“Size Barış Olsun”
“İsa geldi, ve ortada durup onlara: Size selâmet (barış olsun)! dedi.”—Yuhanna 20:19.
1. Dünyaya barış getirmeye yönelik insan çabaları neden başarısızlığa uğramaya mahkûmdur?
“BÜTÜN DÜNYA şerirdedir.” (I. Yuhanna 5:19) Bu, Yuhanna’nın günleri için geçerli olan bir durumdu. Fakat kişiye yönelik şiddet eylemleri terörde, savaşlarda ve yolsuzluklarda dehşet uyandıran bir artışla çalkalanan günümüz dünyası için her zamankinden daha çok göze çarpan bir durum olmuştur. Yuhanna’nın, Tanrısal ilham altında yazdığı bu sözler, aynı zamanda, Papa’nın, milli liderlerin ve Birleşmiş Milletler Teşkilatının bu yöndeki tüm çabalarına rağmen, insan gayretiyle dünyaya barış getirme ümidini suya düşürmektedir. Neden? Çünkü “Allahım diyor: Kötülere selâmet (barış) yoktur.”—İşaya 57:21.
2. “Barış” sözcüğü, özellikle İbranice ve Yunanca’da ne anlama gelir?
2 Bununla birlikte, bazı dillerde “barış” sözcüğünün, sadece ‘savaş veya dargınlık olmamasından’ (Türkçe Sözlük) daha başka anlamları da vardır. Örneğin İngilizce’de Webster’s Third New International Dictionary’ye göre, barış, “kişiyi rahatsız eden veya baskı altında tutan tüm düşünce ve duygulardan kurtaran bir zihin veya ruh durumu, zihin ve yürek sakinliği” anlamında da kullanılan bir sözcüktür. Bununla birlikte “barış” için orijinal İbranice’de kullanılan sözcük (şalom) ile orijinal Yunanca metinde kullanılan sözcüğün (eirene) daha da geniş bir anlamı vardır. “Selâmetle (barışla) git” gibi ayrılık anında kullanılan sözlerde de görüldüğü gibi, bu sözcükler rahat, refah anlamında da kullanılmaktadır. (I. Samuel 1:17; 29:7; Luka 7:50; 8:48) Bu, ölümünün eşiğinde, yani sıkıntılı zamanda, İsa’nın şakirtleri için duyduğu sevgi dolu ilgiyi takdir etmemize yardım eder.
3. İsa, diriltildikten sonra, şakirtleri için derin bir ilgi duyduğunu nasıl gösterdi? Hangi sonuçla?
3 İsa, Yahudi kameri takvimine göre, MS 33 yılının 14 Nisan Cuma gününde öldü. Kameri Nisan ayının 16 Pazar günü ise, diriltildi. Her zamanki gibi şakirtlerinin refahıyla yakından ilgilendiğinden diriltildikten hemen sonra onları aramaya koyuldu. Acaba onları nerede buldu? Şakirtler, “Yahudilerin korkusundan” kapalı kapıların ardında bulunuyorlardı. Onların, kaygılandıkları ve korku içinde oldukları anlaşılıyordu. Bu nedenle İsa, şöyle dedi: “Size selâmet (barış) olsun!” (Yuhanna 20:19-21, 26) Bundan sonra, mukaddes ruhla güçlendirilmiş olduklarından, durumları iyiydi. Vaaz etme görevini cesaretle yerine getirip, insanların Tanrısal barışa kavuşmalarına yardım ettiler.
