Mukaddes Kitabın Görüşü
Kendini Savunma İsa’nın Bir Takipçisi Ne Kadar İleri Gidebilir?
“Korkuyla yaşamak niye? Kendinizi savunmak ve bir saldırgandan kaçmak için pratik yollar öğrenin. Basit ve etkili savunma yöntemleri ayrıntılı biçimde gösterilecek. Bu eğitici video hayatta kalmak için bir garanti olabilir.”—Kendini savunma videosu için bir reklam.
HİÇ kimsenin bugün böyle bir videonun satış gücünü açıklamasına gerek yok. ABD, Pennsylvania’da Philadelphia kentinde soyacak kurbanlar arayarak sürü halinde dolaşan gençler “vurun, vurun, vurun”, diye bağırırlar. Time dergisi, “Suçlardan korku bütün kentin [Rio de Janeiro] karakterini değiştiriyor”, diye bildiriyor. Hong Kong’un şimdiye kadar şiddetli suçların hemen hemen bilinmediği semtlerinde silahlı soygun ve çatışmalar cereyan etmektedir.
Benzer haberler dünya çapında duyulmaktadır. Hangi sonuçla? Newsweek “Vatandaşlar ateşle karşılık vermenin risklerini tartarlar”, der. İsa’nın takipçileri bu “çetin anlar”dan korunmuyor, fakat ateşle karşılık vermek gerçekten “hayatta kalmak için bir garanti olacak mı?”—II. Timoteos 3:1.
Şiddeti Şiddetle Karşılamak Mı?
Bazıları, ‛tabanca taşıdığımda güvenlikteyim. O beni vurmadan önce, ben onu vuracağım. Hiç olmazsa onu korkutup kaçıracağım.’ diye düşünürler. Ama, mesele bu kadar basit değildir.
ABD, Georgia, Atlanta’da yüksek bir kamu güvenliği görevlisi olan George Napper: “Bir tabancaya sahip olmak, bir insan öldürmek sonucuyla yaşamaya hazırlıklı olmak anlamına geliyor” der. İsa’nın bir takipçisi kan suçunu içerebilen böyle bir sonuçla yaşamaya hazırlıklı mıdır?—Sayılar 35:11, 12 ile karşılaştır.
Ayrıca Tanrı’nın Sözü, ‛kılıçlarını saban demirleri yap’ ve ‘barışı ara ve onun ardınca koş’ diye emrediyor. (Mika 4:3; I. Petrus 3:11) İsa’nın takipçileri nasıl ateşli silahlarla korunma arayabilir ve aynı zamanda Mukaddes Kitabın talepleriyle uyum içinde yaşayabilir? Herhalde saldırgan, silah çekmede kurbandan daha çabuk davranır.
İsa silahlı direnişi reddediyordu. Gerçi, iki kılıcı tutuklanacağı yer olan Getsemani bahçesine getirmeleri için resullerine kendisi talimat verdi. Ama bunu niçin yaptı? Silahlara sahip oldukları halde onları kullanmamaları, İsa’nın takipçilerinin fiziksel silahlara başvurmamaları gerektiğini kuvvetle gösterdi. Dikkate değer ki, Petrus, silahlardan biri elinin altındayken aceleyle onu kullandı. İsa, bu acele hareket için onu şu sözlerle azarladı: “Kılıç tutanların hepsi kılıçla helâk olacaklardır.”—Matta 26:36, 47-56; Luka 22:36-38, 49-51.
Bir kimse ‛tamam, bunlar ateşli silahlar için geçerli’ diyebilir. Ama, kendini savunmayla ilgili judo, karate ve kendo gibi dövüş yöntemlerini öğrenmek hususunda ne söylenebilir? Kendine şunları sor: Bu eğitimin amacı birine şiddetle karşı koymak veya zarar vermek değil mi? Ve böyle bir eğitim gerçekten öldürücü şekilde silahlanmaya eşit değil mi? (I. Timoteos 3:3) Hatta uygulama dersleri dahi ciddi yara ve felaketlerle sonuçlandı.
