Yetkinizi Kullanırken Mesih’i Örnek Alın
OTUZ yıl kadar önce, insan davranışlarıyla ilgili yapılan bir deney oldukça şaşırtıcı sonuçlar ortaya koydu. Deneye katılanlar iki gruba ayrıldı. Bir gruba, diğer grubun gardiyanları olma görevi verildi. Diğer gruptakiler de mahkûm oldu. Peki sonuç neydi?
Şöyle bildiriliyor: “[Gardiyanların] çoğu birkaç gün içinde acımasız, zorbalık eden ve sık sık ceza veren kişiler haline geldi. Mahkûmlar da korkuyla sindiler ve kolayca boyun eğen kişiler haline geldiler.” Bu deneyi yürüten araştırmacıların vardığı sonuç şu oldu: Yetkiyi kötüye kullanma tuzağına hemen herkes düşebilir.
Yetkiyi Kullanmak ya da Kötüye Kullanmak
Elbette yetki gerektiği şekilde kullanılırsa olumlu bir etkisi olabilir. Uygun bir rehberlik sağlayabilir ve fiziksel, duygusal ve ruhi yönden yararları olabilir (Süleyman’ın Meselleri 1:5; İşaya 48:17, 18). Ancak yukarıda bahsedilen deneyin de gösterdiği gibi, bir kişinin yetki kullanırken aşırıya kaçması hep var olan bir tehlikedir. Mukaddes Kitap bu tehlikeye dikkat çekerek şöyle diyor: “Kötü adam hükümdar olunca, kavm ah çeker” (Süleyman’ın Meselleri 29:2; Vaiz 8:9).
Bir kişinin, yetkisini –iyi niyetle bile olsa– kötüye kullanması başkalarına zarar verir. Örneğin geçenlerde İrlanda’daki bir dinsel eğitim kurumu, bünyesindeki bazı öğretmenler çocuklara karşı yetkilerini kötüye kullandığı için özür diledi. Şüphesiz bu öğretmenlerin birçoğu iyi niyetliydi, ancak bazılarının başvurduğu yöntemler aşırı ölçüde zararlıydı. Bir gazete şöyle bildirdi: “Bu dinsel kurumdaki öğretmenlerin birçoğunun uyguladığı aşırı şiddet ve gaddarca davranışlar birçok çocuğa duygusal yönden zarar vermiş” (The Irish Times). Öyleyse yetkinizi kullanırken, başkalarını söz ya da davranışlarınızla incitmek veya kendinizden soğutmak yerine, ellerinden gelenin en iyisini yapmalarına yardımcı olmak için neler yapabilirsiniz? (Süleyman’ın Meselleri 12:18).
“Bütün Yetki” İsa Mesih’e Verildi
İsa Mesih’in bıraktığı örneği ele alalım. O, göğe çıkmadan kısa süre önce öğrencilerine şöyle demişti: “Gökte ve yerde bütün yetki bana verildi” (Matta 28:18). Acaba bu sözleri öğrencilerinde korku uyandırdı mı? İsa’nın, protestoları ve ayaklanmaları zor kullanarak bastırmalarıyla ünlü Romalı Sezarlar gibi davranacağını mı düşündüler?
Mukaddes Kitap kaydı bu sorunun cevabının hayır olduğunu kesin olarak gösterir! İsa Mesih yetkisini tıpkı Babası gibi kullanır. Yehova haklı olarak Evrenin Mutlak Güce Sahip Egemeni olmasına rağmen, toplumunun akla dayanmayan, korkudan kaynaklanan veya körü körüne bir itaat göstermesini değil, gönüllü olarak Kendisine hizmet etmesini arzular (Matta 22:37). Yehova yetkisini asla kötüye kullanmaz. Peygamber Hezekiel’e verilen canlı bir görüntü bu gerçeği göstermektedir.