Bugün Tanrısal Barışa Sahip Olmak
4. Yehova’nın kavmi, bu kritik zamanda zihin ve yürek barışını nasıl koruyabilir?
4 Bizler, bugün “sonun vaktinde”, “çetin anlar”da yaşıyoruz. (II. Timoteos 3:1) Vahiy kitabında önceden bildirilen atlılar, şimdi yeryüzünde hareket halindedirler; bu gerçek, yeryüzünde süregelen savaşlardan, kıtlıklardan ve hastalıkların yol açtığı ölümlerden açıkça anlaşılmaktadır. (Vahiy 6:3-8) Yehova’nın kavmi de çevresindeki olumsuz durumlardan etkilenmektedir. Öyle ise, zihin ve yüreğe Tanrısal barışın hâkim olmasını acaba nasıl sağlayabiliriz? Bunu ancak, gerçek teselli ve barışın Kaynağı olan Yehova Tanrı’ya yakın kalmakla başarabilirsin. Bu, bir önceki makalenin gösterdiği gibi, sık sık dua etmeyi ve yalvarmayı gerektirir. Bu sayede “Allahın her anlayışın çok üstünde olan selâmeti (barışı) Mesih İsada yüreklerinizi ve düşüncelerinizi muhafaza edecektir.”—Filipililer 4:6, 7.
5. Pavlus, Tanrısal barışın yüreklerimizi koruyabileceğinden neden emindi?
5 Bu sözleri yazan resul Pavlus, tehlike ve sıkıntılara bizzat tahammül etti. O, Yahudiler ve Romalılar tarafından hapse atılıp dövülmüştü. Taşlanarak ölüme terk edilmişti. O günlerde seyahat etmek çok tehlikeliydi; Pavlus, üç kez deniz kazası geçirmiş ve çok defa haydutlarla başı derde girmişti. Pek çok uykusuz geceler geçirmiş ve sık sık soğukta kalmış, açlık ve susuzluk çekmişti. Bütün bunlardan başka, her gün ‘tüm cemaatlerin kaygısını’ da çekiyordu. (II. Korintoslular 11:24-28) Demek ki Pavlus, yüreklerimizi koruyabilen “Tanrı’nın barışı”nın önemini bizzat edindiği pek çok kişisel tecrübelerden biliyordu.
6. Yaratıcımızla sıcak ve samimi bir ilişki kurup, bunu korumamız neden hayatidir?
6 “Tanrı’nın barışı” Tanrı ile iyi bir ilişkiyi yansıtan sükûnet ve huzur duygusu olarak açıklanabilir. Bu barış, Mesih’in takipçileri için özellikle zulüm görülen veya sıkıntı çekilen anlarda çok büyük önem taşır. Neden? Çünkü hepimiz nakâmiliz; bu nedenle problemler, stres, muhalefet veya bu gibi çeşitli şeyler bizi engellediği ve tedirgin ettiğinde, kolayca korkuya kapılabiliriz. Bu da bütünlüğümüzü bozmamıza yol açabilir. Böyle bir durum ise, Tanrı’nın ismine utanç getirecek, Yehova’nın lütfunu yitirecek, hatta ebedi hayatı kaybetmemize yol açabilecektir. Şu halde bu gibi meydan okuyan durumlara başarıyla göğüs germemize yardım edecek olan Tanrısal barışı kazanmaya gayret etmemiz, hayati önem taşır. Bu barış şüphesiz, semavi Babamızın sağladığı ‘iyi atiye ve mükemmel hediyelerden’ biridir.—Yakub 1:17.
7, 8. (a) “Tanrı’nın barışı” neye dayanır? Hangi anlamda “her anlayışın çok üstünde”dir? (b) Afrikalı bir kardeşin tecrübesinden bu barışın bir örneğini nasıl görebiliriz?
7 Bazı insanların sakin ve halinden emin bir hayat sürdürdüklerini belki sen de görmüşsündür. Bu, sık sık doğal bir yeteneğe, ailenin etkisine, mali olanaklara, eğitim ve diğer benzer etkenlere bağlıdır. Diğer yandan, “Tanrı’nın barışı” bundan çok farklıdır. Ne koşulların elverişliliğine, ne de insanın yetenek ve muhakeme tarzına dayanır. O, Tanrı’dan gelir ve “her anlayışın çok üstünde”dir. Dünyevi kişiler, Yehova’nın Şahitlerinin ciddi problemleri, bedensel zulüm ve hatta ölümü bile nasıl rahatlıkla karşılayabildiklerine şaşmaktadırlar.
