İsa Hakkındaki Hakikat
İSA’NIN kim olduğuna ve neler başardığına ilişkin kuram ve kurguların sonu yok gibi. Fakat bizzat Mukaddes Kitap için ne denebilir? İsa Mesih hakkında bize neler söylüyor?
Mukaddes Kitabın Söyledikleri
Mukaddes Kitabı dikkatle okuduğunuzda şu önemli gerçekleri bulacaksınız:
◻ İsa, tüm yaratılışın ilki, Tanrı’nın biricik Oğludur.—Yuhanna 3:16; Koloseliler 1:14.
◻ Yaklaşık iki bin yıl önce Tanrı, insan olarak doğması için İsa’nın hayatını bir Yahudi bakirenin rahmine aktardı.—Matta 1:18; Yuhanna 1:14.
◻ İsa yalnızca iyi bir adam değildi. Babası Yehova Tanrı’nın güzel kişiliğinin her açıdan doğru bir yansımasıydı.—Yuhanna 14:9, 10; İbraniler 1:3.
◻ Yerdeki hizmeti boyunca İsa ezilmiş olanların ihtiyaçlarını sevgiyle karşıladı. Mucizevi şekilde hastaları iyi etti, hatta ölüleri diriltti.—Matta 11:4-6; Yuhanna 11:5-45.
◻ İsa, Tanrı’nın Gökteki Krallığını, baskı altındaki insanlığın tek ümidi olarak ilan etti ve öğrencilerini bu vaaz etme işini sürdürmeleri için eğitti.—Matta 4:17; 10:5-7; 28:19, 20.
◻ MS 14 Nisan 33’te İsa tutuklandı, yargılandı, mahkûm edildi ve devlete başkaldırdığı şeklindeki sahte suçlamayla öldürüldü.—Matta 26:18-20, 48–27:50.
◻ İsa’nın ölümü bir fidye olarak hizmet ederek iman eden insanlığı günahkâr durumundan kurtarır ve böylece de ona iman eden herkes için sonsuz yaşam yolunu açar.—Romalılar 3:23, 24; I. Yuhanna 2:2.
◻ 16 Nisan’da İsa diriltildi ve bundan kısa bir süre sonra, kusursuz insan yaşamının fidye değerini Babasına ödemek üzere göğe döndü.—Markos 16:1-8; Luka 24:50-53; Resullerin İşleri 1:6-9.
◻ Yehova’nın tayin edilmiş Kralı olarak diriltilen İsa, Tanrı’nın insanlıkla ilgili başlangıçtaki amacını gerçekleştirme yetkisine sahiptir.—İşaya 9:6, 7; Luka 1:32, 33.
Böylece Mukaddes Kitap İsa’yı, Tanrı’nın amaçlarının yerine gelmesinde kilit kişi olarak tanıtır. Fakat bunun, yaklaşık 2.000 yıl önce Beytlehem’de doğan ve yeryüzünde yaşayan, tarihin anlattığı İsa, yani gerçek İsa olduğundan nasıl emin olabiliriz?
Güvenmek İçin Temel
Birçok kuşku yalnızca Yunanca Kutsal Yazıları önyargısız bir zihinle okumakla ortadan kaldırılabilir. Böyle yapmakla, Mukaddes Kitap kaydının mitolojide olduğu gibi olayların belirsiz bir anlatımı olmadığını göreceksiniz. Bunun yerine, isimler, belli tarihler ve kesin yer adları bildirilmiştir. (Örneğin, Luka 3:1, 2’ye bakın.) Ayrıca, İsa’nın öğrencileri göze çarpan bir dürüstlük ve okuyucuya güven aşılayan bir açıksözlülük tablosu çiziyor. Yazarlar, doğru bir kayıt oluşturmak amacıyla hiç kimsenin—kendilerinin bile—hatalarını gizlemediler. Evet, siz de Mukaddes Kitabın hakikatin sesi olduğuna tanık olacaksınız.—Matta 14:28-31; 16:21-23; 26:56, 69-75; Markos 9:33, 34; Galatyalılar 2:11-14; II. Petrus 1:16.