Hezekiel bu görüntüde, Tanrı’nın egemenliğini destekleyen dört melek gördü. Her birinin dört yüzü vardı. Hezekiel şöyle yazıyor: “Yüzlerinin benzeyişi ise, onlarda insan yüzü, sağda dördünün aslan yüzü, ve solda dördünün öküz (boğa) yüzü, dördünün de kartal yüzü vardı” (Hezekiel 1:10). Bu dört yüz, Tanrı’nın kusursuz şekilde dengelediği dört temel niteliğini simgeliyor. Bu nitelikler, Tanrı’nın Sözünde şu şekilde tanımlanır: insan yüzüyle simgelenen sevgi, aslan yüzüyle simgelenen adalet ve kartal yüzüyle simgelenen hikmet. Bu üçü, dördüncü nitelikle uyum içinde işler: boğa yüzüyle simgelenen güç ya da kudret. Peki tüm bunlar ne anlama gelir? Bu görüntü, Yehova’nın sınırsız gücünü ve yetkisini asla diğer temel niteliklerine aykırı şekilde kullanmadığını gösterir.
İsa Mesih, Babasını örnek alarak yetkisini her zaman sevgi, hikmet ve adalet nitelikleriyle mükemmel bir uyum içinde kullandı. İsa’nın yetkisi altında hizmet etmek öğrencilerine büyük ferahlık verdi (Matta 11:28-30). Hem Yehova Tanrı’yı hem de İsa Mesih’i tanıtan başlıca nitelik güç veya yetki değil, sevgidir! (1. Korintoslular 13:13; 1. Yuhanna 4:8).
Siz Yetkinizi Nasıl Kullanıyorsunuz?
Peki siz bu konuda ne durumdasınız? Örneğin ailede yetkinizi kişisel isteklerinizi yerine getirmek için mi kullanıyorsunuz? Ailenizdekiler kararlarınıza sizden korktukları için mi, yoksa sizi sevdikleri için mi uyuyor? Ailenizin size itaat etme nedeni onlardan daha güçlü olmanız mı? Aile reisleri, ailede teokratik düzeni korumalarına yardımcı olması amacıyla bu soruları kendine sorabilir (1. Korintoslular 11:3).
Peki ya İsa’nın takipçilerinin cemaatinde bir yetkiniz varsa ne olacak? Yetkinizi uygun şekilde kullanıp kullanmadığınızı görmek için, Yehova Tanrı’nın ilham ettiği ve İsa Mesih’in izlediği şu ilkeleri uygulayıp uygulamadığınızı kendinize sorun.
“Rabbin kulu . . . . herkese karşı nazik . . . . olmalı, kötülük karşısında kendini tutmalı, karşı çıkanlara yumuşak başlılıkla öğretmeli” (2. Timoteos 2:24, 25).
Birinci yüzyılda İsa’nın takipçilerinin cemaatindeki bazı kişiler büyük yetkilere sahiptiler. Örneğin Timoteos “bazılarına farklı bir öğreti yaymamalarını söyleme” yetkisine sahipti (1. Timoteos 1:3). Buna rağmen Timoteos’un her konuda Tanrı’nın niteliklerini yansıttığından emin olabiliriz. O, cemaatin gözetimiyle ilgilenirken, Pavlus’un “yumuşak başlılıkla öğretme” ve “herkese karşı nazik” olma öğütleriyle şüphesiz uyumlu davranmıştı. Timoteos o zamanki çoğu ihtiyardan daha genç olduğundan, büyüklerine saygılı bir oğul gibi, küçüklerine de şefkatli bir ağabey gibi davranmalıydı (1. Timoteos 5:1, 2). Cemaat böyle sevgi dolu bir ilgi gördüğünde duygusuz ve kalpsiz bir ticari kurumun ruhunu değil, sıcak ve sevgi dolu bir ailenin ruhunu yansıtır (1. Korintoslular 4:14; 1. Selanikliler 2:7, 8).
“Milletlerin yöneticileri onların başına efendi kesilirler, büyük adamları da üzerlerinde hâkimiyet kurarlar. Fakat sizin aranızda böyle değildir; aranızda kim büyük olmak isterse hizmetçiniz olmalı” (Matta 20:25, 26).
Bu dünyanın yöneticileri başkalarının başına ‘efendi kesilerek’ isteklerini vatandaşlarına zorla kabul ettirirler ve itaat etmezlerse cezalandırmakla tehdit ederek onları belli bir şekilde davranmaya zorlarlar. Oysa İsa Mesih başkalarına hizmet etmenin ve onlara baskı yapmamanın önemini vurguladı (Matta 20:27, 28). Öğrencilerine her zaman sevgiyle ve şefkatle davrandı. İsa’nın örneğini izlerseniz başkalarının sizinle işbirliği yapması daha kolay hale gelir (İbraniler 13:7, 17). Ayrıca onlardan bekleneni zorlamayla değil, istekle yapmaları, hatta istenilenden fazlasını yapmaları da kolaylaşır (Matta 5:41).