8 Buna dair bir örnek, geçenlerde Yehova’nın Şahitlerinin özellikle Katoliklerin kışkırtmasıyla teröristler olarak suçlandığı bir Afrika ülkesinde bir ibadeti yönettiği zaman yaşanmıştır. Görevliler bir İbadet Salonuna süngülerle aniden dalarak kadınlarla çocukları evlerine gönderdikten sonra erkekleri dövmeye başladılar. İbadeti yöneten Şahit şunları kaydetmektedir: “Bize nasıl davrandıklarını ifade edecek söz bulamıyorum. Askerlerin başında bulunan onbaşı, bize açıkça ölene dek dövüleceğimizi söyledi. Odundan bir sopayla öyle korkunç darbeler yedim ki, ondan sonraki 90 gün boyunca sürekli kan kustum. Fakat kendimden ziyade kardeşlerimin hayatı için endişe ettim. Duayla Yehova’dan, koyunları olan bu kişilerin hayatlarını korumasını diledim.” Gerçekten, oradaki kardeşlerin hepsi de hayatta kaldılar. Bu, korkunç düşmanlık karşısında soğukkanlılığını korumanın ve sevgiyle başkalarını düşünmenin ne mükemmel bir örneğidir! Evet, sevgi dolu Babamız Yehova, onlara barışını vererek sadık hizmetçilerinin ricalarını yerine getirdi. Olay sırasında hayrete düşen askerlerden biri Şahitlerin Tanrı’sı “hakiki Tanrı olmalı” demekten kendini alamamıştır.
9. Mukaddes Kitabı okumanın ve üzerinde derin düşünmenin kişi üzerinde nasıl bir etkisi vardır?
9 İçinde yaşadığımız bu çetin anlarda, Mesih’in pek çok takipçisi, kendilerini hayal kırıklığına uğratan ve cesaretlerini kıran sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Böyle durumlarda, zihinsel barışı korumanın mükemmel bir yolu, Mukaddes Kitabı okuyup onun üzerinde derin düşünmektir. Bu, devam etmek ve sabit durmak üzere kişiye kuvvet ve azim aşılayabilir. Gerçekten de Tanrı’nın Sözü “canlıdır ve müessirdir.”—İbraniler 4:12.
10. Mukaddes Yazıları hatırlayabilmek bizim için nasıl bir nimet olabilir?
10 Bununla birlikte, ya Mukaddes Kitap yanımızda olmadığı bir sırada sıkıntıyla karşılaşırsak, ne olacak? Örneğin, İsa’nın bir takipçisi tutuklanarak ansızın kendisini hapisanede bulabilir; herhalde yanında bir Mukaddes Kitap da olmayacak. İşte böyle bir durumda Filipililer 4:6, 7; Süleymanın Meselleri 3:5, 6; I. Petrus 5:6, 7 ve 23. Mezmur’daki ayetleri zihinde tekrarlayabilmek gerçek bir nimet olacaktır. Bu gibi ayetleri hatırlayıp bunlar üzerinde derin düşünebilmeyi sen de yürekten takdir etmez misin? Cezaevinin güç koşulları altında bunu yapabilmek, sanki bizzat Yehova’nın seninle konuşması anlamına gelecektir. Tanrı’nın Sözü incitilmiş zihinleri iyileştirebilir, zayıf yürekleri kuvvetlendirebilir ve zihne hâkim olan şiddetli acıların yerini barışla doldurabilir. (Mezmur 119:165’e bak.) Evet, henüz fırsatımız varken Mukaddes Kitaptan bazı ayetleri zihnimize yerleştirmek son derece önemlidir.