Bu konuda daha çok şey söylenebilir. Arkeologların bulguları Mukaddes Kitap kaydını tekrar tekrar doğruladı. Örneğin, Kudüs’teki İsrail Müzesini dolaşırsanız üstünde Pontius Pilatus’un adı geçen taşı görebilirsiniz. Başka arkeolojik bulgular, Mukaddes Kitabın söz ettiği Lisanyas ve Sergius Paulus’un, İsa’nın ilk takipçilerinin hayal ürünü değil, gerçek kişiler olduğunu doğruluyor. Juvenal, Tacitus, Seneca, Suetonius, Genç Plinius, Lucianus, Selsus ve Yahudi tarihçi Josephusa gibi eski yazarların eserlerinde, Yunanca Kutsal Yazılarda (Yeni Ahit) kaydedilen olaylar sık sık doğrulanıyor.
Yunanca Kutsal Yazılarda geçen olaylar, ilk yüzyılda yaşayan binlerce kişi tarafından tartışmasız kabul edildi. Hıristiyanlığın düşmanları bile, İsa’nın söylediği sözler ve yaptığı işleri anlatan kayıtları yalanlamadılar. İsa’nın kişiliğinin ölümünden sonra öğrencileri tarafından süslenmesi olasılığı hakkında Profesör F. F. Bruce şu gözlemde bulundu: “Bazı yazarların düşündüğü gibi, o ilk yıllarda nelerin olup nelerin olmadığını hatırlayan öğrencilerinin birçoğu henüz hayattayken, İsa’nın söylediği sözleri ve yaptığı işleri uydurup değiştirmek hiç de kolay değildi. . . . . Böyle bir fırsatı kollayanlar tarafından büyük bir memnuniyetle derhal ortaya çıkarılacağından, öğrenciler (gerçeklerin bile bile değiştirilmesi şöyle dursun) hata yapmayı bile göze alamazlardı.”
İnanmamalarının Nedeni
Bununla birlikte, bazı bilginler kuşkucu tutumlarını koruyorlar. Mukaddes Kitap kaydının uydurma olduğunu varsayarken apokrif yazıları büyük istekle araştırıyor ve onları güvenilir olarak kabul ediyorlar! Neden? Mukaddes Kitap kaydının, çağımızdaki birçok entelektüelin inanmak istemediği şeyleri içerdiği açıktır.
S. Austin Allibone, 1871’de yayımlanan Union Bible Companion adlı kitabında kuşkuculara şu sözlerle meydan okudu: “İncilin tarihsel doğruluğundan kuşku duyduğunu söyleyen birine, Sezar’ın Capitol’de öldüğüne ya da 800 yılında Papa III. Leo’nun İmparator Şarlman’a Batı Roma İmparatoru olarak taç giydirdiğine hangi nedenle inandığını sorun. . . . . Bu adamlar hakkında ileri sürülen her sava inanırız; çünkü onların doğruluğunu gösteren tarihsel kanıtlara sahibiz. . . . . Eğer, böyle kanıtlara rağmen, biri hâlâ inanmayı reddederse, onu ahmak denecek kadar inatçı ya da umutsuz derecede cahil olarak niteleyip terk ederiz. Kutsal Yazıların güvenilirliği konusunda şimdi ortaya konulan bol sayıdaki kanıta rağmen, hâlâ ikna olmadıklarını söyleyenlere ne diyelim? . . . . Gururlarını alçaltacak ve kendilerini değişik bir yaşam sürdürmeye zorlayacak bir şeye inanmak istemiyorlar.”