“Size emanet edilen Tanrı’nın sürüsünü güdün; . . . . Tanrı’nın emaneti olanlara efendilik taslayarak değil, sürüye örnek olarak çobanlık edin” (1. Petrus 5:2, 3).
Gözetmenler günümüzde cemaatteki herkesin ruhi durumundan sorumlu tutulduklarının farkındalar. Onlar bu sorumluluğu çok ciddiye alırlar. Tanrı’nın sürüsüyle ilgilenirken bunu istekle, hevesle ve sevgiyle yapmaya çalışırlar. Kendilerine emanet edilen kişilerin imanları üzerinde hâkimiyet kurmaya değil, elçi Pavlus gibi onların imanını güçlendirmeye gayret ederler (2. Korintoslular 1:24).
Birine öğüt verilmesi gerektiğinde, ihtiyarlar hata yapanı düzeltmek ya da bir kardeşin ruhen gelişmesine yardımcı olmak için bunu yumuşak başlılıkla yaparlar. Onlar elçi Pavlus’un şu hatırlatmasını akılda tutarlar: “Kardeşler, bir kişi farkında olmadan yanlış bir davranışta bulunsa bile, ruhi yeterliğe sahip olan sizler böyle birini yumuşak başlı bir tutumla düzeltmeye çalışın; bu arada sizin de yanlışa düşebileceğiniz korkusuyla kendinize dikkat edin” (Galatyalılar 6:1; İbraniler 6:1, 9-12).
“Birbirinize katlanmaya ve birbirinizi gönülden bağışlamaya devam edin. . . . . Tüm bunların üstüne sevgiyi giyin; çünkü sevgi, birliğin kusursuz bağıdır” (Koloseliler 3:13, 14).
Tanrı’nın koyduğu standartlara uymakta yetersiz olan kişilere nasıl davranıyorsunuz? Yehova ve İsa Mesih’in yaptığı gibi onların kusurlu yapılarını hesaba katıyor musunuz? (İşaya 42:2-4). Yoksa her durumda kanunun tamı tamına uygulanması gerektiği konusunda ısrar mı ediyorsunuz? (Mezmur 130:3). Böyle kişilere karşı davranışlarınızda mümkünse şefkatinizi, sadece gerekliyse kararlılığınızı göstermeniz gerektiğini unutmayın. Sevgiyle davranmanız, üzerinde yetki sahibi olduğunuz kişilerle aranızda güçlü güven bağları oluşmasına yardımcı olacak.
Eğer size herhangi bir yetki emanet edilirse, onu kullanırken Yehova Tanrı’yı ve İsa Mesih’i örnek almaya gayret edin. Mezmur yazarı Davud’un, Yehova’nın toplumu üzerinde yetkisini kullanışını harika şekilde betimlerken söylediklerini hatırlayın. O ilahisinde şöyle demişti: “RAB çobanımdır; benim eksiğim olmaz. Beni taze çayırlarda yatırır; beni sakin sular boyunca yürütür. Canımı tazeler; Kendi ismi uğrunda beni doğruluk yollarında güder.” Benzer şekilde İsa’nın da şu sözlerini okuyoruz: “Ben iyi çobanım. Tıpkı Babam beni tanıdığı, ben de Babamı tanıdığım gibi, ben koyunlarımı tanırım, onlar da beni tanır. Koyunlar uğruna canımı veririm.” Yetkiyi sevgiyle kullanmak konusunda Yehova ve İsa’dan daha iyi bir örnek olabilir mi? (Mezmur 23:1-3; Yuhanna 10:14, 15).
[Sayfa 18’deki pasaj]
Yehova gücünü her zaman adalet, hikmet ve sevgi nitelikleriyle mükemmel bir uyum içinde kullanır
[Sayfa 18’deki resim]
Bazı durumlarda ihtiyarlar hata yapan kişilere sevgiyle öğüt vermelidirler
[Sayfa 19’daki resim]
Pavlus Timoteos’a, saygılı bir oğul ve şefkatli bir ağabey gibi davranmasını öğütledi
[Sayfa 20’deki resim]
İsa Mesih yetkisini hikmetli, adaletli ve sevgi dolu şekilde kullanır