11. Hollanda’da bir birader, ruhi yiyeceğe karşı duyduğu ihtiyacı nasıl gösterdi?
11 Özellikle Hollanda Nazi işgali altındayken, Şahitlerin faaliyetlerini yer altında yürütmek zorunda kaldıkları bir sırada Arthur Winkler isimli birader, Mukaddes Kitabı yürekten takdir edenlerden biriydi. Gestapo, birader Winkler’i arıyordu. Nihayet yakaladıkları zaman onu uzlaşmaya zorladılar fakat başaramadılar. Bunun üzerine bayılana kadar onu dövdüler. Dişleri dökülmüş, alt çene kemiği kaymış ve vücudu yara bere içinde karanlık bir hücreye attılar. Fakat hücrenin gardiyanı, halden anlayan ve dostça davranan biriydi. Birader Winkler duayla Yehova’nın rehberliğini aradı. Ruhi yiyecek için de büyük bir ihtiyaç hissettiğinden gardiyandan yardım istedi. Bir süre sonra hücrenin kapısı açıldı ve içeri bir Mukaddes Kitap fırlatıldı. Birader o andaki duygularını şöyle anımsıyor: “Hakikatin hoş sözlerini her gün okuyabilmek benim için ne büyük bir sevinç kaynağı oldu . . . . Durmadan ruhen kuvvetlendiğimi hissediyordum.”
Tanrısal Barış Seni Koruyacak
12. Yüreklerimizi ve düşüncelerimizi korumamız neden özellikle gereklidir?
12 Yehova, Kendi barışının “yüreklerinizi ve düşüncelerinizi (zihni güçlerinizi) muhafaza” edeceğini vaat ediyor. (Filipililer 4:7) Bu, son derece hayatidir! Yürek, saiklerin ve duyguların merkezidir. Yaşadığımız son günlerde, yüreklerimiz korku ve endişeden dolayı kolayca zayıflayabilir ve bizi günah işlemek üzere ayartabilir. Genelde çevremizdeki hayat tarzı hızla bozulmaktadır. Bu nedenle, daima uyanık olmalıyız. Kuvvetli bir yüreğe sahip olmanın yanı sıra, ‘düşüncelerimizin’ veya ‘zihni güçlerimizin’ de Sözü ve cemaati vasıtasıyla Tanrı tarafından kuvvetlendirilmesine yer vermemiz gerekir.
13. Düşüncelerimizin veya zihni güçlerimizin korunması, bize ne gibi yararlar sağlayabilir?
13 W. E. Vine’a göre, “düşünce” veya “zihni güçler” olarak tercüme edilen Yunanca sözcük noema, “amaç” veya “plan” fikirlerini içerir. (An American Dictionary of New Testament Words) Böylece Tanrı’nın barışı, İsa’nın takipçisi olarak amacımızı kuvvetlendirebilir ve geçerli olmayan nedenlerle zihnimiz veya kararlarımızı zayıflatmak ya da fikrimizi değiştirmek üzere duyulan herhangi bir eğilime karşı bizi koruyabilir. Böylece, cesaret kırıklıkları veya sorunlar bizi kolayca amacımızdan vazgeçiremeyecektir. Örneğin, dolgun vakitle çalışan bir öncü olmak veya daha çok vaize ihtiyaç olan bir bölgeye taşınmak gibi özel bir görevle Yehova’ya hizmet etmeyi amaçladıysak, “Tanrı’nın barışı” büyük ölçüde o hedefe doğru sarsılmadan ilerlememize yardım edecektir. (Luka 1:3; Resullerin İşleri 15:36; 19:21; Romalılar 15:22-24, 28 ve I. Selânikliler 2:1, 18 ile karşılaştır.) Düşüncelerini veya zihni güçlerini daha da kuvvetlendirmek için, Tanrı’nın Sözünü tetkik etmeye ve iman kardeşlerinle görüşmeye bol bol vakit ayır. Böyle yapmakla, zihin ve yüreğini temiz ve bina edici düşüncelerle besleyebilirsin. Tanrı’nın ilham edilen ‘sözleriyle’ beslenmek için yeterince vakit ayırabiliyor musun? Yoksa buna daha çok zaman ayırman gerektiğini mi hissediyorsun?