Evet, bazı kuşkucuların Yunanca Kutsal Yazıları reddetmelerinin gizli nedenleri var. Onların sorunu Kutsal Yazıların güvenilirliği değil, standartlarıdır. Örneğin, İsa takipçilerine şöyle dedi: “Ben dünyadan olmadığım gibi, onlar da dünyadan değildirler.” (Yuhanna 17:14) Bununla birlikte, İsa’nın takipçisi olduğunu iddia eden birçokları, bu dünyanın siyasal işlerine, hatta kanlı savaşlarına yoğun şekilde karışıyorlar. Birçokları Mukaddes Kitabın standartlarına uymak yerine, Mukaddes Kitabın kendi standartlarına uymasını tercih ediyor.
Ahlak konusunu da düşünün. İsa, fuhuş alışkanlığını hoş gördüklerinden Tiyatira’daki cemaate açık öğütler verip şunları söyledi: “Gönülleri (böbrekleri) ve yürekleri araştıran benim; ve her birinize işlerinize göre vereceğim.”b (Vahiy 2:18-23) Yine de, İsa’nın takipçisi olduğunu iddia eden birçoklarının ahlak standartlarını bir kenara bıraktığı doğru değil mi? Onların reddettiği ahlaksız davranış biçimleri değil, İsa’nın söyledikleridir.
Mukaddes Kitapta tanıtılan İsa’yı kabul etmeme eğilimindeki bilginler, kendi düşüncelerine uygun bir İsa yarattılar. Kendileri İncil yazarlarını asılsız yere suçladıkları şeyden, yani hikâye uydurmaktan suçludurlar. İsa’nın yaşamında kabul etmek istedikleri kısma sarılıp geri kalanı reddediyor ve kendi görüşlerine göre birkaç ayrıntı ekliyorlar. Gerçekte, onların yarattığı amaçsız dolaşan bilge ya da sosyal devrimci tanımları, araştırdıklarını iddia ettikleri tarihin anlattığı İsa değildir; bunun yerine yalnızca kibirli bilginlerin hayal ürünü olan bir İsa’dır.
Gerçek İsa’yı Bulmak
İsa, hakikat ve adalete karşı içten bir açlık duyanların yüreklerini uyandırmak için uğraştı. (Matta 5:3, 6; 13:10-15) Böyle kişiler İsa’nın şu çağrısına karşılık verdi: “Ey bütün yorgunlar ve yükleri ağır olanlar, bana gelin, ve size ben rahat veririm. Boyunduruğumu takının, ve benden öğrenin; zira ben halim ve alçak gönüllüyüm; ve canlarınıza rahat bulursunuz. Çünkü boyunduruğum kolay, ve yüküm hafiftir.”—Matta 11:28-30.
Gerçek İsa, çağımızdaki bilginlerin yazdığı kitaplarda bulunmadığı gibi, insan görüşüne dayanan geleneklerin yuvası haline gelen Hıristiyan âleminin kiliselerinde de bulunmaz. Tarihsel bir kişi olan İsa’yı kendi Mukaddes Kitabınızda bulabilirsiniz. Onun hakkında daha fazla bilgi almak ister misiniz? Yehova’nın Şahitleri bunu yapmanıza yardım etmekten mutluluk duyarlar.
[Dipnotlar]
a Daha fazla bilgi için, Kule Kitapları tarafından yayımlanan Mukaddes Kitap İnsanın Mı, Yoksa Tanrı’nın Mı Sözü? kitabının 5. bölüm 55-70 sayfalarına bakın.
b Mukaddes Kitapta, böbrekler, bazen bir kişinin en derin düşüncelerini ve duygularını tasvir eder.
[Sayfa 6’daki çerçeve]
ELEŞTİRİYLE DOLU YÜZYILLAR
Yunanca Kutsal Yazıların eleştirisi, 200 yıldan uzun bir süre önce Alman filozof Hermann Samuel Reimarus’un (1694-1768) şu iddiasıyla başladı: “Resullerin yazılarındaki öğretimle Bizzat İsa’nın Kendi yaşamı boyunca ilan edip öğrettikleri arasında kesin bir ayırım yapmak için geçerli nedenimiz var.” Reimarus’tan bu yana birçok bilgine benzer şeyler düşünmesi öğretildi.