Bu bakımdan Romalılar 12:17-19 hikmetli bir öğüt sunuyor: “Kimseye kötülüğe karşı kötülük etmeyin . . . . Mümkünse, bütün insanlarla elinizden geldiği kadar, selâmette (barışta) olun. Ey sevgililer, kendiniz için öç almayın, fakat Allahın gazabına yer verin; çünkü yazılmıştır: ‘Rab diyor: öç benimdir, karşılığını ben vereceğim’.” Pavlus’un kötülük sözcüğü için kullandığı Yunanca (kakos’) “yıkıcı, zarar veren” anlamına da gelebilir. Bu sebepten İsa’nın takipçileri, başka kişilere karşı öç alarak, zarar verme ya da kötülük etme fikirlerinden uzak kalmalıdırlar.
İsa’nın bir takipçisi, kendisi için öç almaktansa kavmi hakkında şöyle söyleyen Tanrı’ya tamamen güvenir: “Size dokunan onun gözbebeğine dokunmuş olur.” Bununla uyum içinde Tanrı, zamanı gelince ‘bütün kötüleri helâk edeceğini’ vaat eder.—Zekarya 2:8; Mezmur 145:20.
Savaşma Zamanı Mı?
Bazıları, öfkeyle, ‘şiddetle karşı koymadan paramı vermem!’ diye meydan okuyucu şekilde konuşurlar. National Crime Prevention Institute’ün eğitim müdürü olan Dick Mellard “Direnmek insanın yaradılışıdır, fakat yanlış durumda insan yaradılışı kişiyi ölüme götürebilir” diye uyarıyor. Çoğu soyguncular tehlikeli biçimde silahlanmış, gergin ve sinirlidirler. Kaybolan para tekrar kazanılabilir, fakat kaybolan hayat hakkında ne söylenebilir? Riske değer mi?
George Napper şu tavsiyede bulunuyor: “Kendini korumanın en iyi yolu belki de hayatın yerine mallarını riske sokmaktır. Ekseri soyguncu ve hırsız, öldürmek için değil, çalmak için oradadırlar.” Bir kimse sadece kışkırtıldığı ya da parası istendiği zaman “Rabbin kuluna kavga lazım değildir” sözü sağlam bir prensiptir.—II. Timoteos 2:24.a
Bu, her durumda bir direnişsizlik politikası gütmek anlamındaki pasifizm değildir. Çıkış 22:2, 3’te bir hırsızın birinin evine gündüz vakti girerken öldürücü derecede vurulduğu bir durum tarif ediliyor. Böyle bir savunma yöntemi öldürme ile eşit tutuldu, çünkü hırsız tanınıp mahkemeye teslim edilebilirdi. Ama gece vakti ev sahibi, evine gireni görmek ve onun niyetlerinden emin olmakta zorluk çekebilirdi. Onun için karanlıkta giren birisini öldüren kişi suçsuz sayıldı.
Böylece Mukaddes Kitap kendini savunmada şiddetle hareket etmeyi onaylamıyor. Pasifizmi de desteklemiyor, fakat Mukaddes Kitap bir kişinin kendini savunmasının zamanı olduğunu gösteriyor. İsa’nın takipçileri, kendilerine, ailelerine ya da korunmaları gerçekten gerekli olan başka kişilere yöneltilen fiziksel saldırıları savuşturabilir.b Ama onlar ilk saldıran olmayacaklar ve mallarını korumak amacıyla karşılık olarak şiddete başvurmayacaklar. Böyle bir saldırı beklerken silah taşımayacaklar; tersine, ‛barışta olmaya’ gayret edecekler.—II. Korintoslular 13:11.
[Dipnotlar]
a Her ne kadar bağlam, Pavlus’un bu her yerde sözlü kavgalara değindiğini gösteriyorsa da, orijinal dilde kullanılan “kavga” sözcüğü (makhestai) genel olarak silahlı ya da göğüs göğüse çarpışmalara işaret eder.
b Tecavüzle tehdit edilen bir kadın bağırmalı ve cinsel ilişkiye karşı koymak üzere elinde olan her olanağı kullanmalıdır.—Tesniye 22:23-27.