi bir çalışma günü idi. Fakat Laodikya kilise konseyi tarafından alınan bir karar, (MS dördüncü yüzyılın son yarısında) zamanla, cumartesi günkü Yahudi Sebt gününün yerine bir “Hıristiyan” pazar Sebtinin geçtiğini açıklar. Bu kilise kanunu, “Hıristiyanların Yahudileşmelerini ve [Yahudi] Sebt gününde aylak olmalarını yasakladı ve Rabbin günü [haftanın onun diriltilmiş olduğu günü] Hıristiyan yöntemiyle onurlandırılmalıydı.” O zamandan itibaren Hıristiyan âleminin kiliselerine mensup olan kişiler cumartesi günleri çalışmalı ve pazar günleri iş yapmaktan sakınmalıydılar. Daha sonraları onlardan pazar günkü ayinde hazır bulunmaları talep edildi.
Çok geçmeden dünyevi hükümetlerin desteğiyle tüm Hıristiyan âleminde pazar günleri çalışmak yasaklandı. Altıncı yüzyıldan sonra, bu yasağı çiğneyenler para cezasına çarptırılır veya kamçılanırdı ve öküzlerine el konulabilirdi. Tövbe etmeyen günahkârlar bazen köleliğe mahkûm edilirdi.
Pazar günlerinde kabul edilebilir işlerle ilgili kanunlar bir bakıma, Yahudi Sebt gününü yöneten ananeler kadar karmaşıktı. Dictionnaire de théologie catholique, kilise mantığının (ahlâksal ve dinsel meseleleri çözümlemeye yönelik felsefi yöntem) gelişimi hakkında uzun uzadıya açıklamalar verir ve yasaklanan şeyler arasında kölelik hizmeti, çiftçilik, yasal işlemler, çarşı işleri ve avcılıktan söz eder.
Bu yasaklamaları meşru göstermek üzere çelişkili şekilde Yahudi Sebt gününe başvuruluyordu. New Catholic Encyclopedia İmparator Şarlman’ın pazar günleriyle ilgili kanunlarından şöyle söz eder: “Aziz Jerome tarafından açıkça reddedilen ve 538 yılında Hıristiyanlığa ait olmadığı, Yahudilere ait olduğu gerekçesiyle Orléans konseyi tarafından mahkûm edilen haftanın yedinci gününü kutsal tutma fikri, Şarlman’ın 789 yılındaki resmi kararında belirtilerek pazar günü yapılan tüm işler açıkça bir ihlâl (On Emrin ihlâli) olarak bildirildi.” Böylece, sivil otoritelerin pazar gününü bir dinlenme günü olarak kabul ettiğini görmek hoşuna gitti ise de, kilise böylece bu dünyevi gücün, söz konusu sınırlamaları kendilerinin reddettiği yasal bir temele, yani Sebt günüyle ilgili Musa Kanununa dayanarak meşru kılmasına izin vermiş oldu.
Kutsal Yazılarla İlgisi Olmayan Bir Durum
Yüzyıllar önce, çeşitli kilise pederleri ve özellikle Augustine, Sebt gününün Yahudilere özel ve geçici bir düzenleme olduğunu beyan ederken haklıydı. Bu kilise pederleri böyle yapmakla sadece Yunanca Kutsal Yazıların açıkladığı gerçeği kabul etti, yani Sebt gününün İsa’nın kurbanlığı vasıtasıyla kaldırılan Kanun ahdinin bölünmez bir kısmı olduğunu.—Romalılar 6:14; 7:6; 10:4; Galatyalılar 3:10-14, 24, 25.
Çağdaş Vocabulaire biblique kitabı “İsa’nın gelişi, ölümü ve diriltilmesinden dolayı E[ski] A[hit]in tüm bayramlarının şimdi gerçekleştiğini ve onları tutmanın ‘sanki Mesih hiç gelmemiş gibi eski ahde geri dönmek anlamına geldiğini’” kabul eden Protestan teolog Oscar Cullmann’dan alıntı yaptı. Bu önemli noktayı göz önünde bulundurduktan sonra Sebt gününü tutma zorunluluğunu haklı çıkarmak mümkün mü?
Bugün, Katolik yazarlar genellikle Pavlus’un “haftanın ilk günü” (pazar günü) yemek yemek için arkadaşlarıyla beraber toplandığından söz eden Resullerin İşleri 20:7 ayetinden destek ararlar. Bununla beraber, burada sadece bir ayrıntı söz konusudur. Ne bu metinde ne de Mukaddes Kitabın diğer ayetlerinde hiçbir şey, bu beyanın söz konusu uygulamanın İsa’nın takipçileri tarafından örnek alınması gerektiği anlamında olduğunu göstermez, bir zorunluluk olduğu anlamına ise hiç gelmez. Evet, sebt olarak pazar gününü tutmak Kutsal Yazıların desteğinden yoksundur.
İsa’nın Takipçileri İçin Hangi Dinlenme Zamanı Vardır?
Her ne kadar İsa’nın takipçilerinin haftalık bir dinlenme günü tutmaları zorunlu değilse bile, onlar başka tür bir dinlenme gününü tutmaya davetlidirler. Pavlus Yahudilerden İsa’nın takipçisi olmuş imandaşlarına şöyle diyerek bunu açıklar: “Öyle ise, Allahın kavmı için bir sebt günü rahatı kalıyor . . . . o rahata girmeğe gayret edelim.” (İbraniler 4:4-11) Bu Yahudiler İsa’ nın takipçileri olmadan önce, Musa Kanununu ellerinden gelen titizlikle tutmuşlardı. Pavlus şimdi onları, kurtuluşu artık işler vasıtasıyla aramamaya fakat onun yerine ölü işlerden “rahat” etmeye teşvik ediyordu. Onlar bundan sonra, Tanrı’nın gözünde insanlığın adil olabilmesi için tek vasıta olan İsa’nın kurbanlığına iman etmeliydiler.
Bugün bizler Tanrı’nın görüşüne nasıl aynı dikkati gösterebiliriz? Yehova’nın Şahitleri makul kişiler olarak, birçok ülkede geçerli olan dünyevi işle ilgili haftalık dinlenme gününü tıpkı diğer insanlar gibi takdir ederler. Bu, onların ailece bir araya gelip tazelenmek üzere vakit geçirmelerine olanak verir. Fakat bu günün daha çok İsa’nın takipçilerine özgü diğer uğraşlara ayrılan bir zaman olduğu kanıtlanmıştır. (Efesoslular 5:15, 16) Bu, ibadetlere ve aleni hizmete katılmayı, yani iman eden insanlığın küre çapındaki barıştan sevinç duyacağı yaklaşan vakit hakkındaki Mukaddes Kitap bilgilerini komşuları ziyaret ederek paylaşmayı içerir. Eğer bu konuda bilgi almak isterseniz, Yehova’nın Şahitleri ister cumartesi ister pazar veya haftanın başka bir günü olsun, size yardım etmekten mutluluk duyacaklar.