14. İlham edilen hangi öğüde dikkatle kulak vermeliyiz? Neden?
14 Anlaşıldığı gibi, “Tanrı’nın barışı”nı kazanmakta ve bundan yarar görmekte, hem yürek, hem de zihin veya zihni güçler rol oynamaktadır. Bu gerçek, şu Tanrısal öğütte de saklıdır: “Oğlum, sözlerime dikkat et; dediklerime kulağını iğ. Onlar gözlerinin önünden ayrılmasınlar; onları yüreğinin içinde sakla, çünkü onları bulanlar için hayat, ve bütün bedenleri için şifadırlar. Tuttuğun her şeyden ziyade kendi yüreğini koru; çünkü hayatın kaynakları ondandır.”—Süleymanın Meselleri 4:20-23.
15. “Tanrı’nın barışı”na sahip olmamızda İsa nasıl bir rol oynar?
15 Yehova ile sıcak ve yakın bir ilişkiden kaynaklanan “Tanrı’nın barışı”, yüreklerimizi ve düşünce veya zihin güçlerimizi “Mesih İsa vasıtasıyla” korur. (Filipililer 4:7) İsa bu işte acaba nasıl bir rol oynamaktadır? Pavlus bunu şöyle açıklar: “Baba Allahtan, ve Babamızın ve Allahımızın iradesine göre, bizi şimdiki kötü dünyadan kurtarsın diye, günahlarımız için kendisini teslim eden Rabbimiz İsa Mesihten, size inayet ve selâmet (barış) olsun.” (Galatyalılar 1:3, 4) Evet, bizim fidye ile kurtulabilmemiz için, İsa, sevgi dolu şekilde kendi hayatını verdi. (Matta 20:28) Öyle ise, ancak “Mesih İsa vasıtasıyla” Yehova’nın vakfolmuş hizmetçileri olarak O’na makbul olabilir ve koruyucumuz olabilecek Tanrısal barışa kavuşabiliriz.
Tanrısal Barışı Tehdit Eden Unsurlar
16. Pavlus, “Tanrı’nın barışı”nı korumamıza yardımcı olabilecek hangi öğüdü verdi?
16 Tanrı’dan gelen barışı alıp ona sahip olduktan sonra, onu yitirmemek üzere dikkat göstermeliyiz. İsa’nın ardınca gidenleri bu barıştan yoksun bırakabilecek pek çok etkenler vardır. Bunlar arasında en yaygın ve şüphesiz en tehlikeli olanı gençlik arzularıdır. Pavlus, o sıralarda muhtemelen 30 yaşlarında olan Timoteos’a yazdığı ikinci mektubunda şu öğüdü verir: “Gençlik arzularından kaç, ve temiz yürekten Rabbi çağıranlarla beraber salâhın (adaletin), imanın, sevginin, selâmetin (barışın) ardınca koş.”—II. Timoteos 2:22.
17. Yehova’nın verdiği cinsel istek çok defa nasıl kullanılıyor?
17 Pavlus’un sözünü ettiği gençlik arzuları, evlilik düzeni içinde saygıdeğer bir yer tutan cinsel isteği de kapsamına alır. Ne var ki cinsel istek, insanlık tarihi boyunca, hikmetli Yaratıcımızın asla tasvip etmediği evlilik öncesi veya evlilik dışı cinsel ilişkiler şeklinde yanlış yönlendirilmiştir. (İbraniler 13:4; Tekvin 34:1-3) Genç veya yaşlı olsun, bugün İsa’nın ardınca gidenlerin hepsi cinsel ahlaksızlığa teslim olma tehlikesinin tehdidi altındadırlar. Bu ahlaksız ve sefil insanlık dünyasının son günlerinde, seks, birçokları için sadece bedensel şehvet anlamına gelmekte ve çok defa, erkek olsun kadın olsun, eşcinseller arasında yaygın olan uygulamalarla kendini göstermektedir.—Romalılar 1:24-27.