The Real Jesus (Gerçek İsa) kitabı, geçmişteki birçok eleştirmenin kendilerini dinden sapmış olarak görmediğini belirtir. Bunun yerine, “kendilerini dogmatik inanç ve batıl itikat zincirlerini kırdıklarından daha gerçek Hıristiyanlar olarak gördüler.” Mukaddes Kitap yüksek eleştirisinin, “Hıristiyanlığın arınmış hali” olduğunu düşünüyorlar.
Üzücü gerçek şu ki, Hıristiyan âlemi, insan görüşüne dayanan geleneklerin yuvası haline gelmiştir. Canın ölmezliği, Üçlük ve ateşli bir cehennem öğretisi, Mukaddes Kitapla çelişen öğretilerden yalnızca birkaçıdır. Ancak hakikatin bu yozlaşmasının sorumlusu Yunanca Kutsal Yazıların yazarları değildi. Tersine, ilk yüzyılın ortasında, Pavlus İsa’nın takipçisi olduğunu iddia edenlerin arasında sapmanın ‘zaten iş başında olduğunu’ yazdığında, onlar sahte öğretilerin ilk belirtilerine karşı koymaktaydılar. (II. Selânikliler 2:3, 7) Yunanca Kutsal Yazıların içeriğinin, tarih ve öğretiler konusundaki hakikatin kaydı olduğundan emin olabiliriz.
[Sayfa 7’deki çerçeve]
İNCİLLER NE ZAMAN YAZILDI?
Birçok Yeni Ahit eleştirmeni, İncillerin anlattıkları olaylardan uzun süre sonra yazıldığı ve bu nedenle de hatalar içermesinin hemen hemen kaçınılmaz olduğu konusunda ısrar ediyor.
Bununla birlikte, kanıtlar Matta, Markos ve Luka’nın yazılarının erken tarihlere ait olduğunu gösteriyor. Matta’nın bazı elyazması kopyalarında düşülen notlar, ilk yazılışının MÖ 41 gibi erken bir tarihte olduğunu belirtiyor. Luka İncili herhalde MS 56 ile 58 tarihleri arasında yazıldı, çünkü (yaklaşık MS 61’de tamamlanan) Resullerin İşleri kitabı, yazar Luka’nın ‘ilk kitabını,’ yani İncili zaten tamamladığını belirtiyor. (Resullerin İşleri 1:2) Markos’un İncilinin—herhalde MS 60 ile 65 yılları arasında—resul Pavlus’un ya ilk ya da ikinci tutuklanması sırasında Roma’da yazıldığı düşünülüyor.
Profesör Craig L. Blomberg bu İncillerin erken bir tarihte yazıldığını kabul ediyor. İlk yüzyılın sonunda yazılan Yuhanna’nın İncilini dahil etsek bile, “birçok eski biyografiye kıyasla orijinal olaylara hâlâ çok yakın olduğumuzu” belirtiyor. “Örneğin, Büyük İskender’in en eski tarihli iki biyografisinin yazarları Arrian ve Plutarkhos, İskender’in MÖ 323’te ölümünden 400 yıldan fazla zaman sonra yazdılar; buna rağmen tarihçiler genelde bu eserleri güvenilir buluyor. Zaman içinde İskender’in yaşamı hakkında destanlar gelişti; ancak bunların büyük çoğunluğu, yalnızca bu iki yazardan sonraki yüzyıllarda oldu.” Yunanca Kutsal Yazıların tarihsel kısımları kesinlikle en az dindışı tarih kadar güvenilirdir.
[Sayfa 8’deki resim]
Yakında gerçekleşecek cennet yeryüzünde sevinç herkese egemen olacak