18. Bazıları neden kararlı değildir? Bu neye yol açabilir?
18 Böylesine ahlaksız bir ortamda yaşamamız, Yehova’ya güçlü ve sarsılmaz bir yürekle bağlanmamızın önemini vurgulamaktadır. Gökteki Krallıkla ilgili mesajı kabul edip, Mukaddes Kitabın temel hakikatlerine inanan ve Yehova’nın kavmi ile muntazaman buluşan bazı kişiler, Yehova’ya, Sözüne ve dünya çapındaki cemaatine karşı derin bir takdir geliştirmiyorlar. Onlar, henüz kararlı değiller. Onlar, “gençlik arzuları” tarafından kolayca saptırılabilirler. Tabii, onlardan bazıları fuhuş veya zina gibi iğvalara karşı direnebilirler, fakat bu gibi kişiler yine de Pavlus’un uyardığı gibi, “zevki Allahtan ziyade seven” kişiler durumuna düşmektedirler. (II. Timoteos 3:4) Televizyon seyretmeye, roman okumaya veya çılgın müzik türlerini dinlemeye, şahsi tetkik, ibadetler veya Tanrısal hizmete ayırdıklarından daha fazla vakit ayırmaktadırlar. Bu durum, kolayca ruhen zayıflamaya yol açar ve zamanla ciddi bir günahla noktalanabilir.
19. Sürüklenip helake gitmekten kaçabilmek için ne yapmalıyız?
19 Böyle kişiler, tıpkı çapası olmayan bir sandal gibi, felakete doğru giden bir akıntıya kapılmış olarak sürüklenmektedirler. Şu halde onlar ne yapmalıdırlar? Pavlus şunu öğütler: “Bunun için işitilmiş olan şeyleri bir suretle kaçımıyalım diye, onlara daha ziyade dikkat etmemiz lazımdır.” (İbraniler 2:1) Bu bakımdan, tehlikede olan kişiler, Tanrı’nın Sözünü tetkik etmeye, ibadetlere hazırlanmaya ve Krallıkla ilgili hakikatleri başkalarıyla paylaşmaya “daha ziyade dikkat” etmelidirler. Bununla birlikte bir kimse, ‘bu mükemmel bir öğüt, fakat ben o durumda olmadığımdan bu öğüt benim için pek geçerli değil’ şeklinde bir düşünceye kolayca saplanabilirler. Fakat yüreklerimizi, içimizdeki en derin düşünce ve arzuları, daha fazla temizleyerek “temiz yürekten Rabbi çağıranlarla beraber salâhın (adaletin), imanın, sevginin, selâmetin (barışın) ardınca koş”abileceğimizi ciddiyetle düşünmemiz ne kadar hikmetli bir hareket olacak! (II. Timoteos 2:22) Her şeyden daha önemlisi, Tanrı’dan bize rehberlik etmesini ve güç veren ruhuyla bizi desteklemesini dilemeliyiz.
20. Ciddi bir günah işleyen biri ne yapmalı?
20 Ciddi bir günah işleyen, fakat bunu örten kişiler, Yehova’nın tasvibini ve sahip oldukları “Tanrı’nın barışı”nı muhakkak kaybedeceklerdir. Onlar, kendi zihinlerindeki barışı veya huzuru da yitirecekler. (II. Samuel 24:10; Matta 6:22, 23 ile karşılaştır.) İsa’nın ardınca giden birinin, ciddi bir günah işlediğinde Yehova’ya, ruhen iyileşmesine yardım edebilecek sevgi dolu ihtiyarlara bunu itiraf etmesinin neden gerekli olduğu böylece açıkça görülmektedir. (İşaya 1:18, 19; 32:1, 2; Yakub 5:14, 15) Günahın kaygan yolunda ruhi dengesini kaybederek düşen biri, olgun biraderlerin yardımını aradığı takdirde, artık kendisini rahatsız edip sıkıntı veren bir vicdandan kurtulacak ve Tanrısal barıştan yoksun kalmayacaktır.
21. Bugün, Yehova’ya karşı derin bir şükran duygusu beslemek için hangi nedene sahibiz? O halde hangi şeyde kararlı olmalıyız?
21 Bugün Yehova’nın vakfolmuş Şahitlerinden biri olmak, ne muazzam bir imtiyazdır! Çevremizdeki her yerde, bu şeytani dünya bölünmekte ve gitgide bir savaş alanına dönüşmektedir. Çok yakında bu dünya geçip gidecek. Pek çok kimse “korkudan, ve dünyaya gelmekte olan şeyler için beklemekten bayıl”ırken, bizler, başlarımızı dik tutabiliyoruz, çünkü ‘kurtuluşumuzun yalaştığını’ biliyoruz. (Luka 21:25-28) “Her anlayışın çok üstünde olan barışı” için Yehova’ya karşı beslediğimiz şükran duygularını göstermek üzere “barış veren Tanrı’ya” sadakatle hizmet etmekte elimizden geleni yapalım.—Romalılar 15:33; I. Korintoslular 15:58.
TEKRARLANACAK NOKTALAR
“Tanrı’nın barışı” bugün bize nasıl yardım edebilir? Bu barış hangi anlamda ‘her anlayışın çok üstündedir’?
Zihinsel barışı veya huzuru muhafaza etmemizi mümkün kılan etkenler nelerdir?
İsa’nın ardınca gidenlerden bazılarını bugün hangi sinsi tehlike tehdit etmektedir? Bu neye yol açabilir?
İsa’yı takip eden biri, ciddi bir günah işlediğinde ne yapmalıdır?
[Sayfa 22’deki çerçeve/resim]
Bir Hemşire Bu Gerçeği Bizzat Yaşayarak Gördü
II. Dünya Savaşı sırasında Naziler, Elsa Abt’ın kocasını, Tanrı’nın gökteki Krallığını vaaz ettiği için, Sachsenhausen toplama kampına götürdüler. Bir süre sonra, 1942’de Gestapo onun evine gelerek küçük kızını alıp götürdü ve Elsa’yı çalışmak ve eza çekmek üzere çeşitli kamplara gönderdiler. Elsa kendi tecrübesini şöyle ifade ediyor:
“Alman toplama kamplarında geçen yıllarım bana olağanüstü bir ders verdi. Son derece zor denemeler altında, Yehova’nın ruhunun kişiyi ne denli kuvvetlendirebildiğini öğrendim! Tutuklanmadan önce bir hemşirenin yazdığı mektubu okumuştum. Hemşire mektubunda, şiddetli denemeler altındayken, Yehova’nın ruhunun kişi üzerine sakinlik getirdiğini yazıyordu. Onun bunu az da olsa abarttığını düşünmüştüm. Fakat bizzat kendim denemelerden geçince, hemşirenin söylemiş olduğu şeylerin doğru olduğunu gördüm. Gerçekten de aynen öyle oluyor. Başından tecrübe geçmeyen birinin bunu anlayabilmesi çok zordur. Fakat bu bana gerçekten oldu. Yehova gerçekten yardım ediyor.”
[Sayfa 21’deki resim]
Pavlus, Tanrı’nın barışının yüreklerimizi koruyabileceğini başından geçen tecrübelerden biliyordu
[Sayfa 24’teki resim]
Ruhen felakete doğru sürüklenme tehlikesinde